• harekeler arapçada sadece sesli harfleri belirtmek için kullanılan işaretlerdir. bu nedenledir ki şedde gibi cezm de harekeden sayılmaz.
  • kuran'ın yanlış okunmasını önlemek amacıyla arapça konuşmayanlar (türk ve iranlılar) için sesli harfler için eklenilen işaretler.
    arapça bilmediğim için bu konuda atıp tutamayacağım fakat sanırım araplar arapça yazıyı okurken türkçede ki sesli harflerin karşılıklarını yazılı olmadığı halde okuyabiliyorlar. ve yine bu durum sanırım konuşulan dilin yazıya yansımasıyla alakalı. imla osmanlıcada da oturduktan sonra (16 yüzyılın sonları) hareke kullanımının azaldığından bahsediliyor.
    konu ile alakalı olarak (bkz: kısa okunması gereken ünlü harflerin uzun okunması)
  • kur'an'ın değiştiğinin en güzel, en net kanıtıdır.
  • "bence kelimelerin mevzu manasından başka bir de -nasıl tabir edeyim- seda manası vardır. bilmem herkes hisseder mi? fakat ben mesela naliş kelimesinin mahzun edasını, pervaz* kelimesinin tayeran* meylini, feryat kelimesinin yırtıcı ahengini pek iyi duyuyorum. insanda bu duyuş zevki olduktan sonra mesela: "bahr-i sükun-perver" diyemez, bahr kelimesinin o bir harekede toplanan üç kuvvetli harfinden hususiyle sonundaki ra'nın tesadümünden* hasıl olan tasavvut şiddeti ister ki bu kelime bir sert mana tasvirinde kullanılsın: mesela bahr-i huruşan*, yahut bahr-i pür-huruş... sanki bahir kelimesi de o sıfatla beraber taşıyor, şişiyor, değil mi? buna mukabil "derya-yı sakin" derim, çünkü derya kelimesi de sakin; onda da bir sükun var ki o sıfatı sıfatın manasından ziyade izah ediyor." halid ziya uşaklıgil - mai ve siyah
hesabın var mı? giriş yap