• 3 farklı tanım ile tarif edilebilecek otomobildir:

    1. otomotiv sektöründe en büyük pazar payına sahip olan c segmentinde (kompakt sınıf) çok özel bir yeri bulunan aractir.

    2. sıradışı ve iddialı karoserine, tasarımına ve üzerindeki bmw badge’ine bakarak hakkında olumlu ya da olumsuz fikir edinmeden önce sahip olduğu benzersiz teknik altyapısı, arka planı ve teknolojileri dikkatle incelenmesi gereken otomobildir.

    3. varlığını audi a3’e borçlu olan otomobildir.

    son tanımdan başa doğru gitmek daha doğru:

    ilk kuşak bmw 1 serisi mayıs 2004’de yola çıktı ve bmw 3 serisi compact’ın yerini aldı. bmw yönetiminin kararı bir zorunluluktu, çünkü her segmentte rahatça üstünlük kurduğu audi’ye karşı 1996’dan beri yollarda olan ve 2003 yılında yenilenen, vw golf mk4 ve vw golf mk5 altyapılarını kullanan 8l ve 8p kasa kodlu audi a3 modellerine karşı bmw 3 serisi compact ile cevap verememişti.

    audi a3, volkswagen golf’ün daha şık ve kaliteli kıyafet giymis halinden baska bir şey değildi ve vw grubu’nun “ortak platform stratejisi” ve başarılı “pazarlama” oyunlarıyla premium kompakt sınıfın lideri olmuştu.

    (bir açıklama yapmak gerekiyor. lider: hem satış adetleri bakımından hem de üreticisinin politkaları bakımından. bugün hala bmw için en önemli ve en çok satan model 3 serisidir. 1 serisi satışları 3 serisi’nin satış adetlerini hiçbir zaman geçmemiştir. audi tarafında ise, üreticinin en çok satan modeli yıllardır audi a3 ve diğer taraftan audi a4, 3 serisi’nin bmw için sahip olduğu öneme audi’nin gözünde hiçbir zaman erişememiştir.)

    bmw tarafında durum farklıydı: bmw 3 serisi compact 1994 yılından beri üretiliyordu. isminden de anlaşıldığı gibi e36 kasa 3 serisinin arkası kısa versiyonuydu olarak geliştirilmişti, yani “kendi başına”, “bağımsız” ve “özgün” bir otomobil değildi.

    3 serisi compact aslında organik olarak 1970’lerin efsane kompaktı bmw 2002’nin takipçisi olma iddiasını taşıyordu. ancak diğer taraftan, otomobilde, dönemin bmw yönetiminin geliştirmeden sorumlu 2 numaralı ismi wolfgang reitzle'nin talimatıyla bir dizi maliyet düşürme tedbiri uygulandı ve bu durum otomobili olumsuz etkiledi:

    e36 3 serisi'nde kullanılan yeni çok bağlantılı z-axle süspansiyondan farklı olarak arkada bir önceki nesil 3 serisi e30’un basit arka aksının kullanılması, uzunluğun 4.4 m'den 4.2 m'ye düşmesi ve aracın arkasının 22 cm kısalması nedeniyle ağırlık dağılımı ön aksa doğru 53:47 bozuldu.

    maliyet tedbirleri sadece arka aks ile sınırlı değildi. otomobilin kokpiti de daha basit tasarlandı, düzleştirildi, kumanda ve şalter konsepti değiştirildi. örnek olarak bmw 3 serisi compact'da farlar için far açma anahtarı yerine çekilip itilerek kullanılan şalterler tasarlandı (bir alman otomobili için ayıptır)

    ancak bu tasarruf tedbirleri fiyat politikasını değiştirmedi: 3 serisi compact, 4 kapılı 316i sedan ile aynı fiyata satıldı.

    audi a3’ün karşısına gerçek bir bmw çıkarmak için bmw 1 serisi’nin de geleneklere sadık bir bmw olması gerekiyordu. bmw 2002 gibi...

    otomobilde, “bir bmw’yi bmw yapan nedir?” sorusuna verilecek tüm cevaplar bulunmalıydı. öyle de oldu:
    - önde ve arkada eşit yüzde 50:50 ağırlık dağılımı
    - önde uzunlamasına yerleştirilmiş ve ön aksın arkasına konumlandırılmış yüksek devir çevirebilen atmosferik motor
    - arkadan itiş
    - sürücü odaklı (sürücüye dönük) kokpit
    - hofmeister kink

    ayrıca tüm bmw sürüş karakteristikleri de bu otomobile yüklenmişti: ağır ama direkt direksiyon, sert debriyaj pedalı, direnç noktası kırılarak seçilebilen geri vetes dişlisi, sert süspansiyon, rft runflat lastikler, bagaj zemini altına gizlenen akü...

    otomobil 2007’de efficientdynamics teknolojileriyle de donatıldı: brake energy regeneration, luftklappensteuerung, elektrikli direksiyon sistemi, gear shift indicator (vites değiştirme önerileri), start / stop sistemi, düşük yuvarlanma dirençli lastikler...

    2012 yılında f20 ile beraber bu özelliklere “driving experience control” button ile beraber bu tuş üzerinde “eco pro” sürüş seçeneği de eklendi, ki bu tuş 2 nedenle otomotivde devrimdir (bunu sonra aşağıda “sürüş” ile ilgili bölümde açıklayacağım)

    aslında bmw 1 serisi e90 bmw 3 serisi’ni refarans almıştı. e90 3 serisi ile e87 bmw 1 serisi arasında ortak parça kullanımı %70’tir. aynı motor versiyonları için, örnek olarak bmw 116i (e87) ve bmw 316i(e90) için, motor ve tüm yan motor ekipmanları, radyatör, genleşme kabı, klima kompresörü, akü, filtreler; manuel ve otomatik şanzımanlar; aktarma organları; 5 koldan bağlantılı arka aks; poryalar, aks bilyeleri, fren diskleri ve kaliperleri; alüminyum ön aks; direksiyon sistemi; süspansiyon; iç mekanda direksiyon simidi, sinyal ve silecek kolları, iklimlendirme sistemi kontrolleri, müzik sistemi, yol bilgisayarı, hız göstergesi ve devir saati, cam açma düğmeleri, koltuklar; dış karoser üzerinde aynalar, kapı kolları, kilit mekanizmaları, aydınlatma sistemi mekaniği; cam açma motorları... ve daha bir çok şey ortaktı(r)

    bugün bu durum f20 ve f30 kasa bmw’ler için de geçerlidir.

    bmw, sınıf lideri vw golf’ü ya da audi a3 ve alfa romeo 147 gibi örnekleri referans almadan kendi kompakt sınıf otomobilini yaratmıştı. kompakt sınıfın ya da premium kompakt sınıfın gereklerini yerine getirmeden önce bmw olmanın gereklerini yerine getiren bir kompakt hatchback olarak e87 kasa kodlu ilk versiyon mayıs 2004’de yola çıktı. otomobilin bazıları tarafından çok sevilirken bazıları tarafından hiç kabul görmemesinin temel nedeni budur.

    otomobil o günden beri leipzig ve regensburg şehirlerinde bulunan bmw tesislerinde bmw 3 serisi ve bmw z4 ile beraber üretilmektedir.

    aynı üretim bandında e87 ve f20 kasaları aynı anda üretmek mümkün. aynı bantda e90 ve f30 bmw 3 serilerini üretmek de mümkün. ancak aynı şey vw grubu için geçerli değil. örnek olarak aynı bantda 8l, 8p ve 8v kasa audi a3 üretemezsiniz. bu bmw’nin başarısı mıdır, başarısızlığı mıdır bilmiyorum.

    e87, sert süspansiyonu, rft lastikleri, ağır direksiyonu ve sert debriyaj pedalı ile “ben tam bir erkek otomobiliyim” diye bağıran bir otomobildir. örnek olarak debriyaj pedalı audi a3’den 2 kat daha sert. f20’de bunlardan direksiyon sistemi servotronic ve aktif direksiyon denilen opsiyonlar ile daha esnek hale geldi. aracın hızına göre servotronic direksiyonun ağırlığını ayarlarken (düşük hızda hafif, yüksek hızda sert), aktif direksiyon ise direksiyonun hassasiyetini ayarlıyordu (2 lock noktası arasında düşük hızda düşük tur sayısı, yüksek hızda yüksek tur sayısı)

    donanım ve opsiyonlar:

    bmw 1 serisinde herşey opsiyondur. baz bir bmw bomboştur. çakmak ve küllük bile opsiyondur! (boş deyince duralım: her bmw gibi yüksek bir güvenlik ve konfor standardı sağlandıktan sonra “boş”tur. örnek olarak dtc standarttır, klimalı iklimlendirme sistemi standarttır ancak otomatik klima opsiyondur)

    e87 sayfalar dolusu opsiyon listesine sahipti. tasarım, donanım ve paketler konusunda e87’de sınırlı olan oyun alanı f20’de çok daha geniş bir listeye dönüştü. bu donanımlar ve opsiyonları ayrı ayrı almak yerine paket olarak daha uygun fiyata satın almak mümkün. ancak bir paketi satın aldığınızda istediğiniz bir donanımın yanında istemediğiniz bir donanım da gelebilir. çünkü paket içeriği değiştirilemez. bu paketler 5 grup altında toplanabilir:

    - comfort pack: otomatik klima sistemi, otomatik kararma özellikli iç dikiz aynası, kol dayama, katlanabilir arka koltuk başlıkları...

    - technology pack: xenon farlar, gelişmiş gösterge paneli, park sensörleri, yağmur sensötleri, otomatik aydınlatma sistemi, adaptif farlar, otomatik uzun far asistanı, çok fonskyionlu direksiyon simidi, usb girişi (aux girişi standarttır) ...

    - sport line: bir dizi görsel ayırıştırıcı donanım içerir: 8 adet havalandırma kanallı siyah bmw böbrekleri, özel tasarımlı alaşım jantlar (16 inch star spoke 376 ve 17 inch star spoke 379), ön tamponda siyah havalandırma kanalları, siyah dış dikiz aynası kapakları, gösterge panelinde kırmızı renkli şeritler, direksiyon simidinde kırmızı dikişler, baldır destekli koltuklar, koltuklarda kırmızı şeritler, kokpitte ve kapı içlerinde özel aluminyum şerit ve kaplamalar, kırmızı kaplamalı anahtar...

    - urban line: sport line gibi bir dizi görsel ayırıştırıcı donanım içerir: 11 adet havalandırma kanallı beyaz bmw böbrekler, özel tasarımlı alaşım jantlar (16 inch v spoke 411 ve 17 inch v spoke 412) ön tamponda beyaz havalandırma kanalları, beyaz dış dikiz aynası kapakları, mavi ya da beyaz iç mekan aydınlatması, beyaz renk kaplama anahtar...

    - m pack: özel estoril mavisi karoser boyası ile m logolu direksiyon simidi, vites topuzu, jantlar, fren kaperleri, kapı eşikleri ve biraz daha alçaltılmış ve sert m süspansiyon...

    motorlar ve şanzımanlar konusunda;

    günümüzün çevre normları ve (türkiye’de motor hacmine, avrupa’da egzos emisyonlarına dayalı) vergilendirme sistemi nedeniyle 1.6 litre üzeri motorları tartışmanın bir anlamı kalmadı. gelecek de downsizing’i işaret ediyor uzun zamandır.

    burada 3 1.6 litre motorun hikayesini ve kullanım özelliklerini vereceğim.

    e87’de kullanılann45b16` kodlu türkiye’de de en çok satmış olan 116 hp gücündeki 1.6 litre atmosferik motor, bmw’nin wtcc yarışlarının homologasyonu için sınırlı sayıda ürettiği bmw 320si modelinde kullandığı n45b20 kodlu 2.0 litre 170 hp motorun düşük hacimli versiyonu ve bu motorun tüm özelliklerini taşıyor: motorda “vanos” var, ancak daha kolay devirlenmesi için çalışan parça sayısı azaltılmış ve “valvetronic” kullanılmamış, emme manifoldundan enjeksiyonlu motor güç için yüksek devire ihtiyaç duyuyor, rahatça 7.000 devire ulaşıyor, maksimum torkunu 3.500 devirden sonra veriyor, bu yüzden çok tüketiyor (100 km’de ortalama 11 litre), motorun sesi de özellikle yüksek devirlerde eski bmw atmosferik motorları gibi akustik ve güzel, rölantide ise ısınana kadar gürültülü çalışıyor. üstten çift egzantrikli ve silindir başına 4 subaplı motorda triger kayışı yerine zincir kullanılmış, bu da kayış değişimi maliyetini ortadan kaldırıyor. 2008 model yılına kadar olan motorlarda zincir gergi bilyesi gevşediğinden zincir atlama sorunu bulunuyordu. 2008’den sonra üretilen motorlarda bu sorun giderildi.

    f20’de kullanılan n13b16 motor ise psa grubu (peugeot, citroen) ile ortak geliştirilmiş bir 1.6 litrelik turbo makine ve turbo basınçlarına göre 102 hp, 136 hp’lik ve 170 hp’lik farklı güç versiyonları var (bmw x1 için bir de 148 hp’lik bir versiyon daha var) neden 102 hp, 136 hp ve 170 hp diyenler için: 102 hp 75 kw’ye, 136 hp 100 kw’ye, 170 hp’de 125 kw’ye denk geliyor. güç rakamları standart olarak belirlenmiş. zaten kağıt üzerindeki hp rakamının önemi yok. bunu birazdan anlatacağım. önce önyargıları yıkmak için şunu sormak gerekiyor: “kim peugeot motorlu bir bmw ister ki?” bunu demeden önce motorun özelliklerine ve yaptıklarına bakmak gerekiyor. bmw’nin twinpower adını verdiği bir kombinasyonla istendiğinde ekonomik kullanım istendiğinde yüksek performans sunan bir motor elde edilmiş. (eminim ortak yatırıma fransızlar sadece para yatırmış, motor geliştirmesini bmw’ye bırakmıştır) twinpower ilk başta akla motorun çift turbolu olduğu düşüncesini getiriyor. twinpower bu anlama gelmiyor. bmw'nin twinpower sistemi turbo besleme, direkt benzin enjeksiyonu ve valvetronic kombinasyonundan oluşuyor. bu motor 114i’de 102 hp güç ve 180 nm tork, 116i’de 136 hp güç ve 220-240 nm tork, 118i’de 170 hp güç ve 250 nm tork üretiyor. ortalama tüketim rakamı da normal kullanımda 8 litre. gaza dikkatli basıldığında ortalama tüketim 7 litreye düşüyor.

    n13b16 motor e87’de kullanılan n45b16 motorun yüksek devir çevirme kapasitesine ve akustik sesine sahip değil ve ama bunun dışında herşeyi daha iyi yapıyor ve daha iyi yaparak devrim yapıyor. motorun hem daha güçlü hem de daha tasaruflu olmasının ardındaki neden çok açık: 220 nm torkun 1350 devirde gelmesi. rölantiden hemen sonra motorun tüm çekiş gücü hazır. bu yüzden manuel şanzımanda 6. vitesde, otomatik şanzımanda ise 8. vitesde 1500 devir ile yolculuk yapmak hatta rampa çıkmak mümkün, vites düşürmeden hızlanmak mümkün. “kullanım özellikleri,” “performans” ve “tüketim” bakımından motorun hiçbir zayıflığı yok. n13b16 motorun ses dışında bir başka zayıf noktası daha var, bu da kullanım ile değil motorun ihtiyaçları ile ilgili: kullanım tarzına bağlı olarak değişen bakım ihtiyacı... motordaki garret marka turbo motor yağını öldürüyor. yüksek devirli kullanım daha kısa km’lerde yağ değişimi ihtiyacını getiriyor. motor devirli kullanılırsa 3000 km’de bir servis ve yağ değişimi istiyor.

    8 ileri steptronic otomatik şanzımanlı 116i, 8. vitesde 2.000 devirde 110 km hız ile ilerliyor. anlık tüketim bu sırada 6.5 litre. 8. vites inanılmaz bir oran ve 2.000 devirde 100 km üzerinde hız rakamı çok mükemmel bir olay.
    (bilmeyenler için, örnek olarak 5 ileri manuel şanzımanlı volkswagen golf 1.6 102 hp 5. vitesde 3.000 devirde 100 km/h yapar, 4000 devirde 130km/h, 5000 devirde 160 km/h. buradan siz düşünün bu yeni motorun gücünü, ekonomisini, sessizliğini ve hız yapma potansiyelini)

    `düşük devir eşittir düşük tüketim eşittir düşük gürültü eşittir düşük devir eşittir uzun motor ömrü` kural basit.

    e87 kasada bulunan 6 ileri steptronic şanzıman da aynı prensipe sahipti. otomatik şanzımanlı e87 116i 2.000 devirde 90 km/h yapıyordu. bu sırada yol bilgisayarından 7.5 litre okunuyor, ancak motorun verimli tork kullanım bandı 3.500-5.500 devir aralığı olduğu için hızlanmalarda ve yokuş tırmanmalarda n45b16 motora adapte edilmiş şanzıman ister istemez motorun sözünü dinleyerek kickdown’a düşüyor ve vitesi 2 vites aşağı çekiyor. bu da ortalama kullanımda tüketimi 11 litreye çekiyor.

    e87 116i’de (6 ileri otomatik), 6. vitesde 2000 devirde 90 km/h, 3000 devirde 130 km/h, 4000 devirde 170 km/h, 5 devirde 210 km/h yapıyor. motorun hala 7000 devire kadar gideceği 2000 devir var ama 6. vites bir ekonomi vitesi olduğundan burada devir kesici devreye giriyor, gösterge panelinde sarı renkli “limit” yazısı uyarı veriyor ve motor gaz akışını kesiyor.

    f20 116i ise (8 ileri otomatik), 8. vitesde 2000 devirde 110 km yapıyor. buradan zf üretimi 8 ileri yeni şanzımanın 8. vitesinin verimlilik konusunu biraz daha ileriye götürdüğü anlaşılıyor. başka bir deyişle eski 6 vitesli steptronic şanzımanın 6. vitesi, yeni 8 ileri şanzımanın 7. ve 8. vitesleri arasında bir yerde.

    peki neden yeni şanzıman 8 ileri vitesli?” sorusu soruluyor hemen: burada amaç daha yüksek hız değil. aslında eski şanzımandaki 6. vites ile yeni şanzımandaki 8. vites birbirine çok yakın. 8 vites oranı demek, motorun bir alt vitesden üst vitese geçerken, vites oranları birbirine yakın olduğu için motorun çok dar bir devir aralığını kullanması demek, bu da verimlilik ve tasarruf demek. (yıllardır otobüs ve kamyonlarda kullanılan 12 vitesli otomatik şanzımanların çalışma prensibi de budur. bu yöntem şimdi otomobillerde de kullanılıyor)

    (bu arada vites oranlarını karşılaştırmak doğru değil, çünkü farklı bir son dişli kullanımı bu oranları karşılaştırmayı anlamsız hale getiriyor. bu yüzden burada olduğu gibi aracın o vitesde kaç km/h yaptığına bakarak bir karşılaştırma yapmak daha sağlıklı)

    tabii bunun tasarrufa dönüşmesi için böyle bir şanzımanın torkunu düşük devirde üreten bir motorla kombine edilmesi gerekiyor. e87’nin 1.6 litre motoru ile f20’nin 1.6 litre motoru arasındaki fark da bu. eski 1.6 litre motor (n45b16) kötü değil ancak sürekli yüksek devirli kullanım istiyor bu da tasarruf potansiyelini sıfıra indiriyor. yeni 1.6 motor (n13b16) ise istendiğinde tasarruf istendiğinde yüksek güç sunan dengeli bir motor.

    bir de 1.6 litrelik dizel motor var (n47d16): bu motor 2.0 litrelik n47d20 dizel motor yerine sadece 116d efficientdynamics edition’da kullanılıyor ve sadece manuel şanzımanla kombine edilmiş. motor normal trafik şartlarında ortalama 4.8 litre tüketiyor. çok dikkatli kullanımda tüketim 3.8 litreye düşüyor.

    bmw aslında avrupa pazarında 116d modelini de 2.0 litrelik bir dizel motorla sunuyor (n47d20) bu 2.0 litrelik motor da 120d’de ve 320d’de kullanılan 184 hp’lik dizel motorun gücü ve egzos emisyonlar düşürülmüş versiyonu, ancak bmw, egzos emisyonu 100 gr co2/km’nin altında kalacak bir model hedefleyerek, 116d’nin efficientdynamics ile özellikleri ile donatılmış versiyonunu 1.6 litre dizel motorla sundu.

    n47d16 sadece 6 ileri manuel şanzımanla sunulduğundan benzinli motorla karşılaştırmak adil değil. diğer taraftan n47d16 99 gr co2/km ile özel bir motor. düşük emisyon değeri yanında tüketimi de çok düşük. normal kullanımda ortalama 4.8 lt/100 km tüketiyor. bu rakam fabrika açıklaması değil, yol bilgisyarında okunan rakam. fabrika verisi 3.8 lt/100 km ve 6. viteste aracı 1.000 devirde kullanarak bu rakama ulaşmak mümkün (araç bu sırada 90 km/h yapıyor)

    (avrupa’da 100 gr co2/km’nin altında kalan otomobiller türkiye’deki mtv muadili vergilerden muaf kalıyor)

    n47d16 motorda sürüş keyfi ve doğaya saygı nasıl bir ara olur görebilirsiniz. teknoloji ile çevreyi koruma beraber yürür mü 1 serisi bu motor ile bunu gösterir. 116d efficientdynamics ile donatılmış en uygun fiyatlı bmw’dir. belki de en iyi bmw’dir. işte efficientdynamics budur: brake energy regenration, luftklappensteuerung, elektrikli direksiyon sistemi, gear shift indicator (vites değiştirme önerileri), start / stop sistemi, eco pro programı, düşük yuvarlanma dirençli lastikler...

    e87 1.6 litre n45b16 benzinli motorun artıları ve eksileri:
    + alışılmış atmosferik bmw motor sesi, yüksek devir çevirme isteği ve kolay devirlenmesi, uzun bakım aralıkları (2 yılda bir 12000 km yağ değişimi), tirger zinciri kullanılması nedeniyle kayış değişimi ihtiyacının olmaması
    - yüksek devirde gelen tork nedeniyle alt devirlerde çekişin zayıf olması ve devirli kullanım istemesi, buji değişiminin zor olması

    f20 1.6 litre n13b16 benzinli motorun artıları ve eksileri:
    + alt devirde gelen yüksek çekiş gücü, mükemmel güç dağılımı ve geniş devir bandı, turbo boşluğunun olmaması, tasarruf potansiyeli
    - yüksek çalışma sıcaklığı, kullanım alışkanlığına bağlı bakım ihtiyacı (devirli kullanımda 3000 km’de yağ değişimi gerekiyor, turbonun sıcaklığı yağı öldürüyor)

    f20 1.6 litre n47d16 dizel motorun artıları ve eksileri:
    + 99 gr/km co2 salınımı, mükemmel tasarruf potansiyeli (3.8 lt/100 km rakamı gerçek), yüksek tork ve çekiş gücü
    - rölantide traktör gibi çalışıyor, tüm dizel motorlar gibi devir bandı sınırlı

    e87 6 ileri zf steptronic şanzımanın artıları ve eksileri:
    + motor ile mükkemmel uyum, çok yumuşak vites geçişleri, çok iyi seçilmiş 6. vites, yüksek hızda düşük yakıt tüketimi,
    - yok

    f20 8 ileri zf steptronic şanzımanın artıları ve eksileri:
    + 6 ileri şanzımanın artılarını daha de ileriye götürmesi, motor ile mükemmel ötesi uyum, “iyinin de iyisi,” hem tasarruf hem de performans odaklı kullanım potansiyeli,
    - yok (belki 8 dişlisi olduğu için 6 ileri şanzımandan biraz daha ağır olmasını hatırlamak gerekiyor ama bu negatif durum sayılmaz)

    lastikler hakkında;

    bmw 1 serisi fabrikadan orijinal ekipman olarak 3 farklı lastikle çıkar: bridgestone turanza er300 rft, pirelli cinturato p7, continental premium contact ssr

    bu lastiklerden en iyi ve ideal kullanımı sunan continental premium contact ssrdır.

    pirelli cinturato p7 lastikler f20 kasa ile beraber kullanılmaya başlandı. continental premium contact ssra göre daha yumuşak hamurlu ve daha sessizdir ama diğer konularda continental daha iyi.

    bridgestone turanza er300 rft ise bu lastikler arasında en kötüsü. bmw’nin rft lastikleri ilk olarak bridgestone ile beraber geliştirmesine ve 2013 yılı itibariyle bridgestone’un 3. kuşak rft lastikleri sunmasına rağmen bu lastikler continental ve pirelli’ye göre daha kötü.

    (3. kuşak bridgestone rft lastikler, aynı lastiğin normal versiyonuna göre %10 daha sert yanaklı ve sürüş konforu iyi düzeylere ulaştı. 2. kuşak rft lastikler aynı lastiğin normal versiyonuna göre % 40 daha sert yanaklıydı ve lastiğin konfor düzeyi çok düşüktü.)

    kullanım ve sürüş hakkında;

    bir bmw 1 serisi’ne yaklaştığınızda, anahtarın kilitleri serbest bırakan düşmesine basarsanız wellcome lights ve (farlar xenon ise) farlardaki corona halkaları sizi karşılar. kapı kollarındaki ışıklara aşık olursunuz.

    sadece aracın etrafında bir tur atmak bile bu kompakt bmw’nin neden özel olduğunu anlatır size:

    - jant kolları arasından görünen tekerlek göbekleri (porya bilyeleri) diğer kompakt sınıf otomobillere göre çok daha büyüktür.
    bmw 3 serisi ile paylaşır bu parçaları da. anlarsınız ki büyük porya, sert virajlarda daha dayanıklı duruş ve stabilite demektir.

    - ön fren diskinin kaliperi diskin gerisine, arka fren diskinin kaliperi diskin ön tarafına konumlandırılmıştır. anlarsınız ki bmw, fren kaliperlerini konumlandırırken bile 50:50 ağırlık dağılımını düşünerek otomobilin gerisine doğru yerleştirmiştir.

    - eğilip arka sol lastik ile egzos manifoldunun arasından arka aksa baktığınızda şasi ile aksın bir kaç farklı yerden sabitlendiğini ve bir sürü çubuğun bulunduğunu görürsünüz. arka aks 5 kollu ve çok bağlantılıdır. hiçbir rakipte bu kadar teknik bir arka aks yoktur.

    - aksın ortasındaki prizma kutu (diferansiyel) size bağırır: “ben arkadan itişliyim!”

    - bmw logosuna basıp bagajı açarsınız, zemin kaplamasını kaldırp stepneyi ararsınız. stepne yoktur. onun boşluğuna aküyü yerleştirmiştir bmw. bu da 50:50 ağırlık dağılımına hizmet eder. dahası bagaj zemininde koruma altına alınan akü kirden, kışın soğuğunda deşarj olmaktan ve kaput altındaki diğer aküler gibi motor sıcağından etkilenmez. stepneyi bulamazsınız. bmw için iyi motor kadar hafiflik de önemlidir.

    - ön aks alüminyumdur. daha hafiftir ve ön bölümdeki ağırlığı azaltır. başka bir 50:50 ağırlık dağılımı hamlesi. ayrıca aluminyum paslanmaz.

    - kaputu açarsınız (e87’de kaputu açmak için ön sol kapının iç tarafındaki kaput açma mandalını “1 kez” çekmek ve sonra kaput altındaki kilidi kaldırmak gerekirken, f20’de kaputu açmak için kaput açma mandalını “2 kez” çekmek gereklidir)

    - kaputun altında görürsünüz ki motor olabildiği kadar geriye ve ön aksın arkasına konumlandırılmıştır. geriye yaslanmış motor bloğu ile aracın ön burnu arasında 50 cm vardır (evet tam 50 cm) bu “boşluk”da sadece radyatör ve alt tarafta da ön aks bulunur. bmw aracın ağırlığını arkaya vermek ve dengeli sürüş özellikleri yaratmak için burnu uzun bir araç yaratıp iç mekandan taviz vermiştir. önce “sheer driving pleasure”

    - lastiklere bakarsınız. continental, pirelli, michelin ya da bridgestone marka olabilen bu lastikler üzerinde bir yıldız işareti vardır. bu işaret lastiğin patlasa da gidebileceği anlamına gelir. her üretici bu run flat lastiklere başka bir isim vermektedir: bridgestone’nin rft, continental’in ssr demesi gibi... lastikler patlak halde maksimum 80 km yol alabilecek şekilde tasarlanmıştır. çünkü lastik yanankları da lastik tabanı kadar kalın ve dayanıklıdır. bu lastikleri bmw jantları dışında başka bir üreticinin jantına ya da replika jantlara takamazsınız. ancak süspansiyonun sertliğinden ve bu lastiklerin sert yanaklarından şikayetçi olanlar bmw jatnlarına normal lastik takabilir. 16 inch bmw lastik seti, başka bir otomobilin 17 inch lastik setinden daha sert ve daha stabildir.

    - kapıyı açar kokpite geçersiniz. burada kalbiniz başka atmaya başlar. direksiyon simidini “spor direksiyon” paketi ile aldıysanız önünüzde 369 mm çaplı, size karting hissi yaşatacak bir direksiyon vardır. direksiyonun ideal büyüklüğü, ele oturması, “thumbrest”lerin tasarımı, dönüş çapı... her şey mükemmel ayarlanmıştır. bu direksiyona alıştıktan sonra mesela amg paketli mercedes c 180’in mükemmel direksiyon simidi bile insana büyük geliyor. her konuda karşılaştırma mümkün ancak direksiyon konusunda bmw’nin premium üreticiler arasında rakibi yoktur.

    - anahtarı e87’de yuvasına takarsınız, f20’de vites kolunun önündeki boşlukta bulunan yere yerleştirmeniz yeterlidir. “start stop engine” düğmesine basmak, geleneksel otomobillerde kontağı açmak ile aynı anlama gelir. bu sırada araç hoparlörlerinden çekici bir ses yükselir: sanki kınından çekilen kılıcın sesi gibi... ayağınız otomatik şanzımanlı modellerde fren pedalında, manuel şanzımanlı modellerde debriyaj pedalında ilen “start stop engine” düğmesine tekrar basarsanız motor çalışmıştır. araç çalışınca xenon farlar ince bir ayar yapar, dışarıdaki bu gösteriyi karşıdaki ışık huzmesinden izleyebilirsiniz.

    - e87de kokpitin üzerinde ortadaki havalandırma kanalları arasında bulunan, f20de ise vites kolunun sol tarafına yerleştirilmiş “dtc” tuşuna basmanız ve “dynamic traction control activated” yazısını görmeniz, aracın arkasını kontrollü şekilde savurabileceğiniz anlamına gelir. dtc tuşu 2 kademelidir ve 1 kez basıldığında özellikle kar, buz, kum gibi kaygan ve gevşek zeminlerde sınırlı patinaja izin vererek ideal çekiş sağlar.

    - f20de vites kolunun soltarafında bir tuş daha vardır: üzerinde 1 ucunda sport ve diğer ucunda eco pro yazan 2 yönlü bir tuş (“driving experience control” button) bu tuş ile ilgili buraya bir şey yazmayacağım (kendi başlığında anlatmak daha uygun ve dahası bu tuşun aracın karakteri üzerindeki etkisini deneyimlemek gerekiyor.)

    şu kadarını söylemek mümkün, “eco pro” seçeneğinde bmw “bruce banner” gibi akıllı, sakin ve kararlı ilerlerken “sport” seçeneğinde “hulk”a dönüşüyor.

    bu arada, “116-136 hp gücünde bir otomobil ne kadar bmw olabilir?” diyenler için:

    f20’nin turbo motorunda erken gelen tork bütün işi bitiriyor. e87 ise bunu devirlenerek yapıyor. hem e87'de hem de f20'de, doğru zamanda doğru vitese geçildiğinde sürüş keyfine doyulmuyor. manuel şanzıman gerçekten mükemmel. gücünden kaybetmeden senkronik olarak bir sonraki vitese geçmek ve debriyajı her bıraktığınızda arkadan gelen yumuşak itişleri ve direksiyonun direkt yönlendirmesini hissetmek kompakt sınıfta sadece bu otomobilde var. otomatik şanzıman ise hem gerçek bir “tork konvertörlü” şanzıman, hem de motor ile daha uyumlu çalışan bir benzeri yok.

    bmw 1 serisi önemli olanın motor gücü ya da 0-100 km, maksimum hız gibi kağıt üzerindeki değerler olmadığını anlatan ve çok sağlam bir hikayeye ve altyapıya sahip özel bir otomobil.

    “hala” yazacak çok şey var...

    bmw 1 serisi detaylarda gizli...

    otomobil böyle bir şey...

    bmw böyle bir şey...

    --------

    (2 yıl sonra) edit: bu yazının tümü ya da bazı parçaları web ortamında ve yazılı medyada bilgim dışında kullanıldı. orijinali bu entry'dir ve tarafımdan burada yayınlanmıştır. okumaya değer bulanlar sağolsunlar.
  • hey sen. evet sen. baba parasıyla lüks araca binmek isteyen delikanlı.

    sen ordaki. son dükkanla beraber iyice parayı bulmuş, hanıma da ufak bir bmw alalım diyen büyük esnaf.

    seni de unutmadım 3-4 yıllık beyaz yaka. sonunda tek başına kiraya geçmiş, lüks arabalara hafiften giriş yapayım diyen emek tutsağı.

    toplanın yamacıma, birinci elden size yeni 1 serisi deneyimimi anlatıyım, belki tercihinize ufak da olsa ışık tutar.

    lafı uzatmayacağım. sene 1990. o zamanlar bilirsiniz sağ sol mevzuları hafiften dinginleşmiş, soğuk savaşın artık son demlerine gelinmişti. otomobil markaları tek tük de olsa ülkeye girmeye başlamış*,araba sahibi olma hayali yavaş yavaş toplumun daha alt kesimlerine de sıçramıştı. ben de 3 yaşında sağda solda vazo kırıp misket yutuyordum. ilk arabamı 3-4 lego parçasını birleştirip altlarına yüksük bağlayarak yapmıştım. o zamanlar kaldırımlar geniş, boş alanlar çoktu. oyuncak arabalarımızı boş arsalarda gezdirir, uçurtma uçurur, sümüğümüzü yerdik. güzel günlerdi be.

    nerde kalmıştık. bundan tam 5 yıl sonra kafam hafiften çalışmaya başlamış, arabaların renklerini ayırt edebilir olmuştum. işte o sıralarda tanıştım, muhteşem tempra ve onun fütüristik ön konsoluyla. babama tutturdum bunu alalım bunu alalım diye. babam da sağolsun yemedi içmedi biriktirdi ve aynı sene 92 model beyaz bi şahin aldık. işte o gün kendi kendime dedim: bu iş biriktirmeyle olmayacak, tanrının yöntemi bu değil. en iyisi çalmak, sonra allah baba affetsin diye dua etmek yanına koyim.

    neyse lafı uzatmıyım. seneler seneleri, bedeviler develeri kovaladı. bundan yaklaşık 1 ay önce gönlümü kaptırdım yeni 1 serisine. o sikimsonik arka farlarını düzeltip ön tarafı daha da kızgınlaştırarak muhteşem bir görünüm yakalamışlardı. kısa vadeli ekonomik programımdaki üç kuruşluk paramı dolarla değerlendirme planlarım bir anda suya düştü tabii. koalisyon kurulamayacak, erdoğan en sonunda çıkarıp küsküğü masaya koyacak, dolar kuduracak ben de zengin olacaktım. kısmet değilmiş.

    canıma tak etti bir akşam, atladım dolmuşa gittim bir tane bmw bayiine. dedim 1.16 dizel otomatiği çıkarın, test edeceğim. bunlar başladı ikram saygı muamele 10 numara. benim göt kalktı tabii, hemen 4.20 coupe falan bakıyorum, 7 serisinin eksikliklerinden dert yanıyorum, elemanla beygir güçleri üzerinden şakalaşıyorum. 15-20 dakika muhabbet kakara kikiri anladı tabii eleman bende iş yok. ben de hemen döndüm asıl hedefime yan yan. dedim kaç kuruş yakıyor bu makine. eleman dedi sizi isterseniz teste alalım bir an önce, kendiniz görün*.

    • iç tasarım
    araca oturur oturmaz ilk dikkatimi çeken iç tasarım oldu. standart türkiye joy paketine sahip 1.16 dizel otomatik'in özellikle kapıiçi döşemeleri ve koltuk kumaşı tam bir rezalet. bırakın premium arabayı c sınıfı araçların standart paketlerinin bile kat be kat altında. fanatikleri sevebilir lafım yok, ama ben dolgun büyük standart bmw direksiyonunu da çok sevemedim. bunun dışında konsol, klima bölgesi, göstergeler gayet başarılı ve kullanışlı. gereksiz hiçbir tuş yok diyebiliriz, ve alışınca kullanımı çok rahat. ön koltuk mesafesi ve konsolun ferahlığı gayet başarılı. arka koltuk diz ve baş mesafesi sınıfının standartlarında. ne çok iyi ne çok kötü. şaft tünelinden kaynaklı arka orta kısımda daralma var. uzun yollarda arka koltuklara 3 kişi binmek rahatsız edici olacaktır. bagaj biraz daha geniş olabilirdi, ancak audi a3'teki gibi geniş olma uğruna dış görünümü bozması yerine 3-5 lt dar hacimli bagajı tercih edebilirsiniz. kendi adıma iç tasarıma önem verdiğimden dolayı m paket satın aldım. gerçekten çok farkedeceğini göreceksiniz. mesela

    • dış tasarım
    daha önce de bahsettiğim gibi yeni makyajlı kasa gerçekten şahane olmuş. önü ve arkasındaki bu değişimler bu seriyi önden 3 serisine arkadan guiletta'ya benzer hale getirmiş, bence iyi de olmuş. çok daha modern ve spor görünüme kavumuş. ancak bildiğiniz üzere kasalar bmw'de 7 yılda bir değişiyor. her 4.yılda makyaj geliyor. bu da şu demek oluyor. 3 yıl sonra 1 serisinin yeni kasası çıkacak. aracı almayı düşünürken bunu da değerlendirmenizde fayda var. benim m paketle beraber aracın önü, yanları ve arkası oldukça değişiyor. arka kısımda gri reflektörlü benim çok beğendiğim şık bir alan konuyor. daha spor bir görünüme bürünen bu bavyera tosbağası, gözleri sizin üzerinize çekecektir.*

    • performans & yakıt tüketimi
    ahh o bmw motorları. sınıfında gerçekten ayırt edici nokta burası. babamın malı değil ama o vites değişirkenki ses, o 3000 devir sonrası hissiyat, ben başka markada bu hissiyatı bu sürüş dinamiklerini görmedim. hem dizel hem benzinli versiyonun performansı kesinlikle tatmin edici. ama yine de belirtmekte fayda var. benzinli kasanın tepkileri, ivmelenmesi bana daha iyi geldi. özellikle 1.6 177 beygirlik 1.20i'yi test ettiğinizde oldukça şaşıracaksınız. şunu da belirtmemde fayda var, eğer yıl içerisinde 30 bin km altında yapacaksanız 1.18i 136 beygirlik versiyonu almak dizel versiyona ekstra 10 bin tl civarı vermekten daha mantıklı hale geliyor.*bu fark yerine m paket almakta fayda var kanımca, ama tercih sizin. kendi adıma bmw'yi başarılı bulduğum diğer nokta, sürüş modları. mercedes'lerde* oldukça başarısız bulduğum mod geçişleri bmw'de kesinlikle harika. spor ve m spor modlarda direksiyonun ve süspansiyonların sertleşmesi, gaz pedalının tepkileri çok şukela. ama yine de manuel vitesteki o hızlı tepkileri otomatik şanzımandan beklemeyin derim. manuelden otomatiğe geçen biri olarak beni halen tatmin etmiyor diyebilirim.*

    yakıt tüketimi olarak siz ne kadar basarsanız o kadar tüketiyor araç. bendeki 1.18i m, şu an rodaj periyodunda ve çok zor olsa da az basmaya çalışıyorum. buna karşın ilk servis* sonrasında daha ince bir motor yağı kullanılacağından yakıt tüketimi de düşecektir, bu yüzden şu anki değerler biraz yanıltıcı olabilir. sonuç: 500 km'de 8.2lt/100km. fena değil gibi, ama rodaj ve servis sonrası spor modda da biraz daha kullanıp burayı güncellememde fayda var.

    • sonuç
    paranız varsa alın gibi dünyalar klişesi bir sonla kapamak isterdim, ama aylardır üzerinde kafa yorduğum birsürü kıyaslama yaptığım bir mevzuda iki kelam etmek hasımlarımızı bile sevindirir.

    bu aracın fiyat aralığı * oldukça sıkıntılı. bu bütçeyle alternatifleriniz hem çok hem de yok. eğer yaşınız 40'ı geçmemişse, çocuğunuz yoksa ve araba kullanmaktan keyif alan biriyseniz size samimiyetle yeni 1'i tavsiye edebilirim.

    ağzını yaya yaya das outoo demek çok keyifli olsa da o tipsiz arabalara eşek yüküyle para vermeyin derim. sıkıntısı boku püsürü çok var çevremde. paranız çoksa merso'nun c serisi ve üstüne yatırın iyidir. bmw alacak param yok diyene her ne kadar kasasını çok beğenmesemde a3 almalarını öneririm. onu da a3 başlığına destan yazan abimiz hatrına yapıyorum bak. sonuçta bir delikanlının ilk arabası a3 olmalı. bence de abi, büyüksün.

    uzun lafın kısası kendi adıma bu kadar paraya araba almak gerçekten israf, benim alma sebebim biraz farklıydı, çok merak edene anlatabilirim. yine de övdü övdü şimdi çok para diyor totoş diye arkamdan çok laf etmeyin, valla üzülürüm. yunan gavuru bile bizim kadar israf yapmıyor, bizim halimiz ne olacak acaba diye sorarak son sosyal mesajımı da veriyorum ve çaldığım değerli zamanınızla beraber siktirolup gidiyorum.

    sevgiyle kalın.

    edit: 2,5 aylık kullanımdan sonraki yazı
  • isviçreli bilimadamlarının yaptığı testler sonucunda;

    bmw 1 serisine:

    direkman bok atanların %92' sinin arabanın içine dahi oturmadıkları,

    "donanımı yetersiz" diyenlerin %87' sinin standart ve opsiyonel donanımlarını incelemedikleri,

    "parası olmayanlar bmw alsın diye üretilmiş" diyenlerin tamamının mini cooper için de "cadde çocuğu / zengin çocuğu arabası" dedikleri, yine bu kitlenin %51.3' ünün ellerine yetecek miktarda para verildiğinde bu arabaları almayı düşünecekleri,

    "fakir bmw"si diyenlerin %62' sinin 1 serisi alabilecek kadar fakir olmayı tercih edecekleri,

    tespit olunmuş. elçiye zeval olmaz.

    bir otomobilin tipini beğenmeyebilirsiniz, sonuna kadar da laf edebilirsiniz tipine, tamam, sırf bu yüzden hiç almayı da düşünmeyebilirsiniz ama içine oturmadan, kullanmadan, hızlanma, frenaj, yol tutuş özelliklerini, donanımlarını incelemeden, neredeyse sırf laf olsun diye 1 serisine laf eden bir topluluğun varlığı beni rahatsız ediyor. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın azı, çoğu yok, yarın aynı mantıkla çok daha önemli konularda yargıya varacak olmanızdan korkmaktayım.
  • f20 kasa kodlu 2. kuşağının lci versiyonu tanıtılan ve özellikle kaput altında önemli değişiklikler yapılan otomobil.

    (bmw, güncel modellerini zamanın etkilerinden arındırmak ve tazelemek için yaptığı yenileme operasyonlarına lci [life cycle impulse] adını veriyor. lci herkesin bildiği isim ile “facelift” ya da “makyaj” operasyonu)

    bmw, lci modelde yapılacak değişiklikleri gizli tutmak için güncel bmw 1 serisi’nin ön ve arka bölümü kamufle edilmiş halini sık sık teste çıkarıp 1 yıl boyunca almanya caddelerinde dolaştırdı. bu “test otomobili”nin ön yüzü ve arka tamponu kamufle edilmişti, ancak dikkatli gözler otomobilin mevcut modelden farklı olmadığını yakalayabiliyordu.

    aslında bmw, otomobilin çok eleştiri alan radikal ön yüzünü ve volkswagen polo ile özdeşleştirilen arka stoplarını kasa değişimine kadar (yani f20’nin üretimi sonlanana kadar) değiştirmeyeceğini ve lci versiyonda da otomobilin tasarımının aynı kalacağını göstermek istemişti. bu yolla da mevcut modelin satışlarının düşmesi engellenecekti.

    gerçekte ise yapılan tam tersi oldu. bmw gelen eleştirileri dinleyerek otomobilin ön yüzünü “alışılmış” ve “beklenen” bmw yüzüne çevirdi. farlar artık çoğunluk tarafından kabul görmeyen asimetrik tasarıma sahip değil, bmw böbrekleri ve tampondaki hava girişleri ise daha büyük ve geniş tasarlandı.

    ancak kozmetik değişiklikler otomobilin yüzü ile sınırlı değil. bmw, otomobilin arka tarafını da volkswagen polo farlarından kurtararak “l shaped” stopları yerleştirdi. claus luthe tarafından tasarlanan, ilk kez 1986’da e32 bmw 7 serisi’nde kullanılan ve o tarihten sonra bmw kimliğinin ayrılmaz parçası haline gelen “l shaped” farlar bmw 1 serisi’ne de uygulanmış oldu.

    led gündüz farları artık standart. arka stoplarda da led teknolojisi kullanılmış.

    otomobilin boyutlarında ise değişiklik yapılmadı. aks mesafesinde ve iz açıklığında bir değişim yok, sadece ön yüzde yapılan yenileme nedeniyle, otomobilin uzunluğunda fark edilemeyecek küçük bir artış bulunuyor.

    urban line, sport line ve m sport paketler yine devam ediyor. bmw bunlara ilave olarak daha önce premium, comfort, technology gibi isimlerle sunduğu paketler yerine advantage isimli bir donanım seviyesi sunuyor.

    otomobilin standart donanımı ise daha güçlü: örnek olarak, artık bmw 1 serisi’nde otomatik iklimlendirme sistemi ve ayrı ayrı her lastiğin basınçlarını gösteren lastik basınç göstergesi standart olarak sunuluyor.

    f20, bir önceki kuşak e87’ye göre büyük ilerlemeler sağlarken bazı alanlarda geri gitmişti. lci versiyon ile bu eksikliklerin bazıları da giderildi:

    8 ileri zf-8hp şanzımanın elektronik vites kolu “açıkta” duruyordu ve deri vites körüğü bulunmuyordu. lci ile vites koluna deri körük eklendi. vites kolu ve orta konsol, deri körük ile çok daha kaliteli ve estetik duruyor.

    yine maliyet tasarrufu ve hafiflik için, e87’den f20’ye geçerken daha basit bir egzoz susturucusu ve tekli egzos çıkışı kullanılmıştı. burası da bmw’nin geri gittiği yerlerden biriydi. f20 lci ile çift egzos çıkışı da kullanılmaya başlandı.

    arka cam silecek süpürgesinde ise değişiklik yapılmamış. ilk kuşak orijinal e87’de, arka cam üzerinde “banana” tip zarif bir süpürge kullanılmıştı. f20 ile beraber bu silecek yerini eski tip daha düşük maliyetli bir sileceğe bıraktı. bu uygulama yine devam ediyor.

    asıl önemli yenilik ise motorlarda oldu ve burada bmw, lci’dan ya da herkesin bildiği isim ile bir makyaj’dan daha fazlasını getiriyor: makyaj ile tamamen yeni bir motor ailesi geldi ve bmw bu lci operasyonu ile hem benzinli hem de dizel makineleri için “n” kodlu motorlardan “b” kodlu motorlara geçişi başlatmış oldu.

    buradaki b harfinin 2 önemli anlamı var:

    1. n kodlu motorlar bmw’nin son güncel benzinli ve dizel motor ailesi idi (116i’de ve 118i’de kullanılan n13b16 ve 116d efficientdynamics’de kullanılan n47d16, 120d’de kullanılan n47d20 gibi) bmw bu motorların yerini almak üzere geliştirdiği ve kaputun altında sadece uzunlamasına değil enlemesine konumlandırmaya da izin veren yeni nesil “modüler” motorlarına b kodunu verdi. bunun uygulamadaki anlamı, önden çekişli ve arkadan itişli bmw’ler aynı motorları kullanabiliyor. başka bir deyişle, önden çekişli bmw 2 serisi active tourer’de ve arkadan itişli bmw 3 serisi’nde aynı motor görev yapabiliyor. yine bmw ve mini modellerinde de ortak motorlar kullanılabiliyor. bu da maliyet tasarrufu ve diğer taraftan bir standart yakalanmasını sağlıyor.

    2. b kodlu modüler motorlar, “downsizing” uygulamasını daha ileriye götüren ve n’lerden daha olgun motorlar. 1.6 litre n13b16’nın yerini alan b38a15’in motor hacmi 1.5 litre. motor hacminde 100 cm3’lük azalmaya rağmen b motor ailesi, n motorlar ile hem benzinli hem de dizel versiyonlarda aynı güç çıkışlarını sunuyor, ancak bu gerçekleşirken, yakıt tüketimleri, co2 emisyonu ve motorların ağırlığı aşağıya çekiliyor (aşağıda daha detaylı bahsedeceğim)

    1.5 litrelik ve 2.0 litrelik b motorlar ayrıca dahili olarak geliştirildiklerinden, bmw’yi psa grubu ile işbirliğinden de kurtarmış oldu (bmw, 114i, 116i, 118i, 316i, 320i ed, x1 ve x3 modellerinde kullandığı güncel 1.6 litrelik n13b16 motoru, “küçük hacimli motorlardan iyi anlayan” bir ortak ile, psa ile beraber geliştirmişti. hem motor özellikleri ve hem de bugüne kadar hiçbir önemli sorun ile şikayetin gündeme gelmemiş olması, bu işbirliğinin doğru bir karar olduğunu göstermektedir.)

    n13b16’nın “motor özellikleri”nden bahsetmişken:

    1.5 litrelik yeni b38a15 de bmw’nin twinpower adını verdiği aynı başarılı motor konfigürasyonuna sahip: turbo besleme, direkt benzin enjeksiyonu ve valvetronic. ayrıca motorlarda yine n13b16’da olduğu gibi çift vanos bulunuyor.

    artık bmw 116i, bu 3 silindirli 1.5 litrelik motor ile sunulacak.

    “motor neden artık 1.6 değil de 1.5 litre?” diye sorulabilir. bmw, bu b kodlu modüler motorlarda her bir silindirin 500 cm3 hacminde olması kararını aldı. tüm motorlarda tek bir silindirin hacmi 500 cm3 olacak: hacimleri farklı olsa da tüm motorlar aynı standarda sahip: 3 silindirli 1.5 litre, 4 silindirli 2.0 litre, 6 silindirli 3.0 litre.

    motorlara “modüler” ünvanının verilmesi de aynı zamanda buradan geliyor: sadece hem uzunlamasına hem de enlemesine konumlandırılabilmesinden değil, silindir hacmini sabit tutup (500 cm3) silindir sayılarını değiştirerek farklı hacimlerde motorlar üretilmesine imkan vermesinden.

    makyajlı bmw 116i, bu 3 silindirli 1.5 litrelik motor ile 109 hp üretiyor (bmw, otomobilin 80 kw güç çıkışında olmasına karar verdi. 80 kw de 109 hp’ye denk geliyor) tork ise 180 nm, mevcut 1.6 litrelik n13b16 motorun torku 220 nm’ydi ve bu tork rakamı henüz daha 1.350 devirde geliyordu ve otomobil bu torku 4.500 devire kadar koruyordu. yeni 1.5 litrelik b38a15’in torku ise 180 nm ve 1.250 devirde geliyor.

    f20 116i, 1.6 litrelik motoru ile 0-100 km hızlanmasını 9 saniyenin altında tamamlıyordu. yeni 1.5 litrelik motor bu 10 saniyenin üzerinde yapacak.

    (bmw, n13b16 motor ile hem 116i’de (f20) hem de 316i’de (f30) sınıf standartlarının ve benzer hacimdeki motorların çok üzerinde bir performans sunmuştu. ben de bu motora bmw 1 serisi ile ilgili yazdığım ilk entry’de “hulk”, bmw 3 serisi için yazdığım entry’de de “sanat eseri” demiştim.)

    (motorun, bmw’nin daha büyük hacimli motorlarına yakın performans vermesi, rakiplerin sunduğu motorlar ile karşılaştırıldığında çok canlı olması ve ayrıca çevre ve tasarruf tedbirleri nedeniyle bmw’nin böyle bir düşüşe gittiğini düşünüyorum.)

    bmw 116i, bundan sonra “dizginlenmiş” bir otomobil olacak.

    bunun getirisi ise daha tutumlu ve çevreci bir otomobil. 1.5 litrelik motor, 1.6 litrelik motordan 100 km’de 1 litre daha az tüketiyor ve co2 emisyonu da 130 gr/km yerine, model kodu gibi 116 gr/km. 116i, etkileyici performansı bir kenara bırakarak, kullanıcısını akaryakıt istasyonunda ve vergi ödemelerinde güldüren bir otomobile çevrildi.

    “peki mevcut 1.6 litrelik motor artık olmayacak mı?” sorusunu sormak gerekiyor: 1.6 litrelik n13b16 motor 136 hp’lik (100 kw’lik) versiyonu ile 118i olarak sunuluyor. yani güncel f20116i’nin model kodu, lci ile beraber 118i oldu.

    “170 hp’lik 118i’ye ne oldu?” sorusu için: mevcut modelde, kaputu altında n13b16 motorun 170 hp’lik (125 kw’lik) versiyonunu taşıyan 118i de lci ile beraber 120i olarak adlandırıldı. motorun gücü ise 177 hp’ye (130 kw) yükseltildi.

    bir soru daha var:

    “peki 114i nerede?”: 1.6 litrelik n13b16 motorun 100 hp’lik (75 kw) versiyonunu kullanan bu otomobil sadece 6 ileri manuel şanzıman ile sunulmuştu ve türkiye’ye hiç getirilmedi. 114i, düşürülen gücüne ve azalan performansına rağmen 116i ile aynı yakıt tüketimine sahipti. bmw, 114i’ye son verdi.

    f20 lci ile beraber 116i, performans bakımından “downgrade” edilmiş olarak, ama tasarruf ve çevrecilik bakımından “upgrade” edilmiş olarak yollara çıkıyor. mevcut 116i ise, 118i olarak adlandırılıyor, 118i de “terfi ederek” ve biraz daha güçlenerek 120i ünvanını alıyor. tasarruflu olamayan baz 114i artık olmayacak ve onun görevini 116i üzerine aldı.

    (gelecekte 114i tekrar üretilebilir: bmw’nin elinde b38 motor ailesine ait yeni bir 1.2 litrelik motor daha bulunuyor: b38a12. bmw bu motoru 114i olarak sunabilir.)

    6 ileri manuel şanzıman ve 8 ileri zf-8hp otomatik şanzıman ise yerlerini koruyor, oranlarında da değişiklik yapılmamış, ancak 116i sadece manuel şanzıman ile sunuluyor.

    otomatik şanzımanlar ile bir yenilik daha geliyor: proactive drive. bu teknoloji, navigasyon sistemi ile zf-8hp otomatik şanzmanı entgre ederek, yol durumuna göre şanzımanı geçilecek en uygun viteste hazır tutuyor. ancak, proactive drive, sadece navigasyon sistemine sahip “connected edition” modellerde sunuluyor. (bkz: proactive drive)

    buraya kadar benzinli motorlardan bahsettik. ya dizellerde durum nasıl? burada işin rengi tamamen değişiyor ve verimlilik standartları tekrar belirleniyor:

    bmw, f20 ile beraber 116d efficientdynamics edition modelini 4 silindirli 1.6 litre n47d16 motor ile sunuyordu ve bu motor 116 hp güç / 260 nm tork verirken 100 km’de 3.8 litrelik “gerçek” tüketime ve 99 gr/km emisyona sahipti. (otomobilin co2 emisyonunun 100 gr/km sınırının altına inmesi çok önemli bir adımdı. bu otomobil için ve efficientdynamics önlemleri için bkz: #43175613)

    f20 lci ile beraber bmw 116d efficientdynamics’de de yeni 3 silindirli 1.5 litrelik dizel bir b motor sunuluyor (b37) motor, yine 116 hp gücünde (85 kw) ancak 270 nm tork veriyor. çekiş gücündeki artışa karşın otomobilin tüketimi 3.4 litre/100 km’ye, co2 emisyonu da 89 gr/km’ye düşürüldü. yeni motorda common rail enjektörler 2.000 bar basınç ile çalışıyor (1.6 litrelik motor 1.600 bar basınç ile püskürtme yapıyordu)

    artan torka ve iyileşen ara hızlanma zamanlarına karşın, hem tüketim hem de co2 emisyonu düşürüldü. bu da verimlilik konusunda daha büyük bir ilerleme anlamına geliyor.

    dizel b37 motorun parçalarının %60’ı, benzinli b38 ile ortak.

    otomobilde kullanılan 6 ileri manuel şanzıman,oranları ve son dişli oranı da değiştirilmedi.

    bir de ekleme yapmak gerekiyor: 3 silindirli 1.5 litrelik benzinli b38 ve dizel b37 motorların bu baz versiyonlarında aşırı besleme olarak singlescroll turbo kullanılıyor ve n kodlu motorlar gibi twinscroll turbo ile donatılmadılar.

    tüm bu detayların önünde, bmw 1 serisi, geçirdiği lci operasyonu ve iyileştirmeler ile karakterini ve kimliğini kaybetmeden daha verimli, daha tutumlu, tasarruflu ve çevreci bir otomobil haline getirildi. hem güncel versiyon hem de lci (makyajlı) versiyon, bmw geleneklerine sadık son kompakt bmw’ler olarak ayakta duruyor. gelecek 3. kuşak bmw 1 serisi’nin önden çekişli olarak üretileceği dikkate alındığında, “bmw olmak”tan vazgeçmemiş bu son kompaktların birer “ödül” ve “son şans” olduğunu kabul etmek gerekiyor. f20’nin üretiminin sonlanmasıyla, 1968 yılında bmw 2002 ile başlayan bir “devir” kapanmış olacak.

    --------

    edit:

    otomobilde gelişmiş gösterge paneli yok. bu donanım sipariş üzerine isteğe bağlı olarak getiriliyor, ancak standart gösterge panelinde de iyileştirme yapılmış: artık devir saatinin altında ters konumlandırılmış analog bir anlık tüketim göstergesi var (lci operasyonundan önce bu gösterge yoktu. eco pro potansiyelini de gösteren anlık tüketimi göstergesi sadece gelişmiş gösterge paneli ile geliyordu ve dijital ekranın bir parçasıydı) bu aşağı doğru bakan gösterge analog hali ile ilk kez 1 serisi’nde de kullanılmış oldu.

    deri vites körüğü sadece direksiyondan vites değiştirmeye imkan veren spor otomatik şanzıman ile geliyor.

    manuel şanzımanlı 116d efficientdynamics’in yanında, f20 lci ile beraber model serisine otomatik şanzımanlı 116d de katıldı:

    116d, 3 silindirli yeni b37 motoruyla çok sessiz bir otomobil. lci öncesi 116d efficientdynamics’in 1.6 litrelik n47d16 motoru, dizel olduğunu belli eden ve özellikle rölantide gürültülü çalışan bir makineydi. yeni motorun dizel olduğunu anlamak zor. hem alışılmış dizel tıkırtıları yok, hem de motorun gürültü düzeyi benzinli motorların bile altında: 100 km/h ile giderken benzinli 118i 66 db, dizel 116d ise 62 db üretiyor, hız 130 km/h’ye çıktığında gürültü farkı daha da açılıyor, benzinli motor 73 db üretirken, dizelin sesi 67 db’de kalıyor.

    dizel b37 motor, özellikle sessizliğiyle kafaları çok karıştıracak.

    otomatik şanzımanlı otomobilde coasting modu (yelkenli sürüşü) da çok iyi çalışıyor: ayak gaz pedalından çekildiği anda, motor ile tekerleklerin ilişkisi kesiliyor ve motor devri rölantiye düşüyor. motor kompresyonunun yavaşlatıcı etkisinden kurtulan otomobilde sürtünme en aza iniyor, araç akmaya, süzülmeye başlıyor.

    114i’nin görevini üzerine alan baz 116i ise (114i’de olduğu gibi) türkiye’ye getirilmedi. 116i, 116 gr/km co2 değeriyle bmw’nin emisyon ortalamasını aşağı çekmesini sağlayan bir model. bmw’nin hedefleri arasında, ürettiği tüm modellerinin ortalama co2 emisyonunun belirli bir rakamın altında kalması da var (bu değer bir süredir 140 gr/km idi). 116i, singlescroll turbolu 3 silindirli 1.5 litre motoru ve 109 hp’lik mütevazi gücüyle bu ortalamanın aşağı çekilmesini sağlıyor.

    2015 yılı itibariyle bmw “inanılmaz” bir yerde duruyor: çünkü, üreticinin hem baz modelinde (bmw 116i) hem de en ilerici ve üstün modelinde (bmw i8) aynı motor (b38) görev yapıyor.
  • fakir bmw'si olarak adlandırılmasına rağmen hala alamadığım araba... arkadaş bizdeki de nasıl bi fakirlikmiş valla anlamadım, bi bmw bile alamıyoruz anasını satiim...
  • ankara borusan'da harika bir test sürüşü stratejisiyle pazarlanan seridir. şöyle ki:

    esselamın aleyküm ve rahmetullahü ve berekatüh diyerek içeri girersiniz. güleryüzlü personel hemen "buyrun efendim nasıl yardımcı olabilirim?" şeklinde sizi karşıladığında "sen allah'ın selamını nasıl almazsın lan gavat" diyerek kafayı gömersiniz. yok lan karıştı, o mersin'de ciğercide oluyordu. test sürüşü yapmak istediğinizi belirttiğiniz satış görevlisi, hemen birisini çağırır ve elinde anahtarla gelen eleman "izin verirseniz önce ben size birkaç şey göstermek istiyorum" der. "noluo lan?" iç sesiyle ehehe tabi der ve bmw 120d aracın yolcu koltuğuna oturursunuz.

    zaten havaalanı yolunda olan ankara borusan sayesinde yola çıktığınız yer 3 şeritli bomboş ve dümdüz bir yoldur. eleman önce performansı göresiniz diye sizi koltuğa yapıştırarak 130 km/h'ye çıkar. hızlanma konusunda kafanızda en ufak bir tereddüt kalmamıştır.

    satış görevlisi, bu hızla seyrederken çok yakın bir noktayı göstererek "tam şu anda şuradan bir köpek çıksa ne olur?" sorusunu sorar. siz de "freni kökleriz ama bu hızla o mesafede duramayacağımız aşikar olduğu için mümkün olduğunca ortalayarak dengeli bir şekilde çarparız, kurtaramayız" dersiniz. bunun üzerine satış görevlisi, yine benzer yakınlıkta bir noktayı işaret ederek "o zaman şuradan köpek çıktığını varsayalım ve lütfen sıkı tutunun" der ve araçla, sol şeritten en sağ şeride ve hemen arkasından orta şeride geçecek şekilde, motosiklet eğitimlerinde gösterilen "engel kaçış" hareketine benzer hayvani atik, geniş ve kısa mesafeli bir manevra yapar. manevra dediğime bakma bildiğin "amnskym amnskym lan lan lan..." diye takla atmayı bekleyeceğiniz bir harekette aracın yol tutuşuna, bu sırada gösterdiği stabiliteye hayran kalırsınız; hayran kalmak ne?! inanamazsınız. satış görevlisinin yüz ifadesinden, sizin yüz ifadenizden ne kadar memnun kaldığını anlayabilirsiniz.

    satış görevlisi önce performans, daha sonra yol tutuş becerisini gösterdiği araca ilişkin size son bir gösteri, pardon fren testi yapar. az önceki manevradan sonra orta şeritte yine 130 km/h ile giderken, "lütfen sıkı tutunun" der ve kendisi iki elini tavana dayayarak frene bütün gücüyle abanır. fark ettin mi, 130 km'de kazık fren yapıyor ve direksiyonu tutmuyor... araç mükemmel bir mesafede ve şerit değiştirmeden durur. bir kere daha çeneniz hayranlıktan hangar gibi açılmıştır; satış görevlisinin yüzünde muzaffer komutan edası vardır.

    daha sonra yer değiştirdiğinizde, araca ilişkin aklınızda soru işareti kalmadığı ve hayranlıktan geberiyor olduğunuz için test sürüşü değil, gezi sürüşü yaparak borusan'a dönersiniz. çok büyük ihtimalle de aracı alırsınız.

    peşin not: hemen kıskanıp kötülemeyin lan, arkadaş için gitmiştik; ben askerden dönünce alıcam*.
  • bakın bu araba "özel" bir arabadır, bunu bilerek alın. belli bir kitleye hitap eder. bunu bilerek almazsanız, sadece dış görünüşüne ve marka imajına bakarsanız mutsuz olursunuz.

    bu arabayı almaması gerekenler;

    piknikçi, günübirlikçi, kaynanayı halayı da alayım bagaja mangal koyayım arka koltuga 200 kilo babannem oturunca rahat etsin diyen kesim.

    tok kapı sesi ve yumuşak plastik fetişistleri, torpidonun içinde kimsenin görmediği yumuşak döşemeye dokunup 31 çeken ruh hastaları.

    ben 90la giden adamım, yağmurda çamurda yanlıslıkla 100e cıksam toplayamam takla atarım diyen yol tutuş müptelaları.

    2 derecelik eğim bulsa aracını boşa alan, 800 metre öteden kırmızı ışığı hesap edip aracını yeşil yanana kadar boşa alan ve o gün yaptığı 0,1 litre yakıt tasarrufu ile gece mutlu uyuyan kayserili tayfa.

    çoluk cocuğa karışmış 2 tane yavrulamış ve bebek arabasıyla gezmek zorunda olan aile babaları.

    bunlardan biriyseniz bu aracı alırsanız mutsuz olursunuz, bir önceki aracınızla kıyaslarsınız. arkadan itiş ve hatchback bir arac alıp arka koltugun darlığından şikayet etmek tam bir beyinsizliktir mesela. motordan arka tekere aktarmayı dışardan mı geçireceklerdi acaba? piyasada kaç tane bu boyutta hatch bir arkadan itiş var, arkadan itişler neden genelde sedan hiç düşündünüz mü? ama yok babannenizin arka koltuktaki rahatı daha önemli.

    bunları bilin ona göre alın, elma ağacından neden kiraz vermiyor diye şikayet etmeyin. sonra gidip de vay benim golf'ümün kapı sesi toktu, vay vites topuzunun çevresi deriydi oturasım geliyordu, yumuşak plastiği yalayasım geliyordu demeyin. golf ile şu arabayı da yan yana anmayın amk golf ne lan? allahın golfü ile bmw zaten sadece türkiye'de kıyaslanır. bu ülkede golf bi tek f16 ile kıyaslanmadı çünkü.
  • çekiş değil itiş diyenler var. o çekiş traction’dan geliyor. önden çekişli araba geri giderken de önden itiş mi diyorsunuz?

    çekiş dostlar çekiş. önden de olsa arkadan da olsa çekiş. mehmet bahçeli iyi ki önden yaptı arkadan yapsa bu millet dayanamazdı.
  • itiş ve çekiş kısımları biz arabayı alırken devletümüz tarafından yapılmaktadır. bu araç sadece gidiyor.
  • bmw'nin bir serisi.

    beğenilerimin dışında bir araç. oturup başka fikrimi yazacak değilim.
    fakat şu araba başlıklarında dönen itiş kakış çok fena.
    bu itiş kakışta kendini haklı göstermek için hayatlarından detaylar veren kişilerin düştüğü durum ise en fenası.
    çok kötü görünüyor beyler.
hesabın var mı? giriş yap