hesabın var mı? giriş yap

  • evdeki bütün bölümlerin elektrik düğmeleri içerdeyken, sadece tuvalet ve banyonun düğmelerinin dışarda olduğunu farketmek. piçin biri gelsin de kapatıp şaka yapsın diye galiba. harbi neden ki?

  • afrika'da köleliğin başlamasının en büyük sebeplerinden birinin aslında istilacı beyazların, zencileri zorla kaçırması değil de, birbirleriyle husumet ve savaş halinde olan kabilelerden güçlü olanların, zayıf olanları istilacılara satmaları olduğunu öğrenmek.

    insan çok şerefsiz bir varlık.

  • istanbul'a her geldiğimde kullandığımdır. vito'ların ücreti taksi ile hemen hemen aynı, ama üç dört kişi binerseniz gayet ekonomik oluyor. ha isterse taksinin üç katı olsun gene uber'e binerim taksiye asla binmem.

    bir defasında sultanahmet civarında acilen otele dönmemiz gerekti. dört kişiyiz. uber'e baktım yoğunluktan 150 tl fiyat çekti -ki normalde oradan uber 80-90 yazar. 150'den de olsa uber çağırmak istedik sonucta ücret dörde bölünecekti, ama uygulama tüm araçlarımız şu an dolu dedi.

    dedim herhalde taksi de aynı fiyata götürür. gittim bir taksi durağına, kalamış'a 150'ye götürür müsün dedim? yok abi ne 150'si, orası en az 350 tutar dedi. yuh dedim herif sanki ankara'ya götürecek. 350 ne yahu? meğerse herifler paso turist peşinde tarife de 100 dolardan başlıyormuş (350 tl).

    şimdi bu adamlar gelmiş bana emekten bahsediyor. kendi adıma aynen uber'e devam. kudurun taksiciler kudurun.

  • 2014 yılının yaz dönemi. çanakkale'de bir barda garsonluk yapıyorum. biraların, votkaların havada uçuştuğu hareketli bir cumartesi gecesi. mekan tıklım tıklım dolu.

    bir eleman geldi, tek başına. kendi halinde zararsız bir tip. hepiniz bilirsiniz; tek başına gelen erkekler pek hoş karşılanmazlar böyle mekanlarda. bu yüzden mekanın arka taraflarında bir masaya oturmasını rica ettik. adam hiç ikiletmedi, 'masa masadır' dedi, gitti oturdu. tamamen kendi halinde. söyledi birasını, içmeye başladı. ne yan masasında kimin oturduğu umrunda, ne de mekanda çalan müzikler. kulaklığını takmış, kendi kendine müzik dinliyor.

    3. biranın ortalarındayken; elemana bir şeyler oldu. oturur vaziyette dans etmeye başladı. hepimiz işi gücü bıraktık, lavuğu izliyoruz. gerdan kırmalar, omuz silkmeler, neler neler. sonra oturduğu sandalyeden ayağa kalktı, başladı moonwalk yapmaya. güzel de oynuyor piç.
    ama hiç kimseye bir zararı yok. tamamen kendi halinde.

    bizim patron rahatsız oldu.
    ''kaç kere söylemem gerekiyor evladım. şöyle kekoları mekana almayın bir daha'' diye söylenmeye başladı. ama adamın gerçekten hiç kimseye bir zararı yoktu. kendi halinde eğleniyordu, canı dans etmek istemişti ve kimseyi rahatsız etmeden canının istediği şeyi yapıyordu. ben asla yapamazdım örneğin onun yaptığını. yanlış olduğunu düşündüğümden falan da değil üstelik. utandığımdan, sadece utandığımdan. yan masadaki kız güler mi diye çekindiğimden veya elalem ne der diye düşündüğümden. ama hayatta yapamazdım. eleman dans etmeye devam ediyordu ve müthiş eğleniyordu.

    atın şu kekoyu mekandan dedi bizim yavşak patron. ''burası düğün salonu mu?''

    güvenlikler masaya gittiler ve adamı dışarı davet ettiler. adam hiç istifini bozmadı amk. yerine oturdu, kulaklığını toplayıp cebine koydu ve ''rahatsız etmek istememiştim, kusura bakmayın. hesabı alabilir miyim'' dedi.
    sakince çıkıp gitti mekandan.

    ''yavşaklar ölmez, sadece şekil değiştirir'' der ünlü bir yazar. ve o akşam kendi halinde dans eden o adama 'keko' diyen zihniyetle, dün akşam bu güzel abimize 'sığır' diyen zihniyet aynı yavşak zihniyet.

  • ben de bunu anlamıyorum.

    teşvik primi şu anda suçtur. eğer delilin varsa sunarsın mahkemeye. kim verdiyse cezasını çeker.

    bir de bunlara göre gs teşvik vermiş. sanırım galatasaray ezeli rakibi fenerbahçe'yi şampiyon yapmak için vermiş. :)