dil
-
dil duam için (bkz: son duam/@ibisile).
yolsu
yol bir gölmüş
yolculuk suya gömülüş
göle yazı yazdım silindi
gönle düşeyazdım
dilindi
insan bilimleri suya hiyeroglif
dil yarasıdır canım çekti ısırığı
***
konuşmak: diliyle karşılıklı birbirine konmak.
dil dile değmeden dil öğrenilmez. sevgisiz dil öğrenilmez demek ki.
dilem, gönül ilacı anlamı uydurma olan çok ilginç güzel isim. zira dilem bileşik sözcük sayılırsa, dil bölümü farsça, em bölümü türkçe kökenli.
lan doğarken bir dilin bile yoktu, neyden, ne varlığından söz ediyorsun deseler ona da denecek yok. huu!
dillerinden ne duydu, hallerinden ne okudu?
"hayatımda dilime basacak, boğazına bakacağım kendimden biri olsun." (bkz: kbb/@ibisile)
gündelik dile yansımıştır; kötünün iyisi de bereket sayılır, bereket olur.. ayrıcana içinde uyku ve uyanma olan işlerde bereket olur..
dil dindir. dilini değiştir; dinin inancın değişir. inancın değişirse yaşamın değişir. demek ki dil havadan geldiği halde bedava değil emek ve enerji isteyen bir şeydir. gücü potansiyeli üstünden akıl yürütürsek, bu böyledir.
bizim fethiye köy yaşamında şöyle bir anlayış veya imgelem vardı: çocuklar ilk konuşmaya başladıklarında aslında 7 (yedi) dilli olurlar. zamanla aile içinde öteki bildiği/konuştuğu diller geriler ve anadiline kavuşur. çocuk dilini anlayamamaya dair çok hoş, naif bir yorum. bu yorumu azıcık ciddiye alırsak anadil öğreniminin doğaldan çok bir eksiltme ve budama eğitimi olduğuna varırız. bu yorumun anadil eğitimi için afaki ve geçersiz olmakla birlikte kültürlenme ve kültür aidiyeti bakımından yerine cuk oturduğu söylenebilir.
ilk duvar yazım: "dil insana düşündüklerini saklaması için verildi." arkadaşımın öğrenci evinin duvarına katkımdı. o duvarı neden fotoğraflamadık? kendimizde bir şey olduğuna inanmıyorduk. çoğunlukla boşuz diye hep dışardan tıkınmakla meşguldük. galiba okuduklarımın başka bir cümle görüntüsünde dışa vurumuydu.
uzun kulaktan duydum, konya'da çarşıya türkmenler tilki derisi getirmiş, satarlarken duyururlarmış: dilku! tilki! dilku! (tilki var, tilki var demeye getiriyorlar.) bu nidayı duyan mevlana bir farsça soru karşısında olduğunu sanmış: gönül* nerede*? hemen nara atarak dönmeğe başlamış ve “gönül nerede? gönül nerede?” diyerek ve sema ederek medreseye kadar gitmiş. zaten hz. muhammed için aşk peygamberi dermiş, aşk çocuğuyuz biz, diye perçinlermiş.
heinrich schliemann'ın dil öğrenme yetisi akıllara durgunluk verecek bir yetidir. hiç bilmediği bir dili tam altı haftada konuşacak ve yazacak kadar öğrenir, sonra bir başkasına geçerek, ilk öğrendiği dili de ilerletme fırsatı bulurdu. böylece fransızca, italyanca, ispanyolca, portekizce, ingilizce, felemenkçe ve rusçayı öğrenir. bu dillerden her biri ile mektuplar, giderek eserler yazmıştır. kırım savaşı sırasında çok para kazanır, bu arada lehçe ve isveççe de öğrenir. 1856'dan sonra ölü dillere de merak sarar ve ikisi birden olmak üzere eski ve yeni yunancayı kısa bir zamanda öğrenir. iki yıl sonra ticareti bırakır, latince öğrenmeye koyulur. dil bilgilerini tamamlamıştır böylece. 1858'de bir akdeniz yolcuğuna çıkar, mısır'da kalıp orada arapça da öğrenir, bir dünya turu yapar, paris'te yerleşir ve çin ve japonya üzerine fransızca bir kitap yazar.
"dil bir alıntılar birliğidir." jorge luis borges - el libro de arena (yorgun bir adamın düşülkesi öyküsünden)
[söz söylemeye başladı mı, hakikat gönül yolundan gelir, gözünün önünde belirir, dilinden meydana çıkardı.] feridüddin attar - mantıku't-tayr
* abdülbaki gölpınarlı açılaması: iran savaşında ordu komutanlarından sariye'yi düşman arkadan çevirmek üzereyken, medine'de hutbe okumakta olan ömer* bunu görmüş ve mimberde birden "ya sariye, dağa sığın, dağa!" diye bağırmıştı. sariye, bu sesi duymuş ve bu suretle hareket ederek baskından kurtulmuştu.
[mektubu okurken bir kez daha dilinizin ne kadar tuhaf olduğu geldi aklıma. "korkunç, acayip, müthiş, harika" gibi kelimeleri öyle savurganca kullanıyorsunuz ki; fakat öte yandan, bir şeyi tam anlamıyla nitelendiren "çok"tan kaçınıyorsunuz ve onun yerine daha muğlak, daha ihtiyatlı duran "epey"i kullanıyorsunuz.] franz kafka - briefe an felice
[lao tzu şöyle der: "gerçek ileri sürüldüğü anda yanlış olur. gerçeği aktarmanın yolu yoktur. ama dil kullanılmalıdır; başka yol yoktur."] osho provokatör mistik
"zeka bocalar, dil sürçer, zihin tökezler." titus lucretius carus
"dilimin verdiği sözden kalbimin haberi yok mu!" euripides - hippolytos (symposion'da gönderme yapılır.)
"deminden beri hubuş'un arkasında duran ve istanbullu'ya güzel kara gözleriyle çapkın çapkın gülümseyen hanım, yüzüne sardığı pembe başörtüsünün ardından, 'dilim arkama giydirir kilim...' diye fıkırdadı." kemal tahir - karılar koğuşu
"kuşkusuz, böyle bir çatışmanın (ya da böyle bir sözleşmenin, nasıl isterseniz) dil düzeyinde düğümlenmesi şaşırtıcı bir şey değil; çünkü dil bu çelişkidir: öznelliğin kurumlaşmasıdır." roland barthes
[mahşer günü baştan başa bütün diller mahvolur, ancak onun dili kalır, arapça konuşulur.] feridüddin attar - mantıku't-tayr
[dil kılıcının gevheri, ancak sükuttur. bir an bile bundan başka bir şey olmasına imkan yoktur.
süsenin de on taneden fazla dili var; ama yine de susmakta; susmaya aşık olmuş sanki!] feridüddin atttar - mantıku't-tayr
"yazar ise, tersine, imlerle uğraşır. (...) iyi ama şiir sözcüklerden aynı biçimde yararlanmıyor ki; hatta onlardan hiç yararlanmıyor; bence, şiir onlara yararlı oluyor. ozanlar, dili kullanmayı reddeden kişilerdir. (...) ozanlar konuşmaz; susmaz da: bambaşka bir şeydir onların yaptığı. (...) gerçekte, ozan araç-dilden bütünüyle kurtarmıştır kendini; ta başından sözcükleri birer im değil, birer nesne gibi gören tutum seçmiştir." jean-paul sartre - edebiyat nedir
"(...) ve kilise pek erken çağlardan beri yazıdan daha yalın bir dil bulmuştur: imge. manastır ve kiliselerdeki yontular, cam-resimler, resimler, mozaikler tanrı'yı ve kutsal öykü'yü anlatmaktadır." jean-paul sartre - edebiyat nedir
"öyleyse a.'nın öğrenciyken yaptığı gibi sözcüklerle oynaması, gerçeği aramaktan çok, dilde ortaya çıkam dünyayı aramaktı. dil gerçeğin kendisi değildir." paul auster - the invention of solitude
{iletinin alınması için gerekli olan şeydir düzgü. (...) "belli şeyler belli şeyler anlamına gelecektir" diye anlaşmak düzgünün temelidir. konuştuğumuz dil de bir düzgüdür.} bilge karasu - imbilim ders notları
"üstelik bu, sanılabileceği gibi eskimiş bir dil sorunu değil, eskimiş bir duyarlık sorunu. yoksa sabahattin ali ile sait faik neden dipdiri duruyorlar hala?" tomris uyar - yazılı günler
"dil evrenselllerinin dört temel tipi olduğu söylenebilir. mutlak evrenseller arasında, örneğin her dil sisteminin en az üç ünlüyü içermesi ve renk yelpazesi içerisinde siyah ile beyazın bulunması yer almaktadır. eğilimsel evrenseller arasında şu kabul yer alır: [p t k] 'çoğunlukla' süreksiz patlamalı ünsüzlerdir (nefesin geçişini engelleyen ünsüzler) ve başka duraklar [p t k] mevcut değilse dile eklenmez. içerimsel evrenseller, ancak belirli koşullar yerine getirilirse geçerlidir. örneğin, eğer kırmızı, dil içerisinde bir renk ise, orada aynı zamanda siyah ve beyazın da mevcut olduğu beklenmelidir. içerimsel olmayan evrenseller, herhangi bir ön şarta bağımlı değildir, ayrıca mutlak ya da eğilimsel olabilirler: bütün insan dillerinin en azından üç ünlüyü içerdiği yolundaki evrensel bunun bir örneğidir." steven roger fischer - dilin tarihi
"felsefenin tamamı dil eleştirisidir." ludwig wittgenstein
"croce'ye göre örnek bir dil aramak hareketin hareketsizliğini aramak demektir." kemal tahir - dil dosyası
(ilk giri tarihi: 28.4.2016)
(bkz: dili), dilsel, dilim/@ibisile
(bkz: dilsiz), dilsiz uşak
(bkz: dildade)
(bkz: büyük dil), küçük dil
(bkz: dil yaresi)
(bkz: dil dosyası)
(bkz: eski dil)
(bkz: ehl-i dil)
(bkz: tıp dili), yazı dili
(bkz: kuş dili,) ıslık dili
(bkz: harita dil)
(bkz: yılan dili), yılan dilli
(bkz: aşkın dili)
(bkz: beden dili)
(bkz: kaynana dili)
(bkz: işaret dili)
(bkz: sen dili), ben dili
(bkz: çocuk dili/@ibisile)
(bkz: barış dili/@ibisile)
(bkz: eril dil/@ibisile)
(bkz: ölü diller), ölü dil/@ibisile
(bkz: dilde merkezkaç)
(bkz: sözcüklerin ruhu)
(bkz: düşünce/@ibisile)
(bkz: dilden dile titreşimler)
(bkz: el yarası geçer dil yarası geçmez)
(bkz: dili ağzı söylemez)
(bkz: futbolun dili bir)
(bkz: claudicat ingenium delirat lingua labat mens)
(bkz: yavşağın ağzını sağır sikmiş)
(bkz: kibarca/@ibisile), çocukça
(bkz: dilin evrimi/@ibisile)
(bkz: mevlana/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap