hareketsizlik

• sabit olma durumu.
• (bkz: statik denge)
• hareketin özel bir hali. ancak başka bir şeye göre söz konusu olan durum. yani bir otobüste oturan iki kişi birbirlerine göre hareketsizdir ama dışarıdaki birisi için ikisi de hareket halindedir. veya şuan şu satırları okuyan sizler monitörünüzün karşısında oturuyorsunuz, yani hareketsizsiniz ancak dünya hem kendi ekseni hem de güneş etrafında dönmektedir. dolayısıyla siz de hareket etmektesiniz. görülebileceği üzere kainatta değişmeyen tek şey harekettir. hareket her yerdedir.
• faithless a göre " inaction is a weapon of mass destruction "
• (bkz: inertia)
• insanı depresyona sokabilecek olan durum. her ne kadar işsizim ne yapayım evden çıkamıyorum diyenlerdenseniz de yine de hareket şart zira hareketsiz kalmak ne size ne de bünyenize iyi gelecektir. ne demişler;
  
  (bkz: nerede hareket orada bereket)
• eylemsizlik faniliğe bir çözüm olabilseydi. değil.
  
  sinema salonu yorgan altı gibi. hem huzur içinde hareketsizsin, hem tüm yönelişin, karanlığın ve az sonra başlayacak düşün sağladığı duygu ve eylem olanaklarında.
  
  "daha ilk bakışta ölmüş olduğunu anladım. cesetlerin hareketsizliği çok farklıdır." paul auster - squeeze play
  
  "kitlenin adsız ögesi insan, bireyi soluğunu kesmekle, boğazını sıkmakla korkutuyor. kitle her zaman adsız ve sorumsuzdur. kendilerine başkan diyenler, kitle hareketinin kaçınılmaz belirtileridir. gerçek başkanlar ise, doğal ve kör hareketsizlikten uzak kalarak ve hareket durumundaki kitleden kopmayarak kitlenin yükünü azaltan kişilerdir." carl gustav jung - insan ruhuna yöneliş
  
  "croce'ye göre örnek bir dil aramak hareketin hareketsizliğini aramak demektir." kemal tahir - dil dosyası
  
  "zaman gereklidir. zaman ve sükunet, hareketsizlik. incindin, iyileşeceksin." ursula k. le guin - tehanu
  
  (bkz: kamıtmak)
  (bkz: sorutmak)
  (bkz: parkinson/@ibisile)
  (bkz: domuşmak/@ibisile)
  (bkz: ıkınmak), iğinmek
• bir insanın kendine yapacağı en büyük kötülük buna alışmaktır.
  
  kilo aldırıyor. ama tek sorun kilo olmadığı gibi, en büyük sorun da değil. kilo verilir. veriliyor. ama hareketsizliğin etkilerinden kurtulmak epey zor.
  
  üretkenliği kötü etkiliyor. düşünme biçimini etkiliyor. bir süre sonra bir şeyler için uğraşmanız gerektiğini unutuyorsunuz. bu unutkanlığın tek etkisi de maddi/manevi başarısızlık değil. bir şeyler için çabalamanın verdiği hazdan mahrum kalmak, bu çok kötü.
  
  etkisinden kurtulmak zor. imkansız değil ama beyin bizim gibi kolaycı. otoban varsa patikadan gitmiyor. onu patikaya zorlamak gerekiyor işte.
• hareket etmeme, durma eylemi.
  1 haftadır sadece oturuyorum. ne dışarı çıktım ne de evde hareket ettim. dizimi sakatladığım için bir şey yapmadan durmam gerekiyor bir süre. dizim bir türlü iyileşmiyor ama hareketsizlik beni başka türlü hasta ediyor. kilo alıyorsun, tembelleşiyorsun, vücut ağrıları oluşuyor, baş ağrısı yapıyor, oturmaktan popon acıyor, sıkılıyorsun, ruhun daralıyor. en büyük korkumda dizim geçmez ve spor yapamazsam. bu hareketsizlik bana hiç iyi gelmedi. hiç egzersiz yapmayan insanlar bunun farkında değil mi acaba onu merak ediyorum. hareketsiz olmak hayat kalitesini olumsuz yönde acayip etkiliyor.