• istanbul üniversitesi ilâhiyat fakültesi hocalarından-mış. kendi deyimiyle akademisyen-miş. dün dinleme fırsatı buldum da çok milliyetçi, çok müslüman bir hoca. mikrofonu aldı mı nefret kusmuyor. meselâ gençlerin komando olmamasını anlamıyor. evet evet bildiğin ülkücü katil komandoları falan da savunmuyor. savaş falan istiyor da kime karşı bilmiyorum.
  • ilyas hocayı biraz önce bengi türk tv’de, türk dünyası üzerine canlı söyleşisinde izledim. kendisinin doktora çalışması daha sonra, "misyoner kaynaklarına göre rus çarlığı ve türkler (1552-1917)", adıyla türk dünyası araştırmaları vakfı yayınları tarafından basılmıştır. bu tuğla eser, gerçek bir emeğin ürünüdür ve alanında eşsiz bir çalışmadır.

    bu eserde izleyeceğiniz üzere, ruslar, osmanlı tarihine göre, ıı. selim zamanından itibaren knezlikten çarlığa evrildikleri süreçte (korkunç ivan, aslında bizde yavuz’a denk gelir; korkunç değil cabbar’dır) sürekli olarak ve başlangıcında türk dünyası aleyhine, idil-ural bölgesinde ve ora halkları çeremiş, çuvaş, votyak ve tatarlarından hıristiyanlığı (kreşinler) kabul etmeyenlerini göçe zorlamışlar, din değiştirmeyenleri köleleştirmişler ve zamanla demografik yapıyı kendi lehlerine değiştirmişlerdir. bu süreç 1917’ye gelindiğinde bazı büyük yerleşimler dışında slav-rus ortadoks hıristiyan/ müslüman türk boyları arasında oran 4/1’e gelmiştir.

    alınacak ders ise: ister çarlık/sultanlık olsun, ister ulus devlet; her dönemde hakim mazlumu ezmiş, eritmiş, yok etmiştir.

    ruslar karşısında mazlum türk dünyası için bazı hatırlamalar:
    (bkz: aleksey kuropatkin)
    (bkz: türk savaş gemilerinin kırım'a gelmesini bekledik)
    (bkz: vatan kazan)
    (bkz: türkistan milli birliği)
    (bkz: mustafa çokay)
    (bkz: cengiz dağcı)
    (bkz: ölüm ve korku günleri)
    vd
  • sibirya tarihi'ni yazan türk araştırmacı.

    yıllar önce türk dünyası araştırmaları vakfı'nda tanıştığımızda henüz genç bir araştırma görevlisi idi. çalışkandı, meraklıydı ve sürekli üretiyordu. nihayet arşivlerdeki taramalarını tamamlayarak sibirya tarihi'ni okuyucuların beğenisine sundu.

    kitabı bitirdiğimde "küçüm han'ın rus emperyalizmine direnişinin destanı yazılmalı" demiştim. o sırada şöyle bir çalışmayla karşılaştım: http://www.idefix.com/…e-roman/urunno=0000000710109

    prof. dr. saadettin gömeç de küçüm han üzerine bu makaleyi hazırlamış.
  • daha önce muzaffer özdağ'da karşılaştığım şah ismail eleştirisine benzer bir yorum getirmiş türkçü bilim adamı.

    (bkz: #71428538)

    ilyas hoca diyor ki: "... aslında şah ismail'in kurduğu ikinci türk devleti'ne kadar umum türkler arasında şii-sünni ayrımı yoktu. çünkü türkistan ve diğer türk ülkelerinde her türlü dersin aynı camide okutulduğunu, bu sürecin de 1600'lü yıllara kadar devam ettiğini belgeler ifade ediyor. yine tarikat silsilelerinin hz. ali evladından olan caferi sadık'ta birleşmesi, türkler arasında gizli ve açık zikrin zaman zaman aynı şahsiyetlerde toplanması, akkoyunlu ve karakoyunlu ahalisinin erdebil tekkesindeki temsili ve bu tekkenin türkistan ile anadolu arasındaki merkezi konumu, bu yorumu destekleyen tarihsel olaylardır.

    ancak ikinci türk devleti olan safevilerin doğuda güçlü ve farklı bir islami politik yorum olarak varlık göstermesi islam coğrafyasının ikiye bölünmesine neden olmuştur. bu, aslında osmanlı'nın ve nihayette islam medeniyetinin batı karşısında yenik düşmesinde doğrudan etki sahibi büyük bir yarılmadır ve bu döneme dair yazanların da ortak kanaatidir. en çarpıcı görüntüsüyle doğunun insan kaynağı, artık ikinci bir devleti mezhep/adres edinmiş ve yeni yerlerdeki idarenin varlığına sebep olan popülasyon gücü devamlı olmamıştır.

    hakikaten bir devletin büyümesi için gerekli olan üç ana unsur vardır. bunlar; şuurla bezeli insan gücü, teknoloji ve iktisadi üstünlüktür. bu yüzyıla kadar bütün şartlar türklerin yönetiminde bulunan müslümanların lehinedir ancak 16. yüzyılın başından itibaren bu avantaj kaybolmuştur."
  • (bkz: #83382910)

    rus çarlığı ve türkler başlıklı çalışmasında, türk dünyası'nın baş düşmanlarından nikolay ivanoviç ilminskiy hakkında detaylı bilgiler veren turancı akademisyen.

    kitabın 291. sayfasında kreşinler için yazılan "hiçbir zaman samimi müslüman olmamıştır" ifadesi bence hatalı (müslüman yerine hristiyan olmalıydı). yayıncı ötüken'e bildirmek istedim fakat ilgilenmediler. ötüken böyle bir kurum değildi.
  • tarihçi olduğu için, ve tarihin de felsefesiyle ilgilendiği için olsa gerek, biraz gerilerden mi ne geliyor, önde gidenleri yakalayamıyor. bu karşı olduğum bir şey, yani karşıyım. öndekilerin bir durup "nerede kaldı bu ilyas topsakal" diye beklemesi, elini siper edip uzaklara dalması gerekiyor.

    "haydi ilyas topsakal, ha gayret, başarabilirsin ilyas topsakal, sen seçilmiş kişisin."

    neyse, ersan şen ve yavuz ağıralioğlu gibi zeki insanlarla aynı yayına çıkması hiç de adil değil. şartlar olgunlaşmamış bir kere. neticede biri 10 kilo kaldırır öteki 50 kilo.
  • an itibari ile habertürk’ te yaptığı çıkarımlar sonucu bu nasıl akademisyen olmuş diye sorular sordurtandır.
  • cumhurbaşkanlığı sistemine olan güven artmış diyor. neremle gülsem bilemedim. nasıl bir kafa yaşıyorsun sen?
  • iyi bir insan değil. ırkçılık yapıyor.
  • yardır ilyas, tırmala ilyas, koştur ilyas süre daraldı bir seneye rektör oldun oldun yoksa geç kalacaksın.
hesabın var mı? giriş yap