*

  • aldous huxley'in "kadim felsefe" olarak çevrilen kitabı...

    --- spoiler ---

    kitap, eckhart ve buddha'dan gazali ve mevlana'ya kadar, içsel aydınlanmanın en önemli üstatlarından yapılan alıntılarla çok önemli bir antoloji görevi de görüyor.

    --- spoiler ---
  • aldous huxley'in mükemmel din felsefesi çalışması.

    --- spoiler ---

    sadece bildiğimiz şeyi sevebiliriz ve sevmediğimiz şeyi asla eksizsizce bilmeyiz. sevgi bilmenin bir biçimidir; sevgi yeterli ölçüde çıkarsız ve yoğun olduğunda, bilgi, birleştirici bilgiye dönüşerek yanılmazlık niteliğine kavuşur.

    --- spoiler ---
  • (bkz: kadim felsefe)
    ikinci baskısı olmasına rağmen çevirisi gayet hatalı ve başarısız olan kitap...
  • (bkz: gnostisizm) in yoğun olduğu ikna etme eseri.
    okuması ve anlaması benim için zor oldu, tercüme kaynakı olabilir. bir (bkz: aldous huxley) kitabı.
    eksiledim
  • aldous huxley'nin 1945 yılında yayınlanan, antolojik bir deneme olarak sınıflandırılabilecek kitabının ismi.

    17 yıl sonra yayınladığı the island (ada) adlı kitabında kurgu içerisinde ortaya attığı yaşama biçiminin teorik kaynağını bu kitapta gözler önüne seriyor huxley. başlıklar altında konuları dallandırarak, her bir başlığın hem doğu'daki hem de batı'daki yorumlanışı hakkında konuşuyor. kadim felsefe'nin dogmatizm altında bulunmadığı müddetçe coğrafi değişim yaşamadığını anlayabiliyoruz böylece.

    kitabın geneli hakkında yapılacak yorumlardan biri ,en azından benim en fazla ilgimi çeken, huxley'nin dolaylı yollardan dinsel yozlaşmanın eleştirisini sunmasıydı. malesef batı toprakları üzerinde tasavvufun bir miktar faydası olsa da ruhani gelişimin din içerisinde gerçekleşmediğini görüyoruz. huxley'nin ,çok alıntıladığı kişilerden olan, william law'ın retoriğinin avrupa'da tarihin tozlu sayfalarından ileriye gitmemesi eleştirdiği durumlardan biri. mevlana'nın varlığından haberdar oluşumuz da pek bir fark yaratmıyor. islam (arap) kültürü tarafından yutulan bir düşünce sisteminin kadim felsefe'nin niteliklerini taşımasını beklemek ahmakça olur.

    ruhaniliğin insan için öneminin anlaşılması, tanrı'nın ve benliğin anlamı ve bunun dışa yansıtılması hakkında bilgi almak için önemli fakat başlangıç kitaplarından biri olması için seyreltilmesi gereken kitaplardan biri.
  • ikinci baskısındaki mutlu yetkin çevirisini gayet başarılı bulduğum, gayet akıcı bir şekilde okunabilen mistik felsefe kitabı.

    kitap, birçok farklı konuda, günümüzdeki en yaygın beş din; hristiyanlık, islam, musevilik, budizm ve hinduizm inançlarında saygın ve laf yerindeyse "aşmış" kişilerden alıntılarla ve aldoux huxley'in çıkarımlarıyla ilerliyor. farklı inançlardaki bu kişilerin; hayat, karakter, ego ve tanrı gibi kavramlar hakkında çok benzer ve genel olarak birbirini destekleyen şeyler söylemiş olmaları incelemeye ve üzerinde düşünmeye değer.

    bence alıntıları çok başarıyla toparlamış ve ilgilisine oldukça güzel bir kaynak hazırlamış. hayatı, dinleri, inançları sorgulayan ve cevap arayan insanlara mutlaka bir şeyler katacaktır ve okumaları önerilir.
  • (bkz: #91152583)
  • gelişmiş putperestlik türleri üç ana başlık altında toplanabilir:
    teknolojik, siyasî ve ahlakî putperestlik. teknolojik putperestlik bu üçlü arasındaki en basit ve ilkel olandır; zira bağlıları aynen ilkel putperestliğinkiler gibi kurtuluşlarının ancak maddi şeylere —bu örnekte makinalar— bağlı olduğuna inanırlar.
    teknolojik putperestlik doktrinleri alenen veya zimnen —kapitalist ülkelerdeki milyonlarca insanın hayat felsefesini aldıkları kaynak olan— gazete ve magazinlerin reklam sayfalarında yayımlanan bir dindir.
    sovyet rusyada da teknolojik putperestlik sıkı bir şekilde va’zedilmiş bu ülkenin sanayileşme süreci sırasında bir tür devlet dini hâlini almıştır. teknolojik putlara iman o kadar içtendir ki (mekanize savaşlardan alınması gereken bütün derslere rağmen) günümüzde halk düşünüşünde hubris ve kaçınılmaz nemesis’le ilgili eski ve muazzam derecede gerçekçi doktrinlerinin izine rastlamak imkânsızdır.
    makinalarla ilgili olduğu kadarıyla hiçbirşeye birşeyler alabileceğimiz —inceden inceye işlenmiş, (üst tarafı çok yüklü olduğundan) dengesiz ve devamlı gelişen teknolojinin faydalarından herhangi bir bedel ödemeksizin faydalanabileceğimiz— şeklinde genel bir inanç vardır.

    siyasî putperestler sadece biraz daha az basittirler. bunlar kurtarıcı makinalara tapınma yerine kurtarıcı sosyal ve ekonomik örgütlere tapınmayı seçmişlerdir. insanlara doğru türden örgütleri dayatın, bakın o zaman günah ve mutsuzluktan milliyetçilik ve savaşa kadar bütün problemler kendiliğinden ortadan kalkacaktır. çoğu siyasi putperest aynı zamanda teknolojik putperesttir de. bu her iki sözde dinin (mevcut oranıyla teknolojik gelişme ne denli dahiyane hazırlanmış olursa olsun geleceğe dönük siyasi bir programı kuşaklar değil yıllar ve hatta aylar zarfında anlamsızlaştırabileceği için) uyuşmaz olmasına rağmen böyledir.
    dahası, maalesef insanoğlu kendisine hür irade verilmiş bir yaratıktır; bireyler herhangi bir nedenle işletmezlerse en iyi örgüt bile istenen sonuçları vermeyecektir.

    ahlakî putperestler makina ve örgütlerin erdeme ulaşmak ve mutluluğu artırmak için yeterli olmadığını ve toplumları oluşturan ve makinaları kullanan bireylerin kişisel ilişkilerde nezaket, toplumda düzen veya kargaşa olup olmayacağı hakkında son kararı verecek hakemler olduğunu görmeleri açısından gerçekçidirler.
    maddî ve örgütsel araçlardan vazgeçilemez, ayrıca iyi bir alet kötü olana tercih edilir. ne var ki kayıtsız veya kötü niyetli ellerde en güzel alet bile ya faydasızdır ya da bir kötülük aracıdır.

    ahlakiyatçılar tanrıya değil kendi ahlakî ideallerine tapmaları, erdemi —yokluklarında bu erdemin mükemmelleştirilemeyeceği ve hatta sosyal olarak etkili kılınamayacağı bir— tanrı bilgisi ve sevgisinin önkoşulu değil haddizatında bir hedef olarak görmeleri dolayısıyla gerçekçiliği bırakırlar ve putperestliği icra ederler.

    (bkz: aldous huxley)
    (bkz: kalıcı felsefe)
  • yarım bıraktığım bir kitaptı. bende ithaki yayınları 5. baskısı var. bu gerilimli günlerde yarım bıraktığım kitaplara geri dönüyorum, yarım bıraktığım şeyleri tamamlıyorum. evrenle kendi aramda bir anlaşma yaptım.
    inançlar konusuna zaman zaman kafa yoran ve felsefe seven benim için okuması keyifli bir kitap. çoğu dinin ve inanışın özünün benzer yerlere vardığını görüyorsunuz okurken. alıntıları ve bağlamları güçlü bir kitap.

    ''dünyayı hak etmemiş olanlar için, dünya ruhsal açıdan çok tehlikeli bir yerdir.''

    ''tanrı'dan tanrı'ya gittim, her ikisi de benim içimdeki benden ''ey sen, bensin !'' diye bağırana kadar.''

    ''sadece kendi güçsüzlüğünüzün bilinci, sizi başkalarınınkine karşı hoşgörülü ve merhametli kılabilir.''
  • aktif hayata daha alışık olanlar kendilerini bu hayatı yaşarken tefekküre hazırlayabilirler, tefekkür hayatına alışık olanlar ise tefekküre daha istidatlı olabilmek için aktif hayatın eylemlerine sarılabilirler.

    —aziz thomas aquinas

    inancı sağlam anlayışı kıt olan biri genelde işe yaramaz insanlara güvenecek ve yanlış şeylere inanacaktır.
    anlayışı güçlü inancı zayıf olan ise aldatıcılığa meyleder ve böyle bir insanı iyileştirmek ilacın sebep olduğu hastalığı tedavi kadar güçtür.
    kendisinde hem inanç hem anlayış eşit şekilde bulunan kimse ise doğru şeye inanır.

    zihni toplamakta güçlü, enerjisi zayıf kimse tembelliğe atılır, zira yoğunlaşma bir dereceye kadar tembellik niteliği içerir. enerjisi yüksek, zihnî yoğunlaşması zayıf olan kimseyi ise zihni dağıtıcı şeyler işgal edilir; zira enerji bir dereceye kadar zihnin dağılması niteliği taşır. bu nedenle her ikisi de (enerji ve zihnî yoğunlaşma) eşit olmalıdır. çünkü bu eşitlikten tefekkür ve istiğrak hâli doğar......

    düşüncelilik her yerde güçlü olmalıdır; zira bu zihni, inanç, enerji ve anlayışın bir dereceye kadar dikkati dağıtan şey niteliği taşıması dolayısıyla düşebileceği dağınıklıktan, dikkati toplamanın da tembellik niteliği taşıması nedeniyle düşebileceği tembellikten uzak tutar.

    (bkz: aldous huxley)
hesabın var mı? giriş yap