• ks. hazirlayan.
    cem akas'in "belkienisbatur" kitabinin kapaginda "haz: cem akas" yazar. sondaki yazisinda enis batur bunun aslinda cift anlamli oldugunu dusundugunu, yani hem "hazirlayan benim", hem de "bu haz bana ait" gibi bi "hergelelik" oldugunu soyler.
  • (bkz: beğeni) (bkz: zevk) (bkz: tat)
  • (bkz: haz almak)
  • şehri yılda bir ziyaret eden bir münzevi
    şöyle dedi: "bize hazdan bahset."

    o, konuşmaya başladı:

    "haz bir özgürlük şarkısıdır,
    ama özgürlük değil...

    haz, arzuların tomurcuğudur,
    ama meyvesi değil...

    yükselişi çağıran bir derinliktir,
    ama ne derin, ne de yüksek olandır...

    kafestekinin kanatlanışıdır,
    mekanla sınırlanmış değildir...

    haz, aslında bir özgürlük şarkısıdır...

    bu şarkıyı tüm kalbinizle söyleyin,
    ama şarkıda kalbinizi yitirmeden...

    gençliğin büyük bölümü hazzı arar,
    sanki haz herşey gibi; ama yargılanır
    ve azarlanırlar.

    ben onları ne yargılar, ne azarlarım. bırakın arasınlar...
    çünkü onlar arayışlarındayalnızca hazzı bulmayacaklar.
    hazzın yedi kızkardeşi vardır ve en küçükleri
    bile hazdan daha muhteşemdir.

    bitki kökleri için toprağı kazarken hazine bulan
    adamın hikayesini duymadınız mı?

    aranızda daha olgun olan bazıları geçmişte yaşadıkları hazları,
    sarhoşken işlenen yanlışlar misali, pişmanlıkla hatırlar.
    fakat pişmanlık aklın bulutlandırılmasıdır, uslandırılması değil.

    onlar hazlarını minnetle anmalıdırlar, bir yazın sonundaki hasat gibi.

    yine de onları unutmak rahatlatıyorsa, bırakın rahat kalsınlar.

    arayanlar kadar genç, hatırlayanlar kadar yaşlı
    olmayanlar ise, ruhun gereklerini ihmal etmek veya
    kabahat işlemek korkusuyla hazdan sakınırlar.

    fakat onları da yönlendiren hazdır;
    bitki kökleri için toprağı titreyen ellerle
    kazsalar bile onlar da hazineyi bulurlar.

    söyleyin bana, onlar kim ki ruhu gücendirsinler?
    bülbül gecenin sessizliğini veya ateş böceği
    yıldızları gücendirebilir mi?

    ve sizin ateşiniz veya dumanınız rüzgara yük olur mu?

    nasıl olur da ruhu, bir çomakla karıştırabileceğiniz
    sakin bir havuz gibi algılayabilirsiniz?

    çoğunlukla, hazzı reddettiğinizde asıl yaptığınız,
    varlığınızın gizli yerlerinde arzuyu depolamak olacaktır.

    bugün ihmal edilenin yarını beklemediğini kim bilebilir?

    ve bedeniniz, ruhunuzun müzik aletidir.
    ve güzel müzik veya anlaşılmaz
    sesler çıkarmak size kalmıştır.

    şimdi kalbinize sorun:
    'bizim için iyi olan hazla zararlı hazzı nasıl ayırabiliriz?'

    kırlara, bahçelere çıkın; öğreneceksiniz ki çiçeklerden
    bal toplamak arının hazzıdır; balını sunmak ise çiçeğin...

    çünkü arıya göre çiçek yaşamın kaynağıdır.
    ve çiçek için arı sevginin ulağıdır.

    ve ikisi için ise, hazzın verilmesi ve alınması
    bir gereksinim ve bir vecddir...

    hazlarınızda arılar ve çiçekler gibi olun..."

    (bkz: ermis)
  • sefil bir dünyaya salıverilmiş olan insan, biricik gerçek ve sağlam değerin, ne kadar küçük olursa olsun kendisinin hissettiği haz olduğunu saptar.
  • "..ipse etiam dicit epicurus ne argumentandum quidem esse de voluptate, quod sit positum iudicium eius in sensibus,.." (cicero, de finibus, iii,3)

    yukarıda alıntı yaptığım kaynağa göre; epikuros'un kendisi bile, hazzın değerlendirme ölçütünün duyularla sağlandığından ötürü, bunun tartışma konusu yapılamayacağını belirtmiştir. işte bu veriye dayanarak şöyle bir tanım yapabilirim haz için;

    -haz inanışı diyorum ben buna- kudretli örnekler veyahut delillerle açıklanamayacak ama özümüze, toprağımıza, menşeimize uygun olarak içimizde yer edinecek ve en ufak davranışlarımızı bile etkileyecek şeydir haz. summum bonum yani en yüksek iyi ile de değerlendirilmeli bu kavram.
  • bir zamanlarin aku markasi..
    kazandiklari o cok deli paralari hazmedemedikleri icin battilar afedersin..
  • hannoversche allgemeine zeitung'un kisaltmasi. anadili almanca olanlarin bile istekle telaffuz etmek istemedikleri bu gazete ismi "haz" seklinde kisaltilip, hats diye de okunur. bu kisaltmayi sadece hanover'de yasayan ve okuma yazma bilen ve gazete okuyanlarin anliyor olmasi bir miktar kisitlayici olsa da kisiyi "hannoversche allgemeine zeitung" demekten kurtarip rahatlatmaktadir.
  • muhtelif ve muhteviyatı bileşik ve hatta biraz da karışık (?) unsurlardan meydana gelen karışım. etrafında tavaf etmek bazen bir arı kovanı yaratmaya benzer. hazdan türetildiğini gördüğüm en güzel sözcük ise hazbazdır. ah beni yaramaz..
hesabın var mı? giriş yap