• asıl ismi muzaffer erdost, ancak 7 kasım 1980 tarihinde gözaltında iken öldürülen kardeşinin ismini yaşatmak için ismini kendi ismine ekledi (tüyap fuarlarında sol ve onur yayınlarının 7 kasım günü yarı yarıya indirim yapılması bu gün ile ilişkilidir sanırım)...bir çok klasiği yayınlayan sol ve onur yayınlarının sahibidir...doğal olarak dgm'lerin pek sevdiği kişilerden biridir...

    yayıncı kişiliğinin yanı sıra şair kişiliği ile de bilinir...
    (bkz: havada kalan güvercin)

    kardeşi ile ilgili olarak yazdığı "ilhan'ın son beş günü için fotoğraflar" şiiri yaşadıkları konusunda yeterince açıklayıcıdır...

    "...
    ilhan gelir türküler'le
    türküler'le biz elele
    güleriz güzel günlere

    ilhan uzatmış kadehi
    güler gözlerinin içi
    çağıldar cümle sevinci

    ilhan'la biz nezarette
    yanyana bir kanepede
    akar gündüz uçar gece

    ilhan'ı gördüm düşüyor
    yanım ateşe düşüyor
    elim kolum yetişmiyor

    ilhan'ı gördüm yaralı
    gözleri kandan hareli
    yüzü güllere çevrili

    ilhan'ın paltosu kanlı
    alazlanmış tüter canı
    düşmüş omuzdan kolları

    ilhan ilhan, ilhan ilhan
    sular çavlan kuşlar pervan
    gittin mi can gittin mi can
    ..."
  • sogolsun zamaninda bize odeme kolayligi saglayarak cok kitap verdi; ama biz satamadik ya o da bizim hiyarligimizdir.
  • "kanı kanla yıkamak insan hakları ve türkiye"
    "faşizm ve türkiye 1977-1980"
    "ulus uluslaşma ve demokratikleşme"
    "osmanlı imparatorluğunda mülkiyet ilişkileri asya tipi ve feodalizm"
    "kapitalizm ve tarım"

    bazı kitaplarıdır. hepsi onur yayınlarından çıkmıştır.
  • kendisi gibi yayıncı olan kardeşi ilhan erdost un işgencede olmesinden dolayı , o'nu yaşatmak için asıl ismi olan muzaffer erdost'u "muzaffer ilhan erdost" olarak kulllanan, turkiyenin son yıllarda ortadoğu meselesinde hangi kumpaslara kurban edilmek istendiği hakkında cok degerleri analizleri olan, ancak yazıları ve kitaplari entel dantel solcular tarafindan takip edilmeyen büyük türk aydını.
    sanırım kaybetttikten sonra anlayacaklar o'nun da degerini. kitapları satıs rekoları kıracak belki ölünce. "vay anasını megerse adam yıllar oncesinden görmüs ve yazmıs bunları" diyecekler. tam da muzaffer erdostun turkiye ile ilgili kitaplarını okuma zamanıdır bu dönem.
  • bir güzel insan. sohbeti sıcacık ve dopdolu. imzalı kitaplarını severek saklıyorum. böyle aydınlık insanlar lazım ülkemize...
  • bir şiiri olarak;

    (bkz: biriken güneş gibi)
  • bir "intihal" tartışmasından hareketle, sol yayınları'nın "ne yapmalı?" (lenin) çevirisi hakkında bilgi vermiş:

    http://www.haberveriyorum.net/…risi-uzerine-notlari
  • yalan olmasin ama, sanirim ikinci yeni lafini da ilk sarf eden kisi olmasi gerek. bu kadar da guvensiz bir entry ne gordum ne duydum. keske diyecek biseyim olaydi da oyle yazaydim.
  • 1932 tokat/artova doğumlu yayıncılık faaliyetleriyle öne çıkan şair-yazar.

    1948-1951 arasındaki şiir, hikâye ve deneme/eleştiri türleriyle edebiyat hayatına katılmıştır.

    1958-1980 yılları arasındaki sırasıyla, açık oturum, sol ve onur yayınlarının sahip ve yönetmenliğini yaptı.

    özellikle, 1956-1958 arasında yönettiği pazar postası gazetesi ile ikinci yeni şiir akımının/topluluğunun şekillenmesinde rol oynamıştır.

    veteriner fakültesi'nde okumak için tokat'tan ankara'ya gelişini "insan anadolu'da tutuktur, çekingendir, hesaplıdır. şiirimi, hikâyemi bir valize koyup ankara'ya getirdim" şeklindeki orijinal tespit ve itirafı, 16 şubat 1958 tarihli pazar postası'ndaki "üvercinka ile gelenler" adlı yazısında yapar.

    edebi eserleri olan, onu anlat işte (anlatı), ey karanlık mavi güneş (hikâye) ve havada kalan güvercin (şiir) için ciddi bir çalışma/inceleme/analiz yapmalı ya da yaptırmalıyım.
hesabın var mı? giriş yap