nedenleriyle birlikte yazarların kitap tavsiyeleri
-
sıfırdan başlamak isteyenlere ve edebiyat, tarih ve felsefe konusunda altyapı oluşturmak isteyenlere naçizane tavsiyelerimdir. bunlar benim okuduğum kitaplar, elbette daha iyileri vardır ama ben bu çerçeveden çıkamayacağım takdir edersiniz ki. liste kişiseldir ve klasik ağırlıklıdır. evet schopenhauer ve tolstoy’u çok seviyorum. başlayalım!
1. etap:
herman melville – katip bartleby
dostoyevski – yeraltından notlar
saul bellow – günü yaşa
robert walser – tanner kardeşler
tolstoy – kazaklar
flaubert – madame bovary
herman hesse – çarklar arasında
orhan kemal – 72. koğuş
neden? bu kitaplar alman,fransız,amerikan,ingiliz, türk, rus edebiyatı eserleri ve aynı zamanda çok kolay okunabilen, insanı okumaya can attıracak cinsten kitaplar. bu kitaplarla hem okuma alışkanlığı kazanılabilir hem de bilmemiz gereken kültürlere yelken açabiliriz. amacımız ilk olarak farklı kültürlerden bir mozaik yapmak ve okumayı sevmek.
2. etap
stefan zweig – bir kadının yaşamından yirmi dört saat - bir yüreğin ölümü
dostoyevski – kumarbaz
tolstoy - kreutzer sonat
goethe – genç werther’ın acıları
camus – yabancı
bukowski – ekmek arası
neden? artık sayfa sayılarımız artıyor ve edebiyatın en önemli kolu olan rus edebiyatına giriş yapıyoruz bu bölümde. artık amacımız kitap okumayı sevmek değil düşüncelere dalmak. bunun için de ilk olarak varoluşçuluğu seçiyoruz. yabancı, genç werher'ın acıları bize hayatı sorgulatıyor. aynı zamanda insanın iç dünyasına yolculuk yapıyoruz, onlar hayatı sorgularken bize bıraktıkları önemli fikirleri değerlendirme şansı yakalıyoruz. ama hayatı anlamlandırmak yetmez, onu yenebilmemiz için mücadele etmemiz de gerek. bukowski burada devreye giriyor.
3. etap
dostoyevski – suç ve ceza
tolstoy – diriliş
turgenyev- lüzumsuz bir adamın günlüğü
stefan zweig – satranç
charles dickens – iki şehrin hikayesi
camus – düşüş
artık kalın kitaplara geçebiliriz. 3 kalın kitabın yanında yine 3 tane ince kitap yazdım. düşüş, satranç ve lüzumsuz bir adamın günlüğü yine okuması kolay ama çok dolu kitaplar. kalın kitaptan sonra ince olan bu 3 kitapla nefes alıyoruz. artık iyice sorgulamaya başlıyoruz, dünyanın en önemli edebiyatı, rus edebiyatına aşina oluyoruz. bunun yanında insanın ve toplumun sorgulanması görevini düşüş eser, sağlıyor. suç ve ceza ile kendimizden geçiyoruz. tolstoy’un dirilişi ile adalet kavramını sorgularken, aynı zamanda vicdanın tanımı yapıyoruz. satranç kitabı hiçliği sorgulamaya yöneltiyor bizi.
4. etap
gonçarov – oblomov
sartre – bulantı
bukowski – factotum
robert walser – haydut
louis-ferdindand celine – gecenin sonuna yolculuk
schopenhauer – yaşam bilgeliği üzerine aforizmalar
stefan zweig – dünün dünyası
platonov - can
bu bölümde dünün dünyası eseriyle tarihe, yaşam bilgeliği üzerine aforizmalar kitabıyla felsefeye giriyoruz. ancak gerçek hayattan kopmadık, bu yüzden de factotum, haydut ve gecenin sonuna yolculuk kitabı bizi kendimize getiriyor, gerçeklerle tanıştırıyor ve mücadele etmenin ne demek olduğunu öğreniyoruz. ama biraz yavaşlamakta fayda var, oblomov burada devreye giriyor.
5. etap
platonov – mutlu moskova
tolstoy – anna karenina
john fante – toza sor
schopenhauer – aşkın metafiziği
epikouros – özdeyişler, mektuplar, aforizmalar
john fowles - koleksiyoncu
dostoyevski – budala
machiavelli – prens
artık yavaş yavaş felsefeye yöneldiğimiz ve insanı tam anlamıyla tanımlandırdığımız evredeyiz. epikuros, machiavelli ile tanışıyoruz ve scopenhauer at başı gitmeye devam ediyor. platonov’un mutlu moskova kitabıyla nefes alıyoruz, yüzümüzde gülücükler açıyor. dosstoyyevski’nin budalası ve anna karenina ile rus edebiyatında son düzlüğe girmiş bulunmaktayız. insanın ne olduğunu ve nasıl yaşadığını en az yirmi farklı gözle anlatan bu iki roman sayesinde artık toplumun da ne olduğunu öğreniyoruz. epikuros bizi korkuyla ve ölümle tanıştırıyor ama bu korkularla nasıl yüzleşmemiz gerektiğini öğreterek. machiavelli ise pastanın üzerindeki çilek gibi parlıyor. john fante ile yumuşuyoruz.
6. etap
ahmet cevizci – kısa felsefe tarihi
chris harman – halkların dünya tarihi
schopenhauer – hayatın bilgeliği
nietzsche – böyle buyurdu zerdüşt
stefan zweig – bir çöküşün öyküsü
knut hamsun – açlık
tolstoy – ivan ilyiç’in ölümü
baltasar gracian -akıllı yaşama sanatı
mehmet ali ağaoğulları – batı’da siyasal düşünceler
alfred adler - insanı tanıma sanatı
evet artık tarih ve felsefe konusunda yetkin olabileceğimiz etaba girmiş bulunmaktayız. chris harman bize tarihi en baştan anlatırken mehmet ali ağaoğulları’nın kitabı siyasal fikirler tarihini de ortaya koyuyor. böylece tarih öğrenmekle kalmıyor aynı zamanda dönem dönem o koşullarda hangi düşüncelerin ortaya atıldığını da öğreniyoruz. schopenhauer ve gracian bize doğru yaşamanın nasıl olduğunu anlatırken zweig ile bir mola veriyoruz, bize dramatik bir öykü anlatıyor. hamsun’un kitabıyla şok etkisi yaşıyoruz, mücadele kavramını yeniden hatırlıyoruz. tolstoy ise tüm heyecanımızı alıp karamsarlığa yöneltiyor bizi ama olsun, nietzsche üzülmememiz gerektiğini söyleyip odak noktamızı yine hayata çeviriyor. bu sırada felsefeyi boş geçmiyoruz ve filozofları tamamen öğrenmeye başlıyoruz. ahmet cevizci’nin yazdığı mükemmel kitap bizlere ilaç oluyor. bu sırada insana tekrar yöneliyoruz, psikolojiye doğru yelken açıyoruz. alfred adler'in aşağılık kompleksi üzerine temellendirdiği psikolojik görüşleriyle yeniden aydınlanıyoruz.
7. etap
tolstoy – savaş ve barış
lionel richard - nazizm ve kültür
alaeddin şanel – insanlık tarihi
eric hobsbawm – kısa 20. yüzyıl
dostoyevski – öteki
stefan zweig – insanın yıldızının parladığı anlar
schopenhauer – merhamet
immanuel kant – saf aklın eleştirisi
marcus aurelius – kendime düşünceler
evet, artık felsefe ve tarihte derinlere inme vaktidir. kant aramıza katılıyor. tarihi marksist bir çerçevede öğrendik ama farklı bir bakışla da yorumlamamız gerekiyor. ve yakın tarihe yolculuk etme vakti geliyor, hobsbawm bize geçen yüzyılda ne olduğuna dair her konuda aydınlatıyor. nazizm ve kültür kitabıyla da nazi almanyasına ve onun teşkilatlanmasına yelken açıyoruz. yakın tarihi bilmemiz gerekiyor çünkü. bu sırada dostoyevski ile iç dünyamıza yeniden yöneliyoruz, farklı bir boyut kazandırıyor bizlere. marcus aurelius bizlere stoa felsefesinden kesiter sunuyor, çoğu bugün için geçerliliğini yitirse de “kendi yolumuzu çizmemiz” konusunda güçlü bir etki bırakıyor. o sırada zweig bize tarih yazanların seçimlerine götürüyor, şansın sadece başarılı insanlara güleceğini gösterircesine yaşanmış olaylaran örnekler sıralıyor. tolstoy’un savaş ve barış’ı da rus edebiyatı sayesinde sıradışı bir yolculuğa çıkıyoruz. tüm bu okuduğumuz kitapların bir özeti gibi parlıyor, her şey var kitapta. insan, toplum, kültür, savaş, açlık, zenginlik, varoluş acısı, aşk, ölüm, sevgi, nefret.. son noktayı her zaman olduğu gibi “tolstoy babamız” koyuyor.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap