hayat
aynı isimde "hayat (film)" başlığı da var
-
üstü ve üç tarafı kapalı, yalnız önü avluya açık oda. ev avlusu, ahır, ağıl. sofa. eyvan. sundurma. köylerde çamaşır yıkanılan yer, yüneklik. yayla evi. (bu grup hayatlar cümle içinde yerine göre ünsüz yumuşamasıyla hayadı biçimini alır.) hayattan çıkma etrafı çevrili oturma yeri ise ayazlık.
hayat bir gün, o da bir dün.
senin annen bir dündü evladım.
yahudinin hayatı tehlikededir, ama o parası için kaygılanır.
hayat boşu doluyu takmaz, yine de duyarlıdır biz her çocuğuna.
hayat cinsel ilişkiyle bulaşan ölümcül paraziter* bir hastalıktır.
"hayat uykusuzluk yoluyla bulaşan bir hastalık." dr. ballı.
"hayat uykuyla coşan uykusuzlukla harcanan bir mum/şamdan." dr. hortlak
"hayat cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır." r. d. laing
en azından bir düzeyde, 'hayat ilişki ve ilişki sorunlarıdır,' mı demeli.
"hayat bire gider."
yanlış anlama ve yorumlama olmasın?
"life goes one."
hayat ne kadar ağır ve çamur olursa olsun sabun köpüğü. plof, yok.
bir ölümde başka şeyler değil sadece intihar ve cinayetin iki seçenek olması intiharı da, cinayeti de, hayatı da bildiğimiz sanısına darbedir.
eleştirmek, (sonra) hayatta, eleştirdiğini/bokladığını seçmek demektir.
etimiz taze tatlı olsun diye, hayat bizi ölümüne koşturuyor. hayat için her birimiz o yaşlardaki çıtırız ve kullanıma hazır olmak zorundayız.
hayat başından sonuna hastalık.. yaşam yaşamımızı ölmek, ölüm ölümümüzü yaşamak.. doğduğun gün ölüme doğma günün. öldüğün gün yaşamdan doğma günün..
hayata gülmüyorsak espriyi kaçırmışız demektir. boşa doluya gülelim. hayat bize en azından kıçıyla gülüyor.
sevebiliyorsam severim, sevemiyorsam dadılanmam, bilgiç horozlanmam.. umarım, zira son günlerde ne iddiaya girsem hep kaybediyorum hayata. çok sevimli ve acımasız bir adi değil mi hayat?
hayatın aldatıcı ve yalan olmasının nedeni onun sürekli ama düzensiz bir düşüş olmasıdır. doyurucu, olgun telafi olan üretkenlik yani yaratıcılık aslında düşerken uçurumdaki bir dala tutunmadır.
esas işimiz hayat yazmak. yaratıcılığın kitabi veya görsel yazıya odaklanması, asıl işin (yaşamanın) tümü veya yaşamdan fazlası olamaz. ürün onun bir bölüğü ama etkili, olduğundan fazla ve uzun olması umulan kısmı. sanat demek yoğun ve vurucu demektir. insanlar, yaşam birimleri olarak hem kendimiz hem birbirimiz olmak üzere yürüyoruz. hiç şey sadece kendisi için, her şey dönüşümsel, karşılıklı, iç içe. yumağın sahibi ve katılanıyız. evren yumağının. sicimse de sicim. buna içilir, şerefe!
zamanında, çağdaş olmayan geçmişte dünyanın ve hayatın bize bağlı olmaması çok güzel bir güvenceymiş. özerk varlıkları. yalnız evren genişlediği halde hayatın sonu bize bağlı hale geldi. küresel ısınmadan bile önce o sabitlik, kendikendinelik nükleer bombayla, dünyanın bir anda yok edilebilirliğiyle kırıldı. cin şişeden çıktı, jung buna sırlarını bilmediğimiz bir cin olan fiziksel madde diyor. hayat bize tabi değil, ama artık göbekten bağlı. asıl bu tehlikeli zamanlarda, en zararlı ve cahilinden tanrılar olduğumuzu sezdik. daha dile getirmiyoruz, var gücümüzle unutmaya ve bilmemeye çalışıyoruz.
hayat bir devir teslim. bu arada en büyük tekeşli aşklar da dahil olmak üzere ilişkiler ve evlilikler de devir-teslimdir. limitlere bakacak olursak erkek kadını babasından alır, azrail'e teslim eder; kadın erkeği anasından devralır azrail'e verir. azrail'in eril hali ve dişil halleri varsayılabilir ki, benzetme benzesin. eşimizi de, çocuğumuzu da, düşmanımızı da hayattan alır hayata veririz.
hayatımız hayata hazırlanmakla geçer. kritik bir anda, çatışmaya hazırlanmış bir askerin mevzide tüfeksiz olduğunu birden fark edişi gibi bütün hazırlıkların yetersiz veya boş olduğunu anladığımızda ölümle burun buruna geliriz. o andan sonra duruma göre ölmeye de yaşamaya da hazır/yeterli hale geliriz. dank ettiğinde tamamdır. ondan sonra canlıyızdır. inadına sonra da hazırlık, bilmezlik havamız sürerse artık o yaotığımız seçimdir, sahici hazırlık değildir. rüyamda bu bana bildirildi. tüfenksiz asker bendim de... bir sonraki rüyamda da yol kenarında ve minibüs içinde yetkisiz, merdiven altı çocuk ameliyatı, birkaç çocukla birlikte benimkine de yapılıyordu; ben bekleyen baba durumundaydım.
ramazan (oruç) dolayısıyla:
haz insana giriyor mu sayılır, insandan çıkıyor mu sayılır? eğer giriyorsa haram ve yasak olması uygun yani mantıksaldır. oruçta giren ve çıkan orucu bozmakla birlikte, kazanılanlar daha temel yasak ya da orucu tutulası olduğundan, eğer haz insandan çıkan bir şeyse onun oruç bozuculuğu bizim kavrayışımızı aşmaktadır.
tabii, bir yandan hayat bize mi akıyor, bizden mi akıyor aldırmıyoruz.
"hayat hıyar gibidir. bir bakarsın elinde, bir de bakmışsın kıçında." arap atasözü
hayatın karmaşık yanları karmaşıklaşmaya direnç gösteriyor. en alt enerji düzeyine inmeye çalışıyor. uygarlık ve üst düzey karmaşıklık için gitgide daha fazla, bazen sürdürülemez veya anlamsız enerji yatırımı, emek ödemesi gerekiyor. (bkz: yemin edilen meslekler/@ibisile)
"(...), önce tozla birleşip bir vücut olunur ve onun kucağına atılır. bu hayat idiyse bundan hayat ve serinletici şey yeniden yüz misli artarak fışkırır, çıkar. örneğin buğday tanesi..." thomas mann - joseph und seine brüder (yusuf'un gençliği)
"oysa anne imgesi bilinçdışını temsil eder ve bilinçdışının bilinçle birleşmesi nasıl ki hayati bir ihtiyaçsa, bilincin bilinçdışıyla bağlantısını kaybetmemesi de o kertede hayati bir ihtiyaçtır. bir insanın içindeki bu bağlantıyı hiçbir şey başarılı bir hayat kadar tehlikeye atamaz; başarılı bir hayat kişiye bilinçdışına bağlılığını unutturur." carl gustav jung - aspects of the masculine
"geçilen rubicon da buydu. bireyleşme, yani kendi olma sadece ruhsal bir sorun değil; tüm hayatla ilgili bir sorundur." carl gustav jung - rüyalar
theo angelopoulos bulmuş: "yarın ne kadar sürer?" "sonsuzluk ve bir gün."
bundan hareketle, hayat ne kadar sürer? "sessizlik ve bir gün."
"bu, hayat işi. altını tekrar ve tekrar çizdim: bunu bir daha bir daha oku. ben bu kadından* daha iyisini yapabilirim. bunu yapana kadar çocuk falan yok. sağlığım yaşanmışlıklardan öyküler, şiirler ve romanlar yaratıyor: işte bu yüzden ya da daha doğrusu, iyi ki, acı çektim ve cehennemi gördüm, bütün cehennemleri olmasa da. (...) hayatım zaman içerisinde daima yaralarını saracak kitaplar ve öyküler olana kadar yaşanmış olmayacak." sylvia plath - the journals of sylvia plath
"evren*; varım diyeni yok etmek, yokum diyeni var etmek gibi ilginç bir işleyişe sahiptir." mehmet doğramacı
"hiçbir filmimde simge kullanmadım. 'bölge*', bir 'bölge' işte. insanın kat etmek zorunda olduğu hayat, hepsi o kadar. insanın ya yok olduğu ya da dayandığı bu yerde ayakta kalmayı başarıp başaramayacağı kendine olan saygısıyla, önemliyi önemsizden ayırma yeteneğiyle belirlenir." andrey tarkovski - die versiegelte zeit
"yaşadığın hayata kendini sen soktun. sadece kabullenmiyorsun. çünkü başına gelen bir oyunu oynamak istiyorsun." alan watts
"hayat ebediyet değildir... hararettir. koyu bir damla baldır; zalim de karnı doymuş olarak bu diyardan gitmiştir." nikos kazancakis - ispanya, yaşasın ölüm
"hayat, çok defa bir şeye asılmakla kabildir." ahmet hamdi tanpınar - huzur
"hiçbir şeyi kendimize kader yapmaya hakkımız yoktur. hayat o kadar geniş ve insan o kadar büyük meseleler içinde ki..." ahmet hamdi tanpınar - huzur
"hayat hastalıkta tanınır, çünkü hastalığın bilgisini yaratan şey, yaşamın yasasıdır." michel foucault - kliniğin doğuşu
"öyleyse, hayata saldıran bir hastalık fikrini, çok daha yoğun olan patolojik hayat nosyonu ile değiştirmelidir." michel foucault - kliniğin doğuşu
"*bir haz alma yarışı olmaya yeltense bile -özellikle böyle olursa- değerini kaybeder, donuklaşır ve tekdüzeleşir." helene l'heuillet - gecikmeye övgü
"ve ölüm çok nadirdir çünkü o arada bir gerçekleşir; hayatsa her gündür." osho
(ilk giri tarihi: 12.6.2018)
(bkz: hayatta/@ibisile)
(bkz: hayat var/@ibisile)
(bkz: yaşam/@ibisile)
(bkz: boks/@ibisile)
(bkz: hayati tehlike)
(bkz: hayat suyu)
(bkz: hayat güzel/@ibisile)
(bkz: hayim)
(bkz: hayat devam ediyor/@ibisile)
(bkz: hayat yine de üzülmeye değer/@ibisile)
(bkz: mutlu bir hayat olanaksızdır/@ibisile)
(bkz: hayat seks yoluyla bulaşan ölümcül bir hastalıktır)
(bkz: mia aioniotita kai mia mera)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap