irimias
-
bir macar adı.
-
uykuyla boğuşan tüm şehrin beklentisini gerçekleştirecek bir uyanık. gözleri kırpışan ve ardından kapanan pis kedilerin yoldan geçeni. dikkat kesilmiş rüzgarın hakimiyetinin umursamadan geçip gittiği. kediler önce ondan tarafa dönüp peşine takılıyorlar. düşmeleri de aynı hızla oluyor. ekşi umutlar peşindeki biz insanlar ise uykumuzu bile hazırlık için yapıyoruz. bombalanası iştahımızın çürümüş kokusu pis koltuk kokularıyla karışıyor. boşluğun en ilüzyonlu parçasına sürükleniyoruz.
unutmadan, petrina de yanında. göstereceğiz onlara günlerini. yakalanacaklar birbir. -
[tezgahtar, sinirinden gülmesini bastıramıyordu; bu durumu başından savabilmek için musluğu açıp bira bardaklarını tıngırdatmaya başladı. "havaya uçuracağız her şeyi!" diyerek söz aldı irimias boğuk bir ses tonuyla, sonra da çınlayan sesiyle hınçla yineledi: "her şeyi havaya uçuracağız! onları birer birer havaya uçuracağız;" -petrina'ya döndü- "ödlek solucanlar."] laszlo krasznahorkai - satantango
["bence çoktan almışlardır voltayı. o kadarına kafaları basmıştır her halde." "kafaları mı?" diye sırıttı irimias. "bunların mı? bunlar uşaktı ve ömürlerinin sonuna kadar da öyle kalacaklar. mutfakta otururlar, köşelere sıçarlar ve arada dışarı bakarlar, öteki ne yapıyor, diye. avucumun içi gibi tanıyorum onları." (...) "bunlar daha hala aynı yerde, o aynı kir pas içindeki taburede oturur, akşamları acı biber soslu patates tıkınırlar ve neler olup bittiğini de anlamazlar. kuşkuyla birbirlerini izleyip sessizlikte dolu dolu geğirir ve beklerler. metanetle ve pes etmeden bekler ve kendilerini açıkça dolandırdıklarını düşünürler.]laszlo krasznahorkai - satantango
[gel gör ki irimias hiç kulak asmadı, kendini iyice kaptırmıştı. "sahibini yitirmiş köledir bunlar ama gurur, saygınlık ve cesaret olmadan da edemezler. içlerindeki ruhu canlı tutan budur, hatta bütün olanların kendilerinden kaynaklanmayıp yalnızca onların gölgesinde yaşamayı sevdiklerini, o küt kafalarının derinliklerinde duyumsadıkları halde böyledir bu..."] laszlo krasznahorkai - satantango
"gelgelelim şu kirpi gibi, kır saçlı, yaşam belirtisi göstermeyen bakışlı, at kafalı irimias'ı, şu pisliği, şu çöplüğü, şu lağım çukuruna layık solucanı alt edebilecek bir sayı dizisi var mıydı?" laszlo krasznahorkai - satantango
[irimias'ın ise öyle keskin bir zekası var ki, sanırsın ustura! futaki gülümseyerek makine atölyesine şef olarak atanıp da insanların onun yanına seğirttiği zamanları hatırladı, dahası, yöneticiler de ona koşuyordu; çünkü petrina'nın da dediği gibi, irimias'tı "umutsuz durumların ve umutsuz insanların çobanı".] laszlo krasznahorkai - satantango
"irimias suratı bir karış, önüne bakıyordu, daha sonra payer'in sözleri üzerine başını kaldırıp memnuniyetle gülümsedi." laszlo krasznahorkai - satantango
"irimias, sahiden de, usta düzenbazların başarısının kaynağını iyi bilir: sadece küçük hesaplarda iyi olan küçük insanların gurur veya onur olmadan yaşayamamaları." jacques ranciere - bela tarr le temps d'apres
"ama bu, herhangi bir düzenbazlık değildir. irimias'ın söylevinde, komünizmi dünyadaki tüm sefaletin açıklaması ve tüm sefalete veda etmek için kurulması gereken gerçeklik olarak fören tüm argümanlar, imgeler, duygusal tetikleyiciler yoğun halde bulunur. (...) ama sinemacı, sadece irimias'ın yüzüne odaklanmak amacıyla karşı açıyı bütünüyle bırakarak, onun konuşmasını yüksek sesli bir rüyaya dönüştürerek ve bu rüyayı müzisyen mihaly vig'in baştan çıkarıcı sesine emanet ederek farklı bir tutum takınır." jacques ranciere - bela tarr le temps d'apres
"vig*, irimias'ı, hariçten gelen bir karakter gibi, petöfi'nin*macar ovasında yolculuk* şiirinden okuduğu dizeye verdiği düşsel tonu bu düzenbaz karakterin yalan sözlerine de vererek oynar. çünkü düşlemek ve yalan söylemek, içmek ve sevmek gibi, aynı müzikten doğar; bekleyişin aynı temel biçimine mensupturlar." jacques ranciere - bela tarr le temps d'apres
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap