hesabın var mı? giriş yap

  • aynı zamanda fifa 98 ile oyuncuları uzaylılara kaçırtmış nesildir. efsaneler efsanesidir.

    edit: hiç mi biriniz 98'de uzaylılara oyuncu kaçırttırmadınız? ikibinbeşyüz tane mesaj atıyosunuz. vardı olm ya.

    editto: tamam siktir edin. ne güzelmiş lan o zamanlar. şarkılar bile.

    lan namuzsuzlar akşam akşam duygulandırdınız ha. uzaylı bulacam diye neler izledim.

    editeyy: alın bunu da izleyin bari. 98'in tüm golleri. neler neler dönmüş be. bende 98 kupasının tişörtü vardı. sporcu kartları vardı. bi oyunda uzaylılar yoktu demi.

  • vaktinde dolmabahçe camisinin müezzinini korumayan güruhun başlattığı kampanya. dolmabahçe camiisinin müezzini 'ben din adamıyım, yalan söyleyemem, o gece burada içki içilmedi' dediği için sürgüne gönderilmişti ve sesiniz çıkmamıştı.

    şimdi 'cumhurbaşkanımızı koruyun' temalı sela okuyan müezzin için neden bu kadar ayaklandınız? samimiyet önemli bişey!

  • edit: değerli dostumuz anlaşılan biraz hırpalanmış. çünkü biz oturduğumuz yerden yargılamayı o kadar çok severiz ki... kendisi bana ulaşıp aşağıdaki sözleri paylaşmamı rica etti.

    "güzel mesajlarınız için teşekkür ederim. aslında bizim niyetimiz mahalli olarak yetkili kişilere ulaşmaktı. video çekilmesini hiç istemedim, sadece bir sayfa röportaj verelim dedim ama gazeteci büyüğüm çok ısrar etti. ben de onu kıramadım. bunun bu kadar büyüyeceğini tahmin etmemiştik. bir iki şeye cevap vermek istiyorum:
    1. asla iyi bir akademisyen olduğumu iddia etmedim. sıradan bir elektrik mühendisiyim. yalnızca iyi bir gözlemci olduğumu düşünüyorum.
    2. bilimadamı değilim, sadece araştırmacıyım. yaptığımız işler de öyle atomu parçalamak filan değil. diğer çoğu akademisyenin yaptığı gibi excel de grafik çiziyoruz.
    3. ülkemizde çok değerli hocalarımız var. memur zihniyeti derken onları asla kastetmedim. kimleri kastettiğim az çok belli.

    bugün bana gelen bazı mesajlar şunlar:
    -israyil dölü
    -ermeni dölü
    -fetöcü pezevenk
    -ilgi mi istiyorsun lan köpek..
    vs...

    arkadaşlar benim ünlü olmak, takipçi toplamak gibi bir niyetim yok. yazarlardan bir tanesi postdokların geçim sıkıntısı çektiğini söylemiş. evet kıt kanaat geçiniyoruz. o yüzden ne avukat tutacak ne de bu işlerle uğraşacak param yok. sizlerden ve sözlük idaresinden ricam bu başlığı ve benim adıma olan diğer başlığı silmeniz.
    röportajı verdiğim için çok pişmanım. o kadar huzursuzum ki bugün işe bile gidemedim. lütfen bu isteğimi yerine getirin.
    şimdiden çok teşekkürler."

    adam yıllarca okumuş etmiş kendini geliştirmiş. enerji alanında ogretim gorevlisi olarak calisiyor. şimdi yurt dışında önemli üniversitelerde bir yerlere gelmiş, çalışmalar yapıyor. bir yandan da milli kimliğini ön plana alıp ülkesinin de büyük sorunu olan enerji alanındaki avrupa çalışmalarına katılımı için çabalıyor ama gel gör ki destek yok. izlerken ülkenin haline içim acıdı. zaten bildiğimiz şeyler ama işte duyunca insan yine de üzülüyor.

    edit 2: arkadaşlar ben video linkini yaşanan üzücü hadiseler üzerine kaldiriyorum. elimden gelen bu oluyor. başlığı açarken bu kadar saçma bir noktaya gelebileceğini tahmin etmemiştim. yahu adamı irdelemeyi bırakın da söyledikleri doğru mu yanlış mı bir düşünün. ülkenin eğitim sistemi saçmalamış durumdayken bu sözler ne kadar uzak gelebilir.

  • başlık yanlış. doğrusu migros personelinin 5999 tl'ye iphone 11 sahibi olması olacaktır.

  • korkmayın ulan bu adamdan artık, gelsin emniyet, fişlesinler amk. böyle yüzsüzlük olmaz ulan, o alkışlayanların hepsinin eli kopsun, ulan ne utanmaz arlanmaz insanlarsınız ulan siz. şakşakçılar alkışladıkça ben yerin dibine giriyorum.

  • müşteri memnuniyetinde zirveyi yaşatan işletme. ülkece akıl sağlığı kaybedileli çok oldu. bu sebeple zincir restaurant ve petrol istasyonları hariç hiç bir yerde durmam. muhatap olacağınız insanlara dikkat edin.

  • vizyona girdiği ilk yıllarda sansüre uğramış çok kült sahnelerinin olduğu ve sansürsüz halini bulmanın asla mümkün olmadığı film. kesilen sahnelere gelecek olursak;

    tarkan gümüş eğer filminin sonuna doğru ölen büyücü gosha'yı bir anda kanlı canlı görünce ne alaka bu kadın ölmemiş miydi diyoruz ama aslında bu kopukluğun nedeni yeşilçam'ın belki de en kült en karanlık sahnesinin kesintiye uğramasıdır.

    filmin başlarında bir rahibe (şehirdeki en günahsız kadın) ve bir dansöz (şehirdeki en günahkar kadın) kaçırılıyor. daha sonra bu kurbanlar, her ikisi de üstsüz göğüsleri açık olarak, kötü bir büyücü tarafından gizli bir mabette çarmıha geriliyorlar. büyücü her iki kadını da bıçaklıyor ve oluk oluk akan kan haçların dibindeki kanallar aracılığıyla bir iskelete ulaşıyor. iskelet yavaş yavaş kanla birlikte dirilip çırılçıplak durumdaki genç ve güzel gosha'ya dönüşüyor ve (göğüs uçları saçları tarafından örtülen) gosha diriliyor.

    filmi televizyonda izlediğinizde ise rahibenin kaçırılmasının hemen ardından gosha'nın dirildiği ana geçiliyor. filmin diğer bir kayda değer sahnesinde ise çırılçıplak olarak ata binmiş gosha, tarkan'ın arkadaşlarından birinin yavuklusunun karşısına çıkıyor ve genç kadını hipnotize ediyor. genç kadın, bilinçsizce gosha'ya doğru ilerlerken dev bir örümcek ağına yakalanıyor ve gosha, onun kanını içiyor. bu sahne televizyonda gösterildiğinde yakın plan çıplaklık içeren kareler, ve bu arada kan içme anları, kesilmiş durumda: yalnızca zavallı kadının dev örümcek ağına yakalanışını görüyoruz. tarkan sislerle kaplı ormanın içinden, bir uçurum arasındaki asma köprüden geçerek gosha'nın şatosuna ulaşıyor. burada yerden kazıkların yükseldiği bir odada metalik bir adamla mücadele ediyor.

    onu tek zayıf noktası olan gözlerinden kazıklayarak öldürdükten sonra çılgın kahkahaların geldiği başka bir odaya geçiyor. duvarları kıpkırmızı renkteki bu odada yüzü kukuletalı bir savaşçıyla kılıç döğüşü yapıyor. tarkan, bir kılıç darbesiyle rakibinin üstündeki elbiseyi yırtıyor ve elbisenin ardından savaşçının dolgun göğüsleri görülüyor. ikinci bir kılıç hamlesiyle kukuletayı çıkarınca (evet, bildiniz) gosha'nın yüzü meydana çıkıyor ve tarkan'ı hipnotize ediyor.aniden odanın zemininde dev bir örümcek ağı deseni beliriyor ve gosha, bu desenin üzerinde yere yıkılan tarkan'ın üstüne binip onun kanını içiyor. daha sonra gosha bir mahzende dev bir örümcek ağının içindeki tarkan'ın önünde çırılçıplak dans ederken görülüyor. ama tabii ki televizyonda bunları görmüyoruz, tarkan'ın kukuletalı savaşçıyla kılıç döğüşüne girişmesinden itibaren herşey, gosha'nın tarkan'ın kanını içmesi, sonra önünde dans etmesi tamamen kesilmiş.

    debe editi: filmde gosha‘ya hayat veren eva bender internetteki yaygın ve yanlış bilginin aksine ölmemiş hayatına isveç’te devam etmektedir. son hali basit bir aramayla karşınıza çıkabilir.

  • nasıl yalan çıktı? anlamadım.

    çocuğu tutup zorla "annem karne hediyesi olarak et aldı diyeceksin" falan mı dediler?

    farz edelim ki bu haber yalan.

    türkiye'de çocuklarına karne hediyesi alamayan, yeterince et yiyemeyen ailelerin olduğu da yalan mı?

    edit: evet, gerçekten muhabir çocuğa " ayazcığım bize şey der misin? annem karne hediyesi et aldı" diyerek kendi istediğini dedirtmiş.

    o değil de muhabir çocuğun adını nereden biliyor? garip garip işler.

    https://twitter.com/…?t=jb0vfniemi73mpir927wjg&s=19

    yine de ikinci söylediğimin arkasındayım.
    bu ülkede evine ayda yılda bir et giren, çocuğuna karne hediyesi alamayan aileler var. hiç zafer kazanmış gibi davranmayın aktroller.

  • eğer doğruysa muazzam bir hamle. eski akp artıklarına neler neler teklif edildi ümit beye iç işleri verilmiş çok mu.

  • türkiye tepki olarak hemen bir türk gencini zıttırık bir sebepten tutuklayıp silivri'ye gönderecektir.
    hey yavrum hey, siz türkiye' nin gücünü anlamamışsınız daha!

  • almanca’da günlük hayatta siklikla karsilasacaginiz bazi deyimler:

    - ıch drücke dir die daumen! – bu deyim genellikle birisini bir konuyla ilgili olarak yüreklendirmek, motive etmek icin kullanilir. „sana güveniyorum, bu isin altindan kalkarsin, bol sans diliyorum“ gibi anlamlara gelir ve almanca’da oldukca sik kullanilir. günlük konusmalarda arada duyarsiniz.

    - ın teufels küche kommen – seytanin mutfagina girmek. benim en sevdigim deyimlerdendir. bir konuda atilan yanlis bir adimin sizi hataya ve icinden cikilamaz bir noktaya getirmesini ifade eder. “eger bunu yaparsan seytanin mutagina girdin demektir“ anlamina gelir. „wenn du deinem chef so eine email zuschickst, dann kommst du in der teufels küche“ – “eger patronuna öyle bir mail atarsan seytanin mutfagina girdin demektir“

    - kein hexenwerk! – cadi icadi degil! – herhangi bir seyin cok da zor, anlasilmaz, yapilamaz olmadigini ifade etmek icin kullanilir. „das ist doch kein hexenwerk oder?“ – „cadi isi degil heralde yani?“

    - besser als nichts! – hic yoktan iyidir!

    - auf der schusslinie setzen – birisini hedef tahtasina koymak

    - ıch habe die nase voll..! - türkce’de „artik burama kadar geldi“ dedigimiz olay. almanlar bunu „burnuma kadar doluyum“ seklinde ifade ederler ve anlami da „sabrim tasmak üzere, yetti artik!“ demektir.

    - pech gehabt! – sanssizlik oldu..! talihsizlik!

    - ım stich lassen – birisini yari yolda birakmak. „du hast mich total im stich gelassen..! – beni sattin/yari yolda biraktin“

    - auf die füße treten – birilerinin ayagina basmak. türkcede „birilerinin tavuguna kist demek“ gibi bir anlama gelir. farkinda olmadan birsey yaparsiniz ve bu birilerini rahatsiz eder, sonun da da hos olmayan neticelerle karsilasirsiniz.

    - aus den augen, aus dem sinn! – gözden irak gönülden irak!

    - "wenn es dem esel zu wohl wird, geht er auf's eis tanzen." – esek fazla keyiflenince gider buzun üstünde oynarmis!

    - das leben ist kein ponyhof! – hayat bir midilli bahcesi degildir. biz bunu „hayat toz pembe degildir“ seklinde kullaniyoruz. bu deyim sadece hayat icin degil, herhangi baska bir durum icin de kullanilabilir.

    - halt’s maul..! – kapa ceneni..! bu cok kaba bir tabirdir. zira maul hayvan agzi anlamina gelir. alternatif olarak „halt die fresse“ de kullanilir

    - es ist mir wurst..! – wurst bilindigi gibi sosis demektir. bu deyimin anlami “bana fark etmez – umurumda degil“ demektir. „es ist mir einfach wurst was er getan hat“ – „ne yaparsa yapsin umurumda degil“. yalniz burda wurstu ş ile yani wurşt diye söylemeniz gerekiyor ki sokak agzina uygun bir ifade olsun. normal wurst derseniz olmaz.

    - lange rede, kurzer sinn – uzun lafin kisasi..!

    - wer hoch steigt, kann tief fallen – yükseklere cikan sonunda dibi görür. bu deyim hatta rammstein’in deutschland sarkisinda da vardi „wer hoch steigt der wird tief fallen!! deutschland deutschland über allen..!“

    - wer wind sät, wird sturm ernten – rüzgar eken firtina bicer

  • (bkz: masaya çık tepin istersen)

    edit: ankara iyi parti semalarında bir allah'ın kulu kalmadı hepsi chp'ye geçti. chp'nin mamak'ta aday yapmadığı cengiz topel'i "gıcıklık" olsun diye abb başkan adayı yaptınız. genel merkez binasının kirasını ödeyemeyecek haldesiniz, seçimden sonra o binadan da ayrılacaksınız. kapanmanız an meselesi. hala carcar ediyor... keşke sussan. ığıl ığıl siyaset arenasından silinsen... senin de sonun s.oğan gibi olacak herkes biliyor. koşa koşa akp'ye, mhp'ye teslim olacaksın. yallah.