• türkler tarihin bilinen en eski zamanından beri beş ana renk olarak kara, ak, kızıl, mavi/yeşil ve sarı renkleri esas görmüş ve bu renklerden her birini dünyanın dört yönü ile merkezini ifade etmekte kullanmışlardı.

    "türk mitolojisinde ve kozmolojisinde dört ana yön renklerle simgelenirdi. şamanizmde genel kabul olarak kuzeyin rengi siyah, güneyin kızıl, doğunun mavi/yeşil, batının rengi ise aktı. merkez yani toprak ise ya sarı, yağız ya da konur olarak simgelenirdi.
    (anadolu’da da, çemberi biraz geniş tutarsanız kuzeyde karadeniz güneyde kızıldeniz, doğuda gökçe gölü, batıda akdeniz olduğunu görürsünüz)"
    (bkz: türk mitolojisinde renkler/@ay hatun)

    türkler, kuzeyden esen rüzgara kara yel derlerdi. işin aslı kuzeyle ilgili her şey için kara betimlemesini kullanırlardı.
    zorlu, çetin geçen kışa ise kara kış derlerdi.

    meselâ, oğuz kağan destanı'nda, kuzeyde oturan itbarak adlı kavmin derisi bile karaydı.

    dolayısıyla siyah/kara, hem iyi hem kötü çağrışımları olan bir renkti. (karanlık, kuvvetli, çetin, yas, ölüm vs)

    karahanlılara göre hakanları kuzeyin hükümdarıydı. (neye göre kuzey, o dönemdeki islamiyet sınırlarına göre tabii ki, asoiaf evreniyle alakası yok yani:) karakum çölünün adı da keza yine kuzeyde olmasıyla alakalıdır. hani şu cehennem kapısının olduğu yer)

    kara töz, kara şaman, kara büyü vs kullanımları ise rengin karanlık ve kötülük anlamlarıyla bağlantılıydı. türk mitolojisinin en kötü karakteri erlik’in kara demirden sarayı vardı.

    (bu erlik-ülgen, ak şaman-kara şaman, ak demirci-kara demirci olayı dikotomiyle*de bağlantılı)

    "türk mitolojisi yer-gök dikotomisi üzerine kuruludur. bu anlayışta her şey birbirinin zıttı ve tamamlayıcısıdır. gök ne kadar kutsalsa, yer ana da o kadar kutsaldır.

    aslında bu, çin kültüründe de olan ying ve yang ilkesinin (gök ata ve yer ana, yer karanlık yani karang; gök ise aydınlık yani yaruk) türk kültürüne özgü bir ifadesidir."
    (bkz: türk mitolojisinde toprak unsuru/@ay hatun)

    "şamanlar/kamlar*genelde ak büyü yapsa da bu bir de kara büyü olduğu gerçeğini değiştirmiyor. (ak şamanlar olur da kara şamanlar olmaz mı, aslında hemen hemen her şeyde bu iki ilkeli sistemi görmek mümkün*"
    (bkz: büyü/@ay hatun)

    karakura’nın*kara olduğunu söylememe de gerek yok herhalde. he bir de umay’ın*kara olanı var ki evlerden ırak…

    şaman dualarında korkunç bir varlık olarak betimlenir. bir şaman anlatısında erlik için şöyle der:
    bindiği kara küheylan, döşeği kara kunduz derisinden, beline kuşak yetişmez.
    göz kapağı bir karış, kara bıyık, kara sakalı.
    kovası kişi göğsünden, kadehi kurumuş kafatasından, kılıcı yeşil demirden, kürek kemikleri yassı demirden, dizgini kara ipekten, kamçısı kara yılan...”
    (bkz: erlik han/@ay hatun)

    dede korkut hikayeleri’nde gördüğümüz çocuğu olmayan beylerin kara çadırda ağırlanması ya da yas olan evlerden bahsedilirken karalı otağ denmesi de ölüm, yas, üzüntü anlamlarıyla bağlantılı. [türklerde cenaze olduğu zaman siyah giyilir (tersten) ve siyah bayrak çekilir ama savaşta ölmüşse beyaz bayrak çekilirdi]

    ayrıca dede korkut’ta kara çok kullanılır. kara keçe, kara koç, kara bağır, kara bulut, kara gün, kara dağlar vs mesela bana dede korkut hikayeleri’nden aklına gelen ilk cümleyi söyle derseniz; “yom*vereyim, yerli kara dağların yıkılmasın…” olur.

    alp er tunga’nın*bayrağı karadır... aslında pek çok türk boyunda kara/siyah bayrak kullanılmış, bayraktaki kullanımı gücü kuvveti sembolize ediyor, burada şunu da belirtmekte fayda var, diğer kavimler için türkler kuzeyliydi. gücü kuvveti simgelemesinin bununla bağlantısı olabilir. hsiung-nular (hunlar) çinlilerin tersine güneşe değil gök tanrı’nın makamı sayılan kuzey yıldızı/kutup yıldızına*saygı duyarlardı.

    altay yaratılış destanı’nda cehennem tüpken kara tamu*(derin kara cehennem) olarak geçer.

    türk yazıtlarındaki kara bodun kullanımında ise, sıradan, alelade, avam, halk anlamları vardır.

    "bu yüzden yönetici sınıf için ak sünük/ak kemik, halk yani avam için de kara sünük/kara kemik kalıbı kullanılıyordu ki malum türk yazıtlarında sıkça karşımıza çıkan kara bodun da halkı ifade ediyordu."
    (bkz: ak/@ay hatun)

    "kara türgiş bodun koop içikdi./ türgişlerin avam halkı hep (bize) tabi oldu. "
    (kül tigin abidesi, doğu yüzü)

    ve son olarak opkan’ı*sakinleştirmek için üç kara koyun kesilirmiş (kötü tanrılara kara hayvanlar kurban edilir)

    "erlik’in de yine insanlardan istediği başlıca şey kurbandı. gök tanrı ya da ülgen’in aksine erlik’e kara hayvanlar kurban edilirdi. eğer insanlar kurbanlarını zamanında verirlerse, onlara zarar vermek yerine, diğer kötü ruhlardan korunmaları için oğullarını onların yardımına gönderirdi ama yok, kurban zamanında verilmezse, hayvan zayıf veya hastalıklı olursa kızıp insanların üzerine felaket yağdırırdı."
    (bkz: türk mitolojisinde kurban kültü/@ay hatun)

    “at kültünün önemli bir yer tuttuğu hunlar, ana yönlerle ilgili kozmolojik anlayışa bağlı olarak, kuzey cephesine kara atlıları, güney cephesine kızıl atlıları, doğu cephesine boz atlıları ve batı cephesine de beyaz atlıları gönderirlerdi.”
    (yaşar çoruhlu - türk mitolojisinin ana hatları)

    "kuzeyin unsuru su, yönü, yeraltında olduğu düşünülen su uçurumu ve alt yön; mevsimi kış; saati gece yarısı; rengi karaydı. hiung-nu/türkler, 'kuzeyli' diye adlandırılmaları nedeniyle kuzey yönüne saygı gösteriyorlardı."
    (bkz: türklerde beş element/@ay hatun)

    okuma yapılan ve yararlanılan kaynaklar:
    emel esin - türk kozmolojisine giriş
    yaşar çoruhlu - türk mitolojisinin ana hatları
    reşat genç - türk inanışları ile milli geleneklerinde renkler
  • her zaman olmasa da genelde "ak", "al", "kızıl", "kara" gibi sözcükler doğal renkleri dile getirirken, "beyaz", "kırmızı", "siyah" gibi sözcükler daha bir yapay olan renkleri karşılıyor: ferrari kırmızı olur ama al olmaz, kızıl hiç olmaz; alın ak olur, alın beyazsa tebeşir izindendir; bulut kara olur, kedi kara olur, orman kara olur ama pek siyah olmazlar. nitekim şimşeğin karası makbuldür. işte "kara" ile "siyah"ın farkı da buralarda belki. bu savın karşıörnekleri de yok değil: samsunspor taraflarının çok etkili biçimde kullandıkları "kırmızı şimşekler" tezahüratı, "beyaz saç" deyimi, belki "albayrak" ve kesin olarak "siyahi" sözcüğü...

    karaya dönecek olursak, bu sıfatın en ilginç özelliklerinden biri türkçede çok eskiden sıfatların niteledikleri adlardan sonra da gelebildiklerinin örneği olması. anımsadığım iki örnek: "bodun kara" (kara kamu, ayak takımı, avam...) ve "yılkı kara" (kara yılkı, kara at). bu savın ilginç olabilecek yanı şu: tesnière'in dillerdeki merkezcil/merkezkaç ayrımına göre türkçe belki de o kadar merkezcil bir dil değil, yani türkçede belirleyen öğe belirlenenden illa daha önce gelmiyor belki de. sıfat addan, tamlayan tamlanandan ve özne de addan illa önce gelmiyor belki. kim bilir belki vardır türkçede hin bir merkezkaçlık. (bkz: bakışsız bir kedi kara)
  • -kara-

    çarpmış,
    paramparça etmiş,
    kara sütü, kara sevdayla seni...
    ve kara memelerinde dişlerin âsi,
    karadır, upuzun yattığın gece,
    felaket, âh ettirir, boynun kıl - ince...
    cihanlar, çocuklar, kuşlar içinde
    sızlar bir yerlerin
    adsız ve kayıp
    sızlar, usul-usul, dargın,
    ve kan tadında bir konca,
    damıtır kendini mısralarınca...

    de be aslan karam,
    de yiğit karam,
    hangi kalemin yazısı,
    zorlu yazısı,
    belanda?

    anadan doğma nişan mı,
    sütlü barut damgası mı,
    bir gece parçası mı kaburgandaki?
    kız kâkülü, ne hal eylermiş teni,
    ellerin, deli hoyrat,
    ellerin, susuz, yangın.
    ellerin ooooy alarga...

    de be aslan karam,
    de yiğit karam,
    hangi güzelin diş yeri,
    mavi diş yeri,
    sevdanda?

    vurmuş,
    demirlerin çapraz gölgesi,
    alnın galip ve serin.
    künyen çizileli kaç yıldız uçtu,
    kaç ayva sarardı, kaç kız sevişti,
    gelmemiş, kimselerin...

    de be aslan karam,
    de yiğit karam,
    hangi zehirin meltemi,
    saran meltemi,
    hülyanda?

    hakikatlı dostun muydu,
    can koyduğun ustan mıydı,
    bir uyumaz hasmın mıydı,
    "oooooof" de bunlar olsun muydu?

    de be aslan karam,
    de yiğit karam,
    hangi kahpenin hançeri,
    saklı hançeri,
    yaranda?

    ahmed arif

    ic. hasretinden prangalar eskittim

    ic. ergun tavlan $iirligi.

    www.imece.org/siir/kara.html
  • ozturkçede kuzey
    örnekler: karadeniz, akdeniz, ak hunlar
    (bkz: ak/5)
    (bkz: orhon turkçesi)
    (bkz: ak hun imparatorlugu)
  • ilk sayisi ekim 86'da yayinlanmis, kasim 87'de yayinlanan 12. sayisinda "...maddi zorluklar ve daha zengin bir icerik/bicim kazanabilmek icin gereken zaman nedeniyle" kisa bir sure yayinina ara verdigini aciklayan anarsist dergi. aylik olarak yayinlanan kara'nin 9. sayisi haziran-temmuz ve 10. sayisi agustos-eylul aylarinda iki aylik olarak cikmis 11. sayida bu durumun dagitim engellemeleri yuzunden gerceklestigi duyurulmustur. kunyesine gore 11. sayiya kadar sahibi ahmet kurt yaziisleri muduru umit altug'dur. son iki sayida yazi isleri muduru olarak da ahmet kurt'un adi gorulmektedir. 4. sayi haric yayinlanan 12 sayi icinde reha camuroglu'nun ismi yer almamaktadir. (bkz: #7726596)

    dergi icinde anarsizm ifadesinin goze batmamasi dikkat cekmekte, bunun yerine liberter teriminin one cikarildigi gorulmektedir. ilk sayida yazilarin kim tarafindan yazildigi aciklanmamis sonraki sayilarda genellikle yazarlarin isimleri dergide yer almistir. 4. sayisi disinda yayinina ara verdigini acikladigi 12. sayiya kadarki icerigi su sekildedir:

    sayi 1:

    simurg
    sosyalist parti tartismalari uzerine
    toplum degistiricileri ve yaratim
    saatin tiranligi (goorge woodcock, ceviren: handan tayyar)
    kimin barisi
    temsil-i reddiye'den redd-i temsiliye'ye
    sendikalar uzerine - 1 -
    bilinmeyen devrim: ispanya ic savasi
    durruti
    bilinebilen gelecek hiikayesi
    teknolojik romantizmin olumu
    teknoloji uzerine bir kac soz
    calisma

    sayi 2:

    hikaye
    putlari kiralim ! (suleyman dal)
    iskence bir konudur surer gider (osman konur)
    bir gun (can burak)
    liberterlik ve ekoloji (murray bookchin, ceviren: handan tayyar)
    liberter dusuncenin uc sacayagi - 1 - p.j. proudhon (ali kurek)
    krallar da sosyalisttir (suat alaca)
    sendikalar uzerine - 2 - (melih tezgor)
    vaftiz toreni (behlul merdol)
    bazi 'ogrenciler'e (esin karaman)
    "isciler verem uretimi dusuruyor" ya da polonya dersleri... (nedim ceyhun)
    kutsal bir kavram: aydin (guler tozan)
    evrensel oy hakki yanilsamasi (michael bakunin, ceviren: asli guvenc)
    stalinizm var mi? (kemal demir)
    bir yazi (yuce armagan)
    zonta
    yeni denizlere dogru (nietzsche)

    sayi 3:

    tenya olmak bir secenek (can burak)
    akillanmayalim (figen cesmeli)
    liberter dusuncenin uc sacayagi - 2 - mikhail bakunin (ali kurek)
    islamcilarin kutsal cehennemi (osman konur)
    butun programlar insansizdir (kemal demir)
    zerdust'un ondeyisinden (nietzsche)
    ukrayna toplumsal hareketi )handan tayyar, behlul merdol)
    kara karaoglu'ndan abdurrahman celebi'ye (suat alaca)

    sayi 5:

    yoksa "hayat agaci" da mi "gri" ? (m. kazmaci)
    amargi ya da ozgurluk (osman konur)
    uc metre ozgurluk (gurer kozan)
    ne isteyebilirsin? (m. kazmaci)
    dogrudan demokrasi, dogrudan etkinlik (osman konur)
    dogu-bati olgusu (selami alagoz)
    bilgi sorunsali (selami alagoz)
    gecis (nedelko suat)
    netas iscileri: biz bu yogurdu yemeyiz! (ugur gur, can burak)
    sendikalar uzerine - 3 - (melih tezgor)
    bir elestiri (nedim ceyhun)
    tek basina bir adamin arkadaslari kalemle kagit ortak bir is yapiyorlar bir el vasitasiyla yazacaklar (s. kocak)
    bir ogrenci grevinin ardindan ( alain, ceviren: sabri bulut)
    efendisiz (hazirlayan: sabri bulut)

    sayi 6:

    nereye islam? (osman konur)
    askerlikten yirtmanin yolu?
    yazdan kirintilar (m. eryilmaz)
    iktidar nerede? (m. kazmaci)
    polonya'nin yeni ogrenci hareketi (nedelko suat)
    teknolojinin diger yuzu ( nedelko suat)
    delphi'ye darbe (nedelko suat)
    duvarlar tuglalar (mustafa gunay)
    anadolu'da bir isyan: babai ayaklanmasi (hatice ertan)
    ikinci bolum ucuncu sahne (can burak)
    yenilmis bir asi'den
    cicekler gonulden verilmistir (kemal demir)
    "bir elestiri"nin acmazi (ismail celik)
    hercai (selami alagoz)
    dort gunun hikayesi (selami alagoz)
    insan ne idea'dir ne de madde! (esin karaman)
    hilekar bilimler: mantik-matematik (bilgin saygin)

    sayi 7:

    liberter dusunce ve harekette devrim kavrami uzerine (ali kurek)
    ozgurluk nedir? (m. kazmaci)
    demokratik mucadele? (hatice ertan)
    zemin'in bolsevizm tartismasina haricten bir gazel (suat alaca)
    utopizm ve futurizm (murray bookchin, ceviren: nesrin celen)
    kuba ne alemde ? (melih tezgor)
    okul? sagol kalsin (isvicre'de yayinlanan mai adli dergiden, ceviren: begum ongen)
    'ahir zaman peygamberi ebu cehil' yalcin kucuk (kemal demir)
    cayiniza kac seker atacaginizi kim belirliyor? (suat yanar)

    sayi 8:

    mare nostrum
    bir destek kampanyasi baslatalim
    ozgur bir egitim icin, ozgur bir yasam!bir tarihin dusundurdukleri (esin karaman)
    yine liberter devrim kavrami uzerine (ali kurek)
    kuzgun basa... (guler tozan)
    neredesin birader? (bilgin saygin)
    yasam uzerine sohbet (hatice ertan)
    bismilsabir (sinasi danisoglu)
    tunchi geri dondugunde... (gisele cutat ve francois monnier mai dergisinden, ceviren: handan tayyar)
    kendini bilen var mi? (selami alagoz)
    bir tartismaya kisa giris: dayanisma (esin karaman)
    ogrenciler: "haklarimiza sahip cikalim"
    bilimsel inceleme ve tartisma dizisi - 1 - dukme kusunun kuyrugu (can burak)

    sayi 9:

    yasamak istiyorsan, fanzini guclendir
    pink floyd dolayimiyla saffet murat tura'ya cevap ya da "we don't need now education (ahmet arslaner)
    kim ogrenci olmak istiyor? (hatice ertan)
    kultur - sanat - saltanat, entellektuel ve tarihsel blof (banal'dan ceviren: aydin karal)
    if... (yilmaz nuray)
    "mayis" ve cin fikirli yazari o.b.olcay "cozum" ve zehir gibi bilim adami a.b.kafaoglu (suat alaca)
    neden nukleer enerji? (selim adali)
    kaplumbagasever olmanin sucu? (nur akalin)
    berlin, berlin...
    yesiller radikallesti (nedelko suat)
    for(u)mlastiramadiklarimizdan misiniz? (cumali yabanci)
    fasist "taze hortladi" (esin karaman)
    tukenmekten kuruyan tukuruk bezlerinin turkusu (ismail celik)
    bilimsel inceleme ve tartisma dizisi -2- yok devekusunun kafasi (mustafa hiziroglu)

    sayi 10:

    kara bildirge
    hapishanenin yikimi icin (katherine baker, ma dergisi'nden ceviren: sabri bulut)
    otorite ve ozgurluk (abidin yilmaz)
    bir gedik acalim
    referandum... referandum... (melih tezgor)
    dayaga "ceza" mi? (tayfun gonul)
    feminizm ? (kemal demir)
    dusdortgen
    sacco ile vanzetti
    nevruz'la roportaj (ricardo rodriguez)
    ne kadar teknoloji o kadar hirosima (esin karaman)
    enel hak, enel halik (m. kazmaci)
    ozgurluk uzerine otorite uzerine (nur akalin)
    sscb'de liberallestirme ? (kaynak: schwarzer faden)
    yunanistan
    radikal olmak uzerine dort tez (recep firat)
    escinsellik bir hastalik degildir (tayfun gonul)
    soguk damga (dilaver demirag)
    onunla kurdugumuz dusler (nur akalin)
    hur (selami)

    sayi 11:

    enel hak enel halik
    dehsetli bir korku filmi cagdas toplumda devlet ve politika (stephen schecter, ceviren: suat alaca)
    bir faraziye olarak esitlik (hatice ertan)
    bay wallraff'in isleri (cumali yabanci)
    bati demokrasileri ya da demokratik hegomanya (recep firat)
    selim adali'ya cevap: neden nukleer enerji (kurt berlo, zekeriya tigrek)
    siirin siddeti (m. kazmaci)
    sec-secim-ad-aday oy-oymak-ot-oto-otorite dev-deve-devlet ya da secimler uzerine (can burak)
    iyi, kotu, cirkin (ufuk gur)
    insanca bir hapishane? (osman konur)
    o ozgurluge sevdali bir kara ruzgar idi (ahmet nazim hur)
    kendime ogrenci demekten utaniyorum (bilgin saygin)
    akil tuzaklari (sabri bulut)
    akil var, akil var -zorunlu bir aciklama - (suat alaca)
    dogru olan rabita yanlis olan diyanet isleri baskanligi (cihat islak)
    ozgurlugun turkcesi (bugra ates)
    ozgur irkcilik (k.h.)
    steve biko: siyah bilincin sesi (nedelko suat)
    esitlik uzerine (fadime toprak)
    ilk sorgulama-ilk adim (bugra ates)
    ozgurlukcu bir etik yaratalim (esin karaman)
    bir yaklasim (ali merd)
    feminist dergisinden ayse duzkan'in cevabi: (ayse duzkan)
    diyalektik makamindan (can burak)

    sayi 12:
    stalin'den sonra sovyetler birliginde isci muhalefetinin gelisimi (ceviren: mansur taliga)
    ekim devriminde anarsistler (alexandre skirda, ceviren: gurer tozan)
    "adalet mulkun temelidir" kara dergisinin 11. sayisindaki "esitlik" varsayimlarina ait tereddutler (bugra ates)
    buenaventura durruti 20 kasim 1936 (esin karaman, tolga seckin)
    sindirim
    ispanyol kadin ile yerlinin hikayesi
    punk: bir cagdas nihilizm (e. atilgan)
    devlet uzerine (ufuk ozben)
    pisadam (resiser)
    ricardo rodriguez'e navruzlara karsi adil olalim (kizgin balta)
    ogrenci dernekleri x baska bir secenek (esin / ayhan)
  • başımız sağ olsun. eboladan ölmemek için kendini kurşunlatmış büyük komutan.
  • yaşar kurt'un o anarşist ve bir o kadar da sakin olabilen sesinden dinlendiğinde insanı haddinden fazla çarpan şarkısı:

    gitmek gelir içimden
    gitmek uzaklara
    çekip alır bir deli rüzgar
    tutar kara

    kumda kayar ayaklarım
    yüreğim soluk soluğa
    martılar can atar
    ben ekmek atarım onlara

    gemiler bensiz gider
    hayali uzak limanlar
    avucumda tütün sarısı
    bir de yaşanmamış zamanlar

    gitmek gelir içimden
    gitmek uzaklara
    çekip alır bir deli rüzgar
    tutar kara
  • kurtlar vadisi pusu'da yer alan karakter.
    dizide ki "kara"; türkiye'nin yakin tarihinde pek çok kirli ise imza atan, susurluk kazasi ile birlikte "öldü" denilerek piyasadan çekilen, ama ayhan çarkin'in ifadesinde yasadigindan söz edilen "ye$il"
    yani mahmut yildirim'dir.
  • arapça sevda demektir.
  • sozlukten gittigine (hala) cok uzuldugum yazar. o gidince ben de gitmis sayildim. keske gelse d(iy)emiyorum ama keske gitmeseydi.
hesabın var mı? giriş yap