aynı isimde "şeytan (film)" başlığı da var
  • başlıca görevleri, insanları iyiliğe ve yaratıcıya, samimi ve gerçekçi bir şekilde yöneltmek, özgürlük çatısı altında.

    -kötülüğü kötülük yaparak yok etmeye çalışıp, o şekilde insanların iyiliği tercih etmesini sağlayan varlık.

    o yüzden sana uyuşturucu içmek zararlı demez, uyuşturucu iç der. böylelikle içip bağımlı olduktan sonra yaşadığın zarar sonucu tamamen bırakırsın. olayı kökten bitirir. tüm sistemi bunun üzerine kuruludur. ama o iyi insan bir gün içebilir. o yüzden şeytanın elinden geçmiş kişiler yaratıcının gerçek dostu olur.

    -insanlara özgür iradenin önemini gösterir yaptığı isyanlarla. özgür olmanın bedelinin çok ağır olduğunu da gösterir. şeytan cehenneme girer, insan dünyaya iner bunun yüzünden. melekler ise kapitalist sistemin kölesi olan tipler gibidir. boyun eğmiş ve kendilerine göre iyi bir hayat yaşarlar, sahte mutluluklarla. küçük beyinleriyle de ama insan dünyaya kötülük yayacak der. bilmez ki insan aslında iyi ve kötünün harmanlanmasıyla, evrenin diğer ucunda da olsa geniş açıdan bakabilir. çünkü asıl yaratıcı iyi ve kötüden oluşur ve onu anlamak için daha geniş açıdan bakmak gerekir.

    -özetle samimiyeti iliklerimize kadar hissetmemiz için çabalayan varlık.

    kötü olan şeytan değildir, insandır. ve şeytanın görevi, içimizdeki şeytan dediğimiz şeyi minumum zararla tüketmemizi sağlayıp, tamamen yok etmesidir.

    ve şeytanın işini en çok zorlaştıranlar ise her şeye duyar kasan,kendisine ve etrafına yalan söyleyen, düşünce zenginliğini kabul edemeyen sabit beyinlerdir. namaz kılıp, oruç tutanlar değil.

    ve onlarca tanrı vardır ama şeytan tektir. çünkü o insan gibi elinin taşın altına koyduğu için kutsanmıştır. asıl yaratıcı şeytanı ve insanı tanrılardan üstün tutmuştur. insanı ise şeytandan.

    şeytan ateşten yaratılmıştır ve özgürlüğü için direndiği için ona cennetten büyük sımsıcacık cehennem vermiştir. yani bu durum şeytan için lütuftur, ceza değil. sadece bizim için ateş kötü durduğu için ona karşı kötü bir şey gibi gözükür.

    şeytanın yaptığı tek şey insanın içindekini dışarı çıkartmaktır. yani kişileri kötü yola saptırmıyor, insan kötülüğü seçtiği için gideceği yolu açıyor.

    biz buna içimizden geldiği gibi yaşamak diyoruz.

    insan içinden geldiği gibi yaşamalı ama başkasına durup dururken zarar verici şeyleri çıkarmamalı, yani adam öldüreceğine simülasyon oyun yapıp adam öldürme hazzını yaşamalı. bu teknolojiye de sahip olunacak yakında. işte şeytanla insanın ayrıldığı nokta bu. yani insan iyiliği içinden geldiği gibi yaşıyor ama kötülüğü başka türlü çıkartmaya çalışıyor. şeytan ise kötülük mü geldi ,çıkar çıkar moduna giriyor.

    işte yaratıcıya da meleklerin '' insanlar dünyada savaşlar çıkaracak, neden yarattın böyle bir şeyi '' dediğinde, sizin bilmeyipte benim bildiğim bir şey var dediği konu da aslında tam olarak budur. insanın kötüyü bile iyiye çevirebilme özelliğinden. hem de içindeki kötülüğü çıkarırken, daha fazla zevk alacak şekilde, zarar verici olmadan çıkarabilme yeteneğinden. böylelikle evrendeki iyi ve kötü dengesi minumum zararla sağlanabiliyor.

    sonuç olarak şeytan masum. insanlar şeytan. şeytanın görevi, insanların insan olması sürecini, insani bir hal alma amacıyla, hızlandırmak.
  • bütün kötülüklerin kaynağı,
    jean baudrillard'a göre kökten kötülüğün simgesi,
    voltaire'e göre grotesk bir hıristiyan boş inancı,
    diderot'ya göre insan anlığının bir uçurumu,
    freud'a göre bastırılmış bilinçdışı güdülerin kişiselleştirilmesi,
    dostoyevski'ye göre ise, şeytan aşkın bir gücün temsilcisi ve ait olduğu yer cehennem değil insan ruhu.

    "eğer şeytanı görmemişsen kendi benliğine bak yeter."*

    "istemeye başlar başlamaz şeytanın hükmü altına gireriz."* *

    ister dini bir figür olarak addedilsin ister insan iradesinin zayıflığı olarak görülsün ki bu zayıflık aslında her şey olabilir. tolstoy'un şeytanı gibi bastırılmış libidonun gücü de olabilir, para hırsı da, makam mevki de. aslolan insanın amaçlarına ulaşabilmek için ne kadar alçalabileceğidir.
    sahi insan daha ne kadar alçalabilir?

    "milton'un iblisiyle shakespeare'in şeytani karakterlerinin ortak noktası saplantı derecesinde bir benmerkezcilik ve gerek diğer yaratıkların gerekse bir bütün olarak evrenin gerçekliğine karşı istekli bir aldırmazlıktır..."

    şeytanın çocukları denilen betr, zellenbur, metun vs aslında içimizdeki şeytanlar değil midir,
    ne kadar meraklıyız kendi defolarımızı başka varlıklara yıkmaya,
    oysaki protagonistle antagonist, yin yang gibidir. insan içinde hepsini birden barındırır,
    kısacası hepimizin içinde bir mr. hyde vardır.

    "isteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması...içimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu...içimizde şeytan yok...içimizde aciz var...tembellik var...iradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..."* *

    araf suresindeki şeytan kendini insanlardan üstün görür çünkü ateşten yaratılmıştır insan gibi çamurdan değil. bu yüzden de cennetten kovulur ya hani ama o gene de sızar insan aklına, iradesine vesveseyle. ya insanoğlu şeytana karşı koyabilecek iradeye sahip değilse, o zaman insan olduğu sürece şeytan da var olacak demek ki...

    "allah, "sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?" dedi. (o da) "ben ondan hayırlıyım. çünkü beni ateşten yarattın. onu ise çamurdan yarattın" dedi."*

    "derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: "rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı."
    "şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim" diye de onlara yemin etti.
    bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü. derhal üzerlerini cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. rab'leri onlara, "ben size bu ağacı yasaklamadım mı? şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?" diye seslendi."*

    [şeytan, dervişin birini allah’ın hiçbir zaman
    “buradayım” diye cevap vermemesi nedeniyle
    o’na dua etmeyi bırakmaya ikna etmiş. hz. hızır tanrıdan bir mesajla ona görünmüş.)
    seni bana kulluğa çağıran ben değil miydim?
    seni ismimle meşgul eden?
    “allah” diye çağırman “buradayım” cevabımdı.]*
    alıntı: aldous huxley-kalıcı felsefe

    "tektanrıcılığın yükselişi düalizmi tam olarak ortadan kaldırmadı.
    yahudi, hıristiyan ve müslüman tektanrıcılar pek çok düalist inanç ve pratiği benimsedi,
    ayrıca bugün "tektanrıcılık" olarak adlandırdığımız sistemin bazı en temel fikirleri aslında köken ve anlayış olarak düalisttir. sayısız hıristiyan, müslüman ve yahudi kuvvetli bir kötü güce inanır (hıristiyanlar bunu şeytan veya iblis olarak adlandırır), bu kötü güç bağımsız hareket eder, iyi tanrı'ya karşı mücadele eder ve tanrı'nın izni olmadan ortalığı karıştırarak her şeyi altüst eder."*

    şeytanın olmadığı bir dünya nasıl bir ütopya olurdu acaba?
    ya da dur, belki de distopya olurdu...

    "dinle. eski tanrı ve biz, yan yana, aynı masada. evet! tanrı'ya, nihayet şeytan'ı yenebilmesinde yardım ettik.
    çünkü insanları buyruğu çiğnemeye iten,
    özgürlüğü tattıran ve mahveden oydu. oydu
    işte, kurnaz yılan oydu. ama biz ne yaptık,
    potinlerimizle kafasını ezdik! cart!
    ve işte o zaman çile bitti: cennet geri gelmişti. ve bizler, tıpkı âdem'le havva gibi yine basit ve
    masumduk artık. iyi ve kötü zırvaları, karmaşıklığı gitti: her şey son derece basit, çocuksu ölçüde basit. işte cennet!"* *
    `
    sen hiç sönük ay ışığında şeytanla raks ettin mi*

    not: jeffrey burton russel - mephistopheles kitabından alıntılar içerir...
  • (şeytana)
    dostların güzel değil, süslü
    temiz değil, tıraşlı ve pudralı
    tahsilli değil, diplomalı
    sadık değil, dalkavuk
    adil değil, intikamcı
    cömert değil, çıkarcı
    cesur değil, kavgacı
    sosyal değil, zorba

    bernard shaw
  • hikayesinde garip bir nokta var.

    tanrı - ki kendisinden başkasına tapılmasına çok kızar- neden şeytandan adem'e secde etmesini istemiştir?

    olayı hep adem açısından dinliyoruz.

    belki şeytan şu ağızlardan düşürülmeyen imtihan'ın aracıdır?

    konuyu bir de şeytan açısından dinlesek?

    (bkz: şeytanın avukatlığını yapmak)
  • kişisel çıkarları ve kendi bekaası için vatanı satanların bedeninde yaşamaktadır.
    yeter ki gör!
  • insanın bizzat kendisidir.. boşuna uzaklarda aramayın!
  • bazıları günahla yükselir, bazıları da faziletle yere düşer.
    - wendy hıggıns
  • goethe'nin (bkz: faust) adlı eserinde mefisto'dur. insanı baştan çıkarmak için çalışır.

    tolstoy'un aynı isimde (bkz: şeytan) adlı eseri vardır. bu eserde şeytanı, içimizdeki karşı konulmaz dürtü olarak tanımlar. kısa ve güzel bir eserdir. okuyunuz efendim...
  • şeytan, kötülüğün simgesi değildir.

    aksine kötü olan, mutlak iyiliğe evrilemeyen insanın ta kendisidir. insan denen acz içindeki varlık, sahip olduğu sınırı olmayan düşünme yetisi ile,

    kendi içerisindeki kötülüğün, gerçekte var olmayan izafi bir varlıktan kaynaklanıyormuş zannını icat etmek durumunda kalmıştır.

    sadece bu bile insanın gerçekte ne kadar kötü ve asla iyileştirilemeyecek salt bir kötülükten mamul olduğunu anlamamıza yeter.

    doğanın milyarlarca yıllık gerçeklerini, genleriyle bir sonraki kuşaklara aktaran insan,

    sahip olduğu aklın gücüyle,

    ahlak, din gibi enstrümanlarla ehlileştirmeye çalışsa da

    gerçek benliği

    her düşüncede, hayatın her anında insanı kontrol etmeye devam edecektir.

    alt benlik akıl ve ahlak dışıdır, aslımızı bir anlamda karanlık tarafımızı akıl ürünü enstrümanlarla kontrol etmeye çalışmak beyhudedir.

    özet,

    kötüyüz oğlum biz.
  • şeytan insanın ta kendisidir yerine gelince dişi yeri gelince erkek olabilir hayali bir olgu varsayımı sırf günah keçisi, vicdanını rahatlatma aracıdır.
hesabın var mı? giriş yap