• (bkz: george orwel-1984) ve (bkz: fahrenheıt 451) gibi distopik eserlere öncülük veren biz diye bir yapıtı var. sscb döneminde yasak yemiş yazarın da hayatını kaydırmış ilgi ile başladım..
  • 'biz' romanı, ithaki yayınları tarafından bilimkurgu klasikleri içinde yayınlanmış. fakat bu kitap için distopya veya politik kurgu romanı diyebiliriz.

    kitapta antropolojik ögeler ve kavramlar sıklıkla yer alıyor. psikoz durumlarının toplumda nasıl normalleştirilebildiği ve sadece birey olarak kalanların tüm bunların acısını çektiğini gösteren betimlemeler de mevcut. daha bitirmedim fakat şu ana kadar kitabın yarattığı atmosfer şuydu; bir bireyin şiddetli anksiyete krizleri geçirdiği zamanlarda, kendi kendini sürekli aciz, savunmasız hissedip kendisini bağlayacak zincirler aradığı duruma benziyor resmedilen toplum. en küçük bir duygusal veya dürtüsel tepkinin bireylerin kendileri tarafından psikolojik şiddetle bastırılışının patlamaları anlatılıyor.

    --- spoiler ---

    sonra dönüp: ''sisten nefret ediyorum. sisten korkuyorum.''dedim.
    ''demek ki seviyorsun.
    korkuyorsun çünkü senden güçlü,
    nefret ediyorsun çünkü korkuyorsun,
    seviyorsun çünkü ona boyun eğdiremiyorsun.
    ne de olsa sadece boyun eğdiremediğini sever insan.''
  • biz i görüyor ve arttırıyorum. (bkz: brave new world)
  • diktatörlük yönetimlerinde kullanılan "biz" meselesini bence en iyi yansıtmış, distopik kurgu roman. zamanında orwell ve huxley birbirini suçlamış hangimiz özentiyiz diye.

    sıradaki kitabim bir ütopya olan erdemli şehri, bakalım bulursam alacam.
  • biz adlı kitabının önsözünde beni çok etkileyen bir şey yazmış.

    belki insanlar söz konusu sayfaları böyle anlamayacaktır.ama akıllı bir alman'ın dediği gibi “filozof aptal olmak zorunda değildir”. okur da değildir. yalnızca yürümeyi, yalnızca uygun adım gidebilmeyi değil, uçmayı da bilenlere yazdım.

    bu önsöz sonrası bilal'e anlatır gibi terimi benim için son bulmuştur.
hesabın var mı? giriş yap