11049 entry daha
  • şimdi millet, şöyle bir adım geri çekilip, bakalım olaya. buyrun size bir literature review.

    final bölümü: evet, bence böyle bir final bölümü gerekliydi; hikayenin sonunu bağlamak açısından da çok başarılı olurdu, tabi ortada bir hikaye olsaydı. önce bir söz verdiğin gibi diziyi toparlarsın, sonra böyle mıck mıcık bir final yaparsın, kimse de bir şey demez.

    şimdi öncelikle, dünyada zilyon tane insanın takip ettiği, yani zerre bütçe sıkıntısı olmayan bir dizinin son sezonlara doğru ne kadar özensiz yapılmaya başlandığı konusunda hemfikir olacağımızı sanıyorum. son bölüm mesela, böyle rezil bir prodüksiyon olabilir mi? bakalım yazarlar ne demiş son bölüm için.

    mahatma demiş ki: "arkadaş o kadar gelirle böyle osuruktan bir prodüksiyonla bitirilmez böyle bir dizi. adam margarin kolisini pembeye boyayıp kaya diye kamera kadrajına fırlatmış. elemanın teki de kamerayı titretmekte deprem efekti için. ayıp lan." #19162348

    sina: "kabin basıncının çok önemli olduğu uçaklarda siktiri boktan bir yama ve koli bandıyla o uçağı uçarıyorsun, üstüne miles'a dünyanın en gereksiz repliğini söyletiyorsun: "hayatta bir şeye inanırım o da koli bandı""

    benim yorumum: tabi ki bu yavşaklar koli bandıyla uçak tamir edilmeyeceğini adları gibi biliyorlar. allah bilir kendileri de ne kadar güldü. ama yine de küfreder gibi hikayeye yazdılar işte.
    [edit: marpione diyo ki, koli bandı değil, duct tape olacak o, ve duct tape bazen mucizeler yaratır.]

    the last soul in a fish bowl: "final bölümünde kafama en çok takılan şu; o uçak çalı çırpının içerisinden bir pushback veya bir tow bar yardımı olmadan nasıl geri geri çıkabildi (uçaklarda geri vites yoktur, sadece thrust yani itiş vardır)..ve bir de apu veya gpu olmadan nasıl oldu da çalıştı aylardır beklemiş uçak..anlaşılan ada uçağa da ekstra yetenekler vermiş.." #19146602

    sina'dan devam: "uçmak için 1 saatimiz var diyorsunuz pencere kısmına iskele yapmışlar mübarek, ne zaman topladınız o ağaçları da bağladınız birbirine, bu arada uçaklarda da her daim oksijen kaynağı varmış mübarek" #19160425
    -------------------------------------------
    ve şimdi en sinirimi bozan nokta. yatagimin etrafinda nobet tutan 13 melek'ten aşırdığım tabirle, karakter draması. öncelikle, o anlık sinirle, bu diziyi karakter draması olarak izleyenlere omzumla beraber kafam girsin diyen benim. o yüzden kendisinin [(bkz: #19142520) bahsettiği] terbiyesiz benim. öncelikle kendisinden gerçekten özür diliyorum; dediğim gibi, benim karakter draması kelimelerini kullanmam, bunun durumu çok iyi özetleyen bir belirtisiz isim tamlaması olduğunu düşünmemdendi, kişisel değil. hem bence bu adamın lost konusunda bu kadar romantik olması son derece anlaşılabilir bir şey. kendisi demiş ki:

    "lost'un benim icin baska bir manasi var. uc sene once ucuncu sezonun final bolumunu evde kiz arkadasimla izliyorduk. bir lost forumundan tanismistik . . . [o] aksam cesaretimi topladim, diz cokup kiz arkadasima evlenme teklif ettim. hatta simdi sacma gelse de "bizim askimiz da richard gibi uzun omurlu olsun" dedim yuzugu ona uzatirken. o da kabul etti. dun aksam lost bitti ama bizim sevgimiz bitmedi, sonsuza kadar da surecek. iki sene once evlendik, balayimizi hawai'de yaptik, su anda aramiza katilacak ailemizin ucuncu ferdini bekliyoruz."

    e yani, ben ne diyim size? allah mesut etsin, çok samimiyim, gerçekten hoş bir şey.

    ama ben yine konuya dönmek durumundayım. daha önce de dedim, şimdi de diyorum: bu dizi karakter draması olarak pazarlanmadı. karakter kısmı, sadece lost'un en güçlü yanlarından biriydi. ama asıl pazarlama aracının ne olduğunu defalarca söyledik: gizem ve vaatler. ya da darth maul'un deyimiyle,

    "sorular sordurmasıydı. lakin bu şekilde izleyici toplarken basitliği de kaçmamışlardı. gerek karakter çözümlemesi, gerekse de arka hikayeler çok sağlam yapılmıştı. fantastik yönünün yanı sıra drama yanıyla da çok güçlüydü." #19160327

    peki karakterler gerçekten çok mu başarılıydı? ilk iki sezona kimse laf etmiyor. hatta ilk 4 sezon da bir şekilde kurtarsın diyelim, ama son iki sezonda doğru düzgün karakter kurgusu kalmadı dizide.

    locutus demiş ki: "ilk sezonlarda, yarattığı gizemler kadar her hafta yeni bir yönünü keşfettiğimiz karakterleriyle ve bu karakterlerin kendi içinde tutarlı davranışlarıyla ilgi çekiyordu. evet o zamanlarda da karakterler ketumdu, birbirlerine gördüklerini, bulduklarını anlatmayıp gereksiz gerilim yaratıyorlardı ama az ya da çok anlamlı sebepleri vardı. "because i'm supposed to" lafından henüz gına gelmemişti bizlere.zamanla, gizemler arttıkça, öykü karmaşıklaştıkça, karakterlerin geri zekalılıkları, iletişim eksiklikleri, hiçbir soru sormadan başlarına gelenleri kabullenişleri öyle bir noktaya vardı ki, artık olayları sürükleyen bireyler olmaktan çıkıp; olayların, gizemlerin, soruların, fantastik olayların içinde oradan oraya savrulan, bu sırada zerre merak duymadan sadece anın gerektirdiği gibi davranan, bir davranışı bir sonrakini tutmayan karton karakterler haline geldiler."

    işte benim demek istediğim de bu: karton karakterler. madem karakterler çok başarılıydı, şu sorulara bir cevap verin.
    mesela sina sormuş: "o zaman tek soru sayid necidir? nadia mı shannon mı? 2 bölüm önce nadia ama finale bakarsan hayatındaki en önemli kişi shannon. daha adamlar bunda bile tutarlı olamamışlar, dizi toplamda tutarlı değil, koca finali nasıl toplasınlar, toplayamadılarda, bende şimdi burdan diyorum ey tatmin olanlar bunu göremeyecek ne var?" #19160425

    ben de soruyorum: bu sayid dediğimiz adam, daha bu sezon ölüp dirilmedi mi? dirilmesinin sebebinin kara duman olmadığını da biliyoruz. karakter olarak son derece köklü bir değişim geçirdi sayid bu süre zarfında. bir ara iyice zombiye bağlamıştı hatırlarsınız; sonra birden kahraman oldu, midesine 4 lokum c4 (aa bak, lost sayılarının ilki 4, teyy teoriye gel) yedi. sayid kimdi? karakter olarak nasıl bir süreçten geçiyordu? veya sayid "neydi"?

    örneğin jack. o da daha bu sezon fener kulesinde çıldırıp aynayı kırmamış mıydı? jacob'a göre "ayna feda olsun, yeter ki jack kaderini anlasın" değil miydi? jack'e kaderini anlatan neydi? aynayı kırdığı için girdiği suçluluk duygusu mu? orada "beni niye getirdin lan adaya?" diye kafayı yiyen jack, aynayı kırınca "anaa kaç paradır allah bilir" deyip suçluluk duygusuna mı kapıldı da, adaya(ve tüm insanlığa, hee hee) karşı görevimi yerine getirmeliyim bilincine erişti? final bölümüne kadar "im supposed to", "you are supposed to" dan başka cevap alamayan jack "eh yeter amına koyim herkes ne ketummuş" deyip de canına kıymaya mı karar verdi? nedir yani, biri açıklasın.
    -------------------------------------------
    vee, açıklamalar kısmı. öncelikle, biz ne "istemiyormuşuz"?
    hayatın anlamı, kuantum fiziğinin kara tahtada detaylı analizi, zamanda sıçramanın bilimsel teorileri, star wars'da ışın kılıcının nasıl çalıştığı, yüzüklerin efendisinde yüzüğün nasıl büyülü olduğu; kısaca, senaristlerin ne kurgunun önemli bir parçası olduğunu söylediği, ne de açıklama sözü verdiği her şey. örneğin bu konuda sinabey şöyle dediydi:

    "wachowski kardeşler de filmin başından sonuna kadar haplar nedir açıklayacağız diyip, haplar kapsüldür demedi, tolkien de büyüyü son kitapta açıklayacağım diye kanımızı kurutup en sonunda "büyüyü sauron yaptı" demedi, ya da jerry siegel yıllarca "durun cevabı zamanı geldiğinde vereceğim" dedikten "evet açıklıyorum, süpermen kendi kolunu bükecek kadar güçlü" demedi. ve tabii ki hiç biri, bunları söyledikten sonra coşkulu orkestra müziği ile, evrenin sırrını çözmüşçesine, nasıl bir ruhsal yolculuk yaşadığına dair röportajlar vermedi." #19148685

    ne istiyorduk peki? senaristlerin açıklayacağız dediği şeyleri. bu kadar basit. ve bunu da dizi finalinde istemiyorduk, final sezonunda istiyorduk. hiç saptırmayın muhabbeti. yukarıda dedim, böyle bir dizi finali anlaşılabilir ama önce bir hikayeyi bağlarsın, sonra dramatik final yaparsın. ama yok dizinin sonuna kadar gizem sıça sıça gider*, sonunda da "aa bak, kuş!"* deyip kaçarsan, bozuşuruz işte.

    şöyle de bir sorun var ki, verilen cevapların çoğu neredeyse "mr. obvious" tarzında cevaplardı. yine sinabey'den gelsin:

    "black smoke nedir açıklandı deniyor. hayır açıklanmadı, black smoke'un oluşma sürecindeki bir adım belli oldu sadece. durduğu yerde bir insan evladı dumana dönüşemeyeceğine göre, herhalde arada doğa üstü bir şey olacaktı. bunu dizi söylemese de bilmiyor muyuz yani? bunu anlamak için dahi olmak gerekmediği gibi, zaten bilinen şey cevap olarak sunulduğunda sinirlenmek kadar doğal bir şey olamaz."

    bu sözde açıklamalara daha eklenebilir: richard niye ölümsüz? jacob elledi diye. ada niye önemli? çünkü altında tıpa var. tıpa niye önemli? çünkü çıkarırsan deprem olur, ışık söner, herkes ölür (hmm). jacob kara dumanı niye öldüremiyo? çünkü kurallar öyle. adadan niye çıkılamıyo? çünkü kurallar öyle.

    bizim cevap olarak istediğimizi söylemeden önce, şunu alıntılayayım:
    carlton cuse şöyle demiş: everyone is like, “i want to unlock the single secret to lost.” there isn’t any one secret. there is not a unified field theory for lost, nor do we think there should be, because philosophically we don’t buy into that as a conceit. #18864724

    öyle bir konuşuyor ki, we don't "phylosophically" buy into that as a conceit derken, sanırsın felsefenin amına koymuş. biz sizden birleşik alanlar kuramı beklemiyoruz; tek beklediğimiz bunca zaman yapılan edilenin tamamen rastgele veya arbitrary olmadığını ispatlayabilmenizdi. sonuçta iş arbitrary gizem sıçmaya gelince, herkes sıçar; sizden çok daha iyi de sıçan olur korkmayın.

    sonra da demiş ki yine cuse: "the great mysteries of life fundamentally can’t be addressed. we just have to tell a good story and let the chips fall where they may."

    şimdi bi dakka, ne hayatından, ne çözülemeyecek büyük sırlarından bahsediyorsun? konumuz lost, hayat değil. konumuz bir kurgu. bana öyle kozmos mozmos ayağı çekme; serim, düğüm, çözüm arkadaşım. adam seriyo, sonra düğümlüyo, sonra da kendi attığı düğüme bakıp "yüce rappim ne karmaşık yaratmış, bizim ilmimiz yetmez, biz keyif almaya bakalım" diyor terbiyesiz.

    son olarak, hala e ne bekliyordunuz diyecek varsa, teoberk'ten geliyor*:

    dizinin senaristleri herşeyin düzgün bir şekilde bağlanacağını söylediler.
    dizinin senaristleri herşeyin düzgün bir şekilde bağlanacağını söylediler.
    dizinin senaristleri herşeyin düzgün bir şekilde bağlanacağını söylediler.
    dizinin senaristleri herşeyin düzgün bir şekilde bağlanacağını söylediler.
    dizinin senaristleri herşeyin düzgün bir şekilde bağlanacağını söylediler.

    edit: modlog'da yine ispiyonlandığını görüyorum bu entrynin. hiç yorulmayın, formata uygundur kendisi.
3550 entry daha
hesabın var mı? giriş yap