• tarihin ilk anti-emperyalist komutanı. romanın dizlerini tir tir titreten, tarih kitaplarına stratejinin babası olarak giren, kartacanın büyük süryani komutanı. babasına roma ya karşı nefret sözü vermiş bu büyük insan o zamanlar kendini beğenmiş romalılara rahat uykuyu haram etmiş, roma literatürine "hannibal kapıya dayandı" deyimini kazandırmış. hatta romalı çocuklar eve geç kaldıklarında anneleri çıkıp "çabuk gel bak hannibal kapıya dayandı" sözünü duyunca koşarak evine girer olmuşlar. hannibal öyle bir taktik dehasıdır ki romalılar hannibal ın taktikleriyle önce kendisini yenmiş, sonra da büyük bir coğrafyaya yayılmışlardır. yani hannibal romalıların belki en korktukları düşmanlarıydı ancak hannibaldan öğrendikleriyle de roma adeta çağ atlamıştır.

    ispanya kumandanıyken italyaya roma üzerine sefer için hazırlıklarını tamamladıktan sonra alp dağlarını dolanarak po ovasına inmiş. bu hamleyi akıllarından bile geçirmeyen romalıları darmadağın etmiştir. bu harekat bir çok kumandana ilham olmuş enver paşa sarıkamış harekatında bunu denemiş. hannibal alpleri geçerken ordusunun yarısını kaybetmiş ordusunu buna oldukça iyi hazırlamış, ancak enver paşa elindeki ordunun teknik imkanlarını göz ardı etmiştir. neyse konumuza geri dönelim. efenim hannibal alp dağlarını geçiyor kolay değil 37 fili var adamın, alpler soğuk, tabi orada bir çok kez yol bulamıyorlar ve orada şöyle diyor hannibal "ya bir yol buluruz, ya bir yol yaparız". bu söz de fatih in istanbulu fethinde gemilere karadan yürütmesi akıllara geliyor tabi. bi şekilde alpleri geçen hannibal bunu duyup gelen roma birliklerini imha etmiştir. ordusunun yarısını dağlarda kaybeden hannibal, romanın kadim düşmanı keltlilerin desteği ve yaklaşık 14 bin kelt savaşçısı da romalılara karşı hannibalın birliklerine katılmasıyla ordusunu kuvvetlendirmiştir. zaten hannibalın ordusuna yaptırdığı antremanlar meşhurdur hannibal der ki "benim 1 savaşçım 100 roma savaşçısına bedeldir" yani biraz abartı gibi gözükse de bi 10 15 romalıyı götürür onun savaşçıları.

    amacı güney italyaya inip oradaki devletlerin desteğini almak olan hannibal yolda rastladığı köy ve kentleri yağmalatarak askerinin ihtiyaçlarını karşılatır. romada homurdanmalar başlamıştır lan adam gelip köylümüzün ekmeğini elinden alıyor diyerek. romanın müttefikleri de var olum bak biz hannibalın tarafına geçeriz lan diye gider yapıyorlar. roma topluyor orduyu bu hannibal çok oldu diyerek yardırıyor cannae meydanına. burda hannibal yine stratejiyi koyuyor hilal taktiği vardır biz de çok iyi uygularız işte onun kralını cannae meydan muharebesinde yapıyor adam. mustafa kemal paşa da kurtuluş savaşında işte tam da bu cannae manevrasından yola çıkarak planlarını yapmıştır. zaten kendisi hannibalı çok araştırmış öğrencilik yıllarından itibaren hannibale karşı bir ilgisi oluşmuş, stratejilerini öğrenmiş ve ona saygı göstermişti bu nedenle gebzede hannibal adına bir 1937 de bir anıt yaptırtmıştır.

    kendisinden sayıca üstün roma ordusunu imha ediyor. hannibala bir anda roma yolları açılıyor. ama o kartaca senatosu yok mu birinci hanno adam hannibalın ününden korkmaya başlıyor buna destek yollamıyor. hannibal bakıyor eldeki şartlar uygun değil kuşatmaya neyse ben sonra kuşatırım diyor. sonra roma güçleniyor tabi zamanla kartacaya saldırıyor. hemen hannibalı çağırıyorlar yetiş hannibal. hannibal yetişir yetişmesine ama roma bu durur mu başında scipio var o da boş adam değil sayın okuyucular. scipio hannibalı yeniyor kartacayı ele geçiriyor roma. hannibal kartacanın başına geçiyor biraz toparlar gibi oluyor devleti ama empreyalist roma, kartaca senatosunu uyarıyor adamlarda hannibale yol veriyor.

    hannibal buradan anadoluya geçiyor. selevkos kralı var hannibalı almış yanına roma bu sefer bu selevkosa saldırıyor ordunun başında yine scipio bu sefer manisada savaşıyorlar. hannibal selevkosun kralı antiakhos e diyor şöyle saldır böyle saldır antiakhos da ünlüdür tabi yok diyor böyle böyle. sonra scipio antiakhosu yeniyor.

    hannibal sürgünde hannibal bi başına. artık romaya düşman devletlerin savaş danışmanı gibi bir görev üstleniyor. roma da güçleniyor da güçleniyor ancak hannibalın hayatta olması bile rahat bir uyku uyutmuyor adamlara. bu arada romalılar scipioyu rüşvetle suçluyorlar. scipio hay ben sizin gibin devlete de orduya yazıklar olsun diyor kapatıyor kendini villasına sonra az kalmadan kederinden ölüyor scipio. adamın vasiyeti var normalde scipiogiller ölülerini yakmaz ama scipio yaktırıyor hatta mezarına "nankör vatan sana kemiklerimi bile bırakmayacağım" yazdırıyor. hannibal de o sıralar gebzede otobiyografisini yazıyor. roma askerlerin onu öldürmeye geldiğini duyan hannibal dede yıllardır yüzüğünde bulundurduğu zehiri içip intihar ediyor. giderken de "romayı şu büyük derdinden kurtarayım artık diyor".

    hannibal tabi memleketi kartacaya kızgın o da scipiodan esinlenip kendisini yakılmasını ve küllerinin gebzeye gömülmesini istiyor. mezar taşına da şunu yazdırtıyor "nankör vatan sana küllerimi bile bırakmayacağım".. * * *
  • antik çağ'ın, büyük iskender ve julius caesar ile birlikte en yüce şahsiyetlerinden biri. roma'nın gelişiminde ve imparatorluğa giden sürecinde muazzam katkıları olmuştur. işte, 100 maddede hannibal barca:

    1. romalı tarihçi valerius maximus'a göre babası hamilcar barca huzuruna gelenlere "evlatlarım, roma'nın sonunu getirmek için yetişen aslan yavrularıdır." dermiş. baba barca'daki roma nefretini hissedebiliriz.

    2. hannibal, birinci pön savaşı'nın devam ettiği sıralarda yani mö 247 doğar. isminin bereket tanrısı baal'dan geldiği söylenir. isminin dini bir misyonu olduğu söylenebilir.

    3. barcalar'ın özellikle kadınlarına dair bilgilere ulaşmak zor. hannibal'ın annesine dair bir bilgi yok hatta ismi bile kayıtlarda geçmiyor. bilinmesi gereken ise hannibal'ın en büyük kardeş olduğu ve hasdrubal ile mago adında iki kardeşi daha olduğudur. kardeşleri de ikinci pön savaşı'nda önemli görevler üstlenecekler hatta hasdrubal barca'nın hataları, hannibal barca'yı zor durumlara sokacaktır.

    4. kartacalılar'ın konuştuğu fenike lehçesine pönce denir. fenike dili ile birlikte pönce de bugün artık ölü dil olarak kabul ediliyor.

    5. mö 241'de, hannibal 6 yaşındayken birinci pön savaşı'nın yıkıcı sonuçları ailede görülür. baba hamilcar barca'nın delege olarak katılmayı reddettiği -mö 241'de imzalanan- lutatius antlaşması ile roma, kartaca'yı resmen sindirmiş olur. bu da yetmezmiş gibi savaş yanlısı olan baba hamilcar barca, yaşlılar meclisi olan gerousia tarafından görevinden alınır.

    6. intikam ateşiyle yanıp tutuşan baba hamilcar barca'yı, -barcalar'ın yaşlılar meclisi'nden sevildiğini söylemek zor- gümüşleriyle meşhur ispanya'ya gönderirler. romalı tarihçilere göre baba barca, mö 237'de henüz 9 ya da 10 yaşlarında olan hannibal barca'yı da yanında götürecektir.

    7. baba ve oğul, orduyla ispanya'ya gitmeden önce kutsal baal tapınağında kurban adarlar. (bazı tarihçiler, kurban olarak insan adadığını söylerler ki net bir şey söylemek zor.) tapınakta hannibal barca, tanrı huzurunda ve de babasının eşliğinde roma'dan intikam alacağına dair ant içer. yaş henüz 9 ya da 10. yani babasının, roma'ya ana avrat sövmelerini her gün duyduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
    (bkz: eğitimde ailenin önemi) *

    8. babası ile birlikte ispanya'ya vardığında sierra modena yakınlarındaki gümüş madenlerini ziyaret ettiği düşünülüyor. bu madenlerin her tarafa doğru kilometrelerce uzandığını görünce roma'yı mahvetmek için bunların yeterli olup olmayacağını düşünmüş olsa gerek.

    9. mö 235'te, her soylu ailede görüldüğü gibi baba barca, hannibal'a yunan kökenli bir öğretmen tutar: sosylos.

    10. yukarıda dediğimiz gibi barcalar'ın hayatlarındaki eşler ve metreslere dair çok az bilgi bulunur. gelgelelim, hannibal barca'nın imilce isimli bir ispanyol karısının ismi geçmektedir. imilce'den herhangi bir çocuğu olup olmadığı da bilinmemektedir.

    11. mö 228'de çok sevdiği ve yiğitliğine hayran kaldığı babası hamilcar barca, keltiberler tarafından tuzağa düşürülür ve öldürülür. kimi tarihçi bu konuda anlaşamaz. kimisi tuzaktan kurtulduğunu fakat sudan geçmeye çalışırken boğulduğunu söyler. sonuç olarak babası artık yoktur ve hannibal 19 yaşındadır.

    12. mö 226 yılından itibaren roma da artık ispanya'daki madenlere konmak ister. paranın kokusu onlara kadar gelmektedir. iki devlet arasında kabul edilen sınır, ebro nehri'dir ve roma bu nehrin ötesine geçip madenleri avuçlamak istemektedir.

    13. hannibal barca, mö 221'de -26 yaşındayken- ispanya'daki kartaca askeriyesinin başına geçer. hannibal'ın babasına olan aşırı benzerliği, askerlerin kendisini başkomutan olarak seçmesinde önemli bir etken olduğu söylenir.

    14. çatışmalara ilk giren ve son çıkan kişi olarak sivrilmeye başladığı andan itibaren hannibal barca, ordusundan ve müttefiklerinden tek bir şey ister: sadakat. antik çağ'da askerler üzerinde tam anlamıyla hakim olabilen komutan sayısı oldukça azdır. hannibal bu gururu yaşayan ilk komutanlardandır.

    15. şunu da unutmamak gerekir ki, kartaca'daki yaşlılar meclisi'nde bulunan pek çok orospu çocuğu (bunlar maalesef hannibal'a destekten çok köstek olacaklardır) gibi hannibal barca isteseydi ispanyol gümüşlerine el koyar ve bir ömür boyunca dünyanın en zengin kişilerinden biri olarak hayatını sürdürebilirdi. kendisi baal'a adadığı kurbanı ve de babasına verdiği yemini hiçbir zaman unutmamıştır.

    16. hannibal barca, avrupa'ya (en azından ispanya, galya için) filleri getiren ve tanıtan kişi olarak bilinir. barca ailesi, bu filleri bugünkü suriye'de özel olarak eğitmekteydiler. ispanya'da da bu fillerden yararlandığı bilinir. ispanya'dan çıkarken yani roma'nın üzerine giderken yanında 37 adet fil olduğu düşünülüyor.

    17. mö 219'daki saguntum kuşatması, ikinci pön savaşı'nın başlangıcı olarak kabul edilir. hannibal için roma'ya meydan okumaydı. yaklaşık iki yıldır orduları eğitmekle meşgul olan hannibal için aynı zamanda bir sınavdı. saguntum ancak 8 ayda düştü. saguntum'da, hannibal'ın kalçasına gelen bir mızrak ile yaralandığı söylenir.

    18. saguntum düşerken roma konsülleri publios cornelius scipio ve tiberius sempronios longus idi. "ne oluyor?" diye yoklamaya gelen roma'nın elçileri hem hannibal barca hem de -hannibal korkusundan olsa gerek- kartaca meclisi tarafından geri yollanır.

    güzergahı kafamızda canlandırabilmek için şuna ihtiyacımız olacak: görsel

    19. hannibal'ın ordusu oldukça heterojen bir yapıdaydı. ordusunda beş farklı dilin konuşulduğu söylenir ki ordusunun büyük çoğunluğu paralı askerlerden oluşmaktaydı. evet, hannibal ispanya'dan akan gümüşler sayesinde bunları besleyebilmiştir. daha da önemlisi bu heterojen orduya söz geçirebiliyor olmasıdır. bu konuda büyük iskender'i derinlemesine incelediği söylenir.

    20. hannibal barca'nın, mö 218'de ispanya'dan çıkıp italya'ya kadar kullandığı güzergah: ebro nehri, pirene dağları, galya, rhone nehri ve alpler. korkutucu gerçekten.

    21. yeni bir coğrafya ile karşılaştığında yerli kabileleri mutlaka yanına çeker, onları rehber edinerek arazinin ve coğrafyanın avantajlarını/dezavantajlarını çok iyi saptar. zaferlerinde bunların büyük önemi vardır. yine de galya'ya geldiğinde ordusunun yarısını pusudan, hava şartlarından kaybetmiştir.

    22. hannibal barca'nın ordusunda keltler özellikle istihbarat, kılavuz ve casusluk alanında muazzam kolaylıklar sağlamıştır. savaşlarda zaten maharetli olan keltler zaferlerin baş aktörlerindendir. aynı zamanda numidyalı süvariler, romalı süvarisine çok üstün olduğu kadar sayıca da fazlaydılar. son olarak ispanyollar. kartaca çökmeye başladığında görülecek ki özellikle numidya süvarileri roma ordusu içinde önemli bir yer edinecekler.

    23. hannibal barca'nın stratejilerinde gecenin önemli bir yeri vardır. geceyi bu kadar aktif bir şekilde kullanan lider çok azdır. çünkü gece, her ne kadar pusu imkanı veriyorsa aynısının sizin başınıza gelmeyeceğinin garantisi yoktur. barca'da bu korku yoktur, kusursuz işler planları: rhone nehri'ni geçerken zorluk çıkaran kabilelere karşı geceyi seçer. geceleyin gizlenmeleri için gönderdiği süvarileri bir anda ortaya çıkınca neredeyse kayıpsız geçecektir nehri. nehir geçilirken elindeki 37 filden birini bile kaybetmediği söyleniyor. 2023'te şimdi bile muazzam bir başarı olarak kabul edilir.

    24. hannibal barca'nın mö 218-202 arasında karşılaştığı kişiler cornelius scipio ve kardeşi gnaeus scipio, tiberius sempronios longus, gnaeus servilius geminus, gaius flaminius nepos, quintus fabius maximus, lucius aemilius paulus, gaius terentius varro, marcus claudius marcellus, tiberius gracchus, quintus fulvius flaccus ve de scipio africanus gibi meşhur komutanlardır.

    25. pek çok defa büyük iskender'i taklit ettiği görülür. askerleri gibi birkaç battaniyeye sarılıp onlarla birlikte uyumak... bir ordu için onur olduğu kadar sadakatin gelişmesi açısından da muazzamdır.

    26. alpler'de açlık sorunu belirince hannibal barca'nın ölmek üzere olan askerlerini yemek * olarak gördüğü söylenir ki ordusuna ve de ordusunun liderine bu kadar bağlı olduğu bir yerde bu pek mümkün gözükmektedir. fakat görülüyor ki özellikle romalı tarihçiler hannibal'ı karalamak için bu yalanı iyi kullanmışlar ve yedirmişlerdir de.

    27. alpler'e çıkışta hannibal'ın elinde 38 bin piyade ve 8 bin süvari/at olduğu söylenir. alpler'den inişte neredeyse bu ordunun %50'si yok olmuştu (yaklaşık iki haftada). bu yüzden inişte, özellikle azılı roma düşmanı olarak bilinen boii keltlerinin, ordusunu desteklemesine bel bağlar. gerçekten de şayet boii keltleri, kendisinden yana olmasaydı seferi bu kadar uzun süreli olamazdı.

    28. hannibal'ın alp güzergahında tam olarak nereden geçtiği bilinmemektedir çünkü arkeolojik kazılarda pek bir şey çıkmamıştır. yani hangi geçitleri veya nereleri kullandığı henüz net değil.

    29. tarihçi polybios, hannibal barca'nın gerektiği zaman endişe duyan birisi olduğunu söyler. yani onun kusursuz olduğunu vurgulama iddiası yoktur. ayrıca hannibal barca ve seferlerine bakılırken polybios tercih edilir.

    30. sonuçta alpler'de ordusunun yarısını kaybeden hannibal barca, ordusuna güç ve güven vermek amacıyla italya'yı istila ettirmeye başlar.

    31. romalılar yenilgilerden sonra arkasını dönüp memleketlerine kaçabilirken artık hannibal barca ve ordusu için böyle bir şey mümkün değildir. kazanmaktan başka şansları yoktur artık.

    32. ticinus muharebesi, publius scipio'nın yaralandığı ve hannibal barca'nın en az 6 bin romalı'yı esir almasıyla sonuçlanır. bu başarı, kafası karışık olan öteki kelt kabilelerini de hannibal'ın yanına geçirir. bunlar gelirken de 2 bin adet romalı kellesi getirirler. gerçekten de kelt töresinde cesurluk getirilen kellelerle ölçülürdü.

    33. kartaca ana karasından uzakta olduğu için lojistik sorunu hannibal barca'nın en önemli sorunlarından biri olacaktır. mevsime göre saldırmayı, yeri geldiğinde çekilmeyi bilir. özellikle roma erzaklarına yani stoklanmış roma tahılları daima önceliği olmuştur. ayrıca çaldığı her stok ile roma'yı küçük düşürüyordu.

    34. trebia muharebesi, hannibal barca ve roma orduları arasındaki ilk ciddi çatışma olarak kabul edilir. pek çok tarihçi hannibal isminin, bu muharebeden sonra roma için korku yaratmaya başladığını söyler. hannibal burada, roma piyadesini köşeye sıkıştıran ve de süvarileriyle ezip geçen çifte kuşatmasını uygular.

    35. hannibal barca'yı büyük yapan etmenlerden bir tanesi yukarıda bahsettiğimiz gibi casusluk çabalarıdır. trebia muharebesi öncesinde rakiplerinin yani scipio ve sempronius'un arasındaki anlaşmazlığı, roma ordugahlarındaki ajanları vasıtasıyla öğrenir. büyük ihtimal bu ajanlar kelt idi.

    36. hannibal strateji/taktik/lojistik konusunda gerçek bir dahidir. düşman topraklarında bulunan her komutan gibi kendi belirlediği yerlerde ve koşullarda savaşa girer ya da girmek ister. romalılar'ın tokatlana tokatlana anladığı ve de en sonunda hannibal barca'nın da bir bakıma sahneden inmesine sebep olacak strateji buydu.

    37. hannibal'ın pusularında en önemli şey zamanlamadır. ayrıca soğuk havalarda pusu yapacak askerlerin üşümemesi için vücutlarını katı/sıva yağlarla kaplatılması talimatını verir.

    38. hannibal'ın, mevcut roma konsüllerinin ve generallerinin geleneksel olarak zafer alayı ya da şöhret peşinde olduğunu bildiği kabul edilir. dolayısıyla roma askeriyesinde komutanlıkların gün gün değiştiğini biliyordu. mesela trebia muharebesi'nde dengeli scipio'nun komutan olduğu günü değil kendisini küçümseyen konsül sempronius'un komuta edeceğini günü seçmiş olması rastlantı değildir. hannibal'ın meşhur pusularından biri, sempronius yiyecektir. üstelik scipio'nun defalarca uyarılarına rağmen...

    39. yukarıda belirttiğimiz gibi numidyalı süvariler *, ağır teçhizatlı roma süvarileri karşısında çok esnektir ve romalı süvariler onlara yetişemediği gibi pek çok kez numidyalılar için alay konusu olmuşlardır. roma piyadesini, numidyalılar karşısında siz düşünebilirsiniz.

    40. hannibal'ın ordusundaki önemli birliklerden bir başkası, balear sapancılarıdır. cannae muharebesi'nde attıkları taş romalı general aemilius paullus'u saf dışı etmiştir. siz hayal edin.

    41. hannibal barca'nın aldığı zaferlere bakılırsa roma ordusunun ya yorgun ya da aç veya ya donmuş ya da hepsini aynı anda yaşadığı görülür. halbuki barca'nın ordusu her zaman dinamiktir ve de karnı toktur.

    42. hannibal barca müthiş bir propanganda uzmanıdır. zaten neredeyse 20 boyunca italya'da sıkışıp kalmasına rağmen ele geçirilememesi bunun en önemli örneğidir. yine de bir örnek verelim: ele geçirilen romalı esirler pek çok kez öldürülürken roma için savaşmış keltler'e özgürlük verilmiştir. bu anında sağa sola yayılmış, barca'nın davasına pek çok kelt kabilesi daha katılmıştır.

    43. pek çok tarihçi * *, dönekliğiyle bilinen bu keltler'e yine de hannibal barca'nın çok güvenemediğini bu yüzden suikasta uğramamak için peruk taktığını söyler. doğruluğu tartışmalı olsa da barca'nın yapmayacağı şey değildir. *

    44. trebia muharebesi'nin acı haberinden sonra roma senatosu 100 bin askerden oluşan 11 yeni lejyon kurar. (işte biz burada, romalılar'ın gücüne tanıklık ediyoruz. yeniliyorlar ama pes etmiyorlar. scipio africanus gibi yetenekli komutanların elinde bu cevher zaten hannibal barca'nın sonunu getirecektir.)

    45. tarihçiler hannibal barca'nın son savaşı olan zama muharebesi'ne kadar hiçbir muharebede sayısal olarak romalılar'dan üstün olmadığı söyler ki barca'nın yaptığı işlerin büyüklüğünü göstermesi açısından önemli bir detaydır.

    46. trebia yenilgisinden sonra roma'yı ve halkını korku sarmaya başlar. roma'da kehanetlere önem verildiği için bu kehanetlerin baş aktörü de malum hannibal barca idi.

    47. romalılar'ı şaşırtmayı ve de beklenilmeyen yerlerden çıkmayı çok seven hannibal barca, romalılar için geçilmez olarak bilinen arno bataklıklarına dalar. bataklıklardaki durum, en az alpler geçişindeki kadar kötüdür. hannibal'ın nasıl gözü kara komutan olduğunu tekrar görüyoruz.

    48. hannibal barca, arno bataklıklarında oftalmiye yakalanır. göz ya da göz kapağının iltihaplanması ile oluşan bu rahatsızlık bataklıktaki pis durumla daha da azar. tarihçiler yaklaşık dört günde hannibal'ın bir gözünü kaybettiğini söyler. daha da ilginci, romalılar tek gözlü liderlerden korkmaktadırlar. mutlaka bunu da propaganda olarak kullanmıştır.

    49. hannibal ayrıca roma'ya tam ısınamamış yerel liderlerle de temas halindedir. roma'ya karşı etrüsk hıncını harekete geçirmek ister. neticede pek çoğu etrüskler'in torunları sayılır.

    50. tarihçiler, en azından belli bir döneme kadar, hannibal barca'nın çoğu roma konsülünden italya'da olanlar hakkında daha fazla şey bildiğini söyler. yani istihbaratı sayesinde gelişen olayları anında duyuyor. roma'ya homurdananları da anında öğreniyor.

    51. arno bataklıklarından yaklaşık olarak floransa'nın doğusundan çıkan hannibal barca ve ordusu oldukça yorgundur. şayet kendisini arayan flaminius'un istihbaratı iyi olsaydı bataklık çıkışında bu yorgun orduyu yok edebilirdi.

    52. hannibal barca'nın "yanmış dünya politikasını" uygulayan ilk komutanlardan biri olduğu söylenir. kendisini takip eden flaminius'un ordusundaki çiftçi askerler, yaşadıkları yerlerin yandığını görünce/duyunca hissedebileceklerini sizlere bırakıyorum.

    53. trasimene muharebesi, sisin * ve de antik çağ'daki en büyük pusulardan birinin da iş birliğiyle hannibal barca'nın zaferiyle üç saatte sonuçlanır. flaminius savaşta kıstırılır ve konsül giysisi ile kendini belli eder. bir kelt'in mızrak ile flaminius'u öldürdüğü kabul edilir. hannibal barca ve ordusu, bu muharebede, 15 bin romalı'yı öldürür ve bir o kadarını da esir alır.

    54. hayatın en büyük şakacı olduğuna dair bir anekdot verelim: trasimene muharebesi'ne romalı komutan flaminius bolca zincir getirir, hannibal barca ve ordusu için. yukarıda da bahsettiğimiz gibi hem kendisi ölecek hem de ordusu bu zincirlerle tutsak edilecektir.

    55. hannibal barca'nın ölen romalı komutan flaminius'u gömdürmek için cesedini arattırdığı fakat flaminius'a dair hiçbir şeyin bulunamadığı söylenir.

    56. roma senatosu ordudaki çift başlılığı bir nebze olsun azaltmak için quintus fabius maximus'u diktatör (bugünkü anlamıyla alakası yok) olarak atar. belirtelim ki, atanan son diktatör yine birinci pön savaşı'nda mö 249 yılında atanmıştı.

    57. diktatör quintus fabius maximus, hannibal barca'yı dumura uğratan ilk romalı olarak kabul edilir. diğer konsüller ve generaller gibi acemi olmadığı gibi şöhret peşinde de değildi. bu yüzden, hannibal'ı ezecek gücü toplayıncaya kadar o'nu italya'da oyalamak ister. buna fabius stratejisi denilecektir. gerçekten de, tüm tahriklere ve propagandalara rağmen diktatör bu stratejiden ödün vermeyecektir. barca da karşısında artık normal bir romalı olmadığını anlar.

    58. hannibal barca bu oyalamalar sürerken roma'nın en verimli alanları olan ager falernus'u yani campania bölgesini yağmalar. buna mecburdu. kartaca'dan her anlamda hiçbir destek gelmiyordu.

    59. volturnus vadisi'nde bir ara zor durumda kalan hannibal barca, 2 bin sığırın boynuzuna bağladığı dal demetlerini tutuşturarak romalılar'ı oyalar ve gece vakti sıvışır.

    60. hannibal barca'nın ustalık eserine geliyoruz: mö 2 ağustos 216 cannae muharebesi. bu muharebede barca, romalılar'ın görüşünü kısıtlamak için kum dolu rüzgarları * dahi hesaplamıştır. romalılar'ın piyade olarak 2 kat daha fazla olduğunu unutmayalım. barca sadece süvaride daha fazladır. meşhur numidyalı süvariler yine gerekeni yapacaktır. dört aşamada cannae muharebesi'ni kafamızda canlandırmak için: görsel

    61. cannea muharebesi'nde, romalılar tam anlamıyla doğranır. 86500 olarak bilinen roma gücünde (10 bin adeti ordugahta kaldığı için savaşta yer almadılar.) 50 bin piyadenin yanı sıra 2700 süvarinin öldürüldüğü söylenir. bu ölüler içinde 80 senatör, 2 quaestor, 29 askeri tribunus da vardır. esir alınan, romalılar'ın sayısının en az 8 bin olduğu belirtiliyor. sıkı durun, hannibal barca'nın ordusunda ise total kayıp 6 bin kadardır. bu muharebenin sadece 6 saat kadar sürdüğü düşünülüyor.

    62. hannibal barca'nın kurmaylarından maharbal, cannae muharebesi'nden sonra liderine 400 km uzaklıktaki roma'ya gidilmesi gerektiğini söyler. liderinde tutukluk görünce de "nasıl kazanılacağını biliyorsun ama zaferden nasıl avantaj elde edeceğini bilmiyorsun." der. bu söz söylenmiş olsun ya da olmasın hannibal'ı en iyi özetleyen cümlelerden biridir. gerçekten de roma yolu açık olsa da, barca'nın roma'nın düşebileceğine olan inancı yok gibidir. (şahsen ben öyle yorumluyorum.) çünkü saguntum gibi bir şehrin bile yarım yılda düşmediği aklından çıkmamıştır. peki diplomasi? büyük ihtimal hannibal, romalılar'dan bir barış antlaşması beklemektedir halbuki roma, bu kıyımı unutmadığı gibi kendisine daha da bilenecek, 16-17 yaşındaki erkekleri bile orduya almaya başlayacaktır. ömrünün sonuna kadar "acaba roma'ya yürüsem neler değişirdi?" diye düşünmüştür.

    63. cannae'den sonra roma'da ünlü bir deyim çıkar: hannibal ad portas - hannibal, şehir kapılarında. roma'daki korkuyu anlayabiliriz.

    64. daha da ilginci cannae muharebesi'nin sonucu kartaca'ya ulaştığında hannibal barca'nın güçlenmesini istemeyen hanno, devam edecek savaşların kartaca'ya büyük külfet olduğunu söyler. italya'da neredeyse 15 yıl kadar kalacak olan hannibal barca'ya sadece 40 fil ve 4 bin numidyalı gönderilir. bir bakıma kendi vatanı bile hannibal barca'nın daha fazla güçlenmesini istemiyor. bence hannibal'ı büyük yapan etmenlerden biri de budur: rakibi sadece roma değil.

    65. hannibal barca, cannae'den sonra yani 216-206 arasında adeta güney italya'da sıkışıp kalmıştır. adeta kısır döngü. bir bakıma hayatta kalmaya çalışır, ordusu ile birlikte. romalılar güçlenene kadar fabius stratejisini sürdürür. artık romalı generaller de akıllanmışlardır.

    66. yine de cannae muharebesi'nden sonra yunanistan'daki makedon kral beşinci philippos ile anlaşmış gibidir. sonuç olarak bu dostundan yeteri kadar destek veya asker almadığı gibi romalılar daha da sertleşecektir.

    67. yukarıda da söylediğimiz gibi diplomasiyi silah olarak kullanamaması en büyük başarısızlığıdır. zaten bu, kendi sonunu getirecektir.

    68. roma'nın en önemli şehirlerinden napoli'yi üç kez kuşatır fakat üçünde de başarısız olacaktır.

    69. cannae'ye yakın bir yer olan salapia'da bir fahişe ile birlikte olduğu söylenir. kimisi aşık olduğunu da belirtir. büyük ihtimal bedensel ihtiyaçlarını gidermek için birlikte olmuşlardır. birlikte olmasında ayıp bir şey yok sadece bir böyle bir liderin hayatında az kadın olduğu için dikkat çekici. *

    70. tarentum'u kuşatma ile değil içerideki hainlerin vasıtasıyla ele geçirir. en iyi olduğu alanlardan biridir. tarentum'un önemli bir limanı vardır. büyük ihtimal buradan olası bir geri dönüşü ya da sefer devam edecekse destek almayı düşünür. gelmeyecektir bu destek.

    71. mö 214'te, roma senatosu hannibal barca'nın takviye umutlarını yok etmek için sicilya'yı ele geçirmeye karar verir. bu yüzden siracusae kuşatılır. burada meşhur matematikçi ve mühendis archimedes * yaşamaktadır. kuşatmayı sürdüren marcellus'un, askerlerine archimedes'i sağ yakalamalarını emrettiği söylenir. büyük ihtimal bu dahi adamı, hannibal barca'ya karşı kullanacaktı. efsaneye göre, şehir düşmekteyken hala kağıtlarına gömülü olan archimedes'in odasına bir roma askeri dalar ve onu öldürür. son sözlerinin sinirli bir şekilde "halkalarımı bozma." olduğu söylenir. ver taşağını öpelim bilge adam.

    72. napoli'yi alamayan hannibal bir başka büyük şehir capua'nın kapısını zorlar. karakter olarak tam olarak ne oldukları bilinmeyen capualılar kapılarını barca'ya açacaktır. dediğimiz gibi bunların hiçbiri roma'yı korkutmuyor.

    73. roma bilenmesine örnek verelim: mö 212'de -yani cannae'den 4 yıl sonra- roma sahaya en az 200 bin asker sürebiliyorken gemilerine de 70 bin denizci koyabiliyordu. tarihçiler bunun mevcut nüfusun %10'u olduğunu söyler. kartaca hiçbir zaman bu seferberliği yapamazdı, yapsa da yukarıda söylediğimiz gibi bunu hannibal barca'ya vermezlerdi. son yaklaşıyor.

    74. her geçen yıl, hannibal barca italya'da güç kaybederken bilakis roma ordusu eğitimini tamamlıyordu. netice olarak mö 218'de ispanya'dan yola çıkan kemik kadro haricinde elinde sağlam bir ordu yoktur denilebilir. çünkü barca artık kuzey'in vahşi kabilelerinden de uzakta kaldığı gibi güney italya'daki yanar döner kabilelerin ya da yerlilerin askerlerini kullanmak zorundadır.

    75. romalılar, capua'yı kuşatırken bir anlık gazla olsa gerek roma'ya yürür. evet, en güçlü döneminde yapmadığı şeyi zayıf olduğu anların birinde yapar. roma'ya varır, surları şöyle bir yoklar ama surlar geçit vermeyecektir. eminim ki, kendisi bile roma'yı alamayacağını biliyordu. sonuç olarak romalılar, capua'dan kuşatmayı kaldırmış barca az da olsa soluklanma şansı bulmuştur.

    76. roma bu sıralarda sicilya'nın yanı sıra ispanya'da da harekete geçer. ispanya'dan gelecek yardımları tamamen kapatmak isteyen -zaten gelmiyordu- roma buraya scipio kardeşleri yollar. scipio kardeşlerin karşısında ise hannibal barca'nın kardeşi hasdrubal barca vardır. ispanya önemlidir çünkü eğer kartaca kaybederse hannibal'a destek verilmesi bir yana kartaca toprakları bile tehlike altında olacaktır. roma için scipiolar'ın başlattığı yukarı baetis muharebesi beklenildiği gibi gitmez. scipiolar'dan biri ve romalılar'ın birçoğu burada adeta katledilir. kısa süre sonra ilorca muharebesi'nde ise gnaeus scipio yani son kardeş de öldürülür. bu yenilgiler roma'da felaket olarak kabul edilir çünkü hannibal artık ispanya'dan kardeşini çağırabilirdi.

    77. ve sahneye yeni bir scipio çıkar: scipio africanus (africanus unvanını mö 201'de yani zama muharebesi'nden sonra alacaktır.) scipio africanus'u şöyle özetlemek mümkün: hannibal barca'nın romalı versiyonu. bir de hannibal barca'da olmayan müthiş diplomasi yeteneği. hannibal'a söylediğimiz her şeyi kendisi için birebir söyleyebiliriz: detay uzmanı, istihbarat, lojistik, ikmal ustası ve de dini/inancı kendi çıkarına kullanabilen müthiş bir zeka. *

    78. scipio'lar karışmasın diye scipio africanus olarak bahsetmek daha faydalı olacaktır. mö 210'da -yani 26 yaşında- babasını ve amcasını kaybettiği ispanya'ya çıkar. 209'da ispanya'daki en önemli kartaca şehri olan qart hadasht'ı, kendisini bekleyen üç orduya rağmen sadece 1 günde alır. daha da ilginci kartacalılar buranın düşmeyeceğine inanmaktaydılar. barca ailesinin buradaki hazinesi de el koyar. ayrıca hasdrubal barca'nın bir nevi kartaca ile bağlantısını koparır. kartaca senatosu, geç olsa da emir verir hasdrubal barca'ya: "elindekilerle buraya gelme. italya'ya git, hannibal barca'ya yardım et!" senato farkındadır, bu güç durumdan yine hannibal barca kendilerini kurtarabilir. fakat?

    79. ispanya'nın kaybedilmesiyle hannibal barca farkındadır artık: takviye alacağı limanı olmadığı gibi artık paralı askerlerini besleyecek bir ispanyası da yoktur. yine de kardeşinin kendisine katılacağı düşüncesi bir umut vermiş olsa gerek.

    80. hasdrubal barca, mö 207'de alpler'i geçer, tarihçiler bunun ağabeyinin geçişinden daha hızlı olduğunu söyler. po nehri vadisi'ne iner. hasdrubal barca'nın getirdiği birliklerin total sayısı olarak 15 bin + 15 fil olarak gösterilir. ayrıca fark yaratan numidyalı süvari yoktur varsa da çok az. roma askeri yapılanması karşısında bu sayıların bir etkisi olmayacağı açık gibidir.

    81. hasdrubal barca, italya'nın tam ortasında yaklaşık olarak umbria'da buluşmak için hannibal barca'ya mektup yollar. tarihçiler, bu mektubun romalılar'ın eline geçtiğini, mektupta her türlü askeri bilginin mevcut olduğunu hatta buluşulacak yere kadar yazdığını belirtir. daha da kötüsü hasdrubal bu mektubu gizli bir şifre ile yazmamıştır herhalde mektubun romalılar'ın eline geçeceğini düşünmemiştir.

    82. romalılar, buluşma yerine kadar hasdrubal barca'ya dokunmaz. kardeşinin gelmediğini gören hasdrubal barca büyük ihtimalle o'na bir şeyler olduğunu düşünür. halbuki adım adım roma tuzağının (bir bakıma hannibal'ın onlara öğrettiği taktikler) içine düşer. buluşma yerine daha önce gelen romalılar, hasdrubal barca'nın ordusunu yenerler. kaçma fırsatı varken hasdrubal barca bunu kullanmaz ve muharebede öldürülür. böylece romalılar gerçek anlamda barcalar'a karşı ilk galibiyetlerini aldılar. roma, tarihe metaurus muharebesi olarak geçen bu zaferi çılgınlar gibi kutladı.

    83. hannibal barca kardeşinden haber alamazken kısa süre sonra romalı atlılar tarafından ordugahına bir torba atılır: evet, bu torbada kardeşi hasdrubal barca'nın kellesi vardır. hannibal barca da artık sonun başladığını anlamış olsa gerek.

    84. hannibal barca, mö 206-205 yılları arasında cape lacinium'daki juno tapınağına bronz levha diktirir. kimisi burada olduğu romalılar'a hatırlatmak için olduğunu söyler kimisi de baal'e yakınlık için yaptığını belirtir.

    85. bu arada scipio africanus, sicilya'dan atlayarak unvanını da kazanacağı afrika'ya ayak basar. kısa sürede hannibal barca'nın fark yaratan süvarileri olan numidyalılar'ın kralını zorla ya da birtakım dalaverelerle yanına çeker. hannibal barca için ne büyük kayıp!

    86. kartaca senatosu, afrika'daki birliklerini mahveden scipio africanus ile mücadele etmesi için hannibal barca'yı, kartaca'ya çağırır. bu sırada hannibal çok sevdiği ve de güvendiği en küçük kardeşi mago barca'nın kendisine yardım etmeye çalışırken öldüğü (mö 203) haberini alır.

    87. hannibal barca, italya'yı terk ederken sırf romalılar, elindeki atları kullanamasın diye (büyük ihtimal gemilerde de yer yok) hepsini öldürtür. acaba bu yolculuğu sırasında neler düşündü? kartaca için kurtarıcı mıydı yoksa kaybederse bir suçlu mu olacaktı? mö 203'te tunus'taki bugünkü lemta'ya ayak bastı.

    88. hannibal barca asker toplamaya başlar. zama muharebesi öncesi total mevcudunun 40 bin olduğu kabul eden bir ordu toplar. bunların ancak 1/3'i deneyimli askerdi, üstelik numidyalı süvarilerini, scipio africanus'a kaptırmıştır. scipio'nun deneyimli en az 28 bin askeri vardır. bunların içinde kendisi gibi cannae muharebesi'nden kaçmayı başaran emektar askerler de vardı.

    89. hannibal barca, scipio africanus'un ordusu hakkında bilgi almak için gözcülerini yollar. romalılar, komutanlarının emirleriyle bunları tutar. adeta roma ordusu içinde bir gezintiye çıkarır. hani "işte sizi mahvedecek ordu!" der gibi. yapılan manipülasyona bakar mısınız? üstelik bu işin ustası hannibal barca'ya karşı.

    90. hannibal barca, zama'da karşılaşacağı romalılar'a karşı pek bir şey yapamayacağının farkında olsa gerek. çünkü net bir komutandır. kartaca senatosu, onun ölümünü ister gibi o'na doğru düzgün bir asker vermemiştir. halbuki hannibal barca'nın yenilgisi, kartaca'nın da sonu olacaktı, büyük ihtimal bunun bile farkında değillerdi. belki de barca'dansa roma'yı tercih etmişlerdir.

    91. tarihçiler zama muharebesi'nden önce iki liderin yani hannibal barca'nın ve scipio africanus'un bir araya gelip görüştüklerini söyler. hannibal barca'nın, bu görüşmede, romalılar'ın kartaca'ya daha önce sundukları barış antlaşmasını onaylayacağını söylediğini söyler. scipio africanus ise her şeyi savaşa bırakmıştır. hannibal'ın çaresiz değil ama çok da umutlu olmadığını söylemek mümkün gibidir. africanus ise kendinden ve sonuçtan emin.

    92. ikinci pön savaşı'na son veren zama muharebesi'dir. cannae muharebesi'nde roma'nın başına gelenler, hemen hemen aynı şekilde bu sefer hannibal barca'nın başına gelmiştir. ordusu resmen kıyma makinesinden geçirilmiştir. ve evet, hannibal barca canını kurtarmak için savaşın sonunun yenilgi olduğunu görünce savaş alanından kaçmıştır.

    93. zama muharebesi'nden sonra scipio africanus önderliğinde roma senatosu ağır bir savaş tazminatı ister. bugünkü modern savaş tazminatlarının ilki kartaca'dan alınmıştır.

    94. ordusuz kalan hannibal barca'ya, scipio africanus adeta yaşaması için izin verir. roma senatosu bunu onaylamasa da bu gurur kırıcı durumun hannibal barca'yı içten içe bitireceğini düşünür. aynısını malazgirt savaşı'ndan sonra alparslan, romen diyojen'e yapmıştır.

    95. zama muharebesi'nden sonra hannibal barca'nın hayatı, takdir edersiniz ki huzurlu geçmemiştir. kartaca ya da romalılar tarafından suikasta uğrayacağını düşündüğüne dair kanıtlar bulunca mö 195'te kartaca'yı sonsuza dek terk eder.

    96. kartaca'yı terk ettikten sonra sırasıyla cercina adası ve tyros'a gelir. tyros'tayken kartaca senatosu kendisini kanun kaçağı ilan eder.

    97. tyros'tan ephesos yani efes'e geçer. burada roma'nın düşmanı olan seleukos lideri antiokhos ile buluşur. bir nevi onun askeri danışmanı olur fakat bu güvenmediği için uzun sürmez. bir süre girit'te ismini gizleyerek kalır. girit o sıralar deyim yerindeyse it uğursuzun cirit attığı kimin ne bok yediği belli olmayan bir yerdir. mö 189'da kendisini arayan bir roma filosu girit'e geldiğinde hannibal barca gözden kaybolur. kısa bire süre sonra armenia'da ortaya çıkar. armenia kralı artaxias'ın askeri danışmanı olur. burada surların yapımını yönettiği söyleniyor.

    98. kısa bir süre sonra kendisinden bithynia kralı prusias'a askeri danışmanlık yaptığını biliyoruz. bithynia kralı, roma yanlısı pergamon'a karşı savaş halindedir. tarihçiler hannibal barca'nın, bu iki devlet arasında marmara denizi'nde gerçekleşen bir muharebede, pergamon filosuna sepetler içinde zehirli yılanlar bıraktırdığını söyler. biyolojik savaş'ın ilk örneklerinde yine kendisini görmekteyiz.

    99. bithynia kralı'nın, roma'nın müttefikiyle mücadele edemeyeceğini anlayan hannibal barca, kralda birtakım değişiklikler sezer. roma'nın gözüne girmek isteyen kral, hannibal barca'yı roma'ya teslim etme planları yapar. diri şekilde ele geçirilmeyi ve de roma'ya esir olarak sunulmayı reddederek her zamanın yanında taşıdığı zehri içer. tarih mö 183. hannibal barca hayata veda ederken 64 yaşındaydı.

    100. mö 183 aynı zamanda hannibal barca'nın en centilmen düşmanının da ölüm yılıdır. scipio africanus, roma senatosu tarafından gözden düşürülür ve bir nevi sürgüne gönderilir. napoli yakınlarındaki malikanesinde ölür. öldüğünde mezar yazıtından şu cümlenin yazdığı söylenir: "nankör memleketim, sen, kemiklerime bile sahip olmayacaksın!" scipio africanus, hannibal barca adına da konuşmuş gibidir.

    ---
    kaynak olarak patrick hunt ve dexter hoyos'tan yararlandım.
  • kartacalı, gebzede öldüğü iddia edilen, roma düşmanı olan tarihi kişilik.

    kusura bakmasın kimse ama adamın yaptığı malazgirt savaşı değilmiş, ne gizlisi varmış ne saklısı, elbette görebilene. pek emin olmayarak söylüyorum fakat en azından 3000 kilometrelik bir yolu 100 bin askeri ve 37 filiyle geçebilmek her babayiğidin harcı değil. neyse asıl olay bundan önceki iki kurnazca ve güzel zaferden sonra, sayıca sadece at üstünlüğü kalan buna rağmen kazanmasının çok zor gözüktüğü ve romayı titreten son zaferi cannae muharebesi ...

    piyadeler yay şeklinde fakat dışa doğru, yani hilalden çok ters bir hilale benzemekte şekil... sebebi bence bariz olanı gizlemek, çünkü yapmak istediğini düz bir hatla da yapabilirdi hannibal.

    planın asıl alameti farikası, piyade yığınının merkezini olabildiğince zayıf ve kolay pes edecek askerlerle doldurmak, böylece karşı tarafın piyadelerinin sağını solunu ve önünü tecrübeli ve dayanıklı piyadelerle kuşatmak ve merkeze sıkıştırmak. son darbeyi de kanatlarda sayıca fazlalığı ve kaliteleriyle karşı tarafın süvarilerine üstün gelen attılar vuracak. ayrıca güneş ve rüzgar roma ordularının üzerinde olacak. rüzgar romalılara toz savururken güneş gözlerini almaya çalışacak.

    bu taktik o kadar tutmuş, roma ordusu o kadar sıkışmış ki o kuşatmada hiç bir roma askeri kılıcını oynatamaz duruma gelmiş. kaynaktan kaynağa değişmekle birlikte bire on veya bire on üç oranında kayıp verdirmiş.

    bu mütiş zafer sonrasında hannibal romaya girip yağmalamayı reddediyor, istediği romanın yalvarması ve vergilendirilmesi. ayrıca o bir barbar değil ve şehirleri tarihi sanatı yakıp yıkmak istememekte. kaçırdığı nokta ise politik rakiplerinin kıskançlıktan kudurmaları. o sıralarda ve hannibalın yokluğunda kartacada muhteşem zafer bir yenilgiymiş, yanlışmış gibi pazarlanıyor, böylece anayurttan hannibala yardım gitmiyor. hanibal sonradan girmek istese de, roma bir kaç yıl içinde tekrar ordu toplayınca, giremiyor.

    sonrasında olanlar hannibaldan büyük dersler çıkaran scipio (africanus) adındaki genç romalının ispnayada kartacaya karşı büyük zaferler kazanması ve hannibal'ı hannibalın şaşırtıcılığıyla kendi yurdu kartacada alt etmesi oluyor. hanibalın yapamadığını scpio yapıyor ve kartacayla roma çok ağır bir anlaşma yapıyor, sonraları hannibal'ın yönetime getirildiği kartaca kalkınmaya başlayınca roma hanibalı yöneticiliğinden sürüyor. sonrasında askeri danışmanlıklarla geçiyor hayatı, gebzede roma askerlerinin kendini tutuklayacağını anladığı an içiyor zehrini ve artık onun stratejileriyle bir imparatorluk yükseliyor, roma ...
  • hayatından altından değerli dersler çıkarılır.

    1-savaşı kazanmak istiyorsan, beklenmedik olanı yap - sadece savaş olarak almayın. eğer herhangi bir mücadeleyi kazanmak istiyorsanız, rakibin beklemediği hamle yapmak size her zaman avantaj kazandırır. istihbarata ve karşı istihbarata bu kadar para yatırılmasının nedeni bu kötü sürprizi engellemek ve kendi sürprizini hazırlamaktır.

    2 - mühim olan zafer kazanmak değil, onu kullanabilmektir - hannibal italya seferinde tüm muharebeleri kazanmış olmasına rağmen savaşı kaybetmiştir. (got - genç kurt'un hazin sonu) sonuç kartaca için felaket olmuş, ülke haritadan silinmiştir. çünkü 3. zaferden sonra roma'yı yakıp yıkmak yerine, onların teslim olmasını beklemiştir.

    3 - mert olmanın kazandırdığı tek alan edebiyattır - antik dünyada 3 muharebe kaybeden aslında savaşı kaybetmiş sayılıyordu. hannibal'ın roma'dan teslim heyetini bekleme nedeni buydu. oysa roma o heyeti hiç göndermedi. bunun yerine şehrin savunmasını kuvvetlendirdi ve savaşa vur-kaç taktiği ile devam etti. italya'yı tarihin gördüğü ilk gerilla savaşlarından birinin mücadele sahası haline getirdi. kartaca politikasındaki hannibal karşıtlığını kullandı ve muzaffer komutanın ordusunu desteksiz bıraktı. ordusunu yavaş yavaş eritti. sonunda şiirlere konu olmayacak olsa da, zaferi kazandı.

    ve bir not: tarihi kazananlar yazar. bugün bile hannibal'dan korkunç bir barbar olarak bahseden yayınlar çıkar. adı psikopatlara layık görülür. hayatı muhteşem bir gişe filmi olabilecekken, o film çekilmez.
  • ordusu bir günde 70.000 romalı askeri doğramıştır. bu sayı o zamana kadar bir savaşta bir günde verilen en büyük kayıptır.
  • ezeli düşmanı roma cumhuriyeti'nin başkenti önlerine geldiğinde medeniyetin ve tarihe değer katma olgusunun farkına vararak şehre dokunmamıştır. tarihe yaptığı bu iyiliği ise kendi memleketini yanmış yakılmış bulmakla ödemiştir. roma'nın taşıdığı his öyle bir nefretti ki kartaca topraklarına gemiler dolusu tuz dökeceklerdi yıllarca ot bitmesin diye.

    roma'nın kendi medeniyetine kıymayan adama böyle teşekkür etmesi roma medeniyetinin ya taşlardan ve sütunlardan ya da bir illüzyondan ibaret olduğunu gösteriyor olsa gerek.
  • gebze'de, atatürk'ün isteğiyle anıtı yapılmış büyük komutan.

    hat savunmasındansa, alan savunmasını müthiş başarılı bir strateji ile uygulamış ve atatürk'e kurtuluş savaşı stratejilerini belirlerken en çok örnek aldığı komutanlardan biridir.
  • kartacalıdır. tarihteki en büyük generallerden birisi olarak bilinir. fillerin de olduğu ordusuyla kartaca'dan roma'ya yürümüştür.
  • bir süper gücü yenebilmek için, savaşı düşman topraklarına taşımak gerekir anlayışını ilk defa uygulayan ve seyrettiği beklenmedik stratejilerle, romalıları dehşete düşüren kartacalı efsane komutan.

    iberya'da kurduğu ordusuyla, ilk hedef olarak roma uydusu saguntum* kentini kuşatmış* ve kanlı mücadelelerden sonra kentin kontrolünü ele geçirmiştir. roma cumhuriyeti'nden karşı hamle beklediği ve savaşı onların topraklarına taşıyarak kazanacağını düşündüğü için vakit kaybetmeden bu stratejisini uygulamaya başladı.

    öncelikle ordusunun mobilitesini arttırmaya yöneldi. kuşatma araçlarının hispania garnizonunda bırakılmasını emretti ve birliklerindeki fillerin sayısını azalttı. ayrıca askerlerinin yanına olabildiğince az erzak almasını isteyerek, harekatı en hızlı şekilde sonuçlandırmak isteğindeydi. yıldırım hızıyla karadan italya yarımadasına girilecek ve roma daha saldırının farkına varamadan hannibal'ın hançerini kalbine yiyerek teslim olmaya zorlanacaktı. çünkü daha öncesinde pirene&alp dizisi karadan aşılmamıştı* ve romalılar hannibal'ın denizden bir saldırı düzenleyeceği fikrindeydiler.

    zorlu kış koşullarına rağmen pirene&alp dağları oldukça hızlı şekilde aşılmıştı ve italya topraklarına girildi. ancak şartların sertliği ve 3.000 kilometreyi aşan yolculuk sonunda, asker kaybı ordu mevcudunun neredeyse yarısıydı. tüm bunlara rağmen sonuç inanılmazdı ve romalılar büyük bir şoka uğradılar. acele şekilde kurdukları yaşlı scipio komutasındaki ordu da ticinus'da hannibal tarafından püskürtülünce, panik dalga dalga roma cumhuriyeti şehirlerinde yayılmaya başladı.

    ama ilk ana darbe trebia'daki muharebede vuruldu. hannibal, roma güçlerini sürekli tahrik ederek saldırmalarını amaçlamış ve tuzağa düşen lejyonları tarumar ederek düşmana 30.000'den fazla zayiat verdirmişti. * artık panik tüm roma'yı sarmış, senatoya kadar sıçramıştı. senatörler acele bir kararla, quintus fabius maximus verrucosus'a ''dictator'' ünvanı vererek tüm yönetimi devrettiler. hannibal'ı doğrudan savaşla mağlup edemeyeceğini anlayan fabius, vur-kaç ve yıpratma savaşına başladı. tarihe fabian strateji olarak geçen bu taktikle; kartaca ordusunun ikmal yolları üzerindeki tarlalar yakılmış, köyler boşaltılmış ve süvarilerle taciz saldırıları yapılmıştı.

    yolculuk ve savaşlar nedeniyle zaten oldukça yıpranmış olan hannibal'ın ordusunu, gerilla harbine benzeyen bu anlayış da iyice yavaşlattı. ancak kartacalı komutanın farklı bir hesabı vardı. roma'nın aldığı arka arkaya yenilgiler ve doğrudan savaştan kaçınması, yönetimden memnun olmayan şehirleri ve kabileleri kartaca tarafına geçmesini bekliyordu ve boşa çıkmadı. keltler 35.000 askerle hannibal'ın ordusunu tazelemişlerdi.

    roma yönetimi, doğrudan savaşa girmemenin devlete repütasyon kaybettirdiğinin farkına vardı ve diğer kentlerin de kartaca tarafına geçmesinden korktukları için; fabius'un dictator yetkisini uzatmama kararı aldılar. düşmanla ne pahasına olursa olsun doğrudan savaşılacak ve anayurttan atılacaktı.

    ancak hannibal italya yarımadasında istediği gibi at koşturuyor ve şehirleri ele geçirmeye devam ediyordu. roma kısa süre içinde savaş makinesini çalıştırarak, seçkin ve tecrübeli bir lejyoner birliğini daha kartacalıların üzerine gönderdi. ancak hannibal bunun istihbaratını almıştı ve harp tarihindeki en büyük pusulardan biri olarak kayda geçen bu savaşta; 15.000 roma askeri deyim yerindeyse telef oldu.*

    tüm bu başarılara rağmen, kartaca senatosu hannibal'a destek yollamak için tereddütlüydü. ağırlıklı olarak tüccarlardan oluşan senato, hannibal'ın iyice güçlenerek sefer dönüşünde darbe yapmasından endişe ediyorlardı. hatta bu nedenle, roma'ya karşı kazandığı zaferleri halka mağlubiyet almışcasına anlatılıyordu.

    roma artık ağır yaralı ve öfkeli bir hayvan gibiydi, hata yapmaları kaçınılmaz hale gelmişti. düşman neredeyse başkentin kapıları kadar dayanmıştı ve hızlı hareket edilmeliydi. acele reaksiyon verilmesi gerekliliğiyle, ~80.000 kişilik bir lejyoner ordusu kuruldu. hannibal burada ilk taktik hatasını yaparak, harekatın rotasını italya'nın güneyine kaydırarak roma kuşatmasına başlamadı. elinde kuşatma için aracı olmadığı ve lojistik destek kuvvetinin geleceği sanrısını yaşıyordu.

    apulia yakınlarında iki ordu karşı karşıya geldi. roma ordusu, kartaca'nın neredeyse iki katı büyüklüğündeydi. hannibal dahiyane bir taktikle ki buna kumar da denilebilir, roma'ya tarihindeki en ağır mağlubiyeti yaşattı.

    (bkz: cannae muharebesi/@zenithgeist)

    saatler içinde ~70.000'den fazla lejyoner öldürülürken, roma ordusunun tamamına yakını imha edilmişti. hannibal kazandığı çarpışmayla, dünya harp tarihinin en görkemli zaferlerden birine imza atıyordu. savaşın sonunda roma cumhuriyetinin en büyük ikinci kenti capua kartaca kontrolüne giriyor, roma dağılma tehlikesi yaşıyor ve başkentin düşmesi yönünde hiçbir engel kalmıyordu. hannibal, senatoyu desteğe ikna edebilmek ve zaferi anlatmak için öldürülen askerlerden toplatılan ~11.000 altın yüzüğü kartaca'ya gönderse de beklediği destek hiçbir zaman gelmeyecekti. sonrasında lokal zaferler kazanmaya devam etse de, zamanla yıpranacak ve italya'dan çıkarılacaktı. kartacalı senatörlerin kişisel hırsları nedeniyle, kazanmak üzere oldukları savaş büyük bir fiyaskoyla sonuçlanacaktı.

    hannibal muhtemelen ordunun yıpranmışlığı ve kuşatmaya elverişli silahlanmadıkları için roma'ya saldırıda bulunmadı. ya da roma'yı kuşattığında arkadan çevrelenerek ordusunun imha edilmesinden çekiniyordu.

    ancak roma'nın kısa sürede böyle bir orduyu toplamasına pek imkanı yoktu. hannibal roma üzerine yürüseydi, senatoyu istediği koşullarda bir barış anlaşmasına zorlayabilirdi.
    nitekim süvari komutanı maharbal tarafından, ''zafer kazanmayı biliyorsun ama zaferi nasıl kullanacağını bilmiyorsun.'' diye eleştirilmişti.

    sadece iki yılda ~200.000 kadar lejyonu italya topraklarının derinliklerine yollamış, roma askeri gücünün 1/4'ünü yok etmişti.

    cannae muharebesi sonrası roma ordusu savaş doktirinini değiştirdi. scipio africanus tarafından, kendi taktikleri kopyalanarak bu şekilde ancak yenilgiye uğratılabildi. *roma'ya öyle büyük travma yaşattı ki, öldürülene kadar peşini bırakmadılar. nefretiyle yaşadığı devletin eline geçmemek için, onurlu her asker gibi intihar etti.

    en büyük düşmanları olmasına rağmen roma halkı kent sokaklarında heykellerini yaparak, saygılarını simgeleştirdiler.

    kendisinden yaklaşık 2200 yıl sonra, yakın coğrafyalarda benzer kabiliyette ve aynı lojistik&yönetimsel sıkıntılar yaşayan bir komutan daha savaşacaktı.

    erwin rommel.

    afrika'daki yenilgileri ve sonları aynı olan iki büyük komutan, tarih tekerrürden ibarettir sözünü acı şekilde yüzümüze vuruyorlar.
  • mö 219 ile mö 203 arasında roma devleti ile savaşan ünlü kartaca komutanı.hayatının son dönemlerinde romalılara teslim edileceğini anlayınca yüzüğünde taşıdığı bilinen zehri içmek suretiyle intihar ederek yaşamına son verdiği tahmin edilmektedir.

    savaşın bir hile olduğu olgusunu yaptığı eylemlerle reddeden, asilce savaşmayı üstün bir şekilde savunmuştur. kendisiyle göğüs göğüse savaşan roma devletinin o dönemki konsüllerinden flaminius savaş esnasında hayatını kaybedince; flaminius'un gösterdiği yılmazlığa karşılık mevkiine yaraşır şekilde şerefli bir törenle gömdürmeyi arzu etmiş ancak savaş meydanında flaminis'un cesedini bulamadığından arzusunu gerçekleştirememiştir. ( trasimeno gölü muharebesi ).
    keza sonraki konsüllerden paullus yine bir savaş meydanında atının üstünden yaralı bir şekilde yere düşmüş ve atlarında bulunan diğer savaşçılar inerek konsüllerini korumak için mücadele edince; hannibal o yayan savaşan savaşçılar için '' onları zincire vurulmuş bir şekilde görmektense bu hareketlerini tercih ederim. " diyerek savaştaki cesarete olan saygısını göstermiştir. biz yine konsül flaminus dönemine dönecek olursak; o dönem roma devleti iki konsülle yönetilmekte ve flaminius hayatını kaybettiğinden diğer konsül fabius maximus verrucosus quintus tek başına senatus tarafından diktatör olarak atanmış ve sabrın timsali bir konsül olan fabius maximus ile savaşınca hannibal savaşta farklı yollara başvurmak zorunda kalmıştır.

    hannibal yıllar boyunca roma devletinden on binlerce askeri öldürmüş ve şehirlerine saldırılar düzenlemiştir. tarihi kaynaklar gösteriyor ki kesinlikle savaş stratejisini çok iyi bilmektedir. buna küçük bir örnek verecek olursak; bir defasında ordusuyla birlikte ele geçirdiği hayvanları otlatmak için kılavuzlarına otlakların bol olduğu casinum'a gidilmesi talimatı vermiş ancak hataen kılavuzlar casilinum'a orduyu götürmüş ve söz konusu yerde ordu dar bir boğazda sıkışıp kalmış. burada kayıplar vermeye başlamış ardından geceleyin otlatılmak için getirilen büyükbaş hayvanların boynuzlarını çıra yardımıyla yakarak hayvanları gecenin karanlığında roma ordusu üzerine göndermiş, boynuzların tamamen yanmasıyla hayvanlar acı çekmeye başlayınca oradan oraya koşturmaya başlamış ve roma ordusu bu durum karşısında dehşete düşerek, hannibal ordusunun kendilerine doğru geldiğini düşünmüşler ve geri çekilmişler. o dar boğazdan az bir kayıpla ordusunu kurtarmıştır. tabi hatanın affedilemeyeceğini göstermek için kılavuzları oracıkta öldürtmüştür.

    cannae muharebesi'nde konsül paullus ile konsül terentius varro önderliğinde belirli kaynaklara göre 88.000 askerle birlikte hannibal'ın ordusuyla düz bir ovada savaş meydanında karşılaşırlar. hannibal sayıca az olan askerlerine cesaret aşılamaya devam etmekten ziyade onun rahat görüntüsünü gören askerler bu rahatlığıyla birlikte zaten gerekli cesareti alırlar. hannibal yıllarca osmanlı devleti'nin düz ovalardaki savaşlarına ilham kaynağı olacak hilal taktiğini kullanır. şöyle ki hannibal en çevik ve en cesur askerlerini ordu düzeninin sağına ve soluna yerleştirmiş, merkeze ise görece daha güçsüz askerleri yerleştirmiştir. güçsüz askerler roma askerlerinin saldırıları ile geri püskürtülünce sağ ve sol tarafta bulunan güçlü askerler romalı askerleri arkadan kuşatınca büyük bir katliam yaşanmıştır. 50000 romalının öldüğü 14.000 romalının ise esir aldığı rivayet edilir. bu zaferden sonra her şey hazırdır aslında; hannibal için capitolium'da yemek yeme zamanıdır. ancak bu kararından vazgeçer ve romanın merkezine doğru yol almaz. halbuki hemen hemen bütün italya'yı almıştır, ama bu zaferden sonra hannibal son hamleyi yapamamıştır.

    son olarak o meşhur cannae muharebesindeki zaferden sonra italya'nın kalbine ilerlemekten vazgeçince kartacalı barkas hannibal'a ; " sen zafer kazanmayı biliyorsun ama zaferden faydalanmayı bilmiyorsun” der. durum gösteriyor ki barkas haklı ama belki de hannibal zaten zafere giden yolu seviyordur zaferin kendisini değil.
hesabın var mı? giriş yap