533 entry daha
  • diziye aktarılmasıyla birlikte "40,000 emails, 740 tweets, 350 hours of voicemail, 100 pages of letters and 45 facebook messages" heba olmamış, ciddi bir mesai sonuçta.

    bununla birlikte stockholm sendromu temasının iyi işlendiği fikrindeyim.

    richard robert steven gadd hem gerçek hikayenin hem de senaryolaştırılmış hikayenin yönetmeni, oyuncusu ve senaristi.

    kişinin başından geçen böylesi trajik bir meseleyi oyunculukla dahi olsa bir kez daha yaşama arzusu konusunda sıfır empati içindeyim, muhtemelen stalker'ın kendisine gösterdiği ilgide bir bağımlılık inşa edilmiş fikri yükleniyor ama diğer cinsel saldırı düzeyindeki saldırılar ile yüzleşmekteki motivasyon boşluğa düşüyor.
  • zorla ilerlediğim 4. bölümün sonunda resmen psikolojim bozuldu ve midem bulanmaya başladı. devam etmeyeceğim, kovboy dizisine başladım.
  • hayat, bir boşluk doldurma oyunuysa şayet o boşluğa kurulanın kendimizden başka biri olmadığının kanıtını da doğrular niteliktedir bu dizi.
  • donny'nin eski sevgilisinin annesinin evinde yaşaması..böyle bir hareketi görünce aklıma direkt gibi'deki ilkkan geldi(bkz: swh) tam ilkkanlık hareket. yapılmamış, yazılmamış olsaydı kesin ilk önce gibi'de yapılırdı bu çılgınlık.
  • --- spoiler ---

    sanırım birimizin ölmesi gerek ve ben katil değilim.

    --- spoiler ---
  • peki, insan niye idrak edemez, potansiyelinin tek başınalığını, yine de ihtiyaç duyar bir başka insanın gölgesine, o göldede saklanmış çıkarlarına, çık çık diye bağıran yüreğine niçin kulak veremez, çıkrığını illaki başka bir ruhun gölgesinde deneyimlemek ister, niye sözlük niye?
  • yüksek düzey övgüde bir miktar yozlaşma var mıdır? bizi hiç tanımayan biri bize neden ve nasıl hayranlık duyabilir? bu normal midir?
    kendimizi değersiz hissettiğimiz bir an bu övgüye bağımlılık geliştirebilir miyiz, bunun sonuçları neler olur? yoğun ilginin sağlayıcısı, ruhsal açıdan stabil değilse bunun bizim için doğurabileceği sonuçlar nelerdir?
    özgüvensiz zamanlarımızda tehlikelere karşı daha savunmasız oluruz.
    birinin bizi gerçekten istemediğini tam olarak ne zaman anlarız? ya istemeden, birilerini ilgi ve takibimizle rahatsız ettiysek…
    hayatımızdaki meşru kişi ve olaylar bize cehennemi yaşattığında, gayrimeşru bir hayal alemine kaçmak insanî kabul edilebilir mi?
    ortak acıları paylaştığımız kişilerden ilham alırız. peki ya bu kişilerin, bize zarar verebilecek boyutta yardıma ihtiyacı varsa? onlara yardım etmeli miyiz kaçmalı mıyız
    acımak ve merhamet duygusu, cehenneme giden yola doğru iyi niyet taşları döşer mi?
  • merhaba küçük ren geyiğim
    iphonumdan gönderildi
  • hakkında "gerildim, iştahım kapandı, psikolojim bozuldu, x. bölümden sonrasını seyredemedim" diyen ya karı kız kaldırmaya çalışan yalancı bir meriç ya da iflah olmaz bir romantik gey..

    balkonda mı büyüdünüz? buna psikolojiniz bozuluyorsa bu yaşınıza nasıl geldiniz? isviçre'nin izole bir dağ köyünde mi yaşıyorsunuz?
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap