• siyasal islamın nasıl bir kanser olduğunu ortaokulun başına gelenlerini görünce bir kez daha anladım.

    bilenler bilir 50.yıl dedeman ilköğretim okulu yıllardır şehrin en iyi okuluydu. tarihinde birçok başarılı insan çıkaran bu okul sırf benim sınıfımdakilerin çoğu anadolu ve fen lisesini kazanıp sonrasında çok güzel bölümlerde okudular. okul gıptayla gösterilirdi.

    ama tabi ki her güzel şeye düşman olan bu güruh önce okulu imam hatip yapıp sonra da bahçesini otoparka çevirmişti. şimdi yıkılıyormuş. selçuklu anıtı dikilecekmiş, ulan yatacak yeriniz yok.

    yerel gazetelerden birinde yazılan yazıyı paylaşıyorum. allah belanızı versin başka birşey demiyorum.

    “09 haziran 2022 perşembe yazısıdır;

    fen ve teknoloji, imam-hatip, proje..
    14 yaşında köyümden kalkıp kayseri’ye geldiğimde, ilk işim 50. yıl dedeman akşam ortaokulu’na kaydımı yaptırmak olmuştu. gece okuyup gündüz çalışacaktım.
    dedeman ailesi’nin yaptırıp türk milli eğitimine hediye ettiği, cumhuriyet meydanı’nın yanı-başında modern bir okul binasıydı.
    o dönemlerde, ilkokul mezunu olarak kamuda, bankalarda iş bulabilenlerin devam ettiği, pozisyonlarını iyileştirmek için ortaokul eğitimi gördükleri bir yapıydı aynı zamanda.
    buradan mezun olanlar soluğu kayseri akşam lisesi ya da akşam ticaret lisesi’nde alıyordu.
    4 ortaokul, 4 yıl lise eğitimini bitirip, çalıştığı kurumda derecesini, pozisyonunu buna göre ayarlatıyordu yani.
    o nedenle dedeman ortaokulu’nun benim hayatımda önemli bir yeri vardır.
    akp iktidarı ile birlikte bu yapının ortaokul tabelası indirildi, imam-hatip ortaokulu yapıldı.
    dedim ya, meydanın yanı-başında olduğu için ulaşımı kolaydı, arsası değerliydi.
    mustafa palancıoğlu yönetimi iş başına geldikten sonra bu okulun arsasının hatırına yıldırımbeyazıt mahallesi hulusi akar bulvarı üzerinde bir bina yaptırıp 50. yıl dedeman imam hatip ortaokulunu oraya taşımaya karar verdi.
    şimdi diyeceksiniz ki, ‘peki okul binası ne olacak..”
    yıktırılarak altına otopark, üstüne de selçuklu anıtı inşa edilecekmiş.
    böylece, cuma ve cenaze namazı için hunat camiine gelen ekabür takımının makam otoları rahat edecek yani.
    neyse ben işin diğer yanındayım.
    bu gün 50. yıl dedeman ortaokulu, sonra da imam hatip ortaokulu yapılan binanın yanıbaşında, yeni bir eğitim kurumunun da yapım sözleşmesi imzalanacakmış.
    bu eğitim kurumunun adı ise “fen ve teknoloji imam-hatip proje lisesi” olacakmış.
    nasıl isim ama.
    aşure çorbası gibi, değil mi?
    efendiler, fen liselerinin, anadolu liselerinin, düz lise ve ortaokulların, imam-hatip liselerinin kendilerine özgü ortak bir müfredatı vardır.
    siz de diyeceksiniz ki, “o senin öğrenci olduğun yıllardaydı. şimdi 6 katlı apartmanın 3 katını okul yapıyorlar. yani eğitim sistemimiz de merdivenaltına indi.
    mesela bu fen ve teknoloji imam-hatip lisesi’nde darwin okutulacak mı?
    yoksa fesli deli kadir’in fesinin çapı, yarıçapı mı, fesin üstündeki püskülün barındırdığı bilinmezlik! mi incelenecek?
    ya da bu lisenin öğrencileri modern matematik mi öğrenecek. yoksa ebcet hesabı mı?
    beyler yapmayın.
    eğitim ciddi bir iştir, bilim, fen, teknoloji ise daha ciddi konulardır.
    neden “fen ve teknoloji lisesi” demekten korkuyor, önüne sonuna imam-hatip ekliyorsunuz?
    bakın, şu anda yozgat’ta köyümdeyim.
    köyüme 30 kilometre mesafede çandır ilçesi’nde, 4-5 yıl önce 24 milyon lira harcama ile 1000 öğrenci kapasiteli imam-hatip okulu yaptırıldı.
    çandırın nüfusu 2 bin.
    tabii okul öğrencisizlikten kapanınca, şimdi ilçede faaliyet gösteren kaymakamlık dahil tüm resmi kurumlar bu binaya taşınıyor.
    boğazlıyan ilçemde 200 öğrencinin barındırılabileceği yurdu da bulunan, 600 öğrenci kapasiteli imam-hatip lisesi var. öğrenci sayısı 60.
    aynı durum kayseri’de, sivas’ta, kahramanmaraş’ta yaşanıyor.
    imam-hatip liseleri birer meslek lisesidir, lisesiydi.
    kuruluş amacı, ülkeye din adamı yetiştirmek.
    siz de diyeceksiniz ki yine, “o eskidendi. şimdi imam-hatip mezunu olmak kamuda iş ve yöneticilik için ön şart,..”
    siz de haklısınız.
    ondan bu hale geldi ya güzel ülkem.
    neyse, bu gün yapım sözleşmesi imzalanacak olan “fen ve teknoloji imam-hatip proje lisesi”nin yetiştireceği bilim adamlarının! yapacağı buluşları dikkatle takip edeceğiz.
    hayırlı olsun..

    ahmet zorlu”
  • (bkz: #100279084)

    şu entrye gelen mesajlara toplu cevap ve mini bir şehir, yemek, etkinlik rehberi;

    türkiyede herkes alsace-lorraine gibi yerlerde yaşadığı için bu şehirle ilgili, "ya böyle bir imkan var" yazdığınızda direkt, bok gibi şehri niye övüyorsun abi diyorlar.

    belediye başkanı olduğumu iddia eden bile var.
    rafting fiyatlarından haberin var mı
    bir kayak kaç para biliyor musun diyen var.
    bu yazdıklarını okuyup bu şehre gelen adam hayal kırıklığına uğrarsa, diyen var (en ruh hastası ödülünü buna verdim)
    şahlan pahalı satıyor boşa övme diyen var (mansiyon ödülü)

    gençler
    dalaman çayında da rafting dünyanın parası
    uludağda da kayak pahalı.
    ben diğer şehirlerle fiyat kalite karşılaştırması yapmadım ki?
    likya yolunu boşa yürümeyin kayseride daha güzel rotalar var mı yazdım?
    türkiyedeki en güzel bisiklet rotaları burada, çıkın çıkın gelin valla, elimizde pastırma boğazköprünün orada bekliyoruz mu yazdım.
    ayrıca ekonominin durumu ortada. neyse bir de silivri etkinlik entrysi hazırlamayalım şimdi.

    bu bir kent övme rehberi değildir. sadece bu şehirde yaşayan, yaşamak zorunda kalanlar için alternatif bir şehir rehberi bu. biraz tarih, biraz outdoor spor, yeme içme vs
    hepsi bu. fazlasını vadetmiyor.
    mtb kullanıyorsan aha rotalar diyorum. 4 tarafı dağla çevrili şehrin, dağ bisikleti için çok uygun mesafe rakım rota bilgisi manzarası vs herşeyinin olduğu link var git sür diyorum. onlar da rota mı amk diyor.
    avrupa downhill şampiyonası yapılıyor bu coğrafyada beğen beğenme.
    aha linki
    beyimiz hallstatt'ta yaşıyor ya beğenmedi ibiş.

    erciyes var, yaz/kış tırman diyorum
    dağ bok gibi diyor.
    dağa diyor
    adam beğenmediği şehrin dağına da tavır almış.
    taşa sövüyor adam.
    ruh hastaları için şehir rehberi değil bu. siz auckland'da da yaşasanız küfredecek malzeme bulursunuz.
    türkiye dağcılık federasyonundan ekip geldi geçen yüksek irtifa antremanı yapmaya,
    hollanda'dan adam kaymaya geliyor toz kar var diye. bizimki dağın şeklini beğenmiyor.

    benim memleketimin bir atasözü var "sevduğuni alamayisen alduğunu sevecesun"
    hayat önce yaşadığın/yaşamak zorunda kaldığın yeri sevmekle başlıyor.
    başka türlü mutluluk yok. sevdiğin şehirde yaşama imkanın yoksa yaşadığın şehirle ucundan kıyısından bir aidiyet bağı kurmalısın, bir iki mutluluk verici eyleme geç.
    imkanlar kısıtlı burada, o yüzden taşra deniyor adına ama oturup ağlamak küfretmek yerine biraz çaba sarfet huzur verecek bir iki şey bulunur belki diyorum.

    şimdi elimizde neler var;

    hocam bar, gece klübü var mı? (bir şehirle ilgili insanların en çok merak ettiği şey bu. bar var mı abi, bar bul bize, nooolur bar, sanırsın herkes geldiği yerde bardan çıkmıyordu)
    yani kimse demiyor ki abi şehir tiyatrosu da yok devlet tiyatrosu da yok !!
    neyse

    cevap: çok az sayıda da olsa var.

    >>>>alkollü mekanlar rehberi;

    şehir merkezinde city pub
    şehir merkezine 7 km sivas istimaketine gidince yıldız restaurant (yemekleri, mezeleri vs süperdir)
    forum avm'nin yanında radisson blu'nun roofu var.
    holiday in'in roofu
    imamoğlu paşa otel'in roofu
    fier otelin restoranı
    hisarcık yolunda yazın açık olan havuzbaşı var. canlı müzik saz eserleri vs
    edit: @banker cartographer eklememi rica etti > talas yargıç bistro

    >>>> nerede ne yiyoruz/içiyoruz?

    yöresel yemek: gubate (tavsiye > tepsi mantısı ve kahvaltı)
    kebap lahmacun: talas antep eli ve duka kebap
    steak: hacı steak house
    pizza: susam pizza
    kahve (filtre, v60 vs) : talas local cafe
    sucuk, pastırma: çarşı içi duymazlar, mix avm çemen's (sucuk "evlik" diyorsunuz, pastırma "tütünlük")
    güneşte kurutulmuş nostaljik sucuklardan arıyorsanız hacılar "karamavuşlar" (çocukluğunuzda çiğ sucuk yiyordunuz ya, hah bu o)
    mantı: kaşıkla, elmacıoğlu
    pide: bereket
    pöç: bağdat
    hamburger: papyon
    kelle paça: ede
    ızgara et: taşmekan
    balık: murat balık
    güvenilir kasap: kasap kemal şuradan
    çay, sohbet: don kişot ve ali saip paşa caddesindeki cafeler
    hatta orada 1-2 sanat atölyesi de mevcut
    bir de airbus cafe var yeme içmeyi pek tavsiye etmiyorum ama değişik bulursanız bir bakın
    airbus cafe
    erciyese kayağa gelicez nerde kalalım: en iyisi bu diğerleri boş
    şömine olsun sıcak çikolata veya kahve içip kar seyredelim derseniz lifos restoran
    buraya şu 6 kişilik telefriklerle de çıkabilirsiniz fiyatı yanlış hatırlamıyorsam 7.5 tl

    >>>>>> etkinlik neler var

    her perşembe kayseri forum starbucks önünden saat 20'de perşembe akşamı bisikletçileri (pab) hareket ediyor. 5-10 kmlik şehir turu ardından bir yerde oturup çay sohbet. 50-60 bisiklet oluyor. her yaştan meslekten insan var. özellikle kadın sürücüler bu kalabalıkla bisiklet sürmeyi daha güvenli buluyor. sayfaları şu

    "etkinlikayseri" ekibi haftasonları yürüyüş, kamp vs düzenliyor. erdemli, belemedik, sızır, kapadokya bir sürü yere gidiyolar. servisleri var. fiyatlar çok uygun. şurdan takip edebilirsiniz

    bisiklet festivali için festa2200

    "gezgin müzik" ekibi belli aralıklarla farklı farklı yerlerde konserler düzenliyor.
    şurdan takip edebilirsiniz

    "at obası" diye bir ekip var. bildiğin deliler. ünili öğrencilerden oluşuyor. tiyatro ve kamp etkinlikleri için şurdan

    oda tiyatrosu için güneş kültür sanat

    bir başka tiyatro alternatifi için:kayseri sahne tiyatrosu

    maç izliycez abi, ps oynarız biz vs derseniz: sade garden

    tiyatro konser filan nereden takip ederim derseniz renkli tebeşir

    bu da erciyes üniversitesi tiyatro klübü etak deneme sahnesi

    çocuğumuzu jimnastiğe yazdırmak istiyoruz lisanslı sporcu olsun! neresi var: kayseri jimnastik klübü

    dans öğrenmek istiyorum ateşli latin geceleri var mı :)romeo dans okulu

    kayseri film festivali

    çocuğu spora yazdırıcam basket voleybol futbol vs kask akademi spor okulu

    diğer bir dans ve aktiviteler için alternatif rinna sahne sanatları

    yoga yapıcam pilates yapıcam ben karuna yoga

    yakınlarda festival neler var;
    kapadokya renkli çadır festivali

    ultra trail merakınız varsa katılmak ya da izlemek için cappadocia ultra trail

    salcano kapadokya bisiklet festivali

    bir de ekmek almak için kazancılar içinde 50 yıllık tarihi bir fırın var: çukur fırın diye kime sorsan gösterirler dfadsasd

    edit: devlet tiyatrosu açıldı. henüz oyunu oyuncusu yok şimdilik.

    edit2: bigchef ve the hunger açıldı alkollü olarak hizmet veriyorlar.

    edit3: bir çok yeni harika mekanlar var entry güncellenecek....
  • bu şehirde metropol kentlerdeki imkanların bir çoğu yok evet ama onların getirdiği sorunlar da yok. bir şehirden beklentiniz nedir?
    şahsen benimki işten çıkınca 15 dk sonra evde olmak.
    yürüyerek her yere ulaşabilmek, arkadaşlara vakit ayırdığımda saatlerimin yollarda geçmemesi, önemli şehirlere tatil beldelerine vs yakınlığı itibariyle hareket özgürlüğü sağlaması ve outdoor sporlara uygunluğu. kayserili olmayan biri olarak tavsiyelerim ve gördüğüm avantajları naçizane şöyle.

    biraz aktif bir hayatınız varsa;

    şehir merkezine 8 dk mesafede ali dağında yamaç paraşütü yapabilirsiniz. hatta türkiye şampiyonası burada oluyor termosunuza kahve koyup izleyebilirsiniz.

    1 saat 35 dk mesafede zamantı ırmağında rafting yapabilirsiniz

    şehir merkezine 30 dk mesafede erciyeste kayak yapabilirsiniz. hatta şehir merkezinden dağa ücretsiz servisler var.

    dümdüz bir ova şehri olduğundan inanılmaz güzel bisiklet rotaları var.

    dağcılık hobiniz varsa erciyes yaz/kış tırmanışları için eşsiz güzellikte

    trekking, hiking için rotalar rehberi

    testi kebabı ve şarap istediniz >> avanos sadece 35 dk

    canınız sıkıldı şırdan yemek istediniz veya portakal çiçeği festivaline gitmek istediniz, kartaldan esenlere gitme süresinde adanadasınız.

    kapadokyada çadır kampı yapıp sabah 5'te çadırınızdan bu güzelliği seyretmek sadece 35 dk mesafede.

    havalimanı şehre 10 dk uzaklıkta. direkt yurt dışı uçuşları da var. havalimanına geldiğinizde uçağa bineceğiniz yere varmanız 2 dk sürüyor. yani siz amsterdam gezinize başladığınızda istanbul'da hala havalimanına ulaşmamış arkadaşınız olabilir.

    anadolu tarihine merakınız varsa anadoluda ilk yazılı tabletinin bulunduğu yer 15 dk mesafede >> kültepe kaniş karum hazır göbeklitepe revaçtayken belki burası da ilginizi çeker.

    anadoludaki ilk hastane burada yapılmış. 1000 yıl önce açılmış bir şifahane ilginizi çekiyorsa ziyaret edebilirsiniz

    üstat mimar sinanın evini görmek isterseniz >> 25 dk mesafe

    yılkı atları

    elektrik ve telefon hatlarının tamamı yer altına döşenmiştir şöyle bir şey göremezsiniz.

    dünyada kuşların göç yollarından biri buradan geçiyor. afrikayı avrupaya bağlayan ana göç yolu yani sultan sazlığı milli parkında tee afrikadan gelen ve nadir bulunan bu türleri gözlemleyebilirsiniz. gözlem rotaları isterseniz burada

    saz gömmeseniz de aşık veyselin mezarına gidip üstadın toprağına elinizi koymak isterseniz 1 saat 25 dk.

    istanbuldaki arkadaşlarınızla taksimde buluşmak mı istediniz? (yeni havalimanıyla ebesini ziktiler ayrı bir konu) emin olun onlarla aynı vakitte orada olursunuz.

    dünya kar voleybolu turnuvasını isviçrede alplerde izleme şansınız yoksa burada var

    ha bir de şahlan kuruyemiş var, çekirdeği* çok güzel gfsfdfdfg

    *şemşamer

    edit: pastırma ile ilgili soru geliyor daha önce yazmıştım;

    (bkz: #30573995)
    (bkz: #47590546)
  • evinizin bulunduğu kata arabanızla çıkabildiğiniz apartmanlar, en küçüğü 150 m2 akıllı evler, 3 şerit geliş 3 şerit gidiş, 3 şerit de refüjü olan yollar, yeni stad ve spor kompleksi, devasa üniversite, ondan da devasa organize sanayi -kayseri kent planını çizen ve yollarını yapan dayım olur, dediğine göre organize sanayideki trafik ışıkları kırıkkale'nin toplam trafik ışıklarından fazlaymış.- temizlik, düzen vs vs...

    bu dediğim apartmanların ve tabii ki villaların önünde ikişer üçer en yenisinden arabalar; kapadokya'ya, ankara'ya, istanbul'a günübirlik kaçmalar, yaz gelince bağevine göçmeler, tatillerde yurtdışı turlara gitmeler, hanımların yoga ve pilates grupları...

    evdeki yardımcıya yaptırılan 10 çeşit tatlı, 10 çeşit tuzlu ikramlarla -cidden abartmıyorum ve bu tarifler öyle kısır, patates salatası falan da değil, gittim gördüm- gece çıkarken veya düğüne davete giderken giyilecek -en azından benim için öyle- elbiselerle, takılarla ve ayakkabılarla misafir ağırlamalar, günler düzenlemeler -bunu doktor hanımlar da evhanımları da yapıyor; zaten mesai saatlerinde trafiktekilerin büyük çoğunluğu günlerine giden kadınlar-...

    zenginlik değil mi?

    öte yandan;

    içki içmek tabudur; ama drink shoplar tıka basa doludur, bağevlerinde erkekler çiğköfte-rakı partileriyle kendilerinden geçerler, en olmadı hiltona giderler.

    belirtildiği gibi dar, açık veya dikkat çekici giyinemezsiniz. bu kıyafetlerin yeri ya kadın günleridir ya da kocanızın yanı. zaten erkeklerin mottosudur: "yaz tatilinde istediğini giy bişey diyo muyum? ama burası kaldırmaz."

    yeni mezun erkekseniz memlekete dönüp aile işini devam ettirmeniz ve bir yıl içinde evlenmeniz beklenir. zaten anneniz ister ilkokul mezunu olsun ister profesör; size kız bakmaya başlamıştır bile.

    yeni mezun kadınsanız da çalışmanıza lüzum yoktur zira diploma sadece daha "kaliteli" bir koca bulmanıza yarar. ha, çalışabilirsiniz de, ama sıkılmamanız için. memlekete döner dönmez görücüler sıraya girer. hele öğretmen veya eczacıysanız; okulunuza, eczanenize her gün kadınlar akın akın gelip sizi şööyle bir süzer, boş beleş birkaç soru sorup sizi denerler. herhalde bekar kadın eczacıların en çok sattığı ürün sigara filtresi, ıslak mendil vs gibi dandik ürünlerdir.

    üniversitenin şehri geliştireceği söylenir ama burada işlemez; öğrenciler de mecburen arkadaş evlerinde toplanmak durumunda kalır, dışarıya çıkıp sosyalleşemez. mekan yoktur çünkü. ya alparslan parkında oturup çekirdek çitleyeceksiniz veya sivas caddesinde manasızca volta atacaksınız -erkekler için kumaş pantolon ve beyaz gömlek default, kızlar evinde oturacak tabii ki- , paranız varsa ya talastaki dandik kafelere gidip çay içip tabu oynayacaksınız, iyice zenginseniz de marco pascha'ya gidip kazıklanacaksınız.

    ikiyüzlülük değil mi?
  • bir orta anadolu şehri.
    denizden yüksekliği 1050m, deniz kültürüne uzaklığı 50.000 ışık yılı.
    il trafik kodu: 38 (bir kaşıkta olması gereken ideal mantı sayısından 2 eksik)
  • tam 10 yıl önce bugün büyük umutlarla terk ettiğim, kendimi hiçbir zaman ait hissetmediğim memleketim.

    yobazlığından, neyi muhafaza ettiği belli olmayan muhafazakarlığından, iki yüzlülüğünden, gösteriş budalalığından, tek tip insanlarından, farklı olana hoşgörüsüzlüğünden, baskıcılığından nefret ettim hep.

    ne var ki türkiye 10 yıldır hızla dev bir kayseri'ye dönüşüyor ve büyük umutlarla kaçacak pek bir yer kalmadı.
  • şehir içindeki yarım saatlik bir yürüyüşte kulağa sıklıkla çarpan sesler:

    "- nöördün hacı
    - nörüyüm hacı sen nöörüyon ?

    - nörüyon gadasını aldığım

    - vay nöördün bizim oğlan yaaa"

    nöören bir şehirdir.
  • kayseri erkeğinin yaşa göre demografik dağılımı şu şekildedir:

    0-16: çocuk
    16-25: apaçi
    25-30: polat alemdar
    30- ... : müteşebbis / esnaf
  • kadınlarının diğer kadınlara yaptıkları baskı bitmek tükenmeyen şehirdir. şöyle ki: lise bitti diyelim. üniversiteye gittiniz. henüz birinci sınıftasınız.
    -ee gadasını aldığım, yok mu nişan söz daha?
    -okul bitsin de.
    der atlatırsınız. okul bitti diyelim.
    -ee gadasını aldığım, düğün ne zaman? hayırlı bir kısmet ossun inşallah.
    -hrrrrr
    eğer kayserideyseniz mutlaka evlenmek zorundasınızıdır. bu baskı ile asla yaşayamazsınız. diyelim hayırlı bir kısmetle evlendiniz.
    -ee gadasını aldığım, bebe ne zaman? hayırlı bir evlat ossun inşallah.
    evlenir evlenmez gebe kalmalısınızdır. yoksa:
    -gadasını aldığım, çocuk yok mu daha?hasta mısın yoksa? kusur sende mi beyinde mi? ha? bebe ossaymış iyiymiş. hayırlısı ossun inşallah.
    diye sonu gelmeyen laf kalabalığına dayanamaz doğurursunuz bi dene. ama bitmez.
    -ee gadasını aldığım, ikinci çocuk ne zaman?hayırlısıylan oda ossun inşallah.
    diye devam eder. ikinci bebeyi de yaptırırlar adama. diyelim yaptınız.bi süre kafanızı dinlersiniz. ta ki çocuklar evlenme yaşına gelinceye kadar.
    -ee gadasını aldığım, oğlanı ne zaman everiyon?

    bu kısır döngü bitmez.
  • çok iyi niyetli insanlara sahip şehir.

    gecenin bir vakti kırmızı ışıkta yandaki araca kafayı uzatıp "abi bu saatte nerede mantı yiyebiliriz ?" diye sormanız yeterli.

    denk geldiğimiz abi 1 saat boyunca bize kayseri'de mantıcı aradı. çoluk, çocuk, eşi hepsi arabasında bize rehberlik ediyor. mantıcıların hepsine gidiyoruz, kapalı. birini açık buluyoruz aşcısı yok yiyemeyecek oluyoruz, bizim yerimize restoran ile görüşüyor, rica ediyor "siz bile yaparsınız mantıyı ne var ki" diyor restoran müdürüne vs..

    her yer kapalı olunca "gelin son bir yer var, orası kesin açık!" deyip bizi evine götürüyor. her ne kadar karşı çıksak da, başarısız oluyoruz eşinin ve kendinin ısrarlarına karşı.

    eşinin, çocuklarının bize yaptığı hizmet, ikramların ise haddi hesabı yok. gecenin bir vakti mantı, baklava istesem annem beni evden kovar; ali abi, eşi, kızları üşenmeden büyük bir mutluluk ve sevinçle bize bunları sundular. aracın halini gördükten sonra ise; "evladım, inan şu anda fenerbahçeliliğimden utandım" diyebilen insanlara misafir olduk.

    allah razı olsun demekten başka bir şey yapamadık.

    yaklaşık 2 hafta sonra sivas tarafına geçicem, yaptığın hizmetin karşılığını verebilmem mümkün lmasa da kayseriden geçerken yanına elim boş gelmicem ali amca.
hesabın var mı? giriş yap