• kırk haramilerin mağarasındaki sandıklara denir.
  • içinde maddi değeri oldukça yüklü mücevherat (özellikle altın) oldugunu dusundurten kilitli, eski gorunumlu, toprağa gömülü olduğu varsayılan ahşap kutu. en yakınları bile birbirine düşürmeye yetecek kadar çekicidir. genellikle birileri bu hazine sandığını topraga gömmek suretiyle saklamış, sonra da bir şekilde ölmüş ve gizli haritayı da orada burada bırakmışlardır.
  • eskiden çok sık kullanılan akvaryum dekorasyon malzemesi. hava motorunun hortumu bağlanır, yeterli hava içine dolunca sandığın kapağı açılır, bütün hava dışarı çıkar. hoş bir animasyon sağlar.
  • küçükken rahmetli babaannemin sandığını "hazine sandığı" sanırdım. odanın kapısı kapandığında bil ki o sandık açılacak ve sen de mümkünse o odadan uzak duracaksın ki, o pamuk kafayı tedirgin etmeyesin. yanlışlıkla odaya girmişsen eli ayağı birbirine dolanırdı. ama biz bilirdik, çil çil altınlarını tek tek sayacak. siz benim çil çil dediğime bakmayın. bilemedin 10 taneydi. ama çok kıymetliydi. gözünden bile sakınırdı. çünkü onun kefen parasıydı. rutiniydi bu. ayda birkaç kez o sandık açılıp tek tek düzenlenirdi.

    sonra babaannem ben uzaklardayken melek oldu. döndüğümde o sandığın içi boşalmıştı. evet o altınlar gerçekten kefen parası olmuş. oysa benim hiç bilmediğim bir hazine daha saklıymış o sandığın içinde. dedemin kanlı gömleği. daha çok gençken kocasını (dedemi) bir kaza kurşunuyla kaybetmiş babaannem. dedem öldüğünde üstünde olan gömleği o sandıkta saklamış . annem bilirmiş. çünkü anneme vasiyet etmiş. "ben ölürsem mehmet'imin gömleğiyle gömün beni" diye. şimdi hazinesi (kanlı gömlek) onunla birlikte başka bir hazine sandığında saklı.
hesabın var mı? giriş yap