10805 entry daha
  • yazmayacağım diye başlayıp ayı gibi yazdığım yorum'un yanı sıra;

    --- spoiler ---

    jack'in flocke'un ümmüğünü hedeflediği uçan yumruğa karşı, flocke'un yapması gereken tek şey, elindeki bıçağı şöyle azıcık havaya kaldırıp "vıçık" sesini beklemek olduğu için, araya reklam girecek yer açıp plan değiştirerek bir kaç saniye öncesinden farklı zıplayışla devam etmeleri yerinde bir hareket olmuştur.

    --- spoiler ---

    edit: bakıp bakıp kendimden tiksindim, bari sonuncu entry'mi silip bunun sonuna ekleyeyim ki daha az manyak gibi görünürüm:

    artık bu başlıktan sürüleceğim herhalde ama arada yazılanları görünce sinirleniyorum, yazmadan edemiyorum. fakat bu son. yeminle.

    kimse matrix'i seyredip "ulan bu haplar nedir ki yani" demedi.
    kimse yüzüklerin efendisini seyredip "bi dakka yea bu yüzüğe nasıl bir büyü yapıldı" demedi.
    ya da ne bileyim, kimse süpermeni seyredip "bi dakka yea bu adama kurşun işlemiyosa kolunu nasıl büküyo" demedi.

    buraya kadar herkes haklı.

    ama, wachowski kardeşler de filmin başından sonuna kadar haplar nedir açıklayacağız diyip, haplar kapsüldür demedi, tolkien de büyüyü son kitapta açıklayacağım diye kanımızı kurutup en sonunda "büyüyü sauron yaptı" demedi, ya da jerry siegel yıllarca "durun cevabı zamanı geldiğinde vereceğim" dedikten "evet açıklıyorum, süpermen kendi kolunu bükecek kadar güçlü" demedi. ve tabii ki hiç biri, bunları söyledikten sonra coşkulu orkestra müziği ile, evrenin sırrını çözmüşçesine, nasıl bir ruhsal yolculuk yaşadığına dair röportajlar vermedi.

    teklif edilmezse ben de merak etmem. ben bu diziyi kurguya hayran olmak için izledim. önceden de söylediğim üzere, başka bir ilahi ya da felsefi açılım beklentim yok. kimsenin de yoktur sanıyorum. lost bütün mistik ve heyecan verici kaplamasının ötesinde ticari bir üründü ve iddiası da bizi hayretlerden hayretlere takla atarak kıvrandırmaktı. bunca sene dahiyane bir kurgu sözü verildi ve bunun zemini hazırlandı, nihayetinde de son derece tahmin edilebilir bir sona erdi. tahmin edilebilir olmasının sebebi de, cevap olarak sunulan her şeyin nihayetinde aslında varolan durumu başka türlü göstermekten ileri gidememesiydi.

    tekrar tekrar aynı örneği vermek gerekirse, black smoke nedir açıklandı deniyor. hayır açıklanmadı, black smoke'un oluşma sürecindeki bir adım belli oldu sadece. durduğu yerde bir insan evladı dumana dönüşemeyeceğine göre, herhalde arada doğa üstü bir şey olacaktı. bunu dizi söylemese de bilmiyor muyuz yani? bunu anlamak için dahi olmak gerekmediği gibi, zaten bilinen şey cevap olarak sunulduğunda sinirlenmek kadar doğal bir şey olamaz. ışık açıklandı deniyor. hayır açıklanmadı. eğer aynı ışık hem üstüne dökülen suyu içeni ölümsüz yapıyor, hem tıpasını çekince lavlar püskürüp ada çöküyor, hem de üstüne çark geçirince adayı ışınlayabiliyorsa, bu açıklama değil bilinmezi joker kart olarak kullanmak olur. hem ab-ı hayat, hem dünyanın ruhu (bkz: gaia) hem de işine gelince zaman mekan bütünlüğünü kıran bir enerji. oh ne ala. sinirleniyorum çünkü kurguya hayran olmayı bekledim. bekledim çünkü vaad edilen buydu. yoksa kimse diziden hayatlarını değiştirecek bir bilgi beklemiyor. beklenilen yegane şey şaşırmak ve hayran kalmaktı. karakter incelemesiymiş. evet hakikaten de öyleydi de, bunu dizi bitince mi söylüyorsun? öyleyse eğer bu kadar sezon boyunca "tüm sorular cevaplanacak" değil "tüm nevrotikler incelenecek" falan denmemeli miydi? hani bu baştan söylense o zaman adanın gizemlerine değil karakterlerin değişimlerine daha çok kafa patlatırdım. her şeyi geçtim slogan yanlış o zaman.

    tatmin olmak isteyene diyecek sözüm yok, kimsenin dizi zevkini tartacak değilim. ama tatmin olanlar da birazcık insanlıktan nasiplerini aldıklarını göstermek adına, tatmin olmayanların zekalarıyla ya da beklentileriyle ilgili abes çıkarımlar yapmamayı tercih edebilirler.
3793 entry daha
hesabın var mı? giriş yap