• temelde ve çağrışımda banyo suyu amnion sıvısıdır. sıcak/ılık su, amnion sıvısındaki yunus peygamberliğimizin anıları. bunlar dölyatağı içi yaşamın gündelik yaşamda yeniden yaratılmaları. ana rahmi, ana karnı cennetin temel duyumsanış formatı. anımsanamadığı halde unutulamayacak olan. kayıp cennet aynı doğum öncesi dinginliğe işaret eder. (bkz: dünyadaki cennet)

    rahim/uterus anlamına gelen, yalnız "döl yatağı" türevine göre daha doğrusu sayılması gereken bileşik sözcük ve tıbbi bilimsel terim. kastedilen artık dölden ve yataktan farklılaşmıştır. bir de bilimsel jargona alınmakta olan sözcüklerde bileşikleştirme veya tire (-) ile yaklaştırıp bileşik sözcük haline getirme çok üretken sonuçlar sağlar. örnek bir metin içinde cümlede kullanıyorum:

    "türklerde neden önce doğan ikiz eşi küçük, sonra doğan büyük sayılır? yanıt bir kadın doğum uzmanından geldi:

    türklerden önce ve öte bilimsel yanı var. iki kese içinde bulunan (diamniyotik) ikizlerden önce doğan dışarıya yani doğum kanalına yani servikse daha yakındır. dolayısıyla dölyatağında daha aşağıdadır. oysa yukardaki sonra doğacak olan rahme daha yukardan dolayısıyla ilk önce yerleşendir. (saniyelerle-saatlerle) büyük olan ilk önce yerleşir ve daha yukarıda/geride olduğu için daha geç doğar."

    normal koşullarda su, deniz, anne ve dölyatağı eşdeğerleri. ama su ve boğulma korkusunda iş değişiyor. su eşittir dölyatağı değil doğma, dünyaya düşme oluyor. o sırada suda korkmayan birinin yakında olup dokunması, hatta buradayım demesi dokunmayla, sesle dokunmayla su korkusunu azaltıcı. "korkma, tam doğmadın, dölyatağında sayılırsın."

    ***
    işin o yanına gelince.. bok gereksinimi için dedem de dahil ev ahalisi ev dışına gidiyordu. ama ev dışında uzun süreler belirli bir tuvalet olmadı biliyorum. (bizim eve ruhsat verilmemeliymiş.) büyük bok* için aşağıdaki bahçeye veya evin üst yanındaki tarlaya gidilebilirdi. taharet için yanında bir litrelik bir silindir tarım ilacı tenekesiyle. burada sıçmaya gitmekte sorun yok, sorun öcü korkusuydu. zaten belli bir karanlık korkusu var, bir de gece gece sıçmam gerekirse, karanlıktan geri eve nasıl dönülecek? öcüler hemen arkamda ve nefesleri ensemde ya... neye benzediklerini bilmezdim, benim için önemli olan kaçılmaz bir yakınlıkta pusuya yatmış* oldukları inancıydı. kaçma yararsızlığı çok özel bir gerginlikle ne yavaş ne hızlı olan bir tempoyla eve geri dönmeyi gerektirir. hızlı gidersem hemen arkamdan enseleyebilirler*. aşırı yavaş yürürsem kucaklarında kalmış, davet etmiş olurum. bunun kısmi çözümü evimizin önündeki kapalı sınırlı üstü açık ağılda yataduran keçilerimiz olurdu. gizli nefes nefeselikte eve zıplarken keçilerin arasında gözüme bir keçi kestirir, derhal ona muhabbetle sarılırdım ki, tırnaklarını geçirmeye başlamış gibi hissettiğim şeytan/öcü geri çekilsin. nasıl o kesin etkiyi sağlardı? tabii ki boynuna sarıldığım, karnına yattığım keçinin vücut sıcaklığı ve ısının verdiği güven sayesinde. dölyatağı benzeri güveni keçide bulmuş bir çocuk freud hastası. o istasyon, öcünün bir süre bloklanmasını sağlıyor diye deneyimlerdim. sonra bir anlık daha zıplama hamlesiyle eve varabilmişimdir. keçilerde duraklamasam o heyecanla kaçar hıza ulaşırım, öcüler kesin yakalar. yaklaşık 100 keçimizden hepsi dosttur, kurtarıcıdır, sadece harbılı adlı belinde beyaz bir kuşak olan keçimiz her zaman kendi namına korkutucudur. o keçi yakınlardaysa dip kapıya ulaşmak yetmez, bir de peşimden harbılı gelip tos vurmasın diye kapıyı kapatmak gerekir. (bkz: gece korkusu/@ibisile)

    bu kızın iki tür ilişkisi var: büyükle küçük, küçükle eşit olduğu ilişkiler. büyüğe karşı küçük olduğu ilişkilerinde, her zaman, ötekinden varolmaya yaşamaya değdiğine bir sağlam kanıt isteme durumu. onay veya akıl alma, söz verdirme çabası. bu karşılık yapısını aydınlatmazsa bedelleriyle birlikte bu ilişki örüntüsü hep sürüp gidecek. yaşıt ilişkilerinde, onlarla görüştüğü yer, coğrafya, dölyatağı havuzu mu, taze doğmuşluğun çayır çimeni mi? babamsı kişilerine karşı hem bilgenin çırağı, hem eş oynaş bağı eşzamanlı etkin. şöyle ki, hangisi ön plandaysa, öteki unsur niye aksadı diye rahatsız olarak..
    ilgi göstermeyecekseniz daha doğmadım, doğmayabilirim mesajı veriyor. ilgi arayışı bu düzeyde. doğmamak için doğum travayını uzatıyor. evin büyümüş kızı olmamak için sınıfta kaldı. yoksa konusu, izin istemede zorlanmak değil, izin istemeyi sevmemek. onu etkilemeyen birinin bile ilgisini istiyor. ilgilenecek ilgiliye münasibi kadar bile tepki vermemek üzere..

    "bu, bizi milyonlarca yıl öncesiyle süremdeş kılan bir karnavaldır. kadının dölyatağı bizi oraya götürür, orayı buraya getirir." haşim hüsrevşahi (yaralarım aşktandır çeviri kitabında)

    (bkz: döl yatağı/@ibisile)
    (bkz: relaksin)
hesabın var mı? giriş yap