804 entry daha
  • farsçası roya, öztürkçesi düş.

    atasözleri, tebdili kıyafet halkın arasına karışıp oturmuş kabus rüya unsurları.

    "senin götün kömür olsun da sarart." rüya atasözü

    rüya hatırlamamak, makyajsız yaşamak gibi durum.

    kulakları çınlasın kalıbının eşdeğeri çukur çeylen köyümüzde "kulakları çinileyesi*, uyur ise uryasında beni göresi" diye uzun ve süslü söylenir, kineyine olabileceği gibi gerçek şefkat, ilgi ve yakınlık göstergesi olarak söylenebilir.

    onun sözlüğünde rüya isim olarak bulunmadığından kosovalı babaannemiz torununun rüya adlı sevgilisine ısrarla ve düzenli olarak rukiye diyordu.

    çocuk memeden ve sütten kesilir ama ademoğlukızı rüyadan kesilemez. insan açlığa ve uykusuzluğa bile rüyasızlıktan daha uzun süre dayanır. rüya görmesi engellenen birey ayakta düş görmeye yani halüsine olmaya* başlar.

    rüya dizeleri:
    kuzu memesi sağarım.
    maviş göz akıtırım.
    ---
    her birimiz birinin rüyasıyız ama kimin?
    biri sürekli bizim rüyalarımızı yaşıyor ama kim?
    insan hele anımsayıp anlatıyorsa, rüyalarından sorumlu tutulmamalı mı?
    gerçek gerçek ise rüya rüya mıdır?
    sonraki rüyasında fren izleri vardı.
    bir rüya nasıl gerçeğe dönüşmez?
    rüya matematiği filmi.*
    ne de olsa biraz soğuk, lego gibi.
    birbirinize aşık olmaya ne dersiniz? narsizm olsun. orta kararda buluşun.
    siyah beyazdır beyaz da siyah, aynı renk olmak üzere.
    nöbetçi neden uyanmadın neden?
    rüya bir şeytan sokma ayini.
    rüya -on bir çilekeş çarmıhçı
    deliden nöbetçisinin karşısında

    ***
    "cennete gittiğimde, her şeyin bir rüya olduğunu anlıycam*." gökçe (5.5 y, kız)

    rüya göl veya levhadır; zıt, farklı yönlerden yaklaşılabilir.

    rüyanda ev veya araba gördüğünde o genellikle benliğin, ruhundur. onunla ilgili şeyler söyleyecektir. senin rüya evinin girilmedik, kullanılmadık odası muhtemelen saf kalmış, dokunulmamış, kimseye açmadığın, dokundurtmadığın ruh kısımların demeye geliyor olabilir. iyiye karşı kötü, veya kötüye karşı iyi kontrastları içerebilir, üstünde fikir oynatmak, çağrışım yapmak gerek. kişinin rüyanın geneli için ne hissettiği, içindeki belli görüntüler temalar hakkında ayrıca ne hissettiği üstüne düşünülmeli, ayrıca söyleşi gibi birine açılmak tarzında olabilir, açılınan kişi biraz düşten anlıyorsa soft sorularla rüya ve imgelerde gezinmeye yardım edebilir. rüya imgeleri güçlüyse plastik olarak dönüştürülebilir. resmi yapılabilir, grup içinde drama biçiminde oynatılabilir. rüyada hem simge dili bilmek işe yarar, yol gösterir, hem çağrışım, yani içe bakış ve diyalog içinde çağrışım gerekli ve uygun olabilir.

    rüyada olmayan, aksayan işler, yaşamda tamamlayamadığın, veya halletmiş göründüğün halde bitirmediğin işlerin olabilir. örneğin köpek, kurt erkek ve erkeklerle ilişkinin unsurları olabilir, aynı zamanda kendi eril yanın olabilir. asıl rüyanın yan sahnesi bile görünse tekrar eden rüyalar veya rüya parçaları önemlerinin altını çiziyor sayılmalıdır. uyanıp tekrar yattıktan sonra devam eden düş de öyle.

    evinin pejmürdeliği ruhunda görünenden daha fazla yara, incinme demeye gelebilir. işleyebileceğin kadar değil, maksimum hız ve minimum ipucu bırakarak bölgeden, bir yastan kaçmış olabilirsin. bir de yalnız devam eden yaşantıda, düş kırıklığına uğratıcı her durumu "zaten" ile başlayan, aynı çukura, acındığın bölgeye göndermiş olabilirsin. ya kaçınılmaz, ya seçilmiş, yeğlenmiş travma gibi. veya "acımadı ki" tavrı, becerisi gösterdiysen bu da pahalıya oturmuş, yormuş olabilir, düşündeki harap ev yorulmuşluğunun, eski yorgunlardan oluşunun görüntüsü olabilir.

    evin oda sayısı, ya da düşte sayılabilir, sayıya işaret eden unsurlar belli yaşına veya gerçek yaşamındaki sayıyla ifade edilebilir bir unsura işaret sayılabilir. gene köpek, kurt heyecan olarak, korku olarak arzu demek olabilir. kedi kadın imgesi olarak kadınlarla ilişkine ışık düşürebilir. hem düşte hem uyanık yaşamında.

    örneğin hırsız korkusu. ya hırsız kalbimizi çalarsa? halimiz nice olur? her yeni ve kritik evreden geçen ilişkin bu düş parçalarını davet ediyor olabilir. kadın düş görücü için erkek aynı zamanda baba telafisi, duygusal ilişki pürüzünü temize çekme umudu olabilir. hiçbir kayıp yaşamamış bireyler bile aşık oldukları anababalarından düşkırıklıkları yaşamıştır, yeni ilişkiler hem eski kireç çukuru tehditleri hem de virajı son anda doğru şekilde dönme olasılıklarıdır.

    kurtarma yazılıları ve bütünlemeler hiç bitmez. ta ki o konudan gelen sorular artık soru gibi gelmeyene dek. yaşamımızda her an her yaşın ve her sınıfın soruları havuz, hatta okyanus gibi aynı anda sorulmakta boca edilmekte. biz atlattıklarımızı soru gibi algılamıyoruz. sıramız gelmeyenlerden kırık not almayı da önemsemiyoruz, sorumluluklarımızı adeta yaşımız, konumumuz ve esas kendimiz belirliyoruz. en sıkı sorular tam gündemimize uyan, hem geçersek sevindirecek hem yapamazsak görmediydik diyemeyeceğimiz sorular. iyi ilişkinin de bize peynir ekmek gibi gelmeyen, biraz sert bir güreşi, kapışmayı sağlayan ilişkiler olduğu gibi. iddia olmazsa para ve heyecan yok.

    kısa notlar alarak bile olsa kenara yazdığın düşlerin daha uzun ömürlü olabilir. hakkında konuşacak birilerini bulabilirsen kabus bile şölen olur. kabus bile hediye. rüya hem kişiliğin, dünyayı algılayış ve yaşayışına gönderiyor, hem de gündelik hayatının, bugününün bilmecelerini soruyor, gündemi seriyor.

    bazı duygular kendi paralelinde, bazı duygular ise zıtlarıyla sahneleniyor. aşırı eğlenceli bazı düşlerinde hüznü araman gerekebilir. bazı ürkünç düşlerin ise boşaltıcı çalışabilir! birincisi düş neyse odur, illa anlamı büyük olmayabilir, kendi başına da değerlidir, ikincisi düş bir şeyler söylüyor olabilir ve bunu ortaya çıkarırken mantıklı ve mantıkdışı bütün araçlar kullanılmalıdır. adeta bir kerelik komple gizemmiş gibi, baştan projeyle. genelde işleri nasıl yaptığımızı bilmek yol gösterir, her gezi gene de kendi kolaylık-zorluğunu ve deneyimini dayatır.

    kesinkes doğru bir şey, gördüğün rüyayla anlattığın rüya aynı değildir. katma payı da vardır, saklama/eksiltme payı da. herkes yapıyor diye rüya anlatıcısının suçluluktan kurtulma şansı yok henüz. rüya evden kaçmadır, suç işleme ve suça yatkınlıktır, rüya suç taslağıdır. korkarak, ağlayarak uyanma bu suç evreninden bir pişmanlık veya rüyaya verilen kurban olabilir anca.

    halkımız rüyada diş dökülmesi* hakkında ısrarlı bir ortak kanaate sahip. rüyada özellikle ön diş düşüyorsa bu yakın bir akraba öleceği kehaneti sayılıyor. ruhsal açıdan diş dökülmesi kayıp korku/kaygılarını temsil edebilir. basitinden kastrasyon korkuları denebilir. halkımızın yorumu kastrasyonu hem yükseltiyor, hem de kaçınılmazlaştırıyor, yani kader haline getiriyor. korku = kader burada.

    bir bakıma rüya mini etekten farksız; göstermemesi gerekene işaret ediyor, göstermesi gerekeni örtüyor.

    düşümde bir şiir var. düşey bir ruloya sığabilir, sade, 7-8 dize gibi, akıcı. ya yazılan ya çevrilen ya uyarlanan. adım adım, aşama aşama onu yazıyoruz ve üstümüzde deniyoruz. çok yakışıyor. elbise, giysi gibi. nasıl oluyordu unuttum ama uyuyor mu diye gerçekten bakıyoruz. bir cep telefonu zili sesi duyar gibi oluyorum, sonra karım beni ibisile, ibisile diye uyandırıyor. uyandım. bu düş bana bir haiku düş gibi geldi.

    "geceleri uykularında düş gören insanlar, gündüzleri yaşayamadıkları özel bir mutluluk yaşarlar. dile çalınan bal gibi, dingin bir coşku ve kalp huzurudur bu. ayrıca şunu da bilirler bu insanlar: rüyaları tam bir cennete çeviren asıl özellikleri, sınırsız özgürlük ortamlarıdır. kendi iradesini dünyaya dayatan bir diktatörün özgürlüğü değil; herhangi bir iradesi olmayan, irade zincirlerinden boşanmış bir sanatçının özgürlüğüdür rüyalardaki." karen blixen (al alvarez night'ta alıntılıyor.)

    sabah düşünde (uyanırken direk anımsamak üzere) karı mahrem yerlerini görürsen erkek ölümüne, erkek mahrem yerlerini görürsen karı ölümüne işarettir diyor annem.

    rüya komedilerinden: rüyada kahraman cennettedir. şöyle bir bakınır, millet birer ucundan biber tüttürmekte. "aa, biber içiyorlar." kısa bir duraklamayla, "tabii ya," diye düşünür, "cennette sigara içecek değiller ya!"

    rüyanın demokrasisi: bir düş yorumu doğru görünürken, 'o bok yemiş, doğrusu şudur!' diyenin yorumu da aynı ölçüde doğru olabilir. yaşlılara da yer var, tıfıllara da. hele rüyanın arzulara korkutarak doyum olması yok mu!

    rüyaları anımsayamamak: içeriden, kendimizden gelen mektubu reddetmemek, ama bir kenara kaldırmak demektir. her düş kendi başına bir varlık, bir boyut; bir de şifreli mektup* gönderiyor olabilecek sağduyu, sağgörülerimizi taşıyabilir. tüm çağlar, kültürler düşlerle ilgilenmiştir. zamane çağımız ise düşleri forma sokmaya, iyice hırpalayıp parçalamaya çalışmakta. canımız, özümüz neyse, düşler, rüyalar da o. bir düş çok önemliyse, önemsenmek istiyorsa çeşitli şekillerde 'bu hayvan bir şey anlatmaya çalışıyor,' mesajını verebilir. örneğin aşırı heyecanlandırma, uykuyu bölme, dehşet içinde bırakma, tekrarlayıcı şekilde ziyaret etme, uyanıp tekrar uyuduğunda, veya ertesi günler-zamanlar aynı rüyanın devamını görme. insanın önemli olanı fark etmeme seçeneği yok, sadece uyur numarası yapanın kaldırılması zorluğu var. yaşam bunun için de çözümler bulur..

    dolayısıyla /ez cümle düşleri anımsamamak sağlıklı bir durum olabilir, sağlıksızsa ipucu verecektir, aceleye muhal yok.

    ***
    komşu temel köyünden biri için anlatılıyor:

    adam gece tarlasını sulamak için suyu salmış, tam da ana arktan onun tarlasına yönelten savağın* arkasında yatmış, uykusunda bir düş görmüş..

    düşünde başka bir adamı öldürmüşler, tam o savağa yatırmışlar, kanları fışkırıyormuş. olayı görünce "bu cinayet benim üstüme kalır a! ne yapayım ben?" diye söylenmiş. tam o anda uyanmış, neredeyse 3 metre boyunda bir arap başında durup ona belermekte!

    "öldürdün de numarasını mı düşünüyon?" demesiyle arap adamcağıza bir tokat aşketmiş. yaralansa da adam hemen kaçmaya başlamış. o önde arap arkada koşturuyorlar. arabın gölgesi bazen onun üstüne kadar uzanmakta. bir euzu besmele* çekmesiyle arap ortadan kaybolmuş, kurtulmuş sayılmış. o heyecana rağmen, gene tarlasına dönüp darısını sulamış. o tokatta burnu kanamışmış.

    gün gün adamın saçları dökülmeye başlamış. 39 gün sürmüş. bir çamur bulmuşlar, başına o çamurdan sürüyorlarmış. kafa derisini adeta yakar pişirirmiş. bu uygulama yavaş yavaş direncini yükseltmiş. 40 günü de atlatınca bu artık ölmez diyebilmişler.

    yorum: buradaki düş muhtemelen bunaltıyla, kaygıyla ilgili, bir de çok canlı olması, hemen peşinden uyanması, hipnopompik varsanı* olabileceğini gösteriyor. yani uykudan uyanırken oluşan varsanı.

    25 aralık 2011'de van'dan erciş'e dönerken eski bir düşümü anımsadım. bir, bir buçuk yıl veya daha eski. düşümde van'a gidiyorum, bir özlem düşü olmalı. erzurum, ağrı üstünden, kuzeyden. ığdır gibi biraz doğrultunun solunda bir yere sapıyorum, veya van girişindeki ovalar, tarlalar söz konusu olan. oralar beni oyalıyor. anımsadığım kadarıyla pancar gibi bir şeylerle uğraşıyorlar. tam hasat zamanı, herkes arı kovanı gibi çalışıyor ve her yer yemyeşil, arada pancar için tipik olan çamurlar. düşün bir arzu doyurumu düşü olması gerek te, anımsayınca yeni bir yorumu daha mümkün oldu. bu oyalanma, van'a ulaşamama acaba 9 kasım 2011 van depreminde gönüllü olarak beni erciş'e yerleştirmeleri mi? pancar tarlası gerek depremzedeler, gerek gönüllülerin koşuşturması mı? üstelik ekipte bir de ığdır kökenli psikiyatrist var.

    bir düşten hop diye işe zıpladım. saati kurmayı unutmuşum, gecikerek uyanıyorum. düşümde diğer şeyler de olmalı ama belirgin olan anayşin ve aştarot adları vardı ve bunlardan kısa bir öykü veya yazı oluşuyordu. telaşlı kalkınca düş anımsamak daha zor; rahat ve zamanı bol uyanmak gerekiyor.

    bir rüya açmazı: her yer, yön yön yol; tırım tırım aradığım şehir yok ortada. aç değil, yorgun değil, uçabilecek kadar akıcı ve etkinim; sıkıntı uymuyor ama var. soruyorum, kimse dürüst cevap vermiyor.

    (bkz: rüyalar/@ibisile)
    (bkz: garip rüyalar)
    (bkz: rüya tabiri/@ibisile)
    (bkz: rüyada/@ibisile)
    (bkz: rüya gibi)
    (bkz: rüyalanmak)
    (bkz: düş/@ibisile), düşler, düşlerin yorumu
    (bkz: rüya görememek), rüya hatırlayamamak
    (bkz: rüyaların gerçek olması/@ibisile)
    (bkz: gelecekten haber veren rüyalar), haberci rüyalar
    (bkz: kabus), karabasan, karakura, karakuru, düş
    (bkz: beden dışı deneyim)
    (bkz: almak satmak)
    (bkz: elle balık tutmak/@ibisile)
    (bkz: bengal tilkisi)
    (bkz: kör şeytan)
    (bkz: erken kalkan işine öğlen kalkan düşüne)
    (bkz: artemidoros daldianus)
    (bkz: oneirocritica)
    (bkz: night/@ibisile)
    (bkz: suetonius/@ibisile)
    (bkz: sigmund freud/@ibisile)
    (bkz: friedrich august kekule/@ibisile)
  • rüya/istihare yorumunda herodotos'un historiai kitabında hsytaspe oğlu artabanos'a* söylettiği bir yorum yaklaşımı vardır:

    "ama bunda oğlum, tanrı parmağı görmenin yeri yoktur; zira insanların gördükleri rüyaların nasıl.şeyler olduğunu sana açıklayacağım, çünkü ben senden epeyce yaşlıyım; rüyalarımıza giren görüntüler, genellikle, gündüz kafamızı yormuş olan konularla ilgilidir; bizim aklımızda ise son iki gündür bu seferden (savaş kararı) başka şey yoktu. (...) - yeter ki bana da görünmek niyetinde olsun, çünkü sana uykuda görünen bu görüntü, kim olursa olsun, beni gördüğü zaman sırf üzerimde senin giysilerin var diye beni sen zannetmez. (...) eğer gene de yalnız sana görünürse, o zaman ben de bunu tanrısal bir işaret sayarım."

    buraya kadar çağdaş ve ruhsal düş yorumu ilkesi buluyoruz. herodotos devamla artabanos'u kserkses'in yatağında yatırıyor, ona düşünde kserkses'e görünen aynı rüyayı/görüntüleri gördürüyor. artobanus'un başucunda durmuş, diyormuş ki: "sendin değil mi kserkses'i yunanistan'a sefer açmak düşüncesinden caydıran? bundan çok ürküyorsun galiba; kaderin önüne geçmeye kalkıştığın için er geç cezanı bulacaksın. kserkses'e gelince beni dinlemezse uğrayacağı cezanın ne olduğunu kendisine söyledim bile."

    kitapta* kserkses bir üçüncü düş daha görür ve düş yorumcu maglar bunu savaşın dünyaya yayılacağı, bütün insanların ona köle olacağı yolunda yorumlar: kserkses'in başında bir zeytin dalından taç var, daldan çıkan çiçekler bütün dünyayı kaplıyor, sonra başındaki taç giderek yok oluyor.

    ***
    "[rüyada] kişinin yetişkin ve gurbette yaşayan bir oğluyla cinsel ilişkiye girmesi hayırlıdır. çünkü rüya onların yeniden bir araya gelmesine ve birlikte yaşamalarına işarettir... ama eğer yetişkin oğul gurbette değil de babasıyla birlikte yaşıyorsa bu rüya hayırsızdır. çünkü iki erkek arasındaki cinsel birleşme genellikle yüz yüze olmayan bir pozisyonda gerçekleştiği için bu rüya baba ile oğulun ayrılmasına işaret eder...

    eğer [kız] evlilik çağındaysa, koca evine gidecek ve dolayısıyla rüyayı gören babası kızının çeyizi için büyük paralar harcayacak demektir... yoksul bir adamın rüyasında zengin kızıyla cinsel ilişkiye girdiğini görmesi iyidir. çünkü kızından büyük yardımlar görecek ve kızı kendisine bu şekilde zevk yaşatacak demektir." artemidoros - oneirocritica (al alvarez, night'ta alıntılıyor.)

    "suetonius'a göre "[sezar] gece rüyasında kendi annesine tecavüz ettiğini gördüğünde kahinler yorumlarıyla onu gaza getirdiler. kahinlere göre o hepimizin anası olan yeryüzünü fethedecekti. shakespeare'in julius caesar'ında ise ikaz niteliğindeki bu rüya, ensest unsurlardan temizlenerek pazarlanıyor okuyucuya. öldürüldüğü gün aslında sezar evden çıkmamaya karar vermiştir. çünkü karısı calphurnia* rüyasında sezar'ın heykelinden kanlar fışkırdığını, romalıların ise gülerek ellerini kanla yıkadıklarını görmüştür." al alvarez - night

    [1890 yılında düzenlenen bilimsel bir toplantıda, alman biyokimyacı august kekule von stradonitz benzol moleküllerinin yapısını -ki halka şeklindedir- rüyasında keşfettiğini söylüyordu:

    yine atomlar gözümün önünde dönüp duruyorlardı... bu tür manzaraları daha önce de defalarca gördüğüm için farklı formların genel yapılarını ayırt edebiliyordum. uzun bir zincirin halkaları gibi birbirlerine yaklaşıyorlardı. her şey bir yılan gibi kıvrıla kıvrıla hareket ediyordu. aman tanrım, o da ne? yılanlardan biri birden bire kendi kuyruğunu kaparak bir daire çizdi ve ardından bütün yılanlar gözümün önünde aynı hareketi yaptı. sanki birisi gözüme ışık tutmuş gibi uyandım... düş görmeyi* öğrenelim beyler! o zaman belki hakikati yakalarız."
    (...)
    bu tür rüyalar, emily bronte'nin ifadesiyle "şarabın suya karışması gibi insanın hayatına karışan", düşünme biçimimizi değiştiren veya bazı kararları almanızda size yardımcı olan yahut da daha önce farkında olmadan almış olduğunuz kararları gösteren rüyalardır. ] al alvarez - night

    "neredeyse herkes için aynı anlama gelen birtakım simgeler var. örneğin imparator ve imparatoriçe (ya da kral ve kraliçe) baba ile anneyi, odalar kadınları ve odalardaki giriş-çıkış yerleri ise kadın bedenindeki açıklıkları temsil ediyor. rüyalardaki simgelerin büyük kısmı kişileri, insan vücudunun organlarını ve erotik içerikli eylemleri gösteriyor. özellikle de cinsel organlar genellikle çok şaşırtıcı simgelerle temsil ediliyor ve zaten çoğu nesne bunlar niyetine görülüyor. kesici aletler, ağaç dalları ve değnek gibi uzun ve sert nesneler erkeklik organını, dolaplar, kutular, vagonlar ya da fırınlar ise rahmi temsil ediyor." sigmund freud - (on dreams ekinde)

    "tabii bu karmaşık yapının farklı parçaları arasında bin bir çeşit mantıksal ilişki mevcuttur. rüya-düşünceleri önplanı ve arkaplanı, sadet harici şeyleri ve güçlendirici unsurları, kanıt ve karşı-kanıt zincirlerini temsil edebilirler. rüya-çalışması rüya-düşüncelerini işler, onları evirir çevirir, parçalara ayırıp sonra da -tıpkı sıkıştırılmış bir buz kütlesi gibi- tekrar bir araya getirir. peki o zaman, daha önceki düzende geçerli olan mantıksal ilişkilere ne oluyor? başka bir deyişle, "eğer", "çünkü", "gibi", "gerçi", "ya - ya da" gibi yoklukları durumunda cümleleri ya da konuşmaları anlayamayacağımız bağlaçlar rüyalarda nasıl temsil ediliyor?" sigmund freud - die traumdeutung

    hz. yusuf'un yorumlayacak olduğu firavun rüyası:
    "tam 2 yıl sonra firavun bir düş gördü. rüyasında nil nehri'nin kıyısında duruyordu. ırmaktan güzel ve semiz yedi inek çıktı. sazlar arasında otlamaya başladılar. sonra yedi çirkin ve cılız inek çıktı. ırmağın kıyısında öbür ineklerin yanında durdular. çirkin ve cılız inekler güzel ve semiz yedi ineği yiyince*, firavun uyandı. yine uykuya daldı, bu kez başka bir düş gördü. bir sapın ucunda yedi güzel ve dolgun başak bitti. sonra, cılız ve doğu rüzgarıyla kavrulmuş yedi başak daha bitti. cılız başaklar, yedi güzel ve dolgun başağı yuttular." incil'deki anlatımı..

    "(...) -ne yazık ki şu da çok iyi bilinir, bir rüya, kelimelerden oluşan bir zincir gibi süreklidir ve içinde var olan şeyin sarılıp sarmalanmış şeklini, yani onun mumyasını görürüz rüyamızda; bunu rüyasında gören insan, onun bir asma dalı gibi yeşerdiğini, çiçek açtığını ve meyve verdiğini, rüyamda gördüğüm gibi görür; işte şu anda bunu anlatmaya hazırım." thomas mann - joseph und seine brüder

    "bir rüyanın anımsanmasıyla, der proust, gerçekliğin anımsanması arasında büyük fark yoktur." samuel beckett - proust

    "acayip rüyalar: kırmızı ağızlı silindir şeklindeki plastik bir şişeden bir şey içiyordum ve korkuyla içtiğim şeyin nişasta zehri* olduğunu fark ettim - midemin kasılıp burkulmasını bekledim, sonra panzehirlerini hatırlayıp buzluğa koştum ve bütün bir yumurtayı çiğ çiğ yuttum: ted bunun sembolik bir gebelik rüyası olduğunu söylüyor." sylvia plath - the journals of sylvia plath

    "rüya ikinci yaşamdır*. bizi görünmeyen dünyadan ayıran fildişi ya da boynuz kapılardan geçerken hep titremiş, ürpermişimdir." gerard de nerval - les filles du feu (rüya ve yaşam öyküsü)

    "pek çok rüya, bütün anlama girişimlerini daha görülürken engeller, hatta uyandıktan hemen sonra bile." carl gustav jung - rüyalar

    "rüya, uyanık durumdayken hatırlanabilecek kadar bilinçli, istemsiz psişik bir etkinliktir. bütün psişik fenomenler arasında belki de en çok "mantıksız" unsur taşıyan, rüyadır." carl gustav jung - rüyalar

    [rüya sahibinin etrafı perilerle çevrilidir. bir ses, "biz hep oradaydık, sadece sen bizi fark etmedin" der.] carl gustav jung - rüyalar

    "ama bu, herhangi bir düzenbazlık değildir. irimias'ın söylevinde, komünizmi dünyadaki tüm sefaletin açıklaması ve tüm sefalete veda etmek için kurulması gereken gerçeklik olarak fören tüm argümanlar, imgeler, duygusal tetikleyiciler yoğun halde bulunur. (...) ama sinemacı, sadece irimias'ın yüzüne odaklanmak amacıyla karşı açıyı bütünüyle bırakarak, onun konuşmasını yüksek sesli bir rüyaya dönüştürerek ve bu rüyayı müzisyen mihaly vig'in baştan çıkarıcı sesine emanet ederek farklı bir tutum takınır." jacques ranciere - bela tarr le temps d'apres

    ["(dün gece bir rüya: saatim patlıyor, sonsuz küçük çarklar, dişliler ortalığa yayılıyor, toplayamıyorum, saat camı bir iç basınçla şişiyor, dağılıyor.)" (g.264) halk arasında yaygın olan rüya yorumlarından derlenmiş piyasadaki kitaplardan birini açıp, bu rüya ile ilgili açıklamayı okuduğumuzda ise şaşkınlığa düşmemek elde değildir: "saatinin dağıldığını görmek: ölmeye işaret olarak yorumlanır."] yıldız ecevit - ben buradayım

    "yorumcu düşte görülen "satir" üzerine düşündükçe, bu sözcüğün eski yunancada hem satyr hem de satyros biçiminde kullanıldığını yüksek sesle keşfetmiş. henüz boş gözlerle kendisini izleyen iskender'e büyük bir heyecanla dönmüş, eğilmiş ve kulağına ilk heceyi sözcüğün kalan öbeğinden ayırarak fısıldamış: "sa", "tyros", yani, "tyros senindir." iskender'in ertesi gün tyros'u coşkulu bir zaferle ele geçirdiğini biliyoruz." çetin balanuye - spinoza'nın sevinci nereden geliyor

    "şunlara dikkat ederim: (1) rüya içeriğinin egemen coşkusal nitelikleri, (2) rüya nasıl anlatılıyor, (2) rüyanın aktarılması sırasında canlanan nesne ilişkisiyle rüya içeriğindeki baskın nesne ilişkileri arasındaki bağlantı, (4) rüyanın anlatıldığı sıradaki genel aktarım zemini ve son olarak, (5) gündüz yaşananlar." otto kernberg - sapıklıklarda ve kişilik bozukluklarında saldırganlık

    (bkz: rüya analizi)
    (bkz: night/@ibisile)
    (bkz: sigmund freud/@ibisile)
1509 entry daha
hesabın var mı? giriş yap