• bir yahya kemal beyatlı şiiri.

    (bkz: fuat bayramoğlu/#3034562)

    ---

    mehmet kaplan der ki:

    //(...)

    yahya kemal, "uçuş" (dipnot 47) başlıklı şiirinde, varoluşçular gibi "aşma" veya "ötelere gitme" duygusunu insan ruhunun temel bir vasfı olarak kabul eder. insan oğlu daima sınırları aşmaktan hoşlanır, onun asıl vatanı sonsuzluktur:

    "bir rûhu besleyen hava yalnız yukardadır.
    hulyâyı dâimâ uçuran duygulardadır.
    yalnız o katta mümkün olur dâimi uçuş.
    her hamlesiyle, rûh, o çelikten kanatlı kuş,
    ufkunda bir dakika görünmeksizin kara,
    hür gökte, hür denizde uçar, hür ufuklara."

    "uçuş" şiirinde yahya kemal, "açık deniz"de ferdî bir "yaşantı" olarak tasvir ettiği "sonsuzluk iştiyakı"nı umumî olarak insan ruhunun temel bir özelliği haline getirmiştir. varoluşçu filozoflar gibi yahya kemal de "aşma" duygusu ile "hürriyet" arasında bağlantı kurmuştur. daha önce de belirtmiş olduğumuz gibi, yahya kemal'de eksik olan insanla dünya arasındaki zarurî bağlantıyı hesaba katmamasıdır. o hayal ile varlığın aşılabileceğini sanır. insan, içinde bulunduğu şartları aşabilir. fakat "imkânlar"ı yoklamak demek, engellerle mücadele etmek suretiyle olur. yahya kemal'de bu düşünce eksiktir. onun şiir dünyası daha ziyade masal dünyasına yaklaşır. o, bu bakımdan şarklıdır.

    (dipnot 47: "kendi gök kubbemiz", s. 83-84.)//

    iç. "yahya kemal'de öte duygusu", mehmet kaplan, iç. doğumunun 100. yılında yahya kemal beyatlı, marmara üniversitesi yayınları no: 417 / fen-edebiyat fakültesi yayınları no: 3, 1.b., istanbul-1984, s. 113, ayrıca şiirin el yazısı aslı için bkz. belge 9.
  • profesyonel fahişelerin mesleklerini icra ettikleri otel türü.
  • pablo neruda şiiridir.

    siper edip elimi
    yükseklerdeki uçuşu izliyorum :
    gökyüzünün onuru , kuş
    kat ediyor
    saydamlığı , günü kirletmeden..

    yol alıyor batıya , yükselerek
    yavaştan çıplak maviye doğru :
    bütün gökyüzü kulesi onun
    ve dünya onun devinimiyle temizleniyor..

    yabanıl kuş
    kan arıyorsa da boşluğun gülünde ,
    bir oku andırıyor ,
    bir çiçeği uçup giden ,
    kanatları ışıkta
    havayla kaynaşıyor , saflıkla..

    ey tüyler , yönelmiş giden
    ne ağaçlara , ne çimenliğe , ne dövüşe
    ne gaddar toprağa
    ne de terli işliklere ,
    ama fethetmeye
    saydam meyveyi..

    selamlıyorum gök dansını

    martıların , yağmurkuşlarının
    kardan kostümlerini giymiş ,
    sürekli davet almış gibi
    katılıyorum

    onların hızına , dinginliğine
    karın durmasına ve telaşına..

    uçan ne varsa içimde , apaçık görünüyor
    şu kanatların gezgin eşitliğinde..

    ey , eşlik eden rüzgar
    siyah akbabanın sisteki demir uçuşuna..
    ıslık çalan rüzgar , kahramanı
    ve onun ölümcül palasını yerinden eden :
    bir zırh gibi korurusun
    haşin uçuşun dokunuşunu
    yinelersin gökyüzünde gözdağını onun
    her şey yeniden mavi oluncaya dek..

    bir okun uçuşu
    her kırlangıcın görevi ,
    bülbülün sonatıyla uçuşu
    papağanın ve gösterişli giysisinin..

    aynada uçuşan sinekkuşları ,
    karıştırıyor kırmızı zümrütleri
    ve sarsıyor keklik
    çiyler arasında uçarak
    yeşil ruhunu nanenin..

    ben ki öğrendim uçmayı her uçuşuyla
    o saf öğretmenlerin
    ormanda , denizde , sarp geçitlerde ,
    kumdaki sırtımda ,
    rüyalarda ,
    kaldım burada , bağlanmış
    köklere ,

    manyetik anaya , toprağa ,
    aldatıp kendimi ve uçarak
    yalnızca içimden ,
    tek başıma , karanlıkta..

    ölür bitki , gömülür yeniden ,
    toprağa döner insanın ayakları ,
    yalnızca kanatlar kaçar ölümden..

    kristal bir küredir dünya ,
    uçmazsa insan yitirir yolunu :
    saydamlığı kavrayamaz..

    bu yüzden açıklıyorum kuşatılmamış berraklığı ,
    ben ki kuşlardan öğrendim
    tutkulu umudu
    kesinliği ve gerçeğin uçuşunu..

    pablo neruda
  • (bkz: flight)
  • contra'nın efsane şarkılarından birisidir.

    https://www.youtube.com/watch?v=olslqdoz8c8
  • the forces of flight

    at any given time, there are four forces acting upon an aircraft.
    these forces are lift, weight (or gravity), drag and thrust. lift is
    the key aerodynamic force that keeps objects in the air. ıt is the
    force that opposes weight; thus, lift helps to keep an aircraft in
    the air. weight is the force that works vertically by pulling all
    objects, including aircraft, toward the center of the earth. ın order
    to fly an aircraft, something (lift) needs to press it in the opposite
    direction of gravity. the weight of an object controls how strong
    the pressure (lift) will need to be. lift is that pressure. drag is a
    mechanical force generated by the interaction and contract of a
    solid body, such as an airplane, with a fluid (liquid or gas). finally,
    the thrust is the force that is generated by the engines of an
    aircraft in order for the aircraft to move forward.

    ---

    people – including scientists and engineers – have their own ways to define flight.

    some have a narrow definition: things that fly are things that can stay in the air for a period of time with controlled movement and have their own power source.
    others insist that only things with wings can truly fly.
    others are more inclusive: if it doesn’t fall out of the sky because of gravity, it must be flying.
  • denzel washington 'un başrolünde olduğu 2012 yapımı filmdir. alkol ve uyuşturucu bağımlısı bir pilotun başına gelen olayları anlatır. bir çok ödüle aday olmuştur, bazılarını da kazanmıştır.
  • 2saatimi geri verin dediğim filmdir.2yıldır düzenli film izliyorum.bu filmde ilk 45dk iyiydi,özellikle uçağın düşme sahnelerini nefessiz izledim ama sonra çok uzattılar,1saatlik süreyi atlaya atlaya izledim.son 15dkyı da izleyip kapattım.en azından 1saatimi geri istiyorum.imdb 7.3müş ama benim bu filme vereceğim en fazla 6.
  • kendini bilmek (hele referans olmadan) olanaksıza yakın. içe bakış çok önemli, daha çok iyi niyet göstergesi; yeterli yöntem değil. uçuş dedikleri aşkınlık için bile bağlantılar, ilgiler, tezatlar, yakınlıklar gerekiyor.

    kuşlar mutluluktan uçmuyor, onların uçuşu kanatlarını ve varoluşu sorgulamak.

    hayatın grand piyangosu, büyük ikramiyesi aşk. sevgi daha önemli diyen olabilir. zıt fikrimle, aşk kıtalar hatta dünyalar arası fırlama, uçuş demek. sevgi ise dayanıklı bir yürüyüş, kara yolculuğu sayılır. aşk uçuşuna kimse önden kurslu hazırlıklı dalmaz, peşinden pişman da olabilir. ama aşk, uzayı birden ayaklar altına serer. önceden öğrenilmez*, sonradan o öğretmiş olur. önce sınav sonra ders. hatta aşksevgide sıklıkla peşisıra öğrenme olduğundan aşkı ıskalama pişmanlığı da çok değerli ve aşk eşdeğeridir. çünkü o, zamanı ve mekanı parçalıyor, aşıyor. redlerden ve cinsiyetlerin dansından temel aşka geldik. ama her an her an aşk olmaz. insan kardeşlerin dalavereye, travmaya, sıkıntıya, sakinliğe de gereksinimi var. (bkz: aşk/@ibisile)

    phorkyas:
    "bu çıplak, kanatsız melek, hayvan değil, ancak yırtıcı
    bir hayvan gibi sıçradı katı toprağın üstüne, toprak
    onu fırlattı yukarı, ikinci, üçüncü sıçramada
    yüksek kubbeye değdi.
    kaygıyla bağırdı annesi: istediğin gibi sıçra,
    ancak uçmaya kalkışma, özgür uçuş sana yasak.
    uyardı onu babası içtenlikle: yerde titreşim gücü var,
    budur seni yukarı fırlatan, basınca ayağını yere
    toprak ananın oğlu antaus gibi güçlenirsin, sen de.
    o da böyle kayaların üstünde bir kıyıdan
    öbürüne gider gelir, bir top gibi sıçramaya başladı.
    birden dik bir uçurumun yarığında görünmez oldu,
    yitirdiğimizi sandık onu. anne ağladı, baba avuttu,
    ben de omuz silkerek kaygıyla durdum, yine göründü!
    (...)
    elinde altın lir, küçük bir phoebus gibi,
    kıvançla kıyıya, çıkıntılı yere geldi, şaştık biz,
    annesi, babası sevinçlerinden birbirini kucakladı.
    neydi onun başında parlayan? göz kamaştıranı açıklamak güçtür" goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)

    "sis şiir esinliyor, bulut ve uçuşun esiniyse şüphe. kuşkucu korkunun öte ucu umut ve vaat ihtiyacı. kuşkucu süte doymamış bir çocuktur. (...) kumarbaz "süt vanaları açıldı, açılacak," coşkusunda bir kuşkucudur. paranoyak, "irinin ardı kesilecek, taze süt galiba düşman kardeşimi besleyecek" umudunda bir kumarbaz." mehmet ibiş - bakışlar mayalar tarihöncesi

    "bir uçakta uçuyorsam bana bir şey yapılmasına izin veririm. bir parça uyuklarım, pencereden dışarı bakarım ve hayal kurarım. uçuşumun başarısını ya da başarısızlığını tamamen pilot kontrol eder." rollo may - özgürlük ve kader

    "kuzgunlar, malezya papağanları ve şahinler zevk için uçan kuşlardır; uçma yeteneklerinin onlara kattığı zenginliğin tadını oynaya oynaya çıkarırlar." konrad lorenz - hz. süleyman'ın yüzüğü

    (ilk giri tarihi: 4.6.2017)

    (bkz: uçmak/@ibisile), uçak, uç/@ibisile
    (bkz: uçu)
    (bkz: uçuntu), uçmuk
    (bkz: toplu uçum)
    (bkz: pervaz/@ibisile)
hesabın var mı? giriş yap