8 entry daha
  • the apu trilogy üçlemesinin ilk filmi

    (bkz: pather panchali)
    (bkz: aparajito)
    (bkz: apur sansar)

    --- spoiler ---

    bu üç filmi apunun hayatı için giriş-gelişme-sonuç olarak kabul edebiliriz
    ilk filmde çocuk olan apu gerçek hayattan bi haberdir ve filmin başrolu apunun annesidir. çektiği yoksulluk ve yaşadığı psikolojik sıkıntılar, üstüne üstlük kızının boktan yere ölümü anlatılmaktadır.

    2. filmde ise ilk filmde daha az görülen babası da devreye girer ancak apu yine filmin başrolde değildir. apunun başarılı bir öğrenci olduğunu görürüz . bana göre serinin en vasat filmi bu filmdir

    (ilk iki filmde görünen ve apunun annesi tarafından her seferinde istenmeyen kadın olarak karşılanan yaşlı teyzeye bu parantezi açmayı uygun gördüm. çok güzel bir doğal rol [aslında kendini oynamış, rol değil] yeteneğinin olması. içtiği her sudan sonra o küçük filizi sulaması aslından onun iyi bir insan olduğunun göstergesi. istenmeyen kadın olmasının sebebi ise tamamen fakirlik yüzünden. yoksa apunun ablası durga bunu çok severdi. ve ona sürekli çaldığı meyvelerden verirdi. kadın ise o yaşlılığına rağmen aslında bilge sayılabilecek biriydi ve olayların tamamen farkındaydı. keşke huzur içinde ölebilseydi. benim için ilk 2 filmin kahramanı kendisidir. onun derdi kimseye yük olmak değildi. sadece içgüsel olarak yaşama arzusuydu.)

    3. film ise bana göre serinin en iyi filmi. yazar olamaya çalışan ama bir bok olmayı beceremeyen apu'yu izliyoruz. tek göz odada kiracı olarak yaşayan apu 3 aydır kirayı ödeyemediği gibi ödeyebilecekmiş gibi bir ışık dahi vermemektedir. (arkadaş kendini dostoyevski sanıyor galiba) birden ilham gelecek ve yazdığı roman patlayıp gidecek ve herşey düzelecek sanıyor kısacası.

    sonra birden okuldan arkadaşı pulu çıkıp geliyor ve kuzeninin düğününe davet ediyor.
    (hint filmi izleyenler bilir. inançları gereği düğün, yolculuk gibi önemli şeyleri bağlı oldukları din adamlarının söyleği gün ve saatte gerçekleştirirler)
    düğün öncesi damat kafayı yiyince kız ve ailesi lanetlenmesin diye birden kendini damat adayı olarak buluverir. önce itiraz etse de iç sesini dinleyerek kabul eder. çünkü o anda çok asil bir şey yaptığını düşünmektedir. (aslında önüne altın tepsi gelmiştir. hayatı boyunca hiçbir kızla el ele bile tutuşmamış apu birden kendine çok güzel bir eş* buluyor.

    kızı alıp kendi fakirhanesine giderler. bir müddet yaşadıktan sonra kız baba evine ziyarete gider ancak burada erken doğum olur ve ölür. çocuk yaşar.

    tamamen fakirlik yüzünden önce ablasını
    sonra babasını
    sonra annesini
    en sonunda eşini kaybeden apu'nun bunlar olmasaydı bile ne yaparsa yapsın zaten ömrü boyunca vasatın altında birisi olacaktı. kendiside bunun farkındaydı.

    sakin bir kişilik olan apu ilk ve tek patlamasını eşinin ölüm haberini getiren kayınbiraderine yumruğu çakınca olmuştur. ve bana göre bu yumruk aslında sikerim lan böyle kaderi yeter amk artık anlamına gelmektedir.

    daha sonra avare olup 5 yıl boyunca orada burada çalışır. ama çocuğunu hiç görmez. artık yazmıyordur da. zaten yazmayı beceremiyordu. eşinin ölümü onun için en büyük bahane oldu yani.

    ardından pulu onu tekrar görür ve çocuğu olduğunu bu gerizekalıya hatırlatır.
    apu geri döner. eşinden kalan mücevherleri çocuğa bakan kayınpederine onu okutması karşılığında verir. tekrar avare olarak ayrılmak için yola koyulur.

    ve final sahnesi.
    apu ayrılırken çocuk gelir ve babasına götürüp götüremeyeceğini sorar. apu evet diyince çocukla gelir ve beraber uzaklara doğru giderler

    not: senin ben amk. çocuk ne güzel dedesinde kalıp okuyacaktı. belki bi baltaya sap olurdu. senin sikik hayatın ne verebilir bu çocuğa. açlıktan nefesin kokuyor amk. kendi hayatını kararttığın yetmedi birde çocuğun hayatının amına koydun.
    --- spoiler ---

    seriye puanım 7,3/10
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap