• http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=15468549 entriden anladigim kadariyla wikipedia tadinda olan kitaptir.
    masallah hangi hayvanin etinin yeneceginden bahsederkene tirnak olayindan gevis getirme kriterlerinden yardirmis, istisnalari da adlariyla vermistir.

    simdi bu kitabin tanrisi benim tanrimla (islam dinin tanrisi yani) karsilastirilamayacak kadar acik sozludur. benim tanrimin anlattiklarini anlamak icin soyle bi 15 gun dusunmek, bi uykuya yatmak, kalkip bi cay icip rahatlamak gerekiyor ve anlayacaginiz da kesin degil. benim tanrim kitabina inek suresiyle falan basliyor. ifadeler hep kapali, bazi ifadeler eminim ki 14 yuzyil onceki adamlari da cileden cikarmistir (ornek: "gun gelecek teller konusacak" felam, o zamanin adam bunu kitaptan okuyup, hasbinallah deyip gecmistir mesela).

    acikcasi eski ahitin tanrisini cok takdir ettim, yazmis iste sunu yiyecen, bunu yiyemen, acik secik, kafa yormaya gerek yok, al kitabi eline, dag tepe dolas, bi sey aklina takildi mesela, dagdasin diyelim, karsinda davsan cikti, karninda ac, hemen bakiyon fihriste davsan yiyiebilem mi? yaziyo kitapta, davsan yiyemen. sen bi hassiktir cekiyon devam ediyon.

    tip cok ilerledi diye bir deyim var ya, bu din olayi icin tam tersine galiba, en son kitap karisik, kapali ifadelerle dolu, yaw ne guzel eski kitaplara eklenti falan yapsalarmis, simdi alirdik kitabimizi elimize, her sorumuza cevap, ne guzel.

    hayat zor kardesim.
  • hristiyanlar hem eski ahit’in (tevrat/torah aslında musa’nın yazdığı kabul edilen 5 kitaba denir, ülkemizde ise genelde “tevrat” kelimesiyle eski ahid’in tamamı yani tanak kastedilir) hem de yeni ahit’in (incil) kutsallığına inanır, her ikisinin de “değiştirilmemiş tanrı sözü” olduğunu söylerler.

    eski ahit, yapı ve mantık bakımından kur’an’a çok benzemektedir, efendi/yönetici bir tanrı, onun köleleri olan insanlar bu tanrı’nın gazabi, yakıp yıkmaları.. vs anlatılır, içinde çeşitli “hukuk” kuralları, döneme uygun saptamalar, oluştuğu döneme özgü kurallar bulunur, içinde sevgi mefhumu, ruhani veya felsefi derinlik bulunmaz, hayatın anlamını, sırrını, asıl manasını, yaşamın gizemini anlatmak yerine, sığ bir hukuk ve kural kitabına benzer, bu saydığım özellikler semitik dinlerin temel mantık yapısıdır aslında.

    incil’in ise tamamını okuyan herkes, “çok daha farklı” bir kitapla karşı karşıya olduklarını hemen anlar. bu farklılığın esas nedeni incil’in, her ne kadar içine semitik öğeler karışmış ise de, paganizm etkisinde yazılmış bir metin olmasıdır. incil’deki en eski yazılar olan gnostik pavlus’un gerçek mektuplarındaki felsefi çıkarımlar ve gnostisizm felsefesinin yanında, yuhanna incili ve özellikle 1. yuhanna bölümü, mistik pagan veya gnostisizm etkilerinin en çok görüldüğü bölümlerdir. incil’in semitik kültürden biraz olsun kurtulup yunan/pagan hellenistik kültürüyle yazılmış olması onu farklı kılar. incil’in içinde (özellikle paganizmin ve hellenizmin etkili olduğu yuhanna’nın yazılarında) bambaşka bir tanrı portresi vardır önümüzde, tanrı “sevgi”dir, tanrı “ruh”tur, tanrı’dan korkulmamalı onu sevmeli…

    tevrat’taki tanrı “efendi”dir, insanlar onun köleleridir ondan korkulmalı önünde titrenmelidir, bu tanrı insan öldürmeyi çok sever birazdan göreceğimiz gibi, saçma nedenler yüzünden pek çok kişiyi öldürür.

    richard dawkins’in dediği gibi: “arguably the most unpleasant character in all fiction. jealous and proud of it, a petty, unjust, unforgiving control freak, a vindictive bloodthirsty ethnic cleanser, a misogynistic, homophobic, racist, infanticidal, genocidical, filicidal, pestilential, megalomaniacal, sadomasochistic, capriciously malevolent bully.” (the god delusion, sayfa 31 )

    yani “tüm kurgular içinde en nahoş karakter. kıskanç ve bununla gurur duyuyor, bir dar kafalı, adaletsiz, merhametsiz kontrol manyağı, bir kin dolu kana susamış soykırımcı, bir kadın düşmanı, homofobik, ırkçı, çocuk katili, soykırımcı, evlat katili, öldürücü (veba getiren), megalo.., sadomazoşist, kaprisli hain zorba“

    richard dawkins’in bu sözlerinin ilk bakışta abartılı olduğu düşünülebilir ancak birazdan yazacağım eski ahit ayetlerini okuduktan sonra dawkins’e hak vermemek mümkün değildir.

    incil’de ise dediğim gibi, içine sızan birkaç semitik ayet ve saptırılan birkaç benzetme sayılmazsa çok farklı bir tanrı portresi çizilmektedir, tanrı kölelere sahip bir efendi değil de oğullara sahip baba haline gelmiştir, :ncil’in deyişiyle tanrı bizim “göksel babamız”dır.

    mat 5:48 “göksel babanız yetkin olduğu gibi, siz de yetkin olun”

    1yu 3:1 “bakın, baba bizi o kadar çok seviyor ki, bize `tanrı’nın çocukları’ deniyor! gerçekten de öyleyiz.”

    eski ahit’te üzerinde sıklıkla durulan “tanrı korkusu” olgusunun yerine, incil’de paganizm düşüncesinin etkili olduğu bir bölümde:

    1yu 4:18 ”sevgide korku yoktur. tersine, yetkin sevgi, korkuyu siler atar. çünkü korku cezalandırılma düşüncesinden ileri gelir. korkan kişi, sevgide yetkin kılınmış değildir.“
  • nedense misyonerlerin bedava vermek istemedikleri kitap. incil'i bedavaya vermekte çok hevesliler ama mümkünatı yok eski ahiti vermiyorlar arkadaş. az buz bir mevzu değil ha! on yıldan fazla oldu her gördüğüm misyonerden istiyorum. sanki canlarını istiyormuşum gibi sakınıyorlar. ben de inat ettim ahiretime bile mal olsa o kitabı bedava alacağım arkadaş. yoksa okumuyorum amk!

    buradan sözlükteki misyonerlere sesleniyorum çabuk nasıl yapıyorsanız yapın. bana bir eski ahit gönderin. sonra yarın hesap gününde jesus christ sorarsa benim cevabım hazır. kurtuluşumu bu ekşi sözlük'te görev yapan ibneler engelledi der çıkarım işin içinden. siz uğraşırsınız. ben yandıktan sonra kimse sikimde olmaz, yaparım!..

    (bkz: hadi bakalım)
  • hıristiyanlarca kutsal kabul edilen ve kitab-ı mukaddesin ilk bölümünü teşkil eden tevrat’tan alındığı bildirilen parçalar ile bazı beni israil peygamberlerine isnad edilen hikayeler kısmı.

    kitab-ı mukaddes tek kitap değildir. ahd-i atik ismindeki kısmı tevrat’tan alınan parçaları ihtiva eder. ahd-i cedid denilen ikinci kısmı ise, matta, markos, luka ve yuhanna’nın yazdığı incil kitaplarını ve luka’nın resullerin işleri kitabı ve havariler ile pavlos’un yazdıkları mektupları ihtiva etmektedir. ahd-i atik üç kısımdan meydana gelmiştir. birinci kısım; musa aleyhisselama indirilen tevrat zannedilen beş kitab olup, tekvin, çıkış, levililer, sayılar, tesniye’dir. ikinci kısım; neviim yani peygamberlerdir. bu kısım da, ilk peygamberler ve son peygamberler olmak üzere ikiye ayrılır. bunlar; yeşu’, hakimler, samuel, melikler, işaya, yeremya, hezekiel, hoşea, yoel, amos, obadya, yunus, mika, nahum, habakkuk, tsefanya, hafgay, zekeriyya ve malaki’dir. üçüncü kısım ketuvim yani kitaplar, yazılardır. bunlar; davud aleyhisselam tarafından yazıldığı zannedilen mezmurlar ile süleyman’ın meselleri, neşideler neşidesi, vaiz, rut, ester, eyub, yeremyan mersiyeleri, daniel, ezra, nehemya ve tarihler gibi kitaplardır.

    günümüzde tevrat’ın üç nüshası mevcud olup, yahudiler ve protestanlarca kabul edilen ibranice nüsha, katolik ve ortodoksların kabul ettikleri yunanca nüsha ve samirilerce kabul edilen samiri dilinde yazılmış nüsha. bunlar ahd-i atik’in en eski ve en itimatlı nüshaları olarak bilinmelerine rağmen gerek aynı nüshanın içinde ve gerekse nüshalar arasında çok konularda tezatlar (çelişkiler) vardır. hiç bir ilahi dinde bulunmayan, insanlara zulüm telkinleri, peygamberlerden bazılarına karşı çok çirkin ve şanlarına yakışmayacak isnatlar bulunmaktadır. bu durum tevrat ile incil’in tahrif edilmiş oldukları hususundaki kur’an-ı kerimin hükmünü teyit etmektedir. allahü teala buyurdu ki:

    yahudiler içinde okuma-yazma bilmeyenler vardır ki, tevrat’ı anlamaz cahillerdir. ancak bir takım kuruntu yığını uydurmalar düzer, sadece şüphe ve zanda bulunurlar. artık büyük azab o kimseleredir ki, tevrat’ı kendi elleriyle yazarlar da sonra biraz para almak için; “bu allah tarafındandır” derler. ellerinin yazdıkları yüzünden büyük azap onlara. kazanmakta oldukları günah yüzünden yazıklar olsun onlara (bakara suresi : 78-79).
  • bu hristiyan'ların verdiği adıdır, çünkü isa'yla yapılan yeni ahit'in, varlığıyla doğal olarak diğerini eski yaptığına, hatta bazı kurallarını geçersiz kıldığına inanırlar.
    ama gene de incil'in bir parçası olmaya devam eder, tevrat'da geçen ilerde bir mesih çağının (yoruma göre mesih'in) geleceğinin ifadesi olan kısımlar üstünde dururlar, bu sebeptendir ki isa'ya -artık gerçekliği biraz tartışmalı olan- hem anne hem baba tarafından davud'a uzanan bir aile ağacı (yesse ağacı) yapılmıştır. kral david'in meselleri de (bkz: psalm) kilisede ilahi olaak okunur.

    (bkz: tevrat)
    (bkz: torah)
  • tevratla beraber zebur'u da içermektedir.
  • (bkz: tevrat)
  • tanrinin israilogullarina on emire uymalari karsiliginda onlari vaadedilmis topraklar*a ulastiracagina dair soz vermesiyle olusan ve yazili olarak tevrat ile zeburda kendini bulan, taraflarinin tanri ile insan oldugu sozlesme.
  • eski ahit'te tanrı asla ölümden sonra cezalandırmaktan bahsetmez, ödüller vaat etmez.

    eski tarım toplumlarındaki birçok din, metafizik sorulara ve ölümden sonraki yaşama şaşırtıcı derecede ilgisizdir. bunun yerine tarım üretimini artırmak gibi oldukça gündelik dertlere odaklanırlar.

    israiloğulları'na, " size bildirdigim buyruklara iyice kulak verirseniz, ülkenize ilk ve son yağmuru vaktinde yagdıracagım. öyle ki tahılınızı, yeni şarabınızı, zeytinyağınızı toplayasınız.
    tarlalarda hayvanlarınız için ot sağlayacağım, siz de yiyip doyacaksınız. sakının, ayartılıp yoldan çıkmayasınız; başka ilahlara tapmayasınız, önlerinde egilmeyesiniz! öyle ki, rab size öfkelenmesin; yağmur yağmasın, toprak ürün vermesin diye gökleri kapamasın; size vereceğim verimli ülkede çabucak yok olmayasınız, yasa'nın tekrarı 11: 13-17"

    bugün biliminsanları eski ahit'in tanrısından cok daha iyisini yapabiliyor. sıcaktan kavrulan israil devleti artık kızgın bir ilahın gökleri kapayıp tüm yağmuru durduracağından korkmuyor; bilakis yakin zamanda akdeniz kıyılarına kurdukları * tesisleri sayesinde içme suyunu denizden karşılayabiliyor.

    bunları söyleyen de israilogulları'ndan biri, bir yahudi. adı da yuval noah harari.
hesabın var mı? giriş yap