• richard wagner'in de belirttiği gibi, müziğin 3b'sinden sonuncusu. bir orkestra şefi veya müzik direktörü olsaydım, ortaya koyduğu işlerin insanlık tarafından daha fazla anlaşılabilmesi için eserlerini en fazla icra ettireceğim bestekâr olurdu bruckner.
    mahler'in senfonileri dünya ise, bruckner'inkiler galaksi filamentidir. bundan da öte laf söyleyebileceğimi zannetmiyorum.
  • bestecinin senfonileri bir cok sekilde gruplandirabilir.

    1) tonalitelerine gore :

    bu durumda senfoniler 3 gruba duseceklerdir :

    a) ilk dönem minör senfoniler (bestelenis sirasina gore) :

    bruckner senfoni no 00 fa minor
    bruckner senfoni no 1 do minor
    bruckner senfoni no 0 re minor
    bruckner senfoni no 2 do minor
    bruckner senfoni no 3 re minor

    b) majör senfoniler :

    bruckner senfoni no 4 mi bemol major
    bruckner senfoni no 5 si bemol major
    bruckner senfoni no 6 la major
    bruckner senfoni no 7 mi major

    c) son donem minör senfoniler :

    bruckner senfoni no 8 do minor
    bruckner senfoni no 9 re minor

    not : 11 senfoniden 4 tanesi majör tonda kaleme alınmıştır ve aynı tonu haiz iki yahut daha fazla majör tonda senfoni bulunmamaktadır.

    11 senfoniden 7 tanesi minör tonda kaleme alınmıştır. bu 7 yapıttan bir tanesinin tonu fa minör'ken, re minör ve do minör tonlarinda 3'er adet senfoni vardır.

    bestecinin do minör ve re minör tonalitelerini kulllanma hususunda bir eğilimi olduğunu söyleyebiliriz. bu iki minör tonalitenin ludwig van beethoven'ın 9 senfonisinden minör tonda kaleme aldığı iki senfonisinin ** ** tonaliteleri ile aynı olması dikkat çekicidir. beethoven senfoni no. 9'un bir hayranı olan ve kendi senfonilerini kimi zaman bu yapıtı model alarak inşaa eden bestecinin tonalite seçimi konusunda da beethoven'dan esin aldığını düşünebiliriz. romantik çağ senfoni bestecilerinin yapıtlarını beethoven'ın gölgesi altında kaleme aldığını göz önüne alınca anton bruckner'in minör tonda bestelediği senfonileri için yaptığı tonalite seçimi daha da manidar gözükmektedir.

    yapitlarin tonalitelerine gore sıralandığında ortaya çıkan aşırı heterojen görünüm, yapıtların adeta once minorler tukendi majorlere yolculuk sonra da majörler tükendi minörlere yolculuk siariyla bestelenmis olmasi ilginctir.
  • onu kilise organistlerinin en iyilerinden biri haline getiren biraz da kaderiydi.
    babası da organistti. henüz 12 yaşındayken babasını tüberkülozdan kaybettikten sonra annesi onu aziz florian manastırı'na götürdü; aziz florian, babasının verdiği eğitimden sonra, ciddi anlamda ilk müzikal eğitimini burada alan bruckner'in ömrü boyunca manevi evi olarak kalacaktı.

    bruckner yalnız ve içe kapanık bir insandı, bir besteci olarak kolay kabul görmedi. ilk senfonileri "vahşi" "saçmalık" olarak nitelenen bruckner kaynaklara göre, bazı eserlerini defalarca değiştirmek zorunda kalmıştı. hayatı boyunca müzik eleştirmenlerinin sert ve acımasız eleştirilerine muhatap oldu. hatta 3. senfoni'nin prömiyerinden sonra kendisini unutturana kadar hiç ortada görünmedi. çocukluğunda parlak bir izlenim yaratmış olmasına rağmen 40'larına gelinceye kadar hatırı sayılır bir şey yapamadı, 60'ından sonra parladı, leipzig'de 7. senfoni'nin prömiyerinde.

    eserlerinde içten gelen bir kederi yansıtır ve dönemine göre, özgündür. müziğinin altında yatan o dinsel adanmışlık hali ise, senfonilerinin "sesten katedraller" olarak anılmasına neden olmuştur. wagner etkisi bruckner'de fazlasıyla görülür.

    takıntılıydı, bir dönem, bahçedeki ağacın yaprakları, kız kardeşinin elbisesinin pulları, her şeyi sayıyordu. birkaç kez sinir krizi nedeniyle tedavi gördü. yine de müzik kurtarıcısı olmuştu. 3.mass'ini yazarken bir arkadaşına müziğin onu iyileştirdiğini söylemişti.

    aslında bruckner 9 senfonisinden "romantik" olarak anılan ve popüler olan 4. senfonisi ile hatırlanır. ben 9. ile hatırlarım. ölümünü hisseden ve tüm o yaratma sürecini takıntılı bir şekilde ölüm düşüncesi ile geçiren bruckner'in bu ruh halini baştan sona dinleyiciye yansıttığı 9. senfoni..

    9.'yu yazarken arkadaşlarına: "bundan öncekileri hep dost ve tanıdıklara adadım, bunu kabul ederse, tanrıya adıyorum.." dediği bilinir. bunu notaların üzerine de yazar; "dem liebeb gott"
    doktoru dr. richard heller onun şöyle dua ettiğini belirtir, anılarında; "sevgili tanrım, bana sağlık ver, dokuzuncu için sağlığa ihtiyacım var." ancak bu dua kabul olmamış, senfoninin üç bölümü bitmiş, dördüncüde ölüm bestecinin ki, o sırada 72 yaşındaydı, kapısını çalmıştır.

    birinci bölüm (misterioso) senfoni ustasının yaşamı boyunca çektiği acıların, kaderin getirdiği düş kırıklığı ve güçlüklerin yorumudur. ikinci bölüm (scherzo) müzikologlara göre bruckner'in müziğinin o güne kadar görülmüş en hareketli bölümüdür. tuhaftır lakin, "yaşarsam beni zehirleyecekler ama hayır, sahnelendiğinde zaten ölmüş olacağım" dediği rivayet edilir. üçüncü bölüm (adagio).. "yazdıklarımın en güzeli olmalı.." diye bahsettiği bu bölümü bruckner birinci kemanların acılı ezgisiyle başlatır ve ardından korno ve tuba’nın sunduğu choral için de şu sözleri söyler: "yaşama veda."

    1999'da hayata gözlerini yuman ve en büyük bruckner şefi ünvanına sahip ünlü avusturyalı şef georg tintner şöyle not düşmüş; "bu bölümün tamamı, beni her zaman şeytani bir korkuyla doldurmuştur. ... adagio bu dünyaya yürek parçalayıcı bir vedadır; minör dokuzlunun ruh haline karar verdiği ve adeta can çekişen bir ezgiyle başlar. ... bu bölümdeki oldukça ağır kesit bruckner’in ilk başyapıtından, re minör missa’daki miserere’den alıntılar taşır. seste cesaret dolu bir artışla yapıtın zirvesine ulaşılır. ... huzura yeniden varıldığında ise, wagneryen tubalar bu kez bestecinin 8. senfoni’sinin adagio’sundan alıntı yaparlar. kornolar, 7. senfoni’nin ilk ezgisini duyurarak onları izler. burada vedaların en çarpıcısının ardından kimse başka bir şey duymak istemez.."

    tintner'e hak vermemek mümkün değil; mozart'ın requiem'i gibi tüm eserde ölüm havası vardır ve evet, bruckner'in ölümünün habercisi olan adagio yürek paralayan bir vedadır.
    https://www.youtube.com/watch?v=6ai7tc8ceoi

    yine tintner'in dediği gibi kimse bu vedadan sonra bir şey duymak istemezken besteci neden "finale" başlığını taşıyan bir bölüme başlamıştır, bilinmez. tamamlanamayan ıv. bölüm olan "finale" yine ana tonda, yani re minörde yazılmıştır. bestecinin ölümünden sonra bu bölümle ilgili çok sayıda taslak bulunmuş ve bunlar üzerinde müzikologlar tarafından birleştirme ve düzenlenme çalışmaları yapılmıştır. bazı sayfaların çalındığına dair söylentiler bile vardır.
    işte son bölüm, senfoninin ana tonunda olduğu düşüncesi üzerine şekillenmiştir.
    bruckner’in hemen hemen tüm yapıtlarının derlenmesi ve düzenlenmesini üstlenen avusturyalı müzikolog leopold nowak’tır. nowak’ın 9. senfoni üzerinde de çalışmakta olduğu bilinir. bruckner senfonilerinin günümüzde sıkça çalınan edisyonlarının çoğu nowak imzalıdır.

    ".. bir sürgünün derin ağaçlığında
    ölüm yok hükmündedir.." * *
    bruckner ölmesi imkânsız insanlar arasında..
  • * * *

    bestecinin senfonileri bir cok sekilde gruplandirabilir.

    2) yazı dilindeki gelişmeye gore :

    bu durumda da yapıtlar 3 gruba ayrılabilir.

    a) ilk donem yapitlari *

    bruckner senfoni no 00
    bruckner senfoni no 1
    bruckner senfoni no 0
    bruckner senfoni no 2

    b) orta donem yapitlari *

    bruckner senfoni no 3
    bruckner senfoni no 4
    bruckner senfoni no 5
    bruckner senfoni no 6

    c) son donem yapitlari

    bruckner senfoni no 7
    bruckner senfoni no 8
    bruckner senfoni no 9

    son donem yapitlarinda oncelikli olarak orkestralamada genişleme gözlemlernir. üflemeli kadrosunun genişlemesi yapıtların ses kimyalarını ifade açısından daha zengin hale getirdiği gibi bakır aletlerdeki genişleme (wagner tubasınin ilave edilmesi gibi) bestecinin o gune kadar bestelenen yapitlarında var olan gorkemli dilin cok daha derin bir tınıya ulaşmasına neden olur. artık bestecinin yapıtlarının karakteristik yanlarından olan koraller daha buyuk bır sesle tınlamaktadır.

    ayrıca yapıtlarda o gune kadar gorulmemiş olgunlukta temalar ve bunların işlemelerinin gündeme geldiğini görürüz. bu tematik olgunluk yapıtların özellikle yavaş bölümlerini tüm zamanların en büyük yavaş bölümleri haline getirir. benzer yansımalar diğer bölümlerde de gözlemlenecektir. bu yapıtlar sergiledikleri dünya dışı müzik ve derinlik ile gerek bestecinin gerekse tüm senfoni edebiyatının en önde gelen yapıtları arasında yer alırlar.

    bestecinin en büyük senfonisi olarak nitelendirebileceğimiz 8. senfonisinin birden fazla versiyonunun olduğunun altını çizmeliyiz. bestecinin ilk versiyonu ile ikincisi arasındaki fark çok büyüktür ve açık olarak 2. versiyon daha üstündür. gene de ozellikle son 20 yıldır ilk versiyonun da kaydedildiğini gözlemlemekteyiz.
  • * * * *

    bestecinin senfonileri bir cok sekilde gruplandirabilir.

    3) 3. yahut 5. senfoniye gore :

    bu durumda ise yapıtlar 2 gruba ayrılabilir.

    a)

    bruckner senfoni no 00
    bruckner senfoni no 1
    bruckner senfoni no 0
    bruckner senfoni no 2
    bruckner senfoni no 3 (ya da takip eden grubun başına dahil edilebilir. ben orada olmasını tercih ederdim)

    b)

    bruckner senfoni no 3 (ya da ilk grubun sonuna dahil edilebilir. ben burada olmasını tercih ederdim)
    bruckner senfoni no 4
    bruckner senfoni no 5
    bruckner senfoni no 6
    bruckner senfoni no 7
    bruckner senfoni no 8
    bruckner senfoni no 9

    bu yapitin bestecinin kariyerindeki oneminden bahsetmistik *. bu nedenle yapıt kimi zaman onun tabiri caizse çıraklık evresininden ustalık evresine geçişini temsil eder. bu nedenle yapıtları, evet çok kaba biçimde ama gene de anlam arzedecek şekilde ikiye ayırır. ilk 4 yapıtta kimi tökezlemeler yaşayan, yazısında ki gelişim süreci doğrusal işlemeyen besteci artık daha önceden duyulmamış denemelere kalkışmakta ve her senfonisinde bunları daha ileri götürmekte ve daha sağlam zeminlere oturtmaktadır. bu iki sozde donem arasindaki gecisin niteliginin anlasilabilmesi icin 3. senfoni (ozellikle 1873 versiyonu) kendisinden onceki yapitlarla kiyaslanarak dinlenmelidir.

    bu şekilde bir gruplama yapmak işgüzarlık olarak yorumlanabilir ancak kimi şeflerin anton bruckner senfonilerini ele alişlarında bu ayrımın bir yansımasını görebilirsiniz.

    örneğin günter wand'ın ndr senfoni orkestrası ile anton bruckner senfonileri için yaptığı ve tdk tarafından piyasaya sürülen görüntü kayıtları bu ayrıma uyar. yorumcu orada 3 senfoniden sonrakileri kaydetmiştir.

    edit: yorumcunun 3. senfoni icin bir goruntu kaydina youtube'de ulasilabilmektedir. lakin bu kaydin bir piyasa surumune henuz rastlanilmamaktadir.

    örneğin sergiu celibidache emi'ye münih filarmoniorkestrası ile hazırladığı çalışmaya 3. senfoni ve takip eden yapıtları dahil eder. aynı şef deutsche grammophon için bestecinin senfonilerini kaydederken yine 3. senfoni ve takip edenleri (6. hariç) dahil eder.

    görüldüğü gibi kimi yorumcular için 3. senfoni kimi durumlarda bir kırılma noktasını temsil ediyor. bu orneklerin sayisi arttirilabilir.

    ------------------------------------------

    3. senfoni muzik dilinin gelisimi acisindan bir donum noktasini isaret etmekteyse 5. senfoni bir kendini bulusu ifade eder. yapitlar gene benzer bicimde 5. senfoniden oncekiler ve 5. ve sonrakiler olarak ikiye ayrilabilir.

    5. senfoniden onceki donemi karakterize eden ozellikle yapitlarin ya senfonik dil acisindan bruckner'i bruckner yapan ozelliklere uzak olmasi (00., 0., 1. ve 2. senfoniler orneklerinde oldugu gibi) yahut bestecinin senfoni besteciligi kariyerinin baslarina damga vuran tedirginlik ve mukemmelliyetciliginin bir sonucu olan ayni yapitin sayisiz versiyonunu cikarmasidir (2., 3. ve 4. senfoniler). bu surecin verimlerinin onemi (3. ve 4.) ve hatta unu (4.) yadsinamaz ancak bir olcude talihsiz bir surectir. ayni senfoninin birbirinden temel farkliliklari olan 3, kismi farkliliklari olan 8 versiyonunu hazirlamak en hafifinden talihsiz bir harekettir.

    ama 5. senfoni, ki bestecinin en buyuk en anitsal uretimlerindendir ve dahi tum senfoni edebiyatinin en ozgun yapitlarindandir, burada bir donum noktasi olur. 5. senfoni bestecinin herhangi bir versiyonunu hazirlamadigi ilk yapiti oldugu gibi o ana kadar besteledigi en genis capli yapittir ve daha sonra besteleyecegi yapitlardan sadece 8. senfoni ve 9. senfoninin tamamlanmis versiyonu bu yapitla kiyaslanabilecek capta olabilecektir. bu kadar genis capli bir yapitin (75-80 dakika surer) herhangi bir versiyonunu hazirlamamis olmasi son notayi yazdigindan uretiminin niteligi konusunda kendinden emin bir noktaya varmis oldugunu kanitidir. son notanin murekkebi kurudugunda muhtemelen aklindan gecen "beethoven'dan sonra orta avrupa senfonisinin devami benim, en buyuk senfoni bestecisi benim" olmustur.

    ve haklidir.
  • * bestecinin senfonileri bir cok sekilde gruplandirabilir.

    2) yazı dilindeki gelişmeye gore :

    bu durumda da yapıtlar 3 gruba ayrılabilir.

    a) ilk donem yapitlari :

    bruckner senfoni no 00
    bruckner senfoni no 1
    bruckner senfoni no 0
    bruckner senfoni no 2

    ilk dönem yapıtlarında bestecinin senfoni kariyerini yeni başlatmış olmasının getirdiği bir yönsüzlük içerisinde görüyoruz. bu evredeki gelişiminin doğrusal olmadığı çok açıktır.

    bir mezuniyet ödevinden çok da öteye gidemeyen 00 numaralı senfoni müzikal niteliklerinin zayıflığı / sıradanlığı nedeniyle besteci tarafından da kaale alınmamış bir yapıttır ve bu yüzden bu yapıta bir numara vermemiştir. 00 numarası bestecinin ölümünden sonra verilmiştir ve ağırlıklı olarak bu acayip numara ile degil de tonalitesi ile çağrılır.

    1. senfoni'de belirgin bir sıçrama gözlemlenir. yapıtın 1. bölümünün kapanışının inşaasında sonraki senfonilerini görebiliriz. ancak temaların üretimi ve işlenişi hala görece sorunludur yahut en hafifinden gariptir. besteci hala org muziğine daha uygun düşebilecek temaları senfoni alanına taşımaya çalışmaktadır. (devrinin önde gelen org virtüozlerinden birisi olduğunu hatırlatalım)

    0 numaralı senfoni 1.'den sonra bir geri adım olarak görülebilir. besteci tarafından da böyle görüldüğünden bu yapıt da yazarı tarafında numaralandırılmamış, 0 numarası bestecinin vefatından sonra verilmiştir. 'numara'sıyla olduğu kadar adı ile de anılır *.

    ilk dönem yapıtlarının en önemlisi 2. senfonidir. gerek müzikal diline yansıyan olgun ton, gerek öncüllerine nazaran çap olarak daha geniş olması, gerek ilk versiyonunun ayrıcalıklı yapısı (2. bölümün scherzo 3. bölümün adagio olması) vs. gibi nitelikleri nedeniyle kendisini diğerlerinden ayırır.

    bu 4 yapıt kah bir adım ileri kah bir adım geri giderek ama sonunda gerçekten özgün ve dikkat çekici bir yapıta * bağlanarak 3. senfoniyi bekletmeye başlar. bu 4 yapıt arasında daha iyi yahut daha sönük yapıtlardan bahsedebiliriz ancak ifade, armonik cesaret, gibi konularda gerçek bir sıçrama söz konusu değildir.

    b) orta donem yapitlari *

    bruckner senfoni no 3
    bruckner senfoni no 4
    bruckner senfoni no 5
    bruckner senfoni no 6

    c) son donem yapitlari *

    bruckner senfoni no 7
    bruckner senfoni no 8
    bruckner senfoni no 9
  • üçüncü reich'in ve de führerinin müziğini tanımlayacak birinci isim wagner'se ikincisi kesinlikle anton bruckner. bruckner aşkı o düzeydedir ki 30'ların sonundan 1945'e kadar viyana'da bruckner'in çalınmadığı program nadirattandır. 1896'da helvası kavrulan bruckner'in naziliğe terfisinde elbette kendisinin bir dahli yok. hitler'in avusturyalı hemşerisininin eserlerinde keşfettiği bir "almanlık" damarı var. öyle ki hitler, bruckner'in ölümünden 41 yıl sonra 1937'de gamalı haç bezeli kaidenin üstüne koydurduğu büstüne hayranlıkla bakıp saygılarını sunuyor.

    bir kelimenin tarih boyunca ne zaman popüler olduğunu gösteren google ngram' da bruckner'e bir bakayım dedim. sonuç şaşırtmadı. nazi iktidarı boyunca yükselen bir grafiğe sahip. 45'de hafif bir düşüş var ama garip bir şekilde nazilerden sonra da popülerliği devam ediyor; ta ki 60'lara kadar. ardından 1973'de zirve yapıyor ve bruckner'in masonluğunun tartışıldığı ve gizli bir örgüte üye olduğunun söylendiği 80'ler boyunca grafiği düşüyor ve nihayet 2000'lere doğru 45'deki popülerliğine geriliyor.

    bruckner'in türkiye'deki durumu ne peki? 2014'te bilkent senfoni orhun orhon yönetiminde bütün bir konseri bruckner senfoni no. 8'e ayırmış. cso'nun 2020 programında ise bruckner senfoni no. 4 yer alıyor.
  • call of duty oyununda almanlara ait muhtelif radyolarda eserleri çalınan besteci.
  • anton bruckner senfonilerinin bircogunun paylastigi kimi ortak ozellikler vardir :

    * yapitlarin hepsi 4 bolumludur. 9. senfoninin 3 bolumlu olma nedeni bestecinin yapiti tamamlayamadan vefat etmesidir. yapitin planlanan final bolumu icin onemli miktarda taslak birakmis ve bu taslaklar kimilerince tamamlanmistir. gunumuzde tamamlanmis versiyonu 3 bolumlu versiyonuna nazaran cok daha fazla kaydedilip seslendirilmektedir.

    * bu 4 bolumden ilk bolum genisletilmis sonat formuna uyar. gene bir tek, o da bakis aciniza gore, 9. senfoni bu konuda istisna teskil eder. 2. bolumler yavaş bolumlerdir. 3. bolumler scherzo, son bolumler ise 1. bolumu andirir ama genelde ondan daha kisa ve yine sonat formuna onemli olcude uyan finallerdir.

    sadece son iki senfonisi ile 2. senfonisinin ilk versiyonunda yukarda anlatilan semadaki 2. bolum ve 3. bolum sirasi degisir (yani bu senfonilerde 2. bolum schero, 3. bolum ise yavaş bolumdur. bu acidan beethoven'in 9. senfonisini andirirlar)

    * senfonilerin hemen hepsi ya tremololarla (2, 4, 7, 8, 9) yahut belirgin bir ritim tutusla (0, 1, 6) baslar. ancak bunlari muteakip ilk tema kendisini gosterir. bu acidan beethoven'in 9. senfonisini andirirlar. 3. senfoni yaylilarin dalgali bir hareketi ile, 5. senfoni ise pizzicatolarla baslar. sadece 00 dogrudan temanin sunumu ile acilir.

    * 3. bolumler, scherzo'lar, hemen tumuyle tam olarak a-b-a yapisindadir. istisnalar 0. ve ilk 3 senfonidir. bunlarin scherzo'larinin sonlarina ilave edilmis birer kapanışlari mevcuttur.

    * genelde senfoninin ilk bolumunun ilk temasini uzun soluklu bir yayli temasi takip eder. eger bolum uc tema uzerine kuruluysa 1. ve 3. temalar guclu ve disavurumcudur.

    * tema gruplari arasi gecislerde kimi zaman tahta yahut bakir uflemeli kadanslari \ koralleri duyariz. bunlar bir bolumun kapaisindan oncede gelebilir. benzer gecisler \ korallar ozellikle yavas bolumlerde de oldukca sık karsimiza cikar.

    * bakir kullanimi ve yazisi oldukca yogun ve gucludur.

    * kimi olculer ardarda defalarca tekrar edilir. bu nitelik bestecinin organistlik kariyerinin ve sayilarla olan saplantili iliskisinin muzige bir yansimasidir.

    * yavas bolumler genelde iki muzikal dusuncenin (a&b) alterne bicimde islenmesi (a-b-a-b-a) uzerine kuruludur. burada soz konusu tekrarlarda muzikal dusunce aynen tekrar edilmese de uretilir.

    bestecinin muzigini yetersizlikle itham edenler kimi zaman bu ortak ozellikleri goz onune alarak 'bruckner ayni senfoniyi 11 kere besteledi ve hicbirini tutturamadi' derler. geciniz.
  • 31 ocak 1943'te almanların stalingrad yenilgisinin ve 1 mayıs 1945'te hitler'in ölüm haberinin resmî kaynaklarca duyurulmasının öncesinde alman radyosunda yedinci senfonisinin adagio bölümü çalınmıştır.
hesabın var mı? giriş yap