hekim
-
tıp eğitiminin yarısında veya hanidir doktor iken alan/kariyer değiştirebilen insanlar çok seçkindir. yoksa benim diyen, tıbbı terk edemez. doktorluk elbise gibi değil dövme gibidir. bir meslek değil yaşam biçimidir. hekim başka işe yaramaz. işini sevsin sevmesin. beceriksiz veya tembel olması hekimi temel lanetinden, yitikliğinden, özezerliğinden uzaklaştıramaz. (bkz: doktor/@ibisile)
anam anlatıyor, bir aralar anamın her iki ayağında topuk dikeni varmış. ele gelecek kadar sivri ve belirgin. doktor, diken deriyi yarıp çıktığında amelet edelim demişmiş. onu komşusu melahat alıp gebeler yani girmeler ılıcası'na götürmüş. bir gün içinde 3 girim yapmışlar, fazla değil. birincisi ılıcanın kendi etkisi ve özelliği varsa, o ılıcanın su bileşimi. ikinci olarak melahat anama kayalara, ılıcanın yan duvar taşlarına topuğunu sürtmesini salık vermiş: "sürt yenge, sürt!" üçüncüsü ise ılıca içinde "kanı karışmadık" (hiç akrabalığı olmayan) birisine anamı kırklatmışlar*. o seferinde kırklamayı yapan bizim köylü urlu sülemen'in karısı nürfet'in (mürüvvet) kızı ummahan'ın kaynanasıymış. ılıcada 41'e sayıncaya dek avuçlarıyla anamın başına su dökmüş. tören/ritüel havasında. ondan sonra amelet edilecek topuk dikeni kaybolmuş gitmiş. 'ılıca hekimdir,' dedi annem. (bkz: girmeler/@ibisile)
voyage au bout de la nuit'te 100 yıl önceki ispanyol gribi salgını da 40 yaşındaki bir alman'ın ölümü biçiminde, 1 cümleyle romana girmiş, hafiften ürperdim. kitabın ilk üçte birinde savaş görünümleri ağırlıklı tarafında gerçekçi olduğu halde sıkıldım kendi adıma. yalnız çok harbi, taşaklı buldum, sahici yazar tarafından hoşlandım. olumsuz duygu ve saptamalarla yüzleşmesi, özeleştirisi güçlü, tüm insanlığı mahkum edebilmek için kendini de topun ağzına koymuş. muhtemelen çok da iyi bir pratisyen hekimmiş. louis-ferdinand celine/ferdinand bardamu hiç de kendini savunmamış, ne hastalara, ne rakip hekimlere karşı. doktorluğunu sefil aşağı mahallelerde sürdürürken sürekli insan deneyimi tanıklığı yapmış, engin, derin ve çirkef şeyler öğrenmiş. hekimliği eşzamanlı sosyoloji ve insan bilgisini artırmaya kullanmış. olasılıkla hümanist anarşist temelde her şeyi olduğu gibi kabul ederek*, insandan ahlaklılık ve yücelik beklemeyerek, kendini de yutmuş olması gereken diplerden kurtulup yüzeyi bulabilmiş. beni bu hekimce ve sosyologça sayfaları, ilişkilere ileri derecede fizik bedensel baktığı halde her kadınla, her insanla basmakalıp olmayan, insani, yeni ve özgün ilişki kurduğunu gösteren anlatımları çok etkiledi. (bkz: voyage au bout de la nuit/@ibisile)
"şaman ve büyücü hekimin de hilebaz bir tarafı vardır." carl gustav jung - die archetypen und das kollektive unbewusste
"ölüme dinsel nedenlerden kaynaklanan teslimiyete karşı en çok savaşan hekimler, sonunda ölümü doğal bir gözle görüp sineye çekiyorlar*." elias canetti - die stimmen von marrakesch
"hekimler** yeni bulunmuş her gerçeğe baştan karşı çıkarlar. sonra da onu tekellerine almak* isterler." sigmund freud
"[hastaların] bir çoğu tercih edilen bir yere ya da daha doğrusu tedaviyi sürdürmek için tercih ettikleri bir hekime hacca gider gibi giderler." mihaly balint
"konuşmaktan yoksun ağaçlara ve taşlara varıncaya dek her şey insan ruhundan az buçuk bir şeyler taşır. insanlar arasında, nasıl ortak düzenden ayrılıp falcı, büyücü, kabile şefi, hastabakıcı varsa, aynı biçimde hayvanlar arasında da hekim-kuşlar, hekim-kurtlar vb'leri vardır. bu adlar, eşitlik önyargısına karşı çıkan, alışılmışın dışında davranış gösteren hayvanlara verilen onursal sıfatlardır." carl gustav jung - insan ruhuna yöneliş
"doğal koşullarla iç içe yaşayan kişiler sezgiden aşırı derecede yararlanırlar. sezgi, bilinmedik alanlarda hatalı sonuçlara düşme tehlikesiyle yüz yüze bulunanların hepsi**** tarafından kullanılır, mucitler, yargıçlar, vb. gibi. yeni kavramlarla, el değmemiş değerde yeni koşullarla karşılaşıldığında da bu sezgi yetisinden yararlanılır." carl gustav jung - insan ruhuna yöneliş
"ama halkın bilincinde hekimler tanrı yapılınca, halkın bilinçdışı düzeyinde de şeytan yapılırlar." rollo may - özgürlük ve kader
"bir tarafta "doktorlar", öteki tarafta "sağlık görevlileri" vardır. hekimler ve cerrahlar arasında, içsel ve dışsal arasında, bilinen ve görülen arasındaki eski fark bu yeni ayrım sayesinde ikincil hale getirilmiştir." michel foucault - kliniğin doğuşu
(ilk giri tarihi: 30.11.2016)
(bkz: hekimbaşı), başhekim, doktor, doktorluk, hekimlik
(bkz: pratisyen hekim)
(bkz: diş hekimi)
(bkz: tabip), iatros
(bkz: veteriner)
(bkz: halk hekimliği)
(bkz: mecburi hizmet)
(bkz: sigmund freud/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap