17 mayıs 2010 zonguldak grizu patlaması
-
zonguldak'ın yerlisi değişiktir; işçisi de değişiktir. zonguldak'ın yerlisi olmayıp orada yaşayan ve oranın halkı ile kaynaşmış insanı da değişiktir; başkadır.
başbakan'ın bölgeye hareket ettiğini duyduğumda arbede çıkacağını, insanların yüksek sesle, ite kaka isyan etmeye çalışacağını ve de -doğal olarak- şiddetle bastırılacaklarını biliyordum.
başbakan, kendisinden beklenen açıklamayı yapmıştır. kalkıp da "evet arkadaşlar, madencilik diğer mesleklere benzemez; biz uzmanları dinlemedik ve kafamıza göre özelleştirme olaylarına, taşeron işlerine girdik ama galiba hata yaptık" diyecek hali yoktu elbette.
babam istanbul'ludur; ttk'da maden mühendisidir ve mesleği nedeniyle yaklaşık 35 senedir zonguldak'ta yaşar. dolayısıyla ben de kardeşim de zonguldak'ta doğduk büyüdük.
babam 20 sene iş güvenliği'nde çalışmış, yıllarca kazalarla, patlamalarla yaşamış; kimi arkadaşlarını o kara topraktan çekip çıkarmış ancak onlarca mühendis, yüzlerde işçi arkadaşını da o kara toprakta kaybetmiştir.
hep söyler; bu işin zorlu bir gönül işi olduğunu, bu işin başına, kar odaklı, deneyimsiz -ama hepsinden önemlisi gönül koymamış- insanları getirirseniz o kara toprağın yüzlerce insanı daha diri diri yutacağını.
sevgili başbakan açıkladı ya "madenciliğin kaderi bu" diye; doğru söyledi, evet bu işin kaderi bu da, "belki de tam şu an havasızlıktan teker teker ölüme giden o 30 adamın kendi kaderlerini seçme özgürlüğü ne olacak?" sorusu da onlarla birlikte diri diri gömüldü gitti;
nereye mi?
(bkz: kara toprak)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap