arzu
-
emel kaşanesi: arzu köşkü (h.z. uşaklıgil)
arzusunu dile getirmek, suçunu/günahını itiraf etmekten hiç aşağı değildir, arzu tıpkı günahtır.
kişinin arzuyla ilişkisi ve arzu imgeleyişine göre yaşam bağı ve dünya görüşü biçimleniyor.
kendini sadece ihtiyaçlarına kısıtlıyor. sanırsın, dünyada hiçbir arzusu, hiçbir lüksü yok.
(arzusu/uktesi olan şeyi) ölene kadar yapmazsa, yapmadan ölür bak.
arzu dolu çamaşırlar, yırtılmak isterler.
egoya karşılık olarak değil, eşdeğer, yöresel eşanlamlısı olarak koca can var. bakabiliniz koca can istiyor.
arı haz haz haz! her gün bir arzu gönder, bir arzu al, en iyisi. haz almasan da hazzı iste.. az az haz.
merak etme günü merak ettim. bugün ise arzuyla yapışasım var saçına ve bedenine. arzu insan yol buldurur, yol yaptırır. arzunun onda dokuzunun peşinden git.
"allahtan başka bir şey isteseymişim olacakmış" allahtan başka şey istemek konularındaki en tipik hatadır yanlıştır. ciddiyim. "allahtan başka şey istesem, olacakmış" ne demek? arzunun (istek) büyüğü küçüğü olmaz. arzuları böyle ayırmak yahudileşmekdemek, sonuca odaklanmak ve kâr istemek demektir. olan gerçekleşen arzu tamamdır ve yeterlidir. o anda bunu istemişim, evren/tanrı kayıtsız kalmamış. sevinmek, aynı zamanda şükretmek uygun. tüh keşke dediğimde sevinmemiş, kendi yaratımımı, kendi dua kabulümü beğenmemiş olurum. yaptığım, tiyoyla, torpille aldığım armağanı geri çevirmektir.
arzu arzunun arzusuymuş*. sevilme şansını beklemeden bodoslama arzulamak ne peki?
düşünce düşüncenin* düşüncesiymiş*. düşümce, düş, düşüş, düşnemek, düşkünlük ne peki?
ne bezginlik hepsi.
paranoyanın, korkunun içinde bile arzu var. çifte dönüşüm olması gerekiyor ama, aşağıda ikinci bölümüne odaklanıyoruz. ilk bölümdeki arzu "ben onu istiyorum." olup, korkunçluğundan bilinçdışına bastırılacak. ikinci dönüşüm de gene ruh için katlanılmazlıktan yapılan bir işlem:
"beni izliyorlar."
"beni istiyorlar."
"istemem artık. ben söyledikten sonra ne hayrı kaldı?"
türk kadını tipi tepki. görev arzu ve zihin okumak. başka zamanlar ise bu kadınlar düşüncesi okunamasın diye sonsuz dolap çevirirler.
"karının aşüftesi, arkadaşının sevdiği erkeğe böyle biraz merakla ve çok çok da arzuyla bakar." kemal tahir - karılar koğuşu
"eninde sonunda mümkün olan hemen hemen bütün sonuçları da doğuran nedensellik bazen ağır bir işleyiştir; onu hızlandırmak isterken engelleyen arzumuz, hatta varlığımız tarafından daha da yavaşlatılan bu işleyiş, ancak arzumuz, bazen de hayatımız tükendiğinde tamamlanır." marcel proust - a l'ombre des jeunes filles en fleurs
[lacan*, seminerler'inde şöyle yazar: "analitik bir bakış açısından, insanın suçlu olabileceği tek şey arzusundan kaçınmasıdır."] adam phillips - missing out in praise of the unlived life
[aşk serüveninin zorluğu şuradadır: "bana kimi arzulayacağımı göstersin, sonra çekip gitsinler!": en iyi dostumun sevdiğine aşık olduğum sayısız oluntular: her rakip önce usta, rehber, gösterici, aracı olmuştur.] roland barthes - fragments d'un discours amoureux
"şarkıda olduğu gibi seni-seviyorum'un haykırılmasında, arzu ne (sözcede olduğu gibi) bastırılmış, ne de (sözcelemde olduğu gibi, beklemediğimiz yerde) benimsenmiştir, yalnızca doyumuna varılmıştır. doyum söylenmez; ama konuşur ve seni-seviyorum der." agy
"bu tehlikeli yönelim ele-geçirmek-istememeyi arzuyla sulasın: seni seviyorum kafamın içindedir, ama onu dudaklarımın arkasına hapsederim. söylemem. artık ya da henüz öteki olmayana: sizi sevmemek için kendimi tutuyorum derim." agy
"çabanın bittiği gün ben de bittim; çünkü çaba olmadan var olamazsın, arzu olmadan var olamazsın, gayret olmadan var olamazsın. ego olgusu, benlik olgusu bir şey değildir, bir süreçtir. orada, içinde oturan bir madde değildir; her an onu yaratmalısın." osho provokatör mistik
"arzu anlaşılmalıdır. onu anlayabilirsin, onun boşunalığını* görebilirsin. doğrudan bir algılama gereklidir, acil kavrayış gereklidir." agy
"tek umut umutsuzluğunun* içindedir, tek tatmin arzusuzluğunun içindedir ve muazzam çaresizliğinin* içinde aniden tüm varoluş sana yardım etmeye başlar." agy
"kriter buydu: cinsel arzu yükselmediğini görmek, bu tapınaklara* girmek için onay anlamın ageliyordu. tüm bu çıplak heykeller tapınağın dışındadır, dış duvarlarda; içeride çıplak heykeller yoktur." agy
"hayallerin gerçekleşmesi tabii ki mümkün değildir, bunu biliriz, arzu olmasa, belki hayal kurmazdık, oysa hayal kurmak yararlıdır, hayalerimizin yıkılışını görürüz, bu başarısızlık bize yeni bir şey öğretir." marcel proust - la prisonierre
"bu karşıtlık, dürtü ile arzu arasındaki karşıtlıktır: solaris, yani şey, kör libidonun cisimlenmesi iken mıntıka arzuyu yaşayan boşluktur. (...) stalker'da masum dilek/inanç saf bir düzeyde asla ulaşılamaz, ele geçirilemezken solaris'te fantazilerimiz/hayallerimiz sorudan önce gelen yanıtın psikotik yapısında açığa çıkmaktadır." slavoj zizek - the thing from inner space
"ama görüldüğü üzere ev mutluluğumun bir parçası, her şey sessiz: banyo, mutfak, salon, diğer üç oda; toplu yaşanan evlerdeki gibi gürültü, cinsel şehvet, bedenlerin ahlaksız talepleri, daha fazla bastırılamayan arzu ve istekler, her kuytu köşede, her mobilya arkasında uygunsuz, gelişi güzel şeylerin, yasak ilişkilerin yaşandığı, gayrimeşru çocukların dünyaya getirildiği, bütün bunların sürekli, vahşice, sabaha kadar, insanı nefessiz bırakan bir izdihamla her cumartesi yaşandığı gibi bir ev değil, senin mahallendeki sessiz, sakin pazar günlerinin yaşandığı yer gibi bir ev burası." franz kafka - briefe an milena
[*açıklamaya şöyle devam eder: "doğanın tekerleği dışarıdan kendi içine kapanır; çünkü tanrı kendi içinde yaşar ve öyle bir şekli vardır ki; tıpkı tanrının, kendini bu dünyanın şeklinde boyaması gibidir doğaldır; çünkü tanrı her yerdedir, bu yüzden de kendi içinde yaşar. not alın: dış tekerlek yıldızlar ve burçlar kuşağıdır ve ondan sonra da yedi gezegen gelir", vb. "bu figür yeteri kadar şekillendirilmemiş olmasına rağmen yine de bir meditasyondur, ve daha az anlayışlı olanların meditasyonu için büyük bir daireye onun güzel bir çizimini yapabiliriz. o yüzden not edin, arzu kalbe, yani tanrıya içeriden ulaşır", vb. (...) "böylece bütün öz, insan zihni gibi sadece tek bir şeydir. insanın ruh ve beden içinde olması gibi, bu öz de öyledir"; çünkü insan, bu "bütün öze" benzetilerek yaratılmıştır.] carl gustav jung - rüyalar
"proust, kendisi de yarı hortlak olduğu için, inanılmaz bir inatçılıkla, sosyetik insanların, yani hep kendi watteau'larını ve gelmeyen vapurları beklerken, bulamayacakları kythera adasını iştahsızca arayan, kararsız grup seksçisi, arzu hayaletlerine dönüşmüş, boşluğa ait insanların etrafında sarmalanan alışkanlıkların ve davranışların, o sonsuz, sulandırılmış kofluğun içinde kendini kaybetti. oysa halk kökenli ve oturaklı biri olan herote, o kaba, aptal ve belirgin iştahlar aracılığıyla ayaklarını yere sıkı sıkı basıyordu." louis-ferdinand celine - voyage au bout de la nuit
"suçluluk duygusu, insanı kendi yararına aykırı davranmaya götürebilir, ama arzu da aynı şeye neden olabilir ve bir erkeğin kalbinde suçluluk ile arzu dengeli bir biçimde karışmışsa, o adam tuhaf şeyler yapabilir." paul auster - the book of illusions
"onları* kilit altında tutarsan, her şeyi kesinlikle yok ederler. kendiliği sınırlandırmanın tek yolu deneme iledir. arzunun seni götürdüğü yere kadar git; kendi yasalarının izin verdiği kadar gidebildiğini göreceksin. korkarsan kaçacak kadar cesur ol. saklanacak bir delik bul, çünkü bu cesur bir adamın yapması gereken bir şeydir; böyle yaparak cesaretini çalıştırıyorsun. (...) o halde tutarsız ol. yeni bir tutarlılık kendini kendini tekrar öne sürecektir. insan diğerleri için mi, yoksa kendisi için mi yaşar? burası insanın gerçek özveriyi öğreneceği yer." carl gustav jung - aspects of the masculine
"arzulayıp da eylemeyen hastalık üretir." william blake
"arzularının yangınları içinde yürür insan; ayakları olur tunç,
dizleri ve beli tıpkı gümüş ve göğsü ve başı adeta altın." william blake - vahiy kitapları
"yırtık dondan çıkan şeye arzu kalıntısı denir. sırıtır o, dosta düşmana gösterir sahibini." mehmet ibiş - bakışlar mayalar tarihöncesi
"arzu zaman kaybettirir. oluşmak için de zaman ister. onun gücü içimizdeki kapalılıktan gelir. bizi dalgınlaştırır, bizi düş kurmaya, bir anıya takılıp kalmaya, kimi kez olmayacak ihtimalleri hayal etmeye zorlar." helene l'heuillet - gecikmeye övgü
"kuşkusuz sonunda arzuya varmak için sıkıntıya katlanmak gerekir ama can sıkıntısı ve arzu birbirine karşıttır." helene l'heuillet - gecikmeye övgü
"bununla birlikte sahip olunamayan* üzerindeki bu tasarruf belirli bir itki eğitimini, bir anlamda itki bataklığının kurutulmasını ve arzuya özgü bir boyuta erişimi gerektirir." helene l'heuillet - gecikmeye övgü
["arzu, ötekinin arzusudur." çünkü onu geri döndürmeye çalışıyor. şöyle diyor tabiri caizse: "sen ne istersen ben onu olmak istiyorum" ya da "benden ne istiyorsun?"] özgür öğütcen (psikomitoloji'de)
(ilk giri tarihi: 8.5.2014)
(bkz: arzu doyumu)
(bkz: başka arzunuz)
(bkz: arzunun o belirsiz nesnesi), arzunun o karanlık nesnesi, objet petit a
(bkz: 40 yılda bir eşek sikelim dedik ay erkenden doğdu)
(bkz: yeşillenmek)
(bkz: üzülüp gideri)
(bkz: sevdiğini söyleyememek/@ibisile)
(bkz: szeretlek)
(bkz: dor/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap