• "kafese kapatılmış vahşi bir hayvan gibi içsel yalnızlığının hapishanesinde dolaşıp duran ve pencereden dışarı bakıp gelmeyen bir şeyi gözleyen bayan de prie."

    (bkz: stefan zweig)
  • "elbette farkli olan bir sey vardi ve bu da ona aci veriyordu. bir hic oldugundan bu yana insanlar ona daha dostca davraniyorlardi; hem sicak hem de soguktular. kadinlar artik ona imrenmiyor, igneleyici sozler soylemiyorlardi, erkekler de cevresinde pervane olmuyorlardi. onunla birlikte guluyorlar, ona iyi bir arkadaslariymis gibi davraniyorlardi; ama yalandan seviyormus numarasi yapmiyorlar, yalvarmiyorlar, yagcilik yapmiyorlar, dusman da olmuyorlardi; butun bunlar ona gucsuz kaldigini hissettiriyordu."

    fransa'dan surgun edilen aristokrat, bayan de prie'nin ic bunalimlarini anlatan bir oykudur.

    oyku icerisindeki sosyolojik tespitler etkileyici.
  • stefan zweig öykülerinden biri.

    "sayıca pek az olmayan, tümüyle başkalarından beslenen kadınlardandı. kendisine hayranlığı gösteren birini görünce güzelleşiveriyordu"

    "yaşamın içindeyken canlanıyordu o ve yalnızken kendisinin gölgesi oluyordu."

    19. yy'da paris balolarında osmanlı etkisine de atıfta bulunmuştur.
    madame de prie balosunda türk tatlıları ve içecekleri ikram eder.
  • "önce bağırdı kadın, yavaşça inledi, sonra da sustu. yumruklardan çok utançtı canını yakan. o anda içinde bir şeyler öldü. sustu, erkeğin gazabını hissetti, sustu, hiç konuşmadı.

    o zaman durdu oğlan, yorulmuştu, yaptığı şey kendisini de dehşete düşürmüştü. kadının bedeni sarsıldı. onun ayağa kalkmak istediğini sandı oğlan, kadının gözlerini görmek istemedi ve odadan dışarı fırladı. ama kadının bedenini adeta kasarak yarıp çıkan şey, onca zamandır zaptettiği gözyaşları oldu.

    böylece son oyuncağını da kendi elleriyle kırmış oldu."

    (bkz: stefan zweig)
  • "uçuruma dans ederek düşecekti"
  • bu kitabı başlığını kullanmadan nasıl anlatabilirim bilmiyorum. zweig gerçekten çok büyük bir yazar. hangi karakteri hangi durumu yazıyor olursa olsun o insanın durumunu en katıksız düşüncelerini okura aktarabiliyor. muhteşem derecede empati kurabiliyoruz karakterlerle. bu sebeple çok beğenildiğini içselleştirildiğini düşünüyorum. bu kısacık kitabı da öyle. spoiller vermek istemiyorum elbette ama okumanızı tavsiye ederim.

    iş bankası modern klasikler dizisi 90 numaralı eseri.
  • gözden düşen bir kadının düştüğü boşluğu bu düşüşün sebep olduğu ruhi bunalımın ve çaresizliğin insana neler yaptırdığını anlatan öykü.

    --- spoiler ---

    "insanlık tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi; kahramanlarını kendi seçer, ne kadar usandırıcı bir çabaya girerlerse girsinler hakkı olmayanları acımasızca geri çevirirdi; talihin ilerlemekte olan arabasından düşen kişi, arabaya bir daha yetişemezdi."

    --- spoiler ---
  • orijinal ismi: geschicte eines untergang.

    arayı soğutmadan bir başka zweig yapıtına konsantre oldum. zweig'ın burjuvaziye duyduğu nefret bu örnekte derin bir psikolojik araştırmaya dönüşüyor. yine öfkeli, yine nefret dolu, yine mesafeli, ama madame de prie özelinde sözde elit kibarlığın, rutin insani ilişkilerin gerisindeki sentetik bozulmayı, ruhani dejenerasyonu kimlik kaybı ve tekinsizin psikolojisini kuşatarak derinleştiriyor. özellikle madame de prie'nin ayna karşısındaki betimi misal verilse yeter. sentetik bir hayal dünyasında kaybolan prie'nin sergilediği tiyatro oyunu ise akla hamlet'i getiriyor. gerçek ve kurmaca çiftinin yeniden anımsanışı. ayrıca yoğun biçimde poe etkisi söz konusu. betimlemeler, psikolojik tahliller birinci sınıf. muhteşem.
  • --- spoiler ---

    "o da kadınların çoğu gibi tümüyle başkalarının ruh halinden beslenirdi. arzulandığı zaman güzeldi, zeki insanların arasında nüktedandı, gururu okşandığında kibirliydi, sevildiği zaman aşıktı.."

    --- spoiler ---

    (bkz: stefan zweig)
  • olaylar 3 kasım 2002'de başlar.
hesabın var mı? giriş yap