• ilk duyduğumda "oha", kendime geldiğimde "yuh be" dediğim manyak atraksiyon, hi-tech sosyal çılgınlık. efendim bu* gps cihazları kullanılarak oynanan 21. yüzyılın define avı oyunmuş. nasıl oluyor* derseniz, birileri * bir yere bir geocache* bırakıyor ve o noktanın koordinatlarını* internette geocachecıların takıldığı mesaj gruplarında ilan ediyor (ayrıca sırf bu iş için yazılmış yazılımlar var sizin bölgenize bir geocache bırakıldığında otomatik olarak uyarıyor sizi) , siz de bu sandığı gidip buluyorsunuz*. sandığın içinde her şey olabilir, siz de içine birşey koymak şartıyla içindeki şeyi alabilirsiniz. ayrıca her sandıkta mutlaka bir not defteri bulunduruluyor, siz bu defteri "şu gün şu saat geldim, defineyi buldum, bıraktığınız bjork kasedini aldım yerine biraz sekerleme bir de kola kapaa bıraktım, yalarım" tarzı dolduruyorsunuz. 70 lerdeki citizen band çılgınlığına benzer bişey. her türlü sosyal paylaşıma açık, macera ve gezi olayını sevenlere yönelik hoş bir olay.

    ben tam anlatamadım en iyisi siz gidin bi bakın:
    http://www.geocaching.com/
    http://en.wikipedia.org/wiki/geocaching
  • beni giderek kendine baglayan oyunsu tutkudur geocaching. gezmeyi hep sevmisimdir ama simdi amacli bir gezi daha da eglenceli hale geldi bu sayede.
    onceden para verseniz gitmeyecegim, gormeyecegim yerlerdeki kutulari bulmaya gidiyorum. istanbulda niye bu kadar az kutu var diye uzulup, vaktimi
    kutu koyacagim yerleri belirlemek ve oralara uygun kutular hazirlamakla geciriyorum. istanbulda kucuk bir zumre ugrasiyor bu isle.
    bir elin parmaklari kadar var ya da yokuz. bir ara sultanahmet'te yapilan bir event ile hem burdakilerle hem de o esnada turkiyede bulunan geocachecilerle
    tanisma firsatim oldu. cok ilginc bir ortamdi. ben senin surdaki kutuyu buldum, sen benim surdaki kutuyu buldun muhabbeti ; belki disaridan bakildiginda
    hicbirsey ifade etmeyebilir ama daha 5 dk once sokakta gorsen tanimadigin biriyle heyecanli ve samimi bir muhabbetin icine giriyorsun.
    maalesef cok az biliniyor ulkemizde. ve kutulari hayatta tutmak da baska bir sorun. istanbul oylesine kalabalik bir yer ki yuzlerce kisinin ortasinda kutuyu
    saklamak ya da saklandigi yerde bulmak zorundasiniz. tabi bu esnada birilerinin size gormesi cok olasi. ve sizden sonra gidip sizin kurcaladiginiz yeri kurcalamasi
    da. olmazsa olmaz diyebileceginiz istanbul’un simgeleri haline gelmis yerlerde en fazla 1 ay dayaniyor bu kutular.
    web sayfasinda kutularin konumlarini dunya haritasinda gorebiliyorsunuz. avrupada oylesine yogun bir kutu agi gozukuyor ki, turkiye corak bir yer kaliyor onlarin yaninda.
    hani buradan da gelismislik seviyesi belli olur mu demeyin, oluyor sanki.
    bu oyunu insanlar ailecek veya takimlar halinde oynuyorlar. neden siz de bu eglenceli oyuna katilmayasiniz ki ?
  • gulhane parki icindeki cache'te artik bir sey bulma imkaninin olmadigi eglence. "turk'e geocache dayanir mi bea?" dedirten eglence hatta.
  • iş görüşmesi sırasında bir geocaching sevdalısı adaydan öğrendiğim sosyal oyun. kendisine feedback için ulaşamadık, zira geocaching ile fazlasıyla meşgul olduğunu söylemişti. cevabımızı bir kutuya koyup saklamayı düşünüyorum, koordinatları da vereyim gitsin bulsun bari, başka çare yok.

    edit: imla
  • hayatıma girdiğinden beri bakış açıma yeni bir filtre eklemiş, her zaman gittiğim şehirlere farklı bir gözle bakmamı sağlamış oyun. nedir ne değildir girmeyeceğim, ilk entry'lerde gayet güzel anlatılmış, izninizle düşüncelerimi, gözlemlerimi ve kişisel tecrübelerimi paylaşacağım.

    ilk olarak, bisiklet seyahatlerimde tanıştığım insanlara bileklik, küpe, kitap hediye etmeyi çok seven biriyim. bir keresinde tanımadığım bir insana kitap hediye etmiştim, şaşırmıştı, altında bir şey aramıştı, şüphelenmesin diye gülümseyerek ''içimden geldi sadece'' deyip uzaklaşmıştım ben de. altını çizdiğim satırları yabancı biriyle paylaşma fikri cezbetmişti, tanımadığım birinde bana ait bir şey olması çok hoşuma gitmişti, benim için bu oyunun ne kadar güzel bir fırsat olduğunu düşünebiliyor musun şimdi? tanımadığım insanlara hediye bırakıyorum, tamamen anonim olarak hem de, kim olduğum, hangi dili konuştuğum bilinmeden, erkek miyim kadın mıyım bilinmeden, sadece onu sevdiğim için hediye ettiğim bilinerek bir hediye bırakıyorum, ve onu kim bilir kim, ne zaman gelip alacak, allah'ım deli çıkacağım, sevgi, gizem ile süslenince bambaşka bir şey oluyor ya, bu oyun işte bu yüzden bu kadar güzel.

    ikinci olarak, türkiye'de geocaching olur mu? yer mi? emin değilim. cache denen gizli kutuları bulduktan sonra içerisini boşaltıp öylece bırakan insanlar var, kutuyu defalarca yenileyen kutu sahipleri de, emin olamıyorum türkiye'de olup olmayacağına. mesela bir kutu buldum geçenlerde, üniversitemin ormanına yerleştirilmiş, o kadar zekice ve güzel gizlenmiş ki, bir saate yakın arayışımın sonucunda buldum ve dev bir kahkaha attım. kutuyu bir alman türkiye'ye geldiğinde bırakmış 2010 yılında, 5 yıldır neredeyse 25-30 kişi bulmuş ve tamamına yakını yabancı uyruklu, kutu 5 buçuk yıldır sapasağlam duruyor, içindeki kağıtlar bile sapasağlam duruyor. bırakılalı 1 yılı geçmeyen ama birkaç türk kullanıcının bulduğu kutular ise ya kayıp ya içi boş. anlatabiliyor muyum?

    türkiye'de yavaş yavaş kıpırdanmalar var ama yine de, resmi site, facebook grupları, bilinçli kullanıcı sayısındaki artış gibi. ekşi sözlük'te de bu oyunu oynayan birileri ile iletişime geçersek, çok güzel şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum.
  • boş zamanları eğlenceli kılan, yeni uğraşım.

    aslında yeni uğraşım demek için belki de çok erken çünkü sadece 1 sefer aramaya çıktım,ondada kutuyu bularak evime mutlu,mesut bir şekilde döndüm.

    öncelikle oyunla tanışmamı anlatmak isterim. polonyalı 2 arkadaşımın, hafta sonu için yanlarına beni de alarak kutu aramaya çıkmalarıyla bende dahil oldum bu oyuna. düşünün, sadece ufak çaplı bir hiking etkinliği için çağırılıyorsunuz ve tüm gün boyunca gerek hiking yaparak gerekse kutu arayarak zaman geçiriyorsunuz. benim için unutulmaz bir deneyim oldu ve yurda döner dönmez bende kendi çapımda aramalara başlamak istedim.

    avrupa içinde çok fazla kutunun olduğunu ve çok sayıda insan tarafından oynandığını biliyordum ancak türkiye şartlarında(istanbul için konuşuyorum) bu kadar kutunun olabileceğini, bu kadar insanın oynayabileceğini düşünmemiştim. sevindirici bir haber tabi benim için. çünkü konuyla ilgili ne bir haber ne de bir tanıtım gördüm şimdiye kadar. ama genede bu durumda bile oynayan insanların olması beni mutlu etmedi değil.

    dediğim gibi bugün ilk kutumu bulup, adımı yazdım. ancak şunu fark ettim ki ülkemizde bu oyuna diğer ülkelerdeki gibi özen gösterilmiyor. çünkü oralarda dağda, bayırda olan kutulara bile insanlar ulaşmak için çaba harcıyorlar.i stanbul'un göbeğinde, bulunması son derece kolay bir kutu için bile çok az sayıda imza gördüm. ayrıca oyunun genel kuralı olarak alınan herhangi bir hatıra için, sizde kendinizden bir şey bırakmalısınız. bu sayede türkiye'nin belki de dünyanın çeşitli yerlerinden değişik eşyalarla karşılaşabilirsiniz. bugün bulduğum kutunun içinde sadece imza kağıdı ve 5 kuruş vardı. halbuki yanımda, bulmayı düşlediğim güzel eşyalara karşı, değer verdiğim ufak tefek oyuncaklar vardı. 5 kuruşu almayarak ve kendimden bir şeyler bırakarak kutuyu kapayıp, aynen yerine koydum. aynı duyarlılığı diğer arkadaşlardan da görürsek, oyun bizim açımızdan daha eğlenceli olur diye düşünüyorum.

    saygılar,sevgiler.
  • geocaching konusu nedir merak ettim, irdeliyeyim dedim. aradım taradım, sonunda türkçe içerik buldum.

    - teknolojik define avı, koordinatları gösteren tüm cihazlarla oynanabiliyor
    - gps gerekmiyor. akıllı telefonlar, iphone'lar için uygulamalar var
    - türkiye'de gelişme sürecinde
    - zevkli, oynarken heyecanlanıyor insan
    - hem saklananı dedektif gibi bulmak, hem de ajanlık yapıp kutu saklamak farklı bir his
    - resmi sitesi ingilizce, üyelik kayıt ücretsiz

    türkçe kaynak: http://omactivities.blogspot.com/p/geocaching.html
  • geo= yer, dünya. cache= define, hazine, gömü, zula

    anneye anlatır gibi: biri bir yere küçük bir kutu saklıyor. sakladığı yeri akıllı telefonunu kullanarak işaretliyor. biz de akıllı telefonumuzu kullanarak saklanan bu kutuyu buluyoruz.

    anlatımı çook basit bulanlar biraz kurcalasınlar, zaten konu ilgilerini çekerse arkası gelir.

    geocaching (benim deyimimle hazine avcılığı) bir çok yönden hayırlı bir etkinlik:
    - sokağa çıkma, gezme sebebidir, dolayısıyla etkin/aktif/hareketli bir yaşam şeklini gerektirir,
    - 5-10 yıldır yaşadığın çevreye farklı gözlerle baktırır,
    - ev-iş, ev-okul tekdüzeliğinden kurtarır,
    - yeni insanlarla tanıştırır...

    şimdilik aklıma gelenler bunlar. dediğim gibi ilgilenenler ismi-lazım-değil arama motorunu biraz karıştırsınlar.
  • yeni hobimiz. bayram tatili ve ardından gelen iki haftalık iznimizi bu hobiye vakfettik. pek eğlenceli :) ben oldum olası define avıymış, dedektiflikmiş, bu işleri pek sevdiğimden mükemmel hobimi bulduğumu düşünüyorum.

    şimdilik kaş, sagalassos ve salda gölü'nde icra etme şansı bulduk; her birinde bulduğumuz define(!)ler ilaç şişelerinden mürekkep olup içleri boştu ama zaten işin zevki ganimet elde etmede değil, o gömüyü (gömü derken lafın gelişi; yoksa cache'i gömmeye izin yok) bulmada. bir define de biz sakladık; eğirdir'in en manzaralı yerine. eğer cache'miz onaylanırsa birkaç sene sonra aynı yeri ziyaret ettiğimizde onu bulanların log'larını görmek büyük bir zevk olacak :)
  • türkiye'de saklanan kutuların her geçen gün artmasıyla sevindiren aktivitedir.
hesabın var mı? giriş yap