47 entry daha
  • türk mitolojisinde ve kozmolojisinde dört ana yön renklerle simgelenirdi. şamanizmde genel kabul olarak kuzeyin rengi siyah, güneyin kızıl, doğunun mavi/yeşil, batının rengi ise aktı. merkez yani toprak ise ya sarı, yağız ya da konur olarak simgelenirdi.

    (anadolu’da da, çemberi biraz geniş tutarsanız kuzeyde karadeniz güneyde kızıldeniz, doğuda gökçe gölü, batıda akdeniz olduğunu görürsünüz)
    (bkz: türk mitolojisinde renkler/@ay hatun)

    türk mitolojisinde iyiliği ve soyluluğu simgeleyen ak/beyaz renk deyince benim aklıma ilk gelen ülgen’e yaratma ilhamını veren ak ana.

    "altay yaratılış destanında tanrı ülgen dünyayı yaratmayı düşünürken, su içinden birdenbire ak ana görünür ve ülgen’e akıl verir. efsane bize, ak ana’nın buyruğu üzerine tanrı böyle yaptı, demektedir. bundan anlaşılıyor ki ak ana, tanrı ülgen’den güçlü olmasa bile akıllı ve bilgedir.

    ülgen'e 'yaptım oldu de, yaptım olmadı deme' derken gerçekleşmesi istenen bir şeyin gerçekleşeceğine kalpten inanarak söylemeyi, kısaca olumlama yapmayı öğretir çünkü kozmogonik metinlerin (her şey ilk kez yaratıldığı için) dünyanın nasıl olması gerektiğini öğütler bir yanı vardır. insanlara ilham ve inanma gücü verir."
    (bkz: ak ana/@ay hatun)

    yakutların yaratıcı tanrısı ürüng ayığ toyon gibi (ürüng, beyaz demek; ayığ/ayıı da yaratıcı, efendi gibi bir anlama geliyor) yaratıcı ve iyi tanrılar ak sıfatıyla ve ak kıyafetlerle betimlenirdi. simgeleri de beyaz hayvanlar -çoğunlukla da kuş- olurdu, mesela ayısıt*gökten beyaz kısrağı ile inerdi.
    ülgen'in kızlarına da ak kızlar denirdi. (kuğu kızlar tanıdık geldi mi:)

    dolayısıyla bu inanışın neticesi olarak sonraki dönemlerde de ak renk, devletin başında bulunanlarla diğer üst düzey yöneticilerin hakim rengi ve hakimiyet sembolü olmuştu.

    bu yüzden yönetici sınıf için ak sünük/ak kemik, halk yani avam için de kara sünük/kara kemik kalıbı kullanılıyordu ki malum türk yazıtlarında sıkça karşımıza çıkan kara bodun da halkı ifade ediyordu.

    dede korkut hikayeleri'nde de beyler genellikle ak otağlı, ak sancaklı ifade edilirdi. (belki de günümüze kadar ulaşan 'yüzü ak, alnı ak' ifadeleri de bu geçmiş temeline dayanıyor olabilir)

    yakutlarda her ailenin ak/beyaz kısrak, kuğu, doğan gibi koruyucu bir hayvanı vardı. (araya ara sıra karga falan karışsa da, evet, genelde beyaz oluyorlar) ayrıca iduk olarak seçilen hayvanlar da genelde beyaz olurdu.

    ak saçlı koca ifadesindeki akta ise, yaşlılıktan ziyade tecrübe ve bilgelik çağrışımı vardı. pek çok tanrı/tanrıça beyaz saçlı betimlenirdi mesela yakutlarda ocak/ateş iyesi baya ak saçlı ihtiyar gibiydi.

    yada taşı değişik renklerde olabiliyorsa da genellikle beyazdı.

    "yada taşı gök rengi, sarı, ak ve yeşil renklerinde olurdu.
    yadanın hayvan karnından çıkarılan bir taş olduğuna dair bir rivayetler de vardır ki bu düşünceden dolayı bazı yerlerde bu taş canlı sayılmıştır."
    (bkz: yada taşı/@ay hatun)

    ayrıca gök tanrı ve ülgen’e ak veya boz hayvanlar kurban edilirdi.

    "şamanlar/kamlar genelde ak büyü yapsa da bu bir de kara büyü olduğu gerçeğini değiştirmiyor. (ak şamanlar olur da kara şamanlar olmaz mı, aslında hemen hemen her şeyde bu iki ilkeli sistemi görmek mümkün*"
    (bkz: büyü/@ay hatun)

    “şamanlar genel olarak ak şamanlar ve kara şamanlar diye ikiye ayrılırdı. bunun temelinde de yer ve gök inancı vardı yani yeraltı ruhlarıyla bağlatılı olanlara kara, gökyüzünde yaşayan iyi ruhlarla bağlantılı olanlara ak deniyordu.”
    (bkz: şaman/@ay hatun)

    "şimdi, bakalım bu giysinin üzerinde neler var;
    bir defa ak kızlar’ı simgeleyen tözler var. bunlar minik oyuncak bebeklere benzeyen kuklalar ve giysinin üzerine iliştiriliyor. (zira ak kızlar’la sadece şamanlar iletişim kurabilir, bunları bir çeşit şamanın yardımcı perileri gibi düşünebilirsiniz. günümüzün cinci hocalarının kişisel cinleri olması gibi bi şey)"
    (bkz: manyak/@ay hatun)

    "batının unsuru maden (türklerde özellikle demir, altın ve gümüş), yönü batı, saati akşam, mevsimi sonbahar, rengi ak/beyaz veya beyaz lekeli, göksel cisimleri ak-bars/pars denen yıldız takımı ve erlig veya erklig adı verilen (kuvvetli anlamında) ve bir alp olarak hayal edilen zühre/venüs gezegeniydi."
    (bkz: türklerde beş element/@ay hatun)

    "ak, her şeyin beyazı. oğuzca. öbür türkler alacalı olan ata ak at der.
    ak sakal er, saçı sakalı ağarmış adam"
    (divanü lugati't- türk, c. 1, s. 81)

    "ürüng, ak olan nesne."
    (dlt, c. 1. s. 134)

    "ay kopup ewlenüp
    ak bulut örlenüp
    bir bir üze öklünüp
    saçlup suwı engreşür"

    (ay çıkıp ağıllanır, ak bulutlar belirir, birbiri üzerine yığılır, suyunu saçarak inler.
    yani diyor ki, ay doğup etrafını haleler çevirdiği zaman bulutlar yükselir, toplanır, gürültü ile yeryüzüne sularını döker. ay ağıllandığı zaman türkler, yağmur yağacak diye uğur bilirler.)

    (w transkripsiyonda üç noktalı f yerine kullanılmış, siz baya v diye okuyun)
    (dlt, c. 1. s. 258)

    okuma yapılan ve yararlanılan kaynaklar:
    emel esin - türk kozmolojisine giriş
    yaşar çoruhlu - türk mitolojisinin ana hatları
    reşat genç - türk inanışları ile millî geleneklerinde renkler
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap