• zonguldak'ın yerlisi değişiktir; işçisi de değişiktir. zonguldak'ın yerlisi olmayıp orada yaşayan ve oranın halkı ile kaynaşmış insanı da değişiktir; başkadır.

    başbakan'ın bölgeye hareket ettiğini duyduğumda arbede çıkacağını, insanların yüksek sesle, ite kaka isyan etmeye çalışacağını ve de -doğal olarak- şiddetle bastırılacaklarını biliyordum.

    başbakan, kendisinden beklenen açıklamayı yapmıştır. kalkıp da "evet arkadaşlar, madencilik diğer mesleklere benzemez; biz uzmanları dinlemedik ve kafamıza göre özelleştirme olaylarına, taşeron işlerine girdik ama galiba hata yaptık" diyecek hali yoktu elbette.

    babam istanbul'ludur; ttk'da maden mühendisidir ve mesleği nedeniyle yaklaşık 35 senedir zonguldak'ta yaşar. dolayısıyla ben de kardeşim de zonguldak'ta doğduk büyüdük.

    babam 20 sene iş güvenliği'nde çalışmış, yıllarca kazalarla, patlamalarla yaşamış; kimi arkadaşlarını o kara topraktan çekip çıkarmış ancak onlarca mühendis, yüzlerde işçi arkadaşını da o kara toprakta kaybetmiştir.

    hep söyler; bu işin zorlu bir gönül işi olduğunu, bu işin başına, kar odaklı, deneyimsiz -ama hepsinden önemlisi gönül koymamış- insanları getirirseniz o kara toprağın yüzlerce insanı daha diri diri yutacağını.

    sevgili başbakan açıkladı ya "madenciliğin kaderi bu" diye; doğru söyledi, evet bu işin kaderi bu da, "belki de tam şu an havasızlıktan teker teker ölüme giden o 30 adamın kendi kaderlerini seçme özgürlüğü ne olacak?" sorusu da onlarla birlikte diri diri gömüldü gitti;

    nereye mi?

    (bkz: kara toprak)
  • 3 gündür hiç olmadığı kadar helikopter sesi yankılanıyor zonguldak semalarında.
    hiç olmadığı kadar acı çalıyor her bir ambulansın sesi.
    koskoca şehir suskun!
    dün gençler dahi sustu bu şehirde.
    hastane önünde hiç görmediğim kadar tabut gördüm 2 gün önce! bir kamyonun arkasından boşaltılıyordu hastanenin önüne. lazımmış! öyle dediler.
    biliniyordu aslında, sonun bu olacağı daha ilk günden hemde!
    tırnaklarının içi kir dolmuş ve üstüne emek kokusu sinmiş onca baba, abi, onca nişanlı, onca amca
    yerin metrelerce altında,
    sonunun kanser olacagını bile bile,
    en olmadı böyle kavrula kavrula
    hayat pahasına giriştiler her gün karaelmasa kazma kürek savurmaya.

    ve biz, zonguldaklı her bir madenci çocuğu...
    biz, her sabah böyle uğurlarız işte babayı, abiyi dahası doyamadığımız sevdiceği ölüme!

    ve her sabah, yine, yeni baştan yanar,
    her bir zonguldak'lının yüreği, uğurlanan geri gelene kadar!
    benim memleketimde!
  • çok talihsiz bir olay ama dışarıda aynı işi iş güvenliği olmadan yapabilecek binlerce insan varken, bu insanlar için bu kadar endişelenmek neden?

    biz onları zorla mı madene soktuk?

    işçi ölebileceğini bilmeli.

    hem maden sahibi çok saygıdeğer bir insandır.

    hükümet dikkatli olmalı, bu olaydan sonra çalışma barışını bozmak isteyenler çıkabilir.
  • bu entiriye yüzlerce kez taşeronlaşma, taşeronlaştırma yazma istiyorum.

    kapitalizmin kar hırsı

    akp'li müteaahitlere yarıyor (hoş chp si de mhp side aynı halt)

    bir devlet kurumu düşünün.

    madenden daha fazla verim almak istiyor.

    işçi daha ucuza çalışsın, daha az önlem alınsın, daha az masraf yapılsın, üstüne üstlük iktidar partisine bağış yapan müteahhit çok kazansın

    açık açık böyle denmiyor tabi. verimlilik hesabı , en şık ünüversitelerin en şık işletme bölümlerinde en şık hocaları tarafından öğretiliyor. hatta ağızları o kadar gevişliki bu kelimeye, verimlilik değil productivity diyorlar iki cümle başında.

    bu konuda 3 yıl öne 2 yıl önce 1 yıl önce gönüllü olarak rapor hazırlayan birisi olarak artık yazmaktan duyurmaktan sıkıldım.

    katili devlettir, katili neo liberal politikalara gözü kapalı oy veren sizlersiniz, katil müteahhit parasıyla işleyen saçma sapan demokrasimizdir.

    bir emekçinin kadrolu, düzgün ekipmanlarla, düzgün çalışma saatleriyle, düzgün çalışma ortamıyla, dört dörtlük güvenlik önlemleriyle, huzurlu bir çalışma yaşamıyla, kıdem tazminat hakkı, izin hakkı ile, emeklilik hakkı ile çalışma hakkı kalmadı mı kardeşim.

    sizin oy verdiğiniz partilerdir katilleri, sizsiniz.

    bir kere de kendinizin de emekçi olduğunuzu görüp buna yönelik taleplerde bulunun, bunu programıan koyan partilere oy verin, oy verecek parti yoksa oturun siz oluşturun ama verimlilik karlılık hesabıyla insanları yerin 540 metre altına gönderirseniz, sıçayım sizin "cehenneme" inanan algınıza inancınıza.

    sorsan bu işçilerin iş yaptığı havzadaki sendikaya, kader der. sendika toplantıların duayla açar. lan oğlum sen paranın kölesi olmuşsun, müritlere daha bu dünyada cehennemi yaşatmışsın, senin ne okuduğun duanın hayrı var ne kazandığı ne verdiğin verginin, ne okuduğun okulun.

    hep baraber alllah belamızı versin, bu düzene dolaylı dolaysız desteğimizden dolayı.

    edit: insanlık
  • bugün işyerinde sigaraya inince bir arkadaş;

    - haberleri izlerken gözlerim doldu. siz ne biçim solcusunuz, bunda da birşey yapmadıktan sonra dedi
    - 3 yıl önce rapor yazdık, 4-5 kere basın açıklaması yazdık, 2 kere eylem yaptık. ayrıca bugün taksim tramvay durağında saat 19.30 da yine buluşup protesto edeceğiz dedim. ama en çok da bu kapitalist düzene methiye düzen herkese güzel bir küfretmek istiyorum dedim.

    öyle gözlerimiz dolarken birilerinin cebi doluyor.

    yarında "ağlamaaaa değmez bu hayyyyaaaat, gözyaşlarınaaa" eşliğinde göbek atarız.

    tekrarlayalım

    20 mayıs 2010
    taksim tramvay durağı
    saat 19.30

    duyan olursa diye
  • ölüm inanılmaz acı da bu coğrafyada işçi ölümleri öylesine tecrübe edilip kanıksandı ki basit bile denemez artık bu cinayetlere. yaygın medyanın ekonomi sayfalarında rastlarsak şaşırmayız yarın bu habere. haberin altında ya da üstünde kocaman puntolarla bir madencilik şirketinin reklam haberi vardır, öylesine türkiye'yi seviyoruz, aman ne süper istihdam yaratıyoruz minvalli, rifat gülücüklü bir de. ölüyorlar, ölecekler, bu fiyata çalışacak milyonlar var ulan daha, he mi?

    işçi hakları, sosyal güvence, asgari ücretle köle gibi çalıştırılıp yeraltına yollanan kara nasırlılardan, özelleştirmelerden bahsetmeyeceğim. bunlar kapitalist düzenin olmazları zaten, ne kadar söversen söv dönüp yüzüne gülüyor utanmaz.

    derdim şu:

    "3 mart 1992 de ttk kozlu müessesesi'nde yaşanan grizu patlamasında ölen 263 madenci için tören düzenlendi.
    zonguldak türkiye taşkömürü kurumu (ttk) kozlu müessese müdürlüğü'ne ait maden ocağında 3 mart 1992 de grizu patlaması sonucu hayatını kaybeden 263 madenci için facianın yaşandığı ocağın girişinde anma töreni düzenlendi. sabah saat 7.45'de yapılan törene ttk genel müdürü burhan inan, sendikamız genel başkanı ramis muslu, chp zonguldak milletvekili ali ihsan köktürk, devrek belediye başkanı özcan ulupınar, maden mühendisleri odası zonguldak şube başkanı erdoğan kaymakçı, ttk kozlu müessese müdürü kazım eroğlu ttk yöneticileri, sendikamızın genel merkez ve şubeler yöneticileri ile sivil toplum örgütü temsilcileri ve madenciler katıldı.
    tören bir dakikalık saygı duruşu ile başlarken, şehit madenciler için kur'an-ı kerim okundu. törene katılan madenciler ellerini açarak şehit madenciler için dua etti. sendikamız genel başkanı ramis muslu da bir daha benzer faciaların yaşanmamasını temenni ettiğini ve tüm maden şehitlerini rahmetle andığını söyledi."(1)

    "sendika, ramazan ayı münasebeti ile “şehit madencilerin ruhu için” zonguldak ulu camii’nde mevlit okuttu. mevlitte başta gmis genel başkanı ramazan denizer olmak üzere tüm genel merkez ve şube yönetim kurulu üyeleriyle işyeri temsilcileri "allah’ın huzurunda el açarak, yeraltındaki karanlıklarda yitip giden madencilere gani gani rahmet" diledi. mevlide katılanlara, gülsuyu ve şeker dağıtıldı."(2)

    bu da balıkesir'de meydana gelen son iş cinayetinin * ardından yapılan açıklama:

    "genel maden işçileri sendikası (gmis) genel başkanı ramis muslu, balıkesir’in dursunbey ilçesinde bulunan bir maden ocağında meydana gelen ve 13 maden işçisinin hayatını kaybettiği kazayı değerlendirdi. kaza nedeniyle büyük üzüntü duyduklarını ifade eden muslu, kazanın grizu patlamasıyla meydana geldiğinin anlaşıldığını belirterek, “kaza *, aldığımız bilgilere göre iş güvenliği önlemlerinin alındığı bir maden ocağında meydana gelmiş. kaza, yine de bazı eksikliklerin * bulunduğunu gösteriyor” dedi. muslu; “10 aralık 2009 tarihinde bursa kemalpaşa ilçesinde bulunan bir ocakta meydana gelen kazada 19 madenciyi kaybetmiş olmanın acısı yürüklerimizdeyken, bu kez balıkesir’in dursunbey ilçesinde bulunan bir maden ocağında grizu patlaması sonucu 13 madenci arkadaşımızı yitirmiş olmanın acısını yaşıyoruz. 13 maden şehidimize allah’tan rahmet, yakınlarına ve madencilik camiasına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz” dedi. dursunbey’deki aynı ocakta 1 haziran 2006 tarihinde de bir kaza meydana geldiğini ve 17 madencinin şehit olduğunu hatırlatan muslu şunları söyledi; “kazanın meydana geldiği 23 şubat günü saat: 19.00’dan itibaren gelişmeleri yakından izliyoruz. türkiye maden mühendisleri odası genel merkezi ve zonguldak şubesi ile kazanın oluş şekli konusunda sürekli bilgi alışverişinde bulunduk. ttk genel müdürümüz ile de kazayla ilgili görüşmemiz oldu.
    makine mühendisi ve aynı zamanda balıkesir tso başkanı olan ocak sahibinin de kaza sonrası yaptığı açıklamada tüm iş güvenliği önlemlerini aldıklarını söylediğini öğrendik. dursunbey’deki maden ocağında 2006 yılında meydana gelen kazanın ardından iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tüm tedbirlerin alınmaya başlandığını ve yakın bir zamanda maden işleri genel müdürlüğü tarafından tüm denetimlerin yapıldığı bilgisini de aldık. denetim sonuçlarında, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alındığı belirtilse de patlamanın grizu gazından oluşması yine de bazı eksikliklerin bulunduğunu gösteriyor. ocakta çalışırken patlamayla ölen ve yaralanan madencilerin yanması, güçlü ve alevli bir patlamanın varlığını gösteriyor. ocak içinde kullanılan tüm elektrikli araç ve malzemenin anti-grizu özelliğinde olması gerekir. açıklamalar da, ocakta kullanılan araç ve malzemenin bu özelliklere sahip olduğu da belirtiliyor. kazadan kurtulan madencilerin beyanlarına göre, gaz ölçümlerinde grizu düzeyi düşük. ancak patlamanın dinamit yerleştirmek için delik delindiği sırada meydana geldiğini ifade ediyorlar." (3)

    örgütlenmek de nasıl örgütlenmek. ah ulan.

    1-http://www.genelmadenis.org.tr/haber4.htm

    2-http://www.sesonline.net/…el_sayfa.php?kartno=49824

    3-http://www.genelmadenis.org.tr/

    bu arada 26 mayıs'ta yapılacak olan grev için hala türk iş'den ses çıkmış değildir. yine kıvıracaklar sanırım. eğer öyle olursa tüm iş cinayetlerine kurban verilen emekçiler kabusunuz olsun.
  • ne ilk, ne de sondur....
    ne diyeyim ki ulan... haberi aldığımdan beri kaç kişiyi aradım burda, abi dışarda mısın diye. ulan bi senedir tanıdığım adamların içeride olabileceğini düşündükçe ben kafayı yedim de, ya o içerdekiler, onların aileleri? ekmek parası bokuna can pazarı... kimse kusura bakmasın, nereme de girerse girsin, ama içimde kalmayacak; sizi oraya o şekilde gönderip, çalışmak zorunda bırakanların ben ta amına koyayim.
  • bir baba düşünün ki; yıllarca sabahın 5'inde uyanıp hanımının hazırladığı ekmek arasını, zeytini peyniri, domatesi, soğanı alıp koyulsun yollara, işyeri servisine doğru. bir çocuk düşünün ki; babası işe her gittiğinde korksun ama bu korkusunu belli edemesin, kendi kendine hep dua etsin; babası sağ salim gelebilsin, kaza bela yaşamasın diye.
    tüm işçilere kazasız belasız günler, vefat eden madenci kardeşlere allahtan rahmet, geride kalanlarına sabır diliyorum. bu denetimsizliğin allah gani gani belasını versin.
  • bir troll'ün tripgj9.swf linkli entry girmesi bile bu tepkizlikten, bu suskunluktan daha acı olamaz. 32 hayat bu, 32..

    geyiğini de yap, siyasetini de yap, gündem olmaya da çalış ama bu olayı görmezden, umursamazdan gelme, bu kadar duyarsız olma yahu.
  • 30 insanın öldüğü patlamayla ilgili araştırma yapan bilirkişi heyeti kazayla ilgili açıklama yapmış. ntvmsnbc haberi şöyle duyuruyor : 30 madenciyi sigara öldürmüş.

    insanın kanını donduracak cinsten bir laf bu. günlerce haftalarca gündemi meşgul eden, maden işçilerinin şartları ve işgüvenliği konusunda kamuoyu oluşturan olay bazılarınca* kader olarak nitelendirlip geçiştirilmeye çalışılmıştı hatırlarsanız. şimdi de 30 işçiyi sigara öldürmüş deniyor , alenen örtbas.

    anafikri her turlu guvenlık onlemlerı olmasına ragmen! sorumsuz bir işçi lanet bir sigara yakmış ve 30 ölüme yol açan patlamaya neden olmuş. araştırma heyetinde de tanıdık bir isim orhan kural varmış. sigarayla savaşmaktan arda kalan zamanlarında itü maden mühendisliği başkanlığı yapan orhan kural, hemen yepyeni bir gündem oluşturma çabası içinde. sigara içenlerin madenlerde çalıştırılmamasını istiyor. koskoca profesor elbet bıldıgı var.

    "işçiler her şeye rağmen ne kadar tehlikeli olduğunu bile bile bir yerlerine sigarayı sokup gizli bir şekilde madene giriyorlar. daha önce de birkaç kez sigara içerken yakalanmışlar." diye buyurmuşlar ayrıca.

    yıllardır maden ocaklarında patlamaların, ölen işçilerin , acılı aileleri haberlerini alıyoruz. hakikaten bütün bunların sorumlusu sigara mı ? yoksa bu da kaderin işi mi ? şu sigarayı ocaklardan uzak tutsak son teknoloji, işçi dostu işletmelerimizde kaza riski minimuma düşecek öyle mi ? yoksa bütün ocaklarda sorumluluk sahibi girişimcilerimiz işçilerin can güvenliği için herşeyi yapıyorlar değil mi ? vatandaş temelli beyin yerine saman taşıyor size göre.

    en acısı da haberde sonuç paragrafı milyon tl lik zarar başlığıyla verilmiş. çinlilerin zararı 1 milyon dolarmış, şunun trilyonluk zararı varmış, üretim durmuşmuş!!! ulan insan ölmüş insan umrunuzda değil dimi. 30 insanının canının bedeli kaç milyon dolar eder ona da cevap verebilseniz keşke.

    bu da haberin linki http://www.ntvmsnbc.com/id/25120844/
hesabın var mı? giriş yap