• alma mahler werfel ile aşk yaşamaya başladığında gencecik bir mimar adayıydı. lakin dereye giren hatırlı kişiler aşık olduğu kadını kocasına taşımıştı. gustav mahler'in ölümünden sonra aşıklar tekrar buluştu lakin bu sefer de araya enfant terrible oscar kokoschka girmişti. bu badireyi de atlatan aşkları manon gropius'ta vücut buldu. sonrasında yollar uzaklaştı gropius bauhaus ile anıldı, alma değişik insanlarla. aşklarının en büyük eseri ise onyedisinde yumdu gözlerini dünyaya. melek manon için baki kalan ise bir başyapıt oldu...
    (bkz: berg keman konçertosu)
  • bauhaus, 1919 yılında, alman mimar gropius tarafından falan festekiz kısmını artık geçtiysek ne güzel. az şey var ki, bu soğuk tanımlara bandırılmış anlatımlara boğulmuş mimari hikayeler kadar hazzetmeyeyim.
    bauhaus neden kurulmuş? amacı sadece geçmişle bağları koparmak, ekspresyonizmle başlayan çizgiyi konstrüktivizmle devam ettirmek, geniş kitlelere hitap etmek falan mıymış? savaş sonrası bir yenilik arayışı mıymış? neden bu amaçları seçmiş kendisine? bu sorunun cevabı az sayıda mimar tarafından biliniyor.

    bauhaus'un ortaya çıkışı sadece bir ihtiyaç. bu ihtiyaç ise savaş sonrasında fikir olmaktan çıkıp fiziksel bir forma bürünüyor. savaş, anlatıldığı gibi bauhaus'un ortaya çıkışında bir sebep değil, etken.

    savaşın başlamasından çok önceleri walter gropius'un gönlünde yatan bir projeydi bu. zira walter gropius, klasik bir mimari eğitimde sahip olunması beklenen en temel yetenekten yoksundu. muazzam fikirleri vardı ama bunları kağıda dökemiyordu. çizime karşı yeteneksizlik değildi sadece bunun nedeni. aynı zamanda, eline kalem alıp çizmeye yeltendiğinde şiddetli kramplarla ellerinin kasılması ve titremesi gropius için çizim yapmayı imkansız hale getiriyordu. çaylak bir mimar olarak iş hayatına atıldığı günlerde annesine yazdığı mektuplarda iki üç dakikalık çizim sonrasında dahi ellerinin kasılmalarından ötürü kalemin ucunu kırdığını ve elini dinlendirmesi gerektiğinden bahsediyordu.

    her buluş ihtiyaçtan doğarmış. klasik eğitimde, klasik mimarlık dünyasında, gropius'un iş yapması imkansızdı. geceleri uykuları kaçıyor ve karamsarlığa sürükleniyordu. bauhaus fikri kafasında şekillenmeye başladığında, gropius sonraları nazilerle çalışacak olan peter behrens'in yanında bir çömezdi. farklı bir tarzda mimarlık yapabilmenin önünü açmalıydı ve bunun yolu klasik eğitime savaş açmaktan geçiyordu. şartlar uygun olduğunda bu arzusunu gerçekleştirdi. bauhaus'u ortaya çıkaran, bir adamın elindeki tremordur yani.

    sonrası sıkça anlatılmış, bilindik hikaye. birinci dünya savaşı insanlığa vahşi bir canavar gibi saldırmış, savaştan sağ çıkmayı başarmış kimseler fiziksel ve ruhsal hasarlar almışken, tüm bu büyük değişimlerin ve kaosun ortasında, insanlarda yeni ve daha iyi bir gelecek için talep oluşuyordu. bu noktada, açık fikirli ve yenilikçi kimseler, insanların bu ütopik arzularına umut ışığı oldular. yenilik arayışlarına hızır gibi koştular.
    savaşı fırsatı çevirmek nedir derseniz, walter gropius'un fkirlerini ve bauhaus'un kuruluş hikayesini hatırlayın.
  • modern mimariye yön veren sanat eğitim ve uygulama merkezi bauhausun kurucusu. hitler iktidarında almanyayı terk etti.
  • - birinci dünya savaşı'nın sarsıntıları, almanya'da sanatın ve mimarinin geleneksel anlatım biçimlerine de şüpheyle bakılmasına yol açtı. "bauhaus" akımının fikir babası sayılan mimar walter gropius, 1919 yılının değişiminde tamamen yeni bir sanat anlayışı, hatta yeni bir yaşam biçimi vaat ediyordu. gropius lyonel feininger, gerhard marcks, paul klee, oskar schlemmer ve wassily kandinsky gibi sanatçılar ile birlikte önce weimar'da, 1925'ten itibaren de dessau'da çalıştı. dessau'da kurduğu bauhaus binası ve berlin'deki siemensstadt sitesi ile çağdaş, işlevsel mimariye ve süssüz, ciddi bir dizayna giden yolu açtı. 1933 yılında naziler tarafından ülkeden sürülen gropius, bauhaus fikrini de beraberinde amerika birleşik devletleri'ne götürdü.

    kaynak: ünlü almanlar ve kentleri, federal alman hükümeti basın ve enformasyon dairesi, 1995.
  • modern mimarlığın dört büyük öncü ustasından biri olmasına rağmen ;
    [diğerleri: frank lloyd wright mies van der rohe le corbusier]
    eskiz yapmak, mimari çizimler hazırlamak konusunda ömrü boyunca beceriksiz olmuş ,eline kalemi almadığından bireysel bir uslubu oluşmamış şahsiyet. herşeye rağmen bauhausla (1919-1933) gönüllere yer etmiş, tasarım söylemi ve öğretimi alanında devrim yapan ilkeleriyle kendisine hayran olduğumuz. modern mimarlık tarihi derslerinde arkasından rahmet okuduğumuz devrimci mimar.
    -"mimarlık, heykel ve resmi tek bir bütün olarak kucaklayacak ve bir gün, bir milyon işçinin ellerinde yeni bir inancın kristal simgesi gibi göğe doğru uzanacak olan, geleceğin yeni yapısını hep birlikte arzulayalım, kavrayalım ve yaratalım."
    (bkz: bauhaus manifesto)
  • kendisinin bauhaus yıllarına ait detaylara birçok kaynaktan ulaşmak mümkün olacaktır. bauhaus'tan ayrıldığı savaş rüzgarlarının kuzeyden esip burun dondurduğu yıllara kabaca değinmek gerekirse:

    savaşın kaçınılmaz bir hale gelmesi ile beraber gropius okul kapanmadan bauhaus’tan ayrıldı ve berlin’de tek başına çalışmaya geri döndü. nasyonel sosyalistlerin “ring”i “musevi-bolşevik” mimarlar topluluğu, “bauhaus”u da “marksizm’in kilisesi” olarak nitelendirdiği bir ortamda, kendisine gelebilecek saldırılardan çekinen gropius, almanya’yı terk etmek zorunda bırakıldı ve 1934 yılında ingiltere’ye gitti. 1934-37 yılları arasında maxwell fry ile ortak bir büroda çalıştı. gropius ingiltere’de iken gustav mahler ve oskar kokoschka’nın ardından kavuşabildiği eski aşkı alma mahler werfel’den olan çocuğu manon gropius 17 yaşında hayatını kaybetti.
    1937’de ingiltere’den amerika’ya göç ederek cambridge’e yerleşti ve harvard üniversitesi tasarım okulu’nda mimarlık profesörü oldu. bir sene sonra cambridge’de kendi mimarlık bürosunu açtı. 1938-41 yılları arasında marcel breuer ile bir dizi ev üzerine çalıştı ve 1945’te takım çalışmasına olan inancının vücut bulduğu genç mimarlardan oluşan “the architect’s collaborative” (tac) adlı tasarım ekibini kurdu. bu ekibin ilk projesi harward üniversitesi öğrenci merkezi 1948-50 yılları arasında inşa edildi. savaş sonrası yıllarda ülkesi almanya için de projelere imza atan gropius 1955-57 yılları arasında batı berlin’deki mimarlık sergisinde hansaviertel için bir konut projesi geliştirdi. 1960 yılında batı berlin’de “gropiusstadt” (gropius şehri) yapılmaya başlandı. yıllardan 1969 aylardan temmuz günlerden 5 iken boston’da öldü.
  • (bkz: bauhaus)
    (bkz: weimar)
    (bkz: dessau)
  • birinci dünya savaşı öncesinde adolf meyer'le birlikte almanya'nın alfeld an der leine kentinde gerçekleştirdikleri faguswerk ayakkabı fabrikası avrupa'daki rasyonalist mimarinin ilk örneklerindendir.frank lloyd wright'ın cam köşeleri ve içeri kaymış kolonlarla modern bir cepheye sahip olan binada gelen yüke bağlı olarak yükseldikçe kesiti azalan kolonların bu özelliğinin vurgulanması rasyonalizmin yanısıra ekspresyonist olduğunu da gösterir.binanın içinde ise jugendstil tarzı bir mimarlık bulunmaktadır.gropius'un bu binası ile amerika'da aynı dönemde ernst l. ransome'ın gerçekleştirdiği daylight factory konseptindeki united shoe machinery binası karşılaştırılırsa ransome'ın rasyonelliğinin daha çok ekonomik ve işlevsel sebeplere dayandığı,gropius'un ise bu fikri yansıtma çabasında olduğu görülür.
  • dışavurumcu mimarlığın temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. bauhaus okulunun kurucusudur.
  • zamanın ötesinde saat tasarımları vardır ki biriyle kolumu süslemek en büyük arzum şu aralar.
hesabın var mı? giriş yap