gece gece

• geceleyin yapilan bir aktiviteye karshilik gece gece yapilir mi gibi negatif bir anlam icherebilir ornek olsun diye cumlede kullanalim :
  "kizim gece gece kiminle konushuyorsun telefonda"
  
  ayrica (bkz: sabah sabah) ve (bkz: aksam aksam) dan chok daha tehlikelidir fircha yeme baabinda. (bkz: firca yemek)
• (bkz: öğlen öğlen)
• (bkz: gecegece)
• cumartesidir. tüm gün evde oturursun, akşama doğru film izlersin. içerde kapalı kalmış olmanın verdiği huzursuzluk hissettirir kendini. dayanamaz kendini dışarı atarsın gece. biraz yürümek için. üstelik güzel bir sürpriz de seni bekliyordur. yağmur henüz yağmıştır. ıslak, sakin sokaklarda öylece yürürsün. rahatlatır seni. yolunu uzatırsın, daha da yürürsün. sonra cadde üzerinde taksi bekleyen birini görürsün. dikkat ettiğinde sevdiğinin sözlüsü olduğunu farkedersin. ziyaretini tamamlayıp geri dönüyordur. eve dönerken kuruyemişçiye uğrayıp iki bira, biraz çerez alırsın ve ıslık bile çalmadan^* evin yolunu tutarsın işte, gece gece.
• sözlükte gece gece entari giren yazarların sıklıkla kullandıkları ikileme.
• iyi güldüm/güldük/güldürdün gece gece kalıbıyla çok fazla kullanılan, türkçe'nin sıçımsal çeşitliliğinin ürünü bir ifade.
• simge fıstıkoğlu'nun sunduğu habertürk programı.
• sene olmuş 2012, hala katılan ünlü hakkında yalandan kurgu sokak röportajları yapan program.
• türkiye'de kadına yönelik her türlü taciz ve tecavüz eyleminin sözde meşrulaştırıcı ifadesi.
  "gece gece dışarıda gezmeseymiş!"
  "gece gece ne işi varmış orada?"
  kadının gece gece neden dışarıda olduğunu sorgulayanlar, "gece gece" dışarı çıkmanın neden kadın için kriminal bir mevzu olduğunu sorgulamayı, bu düzeni değiştirmek için çabalamayı akıllarına getirmezler.
• televizyonla eş anlamlıydı bir ara sonra bilgisayar sonra internet oldu anlamı. uyku zaten en kolayı ama aslında çok üretken olabiliyor insan. konsantrasyon yükselir.