• ingilizce'de "if"..
  • ibrahim sadri nin carpikligimizi gozler onune serdigi eseri.

    eger bir gün peygamber efendimiz ziyaretinize gelse,
    yalnızca birkaç günlügüne aniden çalsa kapınızı,
    merak ediyorum neler yapacagınızı...
    biliyorum ama
    böylesine serefli bir konuga açacagınızı en güzel odanızı,
    ona sunacag?ınız yemeklerin en iyisi olacagını,
    ve inandırmaya çalıs¸acag?ınızı,
    onu evinizde görüyor olmaktan mutluluk duyacagınızı;
    gerçekten evinizde ona hizmet etmekten alacagınız hazzı.
    fakat söyleyin bana,
    efendimizi evinize dogru gelirken gördügünüzde,
    onu kapıda mı karsılayacaksınız?
    yoksa onu içeri almadan önce, aceleyle,
    bazı dergileri, gazeteleri çarçabuk saklayıp
    yerine kur'anı mı koyacaksınız?
    peki hala amerikan filmlerini seyredecek misiniz televizyonda?
    yoksa kapatmaya mı kosacaksınız aceleyle,
    o size kızmadan önce?
    kimbilir?
    belki de agzınızdan hiç çıkmamıs olmasını mı dilerdiniz,
    hatırlayamadıgınız en son çirkin kelimeyi...
    peki ya dünyalık müziginizi, kasetlerinizi de saklayacak mısınız?
    ve bunun yerine ortalıga,
    kitaplıgınızın raflarında tozlanmıs¸,
    hadis kitapları mı çıkaracaksınız?
    hemence içeriye girmesine izin verecek misiniz?
    yoksa telas¸la ne yapayım diyerek,
    saga sola mı kosturacaksınız?
    merak ediyorum:
    eger peygamber efendimiz,
    bir kaç günlügüne sizinle birlikte yasasa,
    yapmaya devam edecek misiniz,
    her zaman yaptıgınız seyleri?
    ailenizdeki sohbetler eski halini koruyacak mı?
    her yemekten sonra sofra duası etmeyi,
    yine zor mu bulacaksınız?
    hiç yüzünüzü asmadan,
    oflayıp puflamadan,
    her vakit namazınızı kılacak mısınız?
    ya sabah namazı için,
    sıcacık yatagınızdan,
    erkenden fırlayacak mısınız?
    peki ya yine mırıldanacak mısınız,
    her zaman söylediginiz s¸arkıları?
    ve okuyacak mısınız,
    her zaman okudugunuz kitapları?
    peki bilmesine izin verecek misiniz,
    aklınızın ve ruhunuzun beslendigi seyleri?
    yoksa hiç bilmemesini mi isterdiniz?
    söyle diyelim ya da:
    gideceginiz her yere götürebilecek misiniz peygamberi de?
    yoksa birkaç günlügüne degisecek mi planlarınız?
    tanıstırmaktan onur duyacak mısınız en yakın arkadasınızı onunla?
    yoksa hiç karsılasmamalarını mı umardınız,
    peygamberin ziyareti bitene dek birbirleriyle?
    simdi söyleyin açık yüreklilikle,
    onun kalmasını ister misiniz sizinle?
    sonsuza dek, hep birlikte...
    yoksa rahat bir nefes mi alacaksınız,
    ziyareti bitip gittiginde?
    gerçekten bilmek ilgi çekici olabilir degil mi?
    bilmek ve düs¸ünmek,
    eger bir gün peygamber efendimiz ziyaretinize gelse
    yapacagımız s¸eyleri...
    eger bir gün peygamber efendimiz ziyaretinize gelse,
    yalnızca birkaç günlügüne aniden çalsa kapınızı,
    merak ediyorum neler yapacagınızı ...
  • rudyard kipling şiiri, türkçeye en güzel tercümesini bülent ecevit yapmıştır,
    çevrende herkes şaşırsa ve bunu da senden bilse,
    sen aklı başında kalabilirsen eğer,
    herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
    hem de kendine güvenebilirsen eğer,

    bekleyebilirsen usanmadan,
    yalanla karşılık vermezsen yalana,
    kendini evliya sanmadan
    kin tutmayabilirsen kin tutana,

    düşlere kapılmadan düş kurabilir,
    yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer,
    ne kazandım diye sevinir,
    ne yıkıldım diye yerinir,
    ikisine de vermeyebilrsen değer,

    söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz,
    kandırabilir diye saflar dert etmezsen,
    ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz,
    koyulabilirsen işe yeniden,

    döküp ortaya varını yoğunu
    bir yazı turada yitirsen bile
    yitirdiklerini dolamaksızın diline
    baştan tutabilirsen yolunu,

    yüregine, sinirine "dayan" diyecek,
    direncinden başka şeyin kalmasa da,
    herkesin bırakıp gittiği noktada
    sen dayanabilirsen tek,

    herkesle düşer kalkar erdemli kalabilirsen,
    unutmayabilirsen halkı krallarla gezerken
    dost da düşman da incitmezse seni,
    ne küçümser ne de büyültürsen çevreni,

    bir saatin her dakikasına emeğini katarsan hakçasına,
    böylece dünyalar önüne serilir,
    üstelik oğlum adam oldun demektir.

    orijinal "if" icin (bkz: if/#1604826)
  • şart cümlelerinde kullanılan bir kelimedir. hayatımız "eğer" lerle doludur aslında.
    eğer şöyle olursa şöyle yapacağım gibi kullanımlara hayatımızda milyonlarca kere rastlarız...
    ve belki de bu kalıp hayatı daha güzel görmemizi engeller çünkü tüm olayları değişik bir gelişim sürecinden sonra görebilmemizi ifade eder.
  • rudyard kipling'in siirinin baska bir çevirisi . cevireni bilmiyorum ama arada büyük bir fark olduğundan okunmasinda yarar var

    bütün etrafındakiler panik içine düştüğü zaman
    ve bunun sebebini senden bildikleri zaman ;
    eğer başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen
    eğer sana kimse güvenmezken , sen kendine güvenir
    ve onların güvenmemesini haklı görebilirsen
    eğer beklemesini bilir ve beklemekten yorulmazsan
    veya hakkında yalan söylenir ve sen yalan iş görmezsen
    yada senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan
    bütün bunların beraberinde ne çok iyi , nede çok akıllı görünmezsen
    yada ömrünü verdiğin şeylerin birgün başına yıkıldığı zaman
    ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen
    eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir
    ve bir yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen
    ve kaybedip yeniden başlayabilir
    ve kaybın hakkında bir kelimecik olsun birşey söylemezsen
    eğer kalp , sinir ve kasların eskisinden çok sonra bile
    onları işe yaramaya zorlayabilirsen
    ve kendine "dayan" diyen iradenden başka
    birgüç kullanmadığın zaman dayanabilirsen
    eğer kalabalıkta konuşup onurunu koruyabilirsen
    ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen
    ne düşmanların nede sevgili dostların sen inciltebilirse
    sen aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen
    eğer bir daha geri gelmeyecek olan dakikayı ,
    altmış saniyeyi koşarak doldurabilirsen
    yeryüzü ve üstündekiler senindir.
    ve sen dahası bir insan olursun oğlum.

    edit : taratorun uyarısı üzerine : çeviri sabahattin eyubogluna aitmiş

    edit 2 : canlandırma
  • türkçe tümce yapısında yeri olmayan, kullanılmadığında en küçük bir eksiklik duyulmayan gereksiz bir farsça sözcük...
  • cümlenin rotasını belirleyen, tamamlanmasa bile içi dolabilen cümleler yaratabilen, olmayana ergi metoduyla diğerini cümleyi tamamlamaya davet edebilen bir sözcüktür. (bkz: bilakis)
  • excel'de mantıksal sınama formülü. kullanımı; =eğer(mantıksal_sınama;[eğer_doğruysa_değer];[eğer_yanlışsa_değer]
  • mutluluk olcerdir. hayatinizda olup bitenlere dair ne kadar cok "eger" kelimesiyle baslayan cumleler kurdugunuza bakin. onemsiz gibi gorunebilir belki. oysa yapmak iseyip yapamadiklariniz, olmak isteyip de olamadiklarinizin, gitmek isteyip de gidemedikleriniz velhasili, icinizde ukte kalan her seye dairdir o basit eger. belki bir bakis acisina gore gecen yillarinizin gizli hesap defteridir. keskeden farki basina koydugunuz cumleyi cogu kez ulasilmaz kimasidir. artik ya da vaktiyle o eger'li cumlecigin oznesinde hic bir vakit siz olmamis/olamayacaksinizdir. bir sans verilmemistir size, secim yapmak gibi bir olasiliksa soz konusu bile degildir. eger sirta vurlulan eyerdir velhasil. omur boyu tasinir.
hesabın var mı? giriş yap