• twitter'da "ve'den önce ne vardı?" diye sorunca konuyla ilgili baya bir bilgi döküldü. özetle:

    - öztürkçede genel olarak bağlaç kullanımı, dilin eklemli yapısının da etkisiyle, çok azmış.
    - doğrudan "ve" ile aynı işlevlerin tümüne sahip bir bağlaç yokmuş.
    - sevan nişanyan'ın tezi de bağlaçların konuşma dilinden ziyade yazı dilinde gerekli olduğu haliyle arapça/farsça yazı dillerine geçişle birlikte ilk olarak o dillerden alınmalarının ve o hallerinin yaygınlaşmalarının normal olduğu yönündeymiş.

    ancak:

    - x ile y'yi gruplamak anlamında kullanılan "x ve y"de "birlemek" fiilinden "birlen" (günümüzdeki "ilen", "ile") kullanılıyormuş. moğolca'ya da "bolon" olarak geçen bağlaç sanırım o.
    - "gittim ve geldim"deki tarzı birleştirmelerde "takı" ("dahı", "dahi" ve nihayet dahi anlamındaki de) kullanılıyormuş. yani günümüz türkçesiyle "gittim de geldim".
  • arapçada 5 işlevi vardır.

    1- cümleleri birbirinden ayırır. yani nokta yerine geçer.

    2- eşzamanlılık bildirir: arapçada türkçedeki gibi "bakıp çıktı, gelip gitti" diye bir kalıp olmadığı için iki fiil arasına konan "ve" bu iki fiilin ardışıklığını gösterir. yani "baktı ve çıktı" = "bakıp çıktı" gibi.

    3- sıralamak: nesnelerin arasına konarak saymaya yarar: "elma ve armut ve ayva alacağım" gibi. (bkz: hem)

    4- yemin etmek: başına geldiği kelimenin üstüne yemin edilmesini sağlar. vallahi: "allah'a yemin olsun" anlamına gelir mesela. bi' diğeri için (bkz: bi)

    5- "ise" anlamı katar. cümlenin başında bulunan ve türkçedeki "ise" anlamını vermek için kullanılır:
    "ali okula gitti. ve veli atari salonuna gitti." derken "veli ise atari salonuna gitti" anlamı vardır. (bkz: amma)
  • yazıya bir yumuşaklık, akıcılık, yalınlık, bir kişilik kazandırır "ve" bağlacını kullanmadan yazmak. yazarın (ya da yazıcının) düşünerek yazmasını, ivecenliğe düşmeden ince eleyip sık dokumasını gerektirir. çalakalem çızıktırmak olmaz, özen ister. başlarda sıkıcı ya da güç gelebilir, anlamsız bir çaba olarak düşünülebilir. öte yandan yazıda anlamsız çaba olmayacağını bilenler için işin tadı, biraz çalışıp o bağlacın yerine neler konulabileceğini, tümcenin gelişimiyle, yapısıyla nasıl oynanabileceğini iyi kötü öğrendikten sonra çıkmaya başlar. iyice ısınınca da artık kolay kolay bırakamazsınız bu alışkanlığı (evet, bir alışkanlığa dönüşür "ve"siz yazmak). ilk aşamaları geçtiğinizde anlarsınız ki öyle çok güç bir iş de değildir. daha doğrusu verdiği keyif, güçlüğünü unutturur (bir tür gizediş* uygulaması olarak görebilirsiniz bu bağlacı kullanmadan yazmayı). gene de öyle durumlar olur ki kurmaya uğraştığınız yapının doğal görünmesi, sözcük diziminin sırıtmaması için epeyce uğraşırsınız. olsun, sonuçta elde edilen alçakgönüllü yazı için değer.

    kimi büyük türk yazarlar kullanmaz bu bağlacı; başını da nurullah ataç çeker bu yazarların. öyle az da değildir ha "ve"den hoşlanmayanların sayısı : memet fuat, bilge karasu, yusuf atılgan, vüsat o. bener, akşit göktürk, ismet zeki eyuboğlu, mustafa şerif onaran, vedat türkali gibi hiç kullanmayanlar; orhan veli, oktay akbal, ilhan tarus, nermi uygur, ferit edgü, samim kocagöz, erdal öz, adnan binyazar, cihat burak gibi çok az, nazım hikmet (özellikle orhan selim adıyla yazdığı dil yazılarında), sait faik, orhan kemal, yaşar kemal, nezihe meriç gibi az kullananlar; melih cevdet anday, ilhan berk, tahsin yücel, metin eloğlu, muzaffer ilhan erdost, tarık dursun k. gibi ataç yaşarken ya da kendi yazarlıklarının ilk dönemlerinde kullanmayıp sonradan yazılarına alanlar... daha da var, biliyorum ya, ilk silkeleyişte bu nitelikli yazarlar düştü kafamdan. bakın nitelikli dedim, kişilikli olduklarını söylemek bile fazla bu büyük yazarların. sizce "ve"nin kullanılmamasının, ya da çok az kullanılmasının hiç mi payı yoktur başarılarında?

    yeri gelmişken orhan veli'den bir alıntıyı da sıkıştırıvereyim şuracığa. 1 mart 1950 çarşamba günkü yaprak'ta, " 've' üstüne" başlıklı yazısında şöyle yazmış ozan ("bütün yazıları" içinde, adam yayınları, 1995; s. 235) :

    //[refik halit karay'ın 21 şubat 1950'de yayımlanan] yazısının ikinci parçasında "ve" edatının dilimiz için gerekli olduğunu söyleyen yazar, "ile"nin bu edatın yerini tutmayacağından dem vurarak "mavi ile siyah" başka, "mavi ve siyah" başkadır diyor. bir kere bu, edebiyattır. "mavi ile siyah"ın "mavi ve siyah"tan hiçbir farkı yoktur, bizce. ama gene de "ile"nin "ve" yerine her zaman kullanılamayacağına inanırız. inanırız da değil; biliriz böyle olduğunu. (...) dil işi, kelimeyi kelimeyle, eki ekle karşılama işi değildir. kendimizi böyle düşünmekten kurtaramadıkça o bir türlü sevemediğimiz kitabilikten de kurtaramayız. zaten bizim "ve"ye olsun, "ve" cinsinden kelimelerle deyimlere olsun, düşmanlığımız hep o kitabilikten gelmektedir. halk dilinin, konuşma dilinin türlü cilveleri dururken o manası kalmamış beylik kalıplara karşılık aramak, dili zenginleştirmez; olsa olsa fakirleştirir.//

    *

    ek 1 : söz konusu ettiğim "ve"sizlik düzyazı için geçerlidir. şiirde durum farklı... "ve" bağlacı hakkıyla kullanıldığında şiirde büyük bir güç katar yazıya. "eski ahit" örneğinde, ya da nazım hikmet'in o kitaptan (kutsal kitaplardan) etkilenerek yazdığı destanlarında olduğu gibi.

    ek 2 : bunca yazar adı saydık yukarıda ya, günümüzün "ve" kullanmayan biricik çevirmeninin adını anmazsak ayıp olur. bir de levent kavas'tan okuyun derim "komünist manifesto"yu (ç yayınevi, 1998).
  • derrida demiş ki*: "ve" bağlacı sözcükleri, kavramları ve belki de aynı kategoriye ait olmayan şeyleri bir araya getirir. "ve" gibi bir bağlaç düzene, sınıflandırmaya, sınıflandırıcı mantığa meydan okumaya cüret eder.
  • bazı yazarların tercih etmediği bağlaçtır. yazıya dinamizm veren ve cümleleri aerodinamik hale getiren bu bağlacın fazla kullanımı zararlıdır. eğer uygun yerlere koymayı başarabilirseniz yazı akıntısı sizi istediğiniz manzaralar eşliğinde hedefinize ulaştırır.
  • anlamı bozulmadan yan yana en fazla 5 tanesi bulunabilir.

    bir at arabacısı tabelacıya gidip arabanın arkasına asmak için tabela yapmasını ister.tabelacı ne yazacağını sorunca " at ve arabacı " yanıtını alır ve ertesi gün hazır olacağını söyler.

    ertesi gün arabacı dükkana uğrar, hazırlanan tabelayı inceler.yüzü biraz buruşur ki bunun üzerine tabelacı sebebini sorar.arabacı şöyle der:

    " at ve ve ve ve ve arabacı arasında çok boşluk var "
  • gagavuzların hem kelimesiyle ikame ettiği kelimedir.
    ali hem veli geldi = ali ve veli geldi
  • nurullah atac'in hic kullanmadigi baglac.. ne derdi varsa..
  • bağlamaya meyilli baglaç .

    baglaca ihtiyacı olanın hali yaman.
  • ebleh televizyon programı isimlerinde ön ek olarak da kullanılan bağlaç.

    (bkz: ve sanat) (bkz: ve müzik) (bkz: ve moda) (bkz: ve gol) vs. vs.
hesabın var mı? giriş yap