• çok uzun süreler hizmet vererek de tasarım olarak başarısını kanıtlamıştır. her mühendisin kıskanacağı kadar basit ve sağlam yapılıdır. kolay kolay hasar görmez. görürse de kolay tamir edilebilir. eğik tasarımlı zırhıyla tanksavar mermilerini sektirerek etkisiz hale getirir.

    ilk olarak 1941 yılı yaz aylarında ortaya çıktı. alfred jodl'un da günlüğüne yazdıklarına göre; alman askerlerini psikolojik bir şoka sokmuştur. yalnız bu dönemlerde alman askerlerini ateşiyle vurulandan çok bozulan tanklar vardır. habire bozuldukları için sağlam bir modifiye gerekmiştir. o dönemlerde almanların kullandığı anti tank silahları 37 mm pak 36 ve 50 mm pak 37 idi. bu silahlar, t-34 tanklarına hiç bir zarar verememiştir. sovyet ordusunun eğitimsiz askerleri o sıralarda bu tanka daha çok hasar veriyorlardı. kış şartlarında yine kendini kanıtladı. dizel motoru kışın daha iyi çalışıyordu. benzinin donduğu ısılarda mazot donmuyordu. almanlar sırf bu yüzden antifrizi icat ettiler. ayrıca t-34, alman tanklarının geçemediği yerlerden de başarıyla geçiyordu. ama almanlar durumu kavramakta gecikmedi. hitler yeni modeller için en yetenekli subaylarını * yeni tankların yapımı için görevlendirdi.

    üretildiği yıl, dünyanın en iyi tankı olmuştur. friedrich von mellenthin "bununla karşılaştırabileceğimiz bir şeyimiz yok" demiştir. sonradan almanlar yeniden azmettiler. alman panther tanklarıyla t-34 arasında bir karşılaştırma yapmak zor. alman tankları çok çok daha ilerideydi. sovyet tasarımcılar durumu görüyorlar, ama üretim hattını durduramadıklarından pek çok şeye müdahale edemiyorlardı. askerler cephede bu eksikliği almanlara karşı taktikler geliştirerek dengeleyebildi. tiger ile t-34 herhangi bir konuda kıyas kabul etmiyordu.

    dünyanın en çok üretilmiş ikinci tankıdır. alman ağır tanklarıyla karşılaştırılamaz. bir alman askerin söylediği rivayet edilen bir söz vardır hatta: "siz her zaman bir alman tankını yoketmek için en az altı tanka ihtiyaç duyarsınız. ama zaten sizin hep bu kadar tankınız vardı..."

    optikleri pek de iyi olmamakla birlikte 1 km mesafeye nokta atışı yapabilmekteydi. almanların 3 km gibi bir mesafeden ateş edebildiklerini düşündüğümüzde çok kısa kalıyor bu mesafe. ama sovyetler durumu avantaja çevirmek için yeni bir teknik buldu: tankla tanka çarpmak. iki tank da bozuluyor ya da devriliyordu ama almanların fazla tankı yoktu. kursk savaşını sisli bir havada başlatan komutanların bu hatalarını tankçılar ödemiştir. kalın zırhlı alman tankları ancak yakın mesafeden ateş edebilen sovyet tanklarınca imha edilebiliyordu. hava sisli olduğu için 3 km mesafeye nokta atışı avantajını da zaten yitirmişlerdi.

    peki bu tankın vurulduğunu, yeni tankları yoketmek için çok sayıda aracı ve insanı kaybetmeyi sovyetler düşünmemiş miydi de tankı geliştirmediler, karmaşık donanımlı, karmaşık yapılı alman tanklarıyla yarış edebilecek tanklar üretmediler diye düşünebilirsiniz. aslında bu bir strateji oyununun bir parçasıydı. almanlar giderek daha karışık ve daha ağır tanklar yaparken üretim hızları düşmekteydi. sovyetler burada doğru ata oynamıştır. daha az sayıda süper tankın karşısına vurabileceğinden çok daha fazla tank çıkartmıştır. stratejik olarak sovyetlerin hamlesi doğruydu. ölen onca insan her zaman olduğu gibi hiç hesaba katılmamıştır.

    ot-34 modellerinde alev silahı bulunur. tankın şasisi pek çok uçaksavar ve köprü tankı için temel alınmış ve kullanılmıştır. almanlar şasiyi genelde kundağı motorlu top yapmak için kullanmışlardır.

    almanların geliştirdiği manyetik tank mayını diye bir silah, savaşın sonlarına doğru tankçıların kokulu rüyası oldu. yalnız bu silahı kullanmak için cesur adamlar gerekiyordu. t-34 tankının arka kısmı kısmen düzdür ve zırhı bu noktada kalın değildir. mıknatıslı bir bomba bu alana tutturuluyor ve kurularak kaçılıyordu. yakın mesafeden çok şiddetli bir darbe alan tank kullanılmaz duruma geliyordu. almanlar bu silahı geliştirdikleri zaman sovyetlerin de benzer bir silah kullanabileceğini düşünüp zimmerit diye bir manyetik alan önleyici kaplama geliştirdiler. son çıkan tanklarına da bunu sürdüler. tiger tankının üzerindeki çıkıntılar işte bu kaplamadır. sovyetler hiçbir zaman mıknatıslı bir bomba yapmadı. ama korunmanın yolunu çabuk buldular: tankın arka kısmına ince bir kısım beton sürüyorlar ve kurumaya bırakıyorlardı. beton üzerine yapışmayan manyetik bombalardan böylece kurtulmuş oluyorlardı.

    o kadar çok üretilmişler ki; fabrikasının bulunduğu çelyabinsk kenti "tankograd", yani tank şehri olarak anılmıştır.

    bir mühendisin her zaman örnek alması gereken bir tasarımdır.
    birincisi, düşük üretim maliyetidir. basit parçalardan, kolay, yüksek ustalık gerektirmeyen üretim yöntemleri kullanılarak üretilebilir. *
    ikincisi, ucuz olmasıdır. hem üretim maliyeti, hem kalifiye işçi maliyeti düşüktür. malzeme bol kullanılmış olabilir. ama işçilik ve zamandan yapılan tasarruf yeterlidir. almanya'nın ürettiği her 800 tanka karşı 1500+ sayılarında üretilebilmiştir. *
    üçüncüsü, her türlü kolay üretim ve ucuz montaja rağmen güçlü olmasıdır. dizel motoru soğukta çalışması için süperdir. almanların benzinle çalışan tanklarından daha düşük bir işletme maliyeti vardır. zırhı atılan mermileri sektirecek biçimde tasarlanmıştır. *
    dördüncüsü, hareket kabiliyeti yüksektir. döneminde en hızlı orta büyüklükte * tanktır. paletleri alman tanklarının paletlerinden geniştir. daha iyi kavrar. daha batmadan ilerler. *

    bu tankı pek beğenen almanlar, ele geçirdiklerinde kullanmaya başlamışlardır. alman saflarında savaşan modellerine "panzerkampfwagen t-34(r)" adı verilmiştir.

    bir de yanlış anlaşılan bir konuyu düzeltelim. hiç sevmediğim stalin'i savunmak gibi oluyor ama; onca insanın ölümüne neden olan kişi stalin değil, mareşal jukov olmuştur.
  • askeri açıdan baktığında çok ucuza çok fazla kişiyi öldürmenin en ekonomik yolunu size sunan bir makinedir.

    t-34, 2.dünya savaşını günümüzde sidik yarışı yoluyla sürdürenlerin kıyas anlamında sürekli öne çıkardıkları bir tanktır ve alman pzkpfw* vi tiger tankına benzer şekilde gereksiz yere efsaneleştirilmiştir. bugün 2. dünya savaşı hakkında az buçuk bilgisi olan birini çevirin ve tank diye sorun size ya tiger der ya da t-34. halbuki almanların ve rusların kullandığı onlarca çeşit, daha başarılı zırhlı araç mevcut.

    t-34 için önceki entrylerde yazılmış bilindik şeyleri tekrar etmeyeceğim. yalnızca satır aralarında kalan ve entry bittikten sonra neden t-34'ün çok iyi bir öldürme makinesi olduğunu anlayacağız birkaç ufak detayı yazacağım.

    t-34'ün en büyük artısı alman tanklarına göre nispeten kolay üretilmesi, basit mühendisliği der dururlar. ama bu üretim kolaylığını ya da basit mühendisliği kimse anlatmaz. ama ben anlatırım. üretim kolaylığı ya da basit mühendislik lafı bir tankın aslında ne kadar az mühendislikle ve/veya daha az parça ya da emekle üretildiğini size anlatır. bu noktada detaya inelim.

    örneğin alman panther tankı aslında sovyet t-34'ün kopyalanması ve geliştirilmesi yoluyla üretilen bir 2. dünya savaşı alman tankıdır. askeri açıdan baktığınızda da modern ana muharabe tankı mantığı ile üretilen ilk tanktır ve modern tankın atası kabul edilir. gelgelelim üretim süreci sovyet muadili t-34'e göre çok daha uzundur ve mühendisliği karmaşıktır. mesela panther tankının tekerlekleri tankın gövdesine torsion bar denilen uzun çubuklar ile tutturulur. bu uzun çubuklar tank gövdesi eninde ilerler ve tankın zemininde bulunur. bu süspansiyon sisteminin amacı tankın zeminde daha yumuşak şekilde ilerlemesi, mürettebata konforlu bir yolculuk sağlaması ve atışları esnasında daha dengeli bir top platformu halinde durmasıdır. elbette bunların yapılması için tankın hull denen ana gövdesi çok büyük tezgahlara bağlanır, gerekli yerlere delikler açılarak ilerleyen adımlar için hazırlık yapılır. ama bu açılan delikler için ileri bir mühendislik çalışması ve altyapı ister yapılan işlem.

    bundan başka panther diğer alman tankları gibi motoru arkada ama ama tahrik dişlisi (bkz: cer dişlisi) yani aracı ilerletmesi için ilk hareketi veren dişli önde olacak şekilde tasarlanıp üretilmiştir. bunun asıl nedeni paletlerin kendi kendini daha kolay temizlemesi ve tankın ön tarafından bulunan şanzıman tertibatı ile nispeten mürettebata daha fazla korunma sağlanmasıdır. ancak üretim anlamında bakarsanız panther tankının arkada olan moturundan sağlanan hareket enerjisinin tankın en önündeki şanzıman mekanizmasına iletilmesi için bir iletim tertibatının yani tahrik mili sisteminin kurulması gerekir. bu tertibat da torsion bar'ların üzerine gelecek şekilde konulur.

    motoru koydunuz, torsion barları yerleştirdiniz, tahrik milini aldınız ve en öndeki şanzımana yani vites kutusuna bağladığınız. vites kutusu demişken anlatmadan olmaz, alman vites kutularının tasarımı çok hassastır ve bu hassaslık tüm savaş boyunca almanların başına bela olmuştur. sürekli geliştirmeye çalışsalar da alman şanzımanları genelde daha düzgün olan batı yolları ve düzgün arazileri için tasarlandığından çok ciddi şekilde bozuk şartları olan rus steplerinde devamlı arıza yaptıkları bilinir. neyse ana konuya dönelim. buraya kadar yaptıklarınız sadece tankın yürüme mekanizması için yapılan çalışmalar olup daha iç donanım, taret mekanizması vs. daha gelemedik. mesela almanlar hitler'in ısrarı sonucu panther'e hep 88 mm'lik top takmak istemiş ama taret yüzüğünün zayıflığüs ve taretin ufak kalması nedeniyle başarılı olamamışlardır. onun yerine 75 mm'lik top takılmış ama bu topun da üretimi cok daha uzun sürmüştür.

    peki bu süreçte ruslar ne yapıyor gelin ona bakalım.

    sovyet t-34'ünde süspansiyon olarak christie süspansiyon olarak bilinen klasik yaylı sistem kullanılıyor. buna göre t-34'ün tekerleri tank gövdesinin dışında açılan deliklere montajlanmış ve yağ dolu bir hazne içindeki yaylara tutturulmuş süspansiyon çubuklarına takılır. delikleri delmek için tezgaha filan bağlamanız gerekmez, üretim hattı üzerinde ilerleyen gövde üzerinde kolayca delikler açılabilir. sovyet tanklarından cer dişlisi arkadadır ve bu sayede ekstra bir tahrik mili şanzımana gitmez. motora doğrudan bağlanan şanzıman da cer dişlileri gibi arkada olduğundan cer dişlileri şanzımana en kısa yoldan takılır.

    t-34'de kullanılan ilk silah sovyetlerin zilyon tane ürettiği ve daha başka tanklarda da kullanılan 76.2 mm'lik toptur. daha sonra panther ve tiger çıkınca mecburen 85 mm'liğe upgrade ettiler ama isabetlilik ve tesir anlamında alman toplarının kalitesine asla ulaşamadi bu silahlar. fakat tanklarin kitlesel kullanımı sovyet silahlarının zayıflığını örten en önemli özellik idi ve t-34'te de böyle oldu.

    işte burada sürekli yazılan üretim kolaylığı, basit mühendislik, ekonomiklik laflarının özü budur. almanlar kaliteli mal üretelim diye kastırdığı halde ruslar ortaya bir mal koyalım da kalitesine sonra bakarız dedikleri için bu fark ortaya çıkar. elbette sadece bu da değil. mesela rusların tanklarda dizel motorda ısrar etmeleri ama almanların üretimi ve işletilmesi dizele göre daha zor ve ince işçilik isteyen benzinli motorda ısrar etmeleri de bir etkendir. ama bu tercihlerin kendilerine göre mantıklı sebepleri var. mesela almanlar paletler kendilerini temizlesin diye önden itişli tankları tercih etti yazdım. bunun nedeni alman tank paleti tasarımında gizli. alman palet baklaları dar enli ve aralıklı imal edilmiş. aralıklı imalin nedeni da yol tutuşunu yüksek tutmak ve genelde batı avrupa'da kullanılacak şekilde tasarlanmaları. bu nedenle bakla aralarına sıkışan madde daha fazla ve bu parçaları da sürekli durup temizlemek mümkün olmadığından paletin kendi kendine temizlenmesi lazım. ama t-34 paletlerine bakarsanız düz, daha geniş ve alman paletlerinin aksine aralıklı olmadığını görürsünüz. bunun nedeni de tankın rus stepleri gibi çok geniş ve dümdüz alanlarında kullanılmak üzere karda, çamurda zemine saplanmamasını sağlamaktır. mesela almanlar çamurda ve karda gidebilmek için dar paletli araçlarına ostkette denilen ilave palet baklalarını takmalıydı ama rusların böyle bir ihtiyacı az önce anlattığim nedenden ötürü hiç olmadı. e bu fiziki/coğrafi gerçeklik durumunda t-34'ün çok ciddi bir yol tutuşuna ihtiyacı yok, sadece gaza basınca gitsin yeter mantığı var ruslarda ve cer dişlisini arkaya koyup üretimi basitleştirerek aynı anda yüzlerce tankı üretim hattından çıkarmaları kolaylaşıyor.

    t-34'ün sürekli vurgulanan ve nedense bir "devrimmiş" gibi algılatılan diğer bir özelliğine gelelim, eğimli zırh. şimdi herşeyden önce söyleyeyim ki eğimli zırh olayını ruslar filan bulmadı. bu durum taaa 1'inci dünya savaşı'ndan beri bilinen bir durum ve hatta o savaşta dahi eğimli zırhı olan tanklar var (bkz: krupp a7v). önce bilmeyenlere anlatalım; eğimli zırh temelde bir metal plakanın mermilere 90 derece durmasından ziyade 30, 45, 60 derece gibi eğimlerde yatırılarak o şekilde montajlanmasını ve bu şekilde kendisine atılan mermilere karşı durmasını amaçlayan bir tasarım özelliği. burada amaç eğimli zırh plakasına çarpan merminin zırh içinde alacağı yolu uzatarak kinetik enerjisinin sönümlenmesi ile deliciliğini azaltmak ve zırhın dayanımını arttırmak.

    az önce dediğim gibi eğimli zırh olayını tank üreten hemen her ulus bir şekilde farketmiş durumda. önemli olan nokta ise şu, tank üreten ülkenin çevresindeki tehditlere göre kendi tank tasarımına şekil vermesi. mesela almanlar eğimli zırh mevzusu açılınca diyor ki kardeşim benim etrafımda düşman olarak fransa var, ingiltere var, rusya var. bu adamların ellerinde çelik çekirdekli mermiler atan tank ve tanksavar topları var ve bunların çapı da şu. e atttıkları mermi şu kadar mesafede şu kadar zırh deliyor. ama ben tanklarımı öne sürmeden önce hava kuvvetleri, topçular ve komandolar sayesinden önümdeki tansavar engelleri çok azaltıyorum, ayrıca tanklarımda da şu kadar menzilli topları koydum. böylece düşman tankını ve tanksavarını bana ulaşamadan engelleyebiliyorum. sonuçta ortaya almanların work horse'luğunu yapan nerdeyse sıfır eğimli zırha sahip panzer 3 ve 4 tankları ortaya çıkıyor.

    tank tasarımında tankın kullanım amacına yönelik tasarım çok önemli. sovyet tasarımından tank doğrudan düşman üzerine sürülecek bir makine yani taktik anlamda zekice kullanayım, zayıf düşman piyadesi üzerine süreyim oradan hattı yarıp arkaya dolanayım diye bir mantık yok. tanksavar olsun bas, tank olsun bas, piyade hattı olsun bas gibi bir mantıkları var en başında. e bu nedenden dolayı da eğimli zırh kullanımı onlar için mantıklı. ayrıca burada t-34'lere koydukları 76 mm'lik topların düşük isabetliliğinden de bahsetmek lazım. mesela almanlar kendi tank toplarının yetersizliğini aslında fransa seferinde görmüşlerdir. alman tank tümenlerinin belkemiğini oluşturan panzer 3 tanklarının kısa namlulu ve temelde piyadeye karşı kullanılan topları fransız char b1 tankları üzerinde yetersiz kalınca alelalcele daha büyük kalibreli ve/veya uzun namlulu antitank özellikleri gelişmiş toplarını (bkz: kwk) tanklarına uydurmaya başladılar. sovyet seferi başladığında ellerinde az sayıda uzun namlulu kwk topuna sahip panzer 3 ve kısa namlulu 75 mm'lik kwk'sı olan panzer 4 tankı vardı. işte bu tanklar da t-34 ile başedebilecek yegane tankları oldu sovyet seferinin başlarında. bu eğimli zırh olayının modası da çok geçmeden geçti elbette. t-34 ve kv serisi tankları gören almanlar tungsten çekirdekli ya da heat özellikli tanksavar mermileri üretmeye başladılar ama malzeme darboğazı nedeniyle bu mermilerin üretimleri çok fazla olamadı. bunun yerine almanlar ve ruslar kullandıkları topların çaplarını büyüttü. bu sayede topların attığı mermilerin kütleleri arttı ve artan mermi kütlesi sayesinde mermilerin kinetik enerjileri ve dolayısıyla delicilikleri fazlalaştı. bu noktada alman tarafında hitler'e sunulan raporlar var. almanlar daha fazla kalibre=daha fazla zırh sarmalına girmek yerine çelikten daha sert çekirdekleri olan mermilerin daha etkili olduğunu anlamıştı ancak az önce dediğim gibi tungsten gibi hammaddelere ulaşmanın zorlukları bu teknolojiyi engelledi.

    bunun yanında son yıllarda t-34 konusunda acayip bir propaganda başladı. özellikle rus tarafından gelen yoğun bir psikolojik etki aslında bu. halbuki alman-rus tank kayıplarına ciddi kaynaklardan bakarsanız almanların ruslar karşısında ciddi bir kill/death oranında olduklarını görüyorsunuz. mesela kursk savaşına sokulmuş bir ss birliği olan schwere panzer-abteilung 503 kendisine verilen tiger tankları ile (toplam 45 tane) 5 temmuz-17 ağustos arasında 7 kayba karşılık tam 385 tane sovyet tankı imha etmiş (1'e 55). yine aynı savaşa katılan diğer bir ss birliği olan 13. kompanie/ss-panzer-regiment 1 13 tiger tankı ile aynı sürede 2 kayba karşılık 150 tane rus tankı vurmuş (1'e 75!). yine kursk savaşına giren 17'nci panzer tümeninin panzer-regiment 39 birliği 58 panther tankı kaybetmesine rağmen 263 düşman tankı patlatmıştır (1'e 4.5) bu gibi benzer istatistikleri görmek ve incelemek mümkün. bu durumda t-34 mü iyidir yoksa alman panther/tiger'ı mi iyidir diye sormak en baştan hatalı çünkü öldürme oranında açık ara almanlar çok üstün. gelgelelim almanların en büyük sorunu olan yetersiz kaynaklar, idaresi çok zor olan geniş lojistik zorluklar, giderek yoğunlaşan hava bombardımanları, sovyetlerin nüfus fazlalığı sonucu kayıplarını almanlara göre daha kolay telafi edebilmesi ve yine giderek artan cephe gerisi partizan saldırıları tüm güçleriyle cephelere yüklenmelerini etkileyen diğer önemli faktörler. bu faktörler gözönüne alınmadan ezbere ortaya atılan "t-34 süper yea" tezi de aslında çok sağlam temeli olan bir iddia değil.

    tanksavar topçuluğu da bu t-34 efsanesinin çıkış noktalarından biri. alman piyade ve mekanize piyade tümenlerinde standart tanksavar silahı 37 mm'lik tanksavar topudur. bu silah 100 metrede 64 mm kalınlığında zırh delebilirken 1000 metre ve üzerinde delme kabiliyeti 22 mm gibi komik sayılara düşer. dolayısıyla t-34 gibi eğimli zırh sayesinde koruması fazla olan veya kv serisi gibi çelik yığını tanklar karşısında giderek etkisiz hale gelmiştir. ilk andaki şoku atlatan almanlar önce 88 mm'lik uçaksavar toplarını acil bir çözüm olarak devreye soktu. (88 mm'lik uçaksavarların tanklara karşı etkisi önceden fransa ve afrika seferlerinde ortaya çıktığından askerler bunu kullanmayı biliyordu zaten.) daha sonra çekilebilen 75 mm'lik toplar, daha sonra da tanksavar rolüne sokulan hücum topları ile durum desteklendi zaten. işte bu arada karşılaşılan zorluklar "t-34 de t-34" diye bağıran ekibin asıl dayandığı nokta oldu. daha sonra zaten gelişen alman topları ve tankları zaten t-34'lerle mücadele edebildi.

    biraz karmaşık oldu ama sanırım aklımdakileri çok detaya girmeden anlatabildim. benim fikrime göre t-34 öyle devrim yaratan bir tank falan değil. bir panther, t-34'e göre günümüz tanklarına çok daha yakın mantıkla üretilmiş bir tanktır mesela ama onun da sorunu çok fazla mekanik arıza çıkarması, yetersiz zırh koruması ile birleşen bazı tasarımsal hatalar içermesi (özellikle taretin önünden seken mermilerin tavanı delerek sürücüyü ya da telsizciyi öldürmesi gibi minik detaylar) ve ana silahının (75 mm kwk) yetersiz kalmasıdır. neyse, konunun özüne dönecek olursam olayın teknik ve askeri arka planını çok araştırdığımdan "t-34 süper" diye abartan tayfaya dahil değilim.

    edit: minör düzeltme ve eklemeler. #88031705 ile atılan diss'e yanıt veriyorum.

    yazdıklarımın tsk'nın doğu bloğu fikri olduğu filan yok çünkü uzun bir süreden beri asker değilim, ayrıca harbiye tedrisatından geçmedim ve hatta karacı değil havacıydım.

    t-34 ile tiger ve diğer alman tanklarını kıyaslamak mecburidir çünkü t-34, sovyet tank gücünün belkemiğini oluşturan tanktır. evet yanında kv-1, kv-2, is, su, isu, sherman gibi tanklar da vardır ama alman gücünün karşısına çıkan asıl tank 1941-42'de t-34/76 iken 42'den sonra da t-34/85'dir. kitlesel olarak savaşa sürülen tanktır t-34. bu durumda alman vs t-34 demek zorundayız çünkü almanlar 1941'deki barborassa hezimetinden itibaren aslında ostfront için doğru tank platformunu ve taktikleri bulmak için sürekli bir arayışa girmek zorunda kalmıştır. ama sovyetler kendi ülkelerine uygun platformu buldukları için minör değişikliler ile bu tasarımı savaş sonuna dek yürütmüştür.

    t-34 elbette medium denilen sınıfa mensup bir tank ve tiger ise ağır tank. bu medium, heavy ayrımı bugün yok. temelde zırh kalınlığı ve buna paralel olarak artan ağırlık bu ayrımın temeli olsa da silah gücü açısından baktığınızda t-34/85 pekala tiger'ı delebilecek kapasitede. zaten alman tank gücünün asıl taktiği düşmanı 1000-1500 metre mesafede imhaya dayanırken sovyetlerde bu mesafe 500-1000 metre arasında çünkü topların kalitesi daha düşük sovyetlerde. ama sayısal üstünlük, harekat inisiyatifi ve taktik manevra anlamında almanlar sürekli geriye giderken sovyetler daima ileriye gidiyor. bu durumda almanların yapacağı şey bireysel çabalar ya da etkili antitank silahlar ile karşılarına gelen yüzlerce tankı imha etmeye çalışmak ki bu tankların çoğu da t-34. işte bu bile neden olaya t-34 vs alman tankları diye baktığımı sanırım gayet net açıklıyor.

    bu arada almanların yaşadığı kavramsal ve tasarımsal bocalamayı sovyetler 1945 sonrasında neredeyse 1950'lerin başına dek yaşadı. o ara geçiş dönemi olduğundan dünya tank mantığı klasik heavy-medium tank ayrımından ana muharebe tankı denilecek modern döneme geçiyordu ve rusların elinde çok fazla sayıda t-34'le yanında is-2, is-3 gibi ağır tanklar kalmıştı. ama çok ucuza imal edilen taşınabilir heat başlıklı roketler etrafı sardığından, toplar giderek çok daha fazla delici mermi atabildiğinden ve 2. dünya savaşı sonunda hava desteğinin tanklar üzerindeki etkisi riski ortaya çıktığından ağır tankların çok kolay hedefler olacağı ortaya çıktı. bu arada sovyetler yine t-34'ün geliştirilebilir tasarımından yola çıkarak önce t-44'ü ardından t-54 mod.1'i ve en sonunda t-54'ü ortaya çıkardı. bu tanklara baktığınızda t-34'ün temel tasarım özelliklerine sahip olduklarını ama çok daha güçlü toplarla donatıldıklarını görürsünüz. bu da t-34'ün aslında çok ekonomik ve gelişmeye müsait bir insan öldürme makinesi olduğunu ortaya koyar.

    bu arada almanlar açısından olaya baktığınızda bir dönem panzer tümenlerinin ana tankı olan panzer 4'lerin t-34'e benzer imalat özellikleri, alçak profili, etkili silahları ile geliştirilmeye en müsait platform olduğunu görebilirsiniz. ama hitler'in zırh+88 mm'lik top iddiası sonucu bu platformdan vazgeçilmiştir.
  • ikinci dünya savaşında sovyetlerin kullandığı orta sınıf bir tank. aslında tasarımı savaştan önceki yıllara dayanır (1934 te başlamıştır) tasarımcısının adını unuttum ama yardımcısının adı morozov idi ki kendisi soğuk savaş yıllarında t-62 ve 64 leri tasarlamıştır. zamanına göre son derece radikal bir tasarım olan t-34 ümüz maalesef tasarlandığı ilk yıllarda sovyet genelkurmayındaki bir kısım kafasız generaller tarafından şiddetli bir muhalefete uğramıştır. bu denyolar bu tarz bir tankın gereksiz olduğunu düşünüp t-26 ve bt serisi tankların sovyet tank birlikleri için en ideal tanklar olduklarını savunmuşlardır (ki almanlar bu tankları yumurta kabuğu gibi ezmişlerdir). fakat stalinin 2. adamı olan kliment voroshilov tankın önemini anlamış ve tankın seri üretime geçmesine ön ayak olmuştur. ve böylece bir efsane doğmuştur. nasıl bir tanktır bu??? evvela herkesinde bildiği üzere eğimli bir zırhın ilk defa doğru düzgün bir biçimde kullanıldığı ilk tanktır. kasasında bulunan 45 mmlik zırh eğimli olduğu için daha kalın bir zırha eşdeğer (yanılmıyorsam eğim açısından dolayı 90 mm ) bir koruma sağlıyordu. ayrıca eğik zırh belli bir hıza kadar olan memileri sektiriyordu ki böylece bunlar çelik zırha saplanmayıp zamanla kırılımasına sebep olmuyor ve böylece zırhın dayanıklılığı artırıyordu ki bu çatışmada çok iyi birşeydir. başlangıçta 76.2 mmli f-22 topu vardır ki bu top zamanının hemen hemen tüm tank zırhlarını makul mesafelerde delebiliyordu. ayrıca 60 cm genişlğindeki paletleri sayesinde karda kışta çamurda batakta bana mısın demeden batmadan çıkmadan rahatlıkla hareket edebilmekteydi.

    peki 1941 de almanlar sovyetlere saldırınca bu tank nasıl bir performans gösterdi?? şöyle efendim. şimdi bu tank ilk başlarda zırh avantajı sayesinde alman tankçılarının ve piyadelerinin tamamına kan kusturmuştur. ayrıca topu almanların tüm tanklarına karşıda etkiliydi. rus kışına çamuruna batağına bana mısın demiyordu. o zamanlar almanların elinde panzer 2, 3, 4 tankları bulunmaktaydı. bu tanklardan panzer 2 yi saymıyoruz. o fasulye. panzer 3ün alman tank doktorininde bir nevi anti tank tankı gibi bir görevi vardı yani tanklara karşı yapılmıştı. t-34 e gore ince bir zırha ve düşük çaplı bir topa sahipti. panzer 4 lerin ise piyadeleri sahip oldukları 75mmlik düşük hızlı ve kısa namlulu toplarla desteklemeleri öngörülüyordu (bu arada şunuda belirteyim ki burada sözü geçen panzer 4 ile daha sonraki modellera arasında dünyalar kadar fark vardır). amma velakin evdeki hesap çarşıya uymadı maalesef ve t-34 ler bu saydıklarımı hepsini perişan etti. piyadelerin durumu daha da vahimdi. hadi panzer tankları bi şekilde yakından şurdan burdan t-34 leri imha ediyordu fakat bu gariplerin bu canavar karşı hiç etkili bir silahları yoktu. ellerindeki tek tankasavar silahı pak-37 lerdi ki bunlarda t-34 lere karşı çok kötü bir şöhrete sahipti. kısaca bir pak-37 nin bir t-34 ü imha etmesi yada en azında savaş dışı bırakabilmesi için yakın mesafeden kule arkasına bi yere şanslı bir atış yapmak gerekirdi ki ohoo ölme eşşeğim ölme.

    tüm bunlara karşın alman tankları t-34 e rağmen nasıl oldu da moskovaya ve daha da ilerisi olan stalingrada kadar ilerledi??? onuda şöyle izah edeyim. efendim öncelikle ve öncelikle ilk t-34 modellerinin bi ton mekanik surunu vardı ki kayıpların çoğu bu nedenden dolayı meydana gelmiştir. ayrıca ilk modellerde 2 kişilik kule ve 4 mürettebat bulunuyordu. bu demek oluyordu ki kulede sadece tank komutanı ve yükleyici bulunuyordu ve tank komutanı aynı zamanda nişacı görevini yürütüyordu. yani aynı anda hem diğer mürettabata emir komuta etme hem düşmanı gözetleme hemde düşman hedeflerine nişan almak zorundaydı.. oysa alman rakiplerinde böyle bir sorun yoktu tank komutanı sadece kendi esas görevine konsantre oluyordu. ha bide ilk t-34 lerde taret septi yoktu ve yani kule personeli, kule sağa veya sola dönerken onunla birliklte dönmüyordu ki buda çatışmanın en sıcak anlarında mürettebatın tank içerisindeki hareketlerini daha karmaşık ve zor bir hale getiriyordu. yani tankın savaşabilirlik derecesi azdı. ayrıca t-34 ün nişangah teçhizatı oldukça ilkel ve kabaydı bu yüzden düşük bir atış isabet oranına sahipti. savaşın başında alman tank birliklerinin organizasyonu ve eğitimleri ruslarınkine göre çok üstündü. özellikle tam anlamıyla birbirinden bağımsız t-34 birlikleri yoktu. almanlar genellikle t-34 lerle üçer beşer yada tek başlarınayken karşılaşıyordu.

    sovyetler savaşın başındaki hezimetlerden çabucak ders alıp ellerindeki silah ve teçhizatları geliştirmeye başladılar ki t-34 lerde buna dahildir.ilk önce yukarıda sıraşladığım sorunları ortadan kaldırdılar ve en sonunda 1944 te t-34-85 i ürettiler. bu yeni modelde 85 mmlik daha büyük çaplı ve zırh delme kabiliyetli daha fazla olan bir top vardı.ayrıca yeni tasarlanmış kulesinin maksimum zırh kalınlığı 100 mm yi buluyordu (tigerlerde bile 110 mm dir ki zaten kimse zannetmesin ki tiger iyi bir tanktır sadece kaynakların boşa harcanmasından başka bişey değil) (şunuda belirteyim kıbrıs barış harekatı sırasında bir adet [yoksa iki miydi hatırlamıyorum]amerikan yapımı m47 miz rum t-34-85 leri tarafından yok edilmiştir halbuki m-47 zırh ve silah açısından çok daha üstündür)

    işte t-34 budur. savaşın en kalın zırhına en güçlü topuna yada en yüksek teknolojisine mi sahipti??hayır. sadece basit, dengeli ve üretimi kolaydı (daha doğrusu bu üç etmenin aşırı şekilde senkronize olmuş haliydi). t-34 her ne kadar yeni nesil alman pantherleri ve tiger 2 leri karşısında zırh ve ateş gücü üstünlüğünü tamamen yitirmiş olsada savaşın ilerleyen yıllarında sovyetler t-34 üretim işin iyice azıtmışlardır. hatta ve hatta çok fazla üretildiğinden üretim maaliyetleri düşmüş ve dolayısıyla çok çok daha fazla t-34 üretilebilmiştir. şöyleki 1944 yılının sonbahar aylarında sovyetler ayda yaklaşık 1200 (toplam tiger üretimine neredeyse eşit) adet t-34 ü cepheye sürerken almanların ise mesela eylül ayında sadece ve sadece 250 civarı operasyona çıkabilecek panther tankı bulunmaktaydı. kısacası sayıları çoğudu. zaten savaş boyunca 50000 civarı t-34 üretilmiştir ki kendisi savaşın en çok üretilen tankıdır.

    umarım bu yazdıklarım bu sayfaya bakıpta şu nacizane tank hakkında bişeyler öğrenmek isteyen arkadaşlara yardımcı olur...
  • gucunu cok basit bir tasarim $ekliyle olabildigince artirmi$tir.

    bu ufak numara tankin yan ve on kisimlarinin yere dik olarak degil de oldukca acili bir $ekilde dizayn edilmesine dayanir. bu $ekilde t-34, dumduz zirhli rakiplerinden daha ince bir zirh profili kullanarak daha dayanikli olmayi da ba$armi$tir (ayni $ekilde bu durum agirligina, dolayisiyla hizina ve maliyetine de yansimi$tir).

    mantigi gayet basittir, yatay duzleme neredeyse paralel gelen bir mermi ya da roket, egik zirh profilini tamamen delip gecmek icin ayni kalinliktaki duz zirhta izledigi yoldan daha fazlasini kat etmek zorundadir. bu basit mantikla t - 34 normalde gerekeceginden daha ince bir zirh ile uretilebilmi$ ve pratikte cogu durumda daha kalin zirhlarin korumasini yakalamayi ba$armi$tir.

    ufak bir not daha; sava$in en igrenc olaylarindan birinin daha kahramanidir. bir cok sava$ta ve bircok cephede tank ile piyade ezme vakalari gorulmu$, ancak stalingrad cephesinde bu olay doruga cikmi$tir. bunun nedeni dagilmi$ durumda bulunan alman birliklerinden sag kalanlarin soguktan korunmak icin kazdigi cukurlarda yatmaktadir. bu durumda bile acimasizca cephede denetleme yapan ss subaylari; artik cephanesi tukenmi$, yiyecek sikintisi cekmekte olan ve anti tank muhimmati bulunmayan bu askerlerin "cepheden kacma hainligi yapmamalari icin" ellerinden geleni yapmi$, sonucta da iki ate$ arasinda kalan bir cok alman askeri "cepheden kacarken" ss subaylari tarafindan vurularak bir hain olarak olmek yerine kazdiklari cukurlarda kimi zaman bir kac metre otedeki arkada$larinin tarif edilemez olumlerine $ahit olarak olmeyi beklemek zorunda kalmi$tir.

    rus tank tumenleri de (ozellikle aralarinda nkvd'den subaylarin bulunduklari) bu firsati kacirmayarak cephane bile harcamadan ve cogu zaman propaganda icin kullandiklari anonslari alaylarla susleyerek sik sik bu cukurlari ziyaret etmi$ ve caresizlikten kacamayan almanlarin uzerinde tanklarini surerek onlara t - 34 agirligiyla preslenmi$ kardan tabutlar hediye etmi$lerdir.

    notumuz ufak olmadi ama neyse.
  • t-34 2. dünya savaşında ruslar ın en başarılı tankı. bu tank eğer diğer tanklarla direk bir kıyaslamaya girecekse aslında basit hatta dandik denilebilecek bir tanktır. ancak rus ordusuna verilebilecek en muhteşem tank t34 olsa gerek. bir kere rus ordusunun personeli rakibi almanyayı nerdeyse 10 a katlayacak büyüklüktedir. üstüne üstlük bu askeri personelin tecrübesi ve eğitimi sıfıra yakındır. hal böyle olunca öyle bir tank yapalımki demişler eğitime gerek kalmadan kullanılsın, şöylede bir zırhla kaplayalım sağlam olsun, düz gidip çarpsa yeter. öyleki dışarıdan oyuncağa benzeyecek kadar basit bu yüzdende inanılmaz hızlı ve kolay üretime sahiptir. dizel motorları soğuğa karşı dayanıklı, kalın paletleri ise çamurda ilerlemeye olanak vermektedir. içeride gürültüden bir birini duymayan 4 personel vardır. araç kontrolleri kumandalı oyuncak arabalarinki kadar kolaydır. 5 personel yerine 4 personel olması komutan ve nişancıyı aynı kişi yaparak zaten pek iyi görüşe sahip olmayan bu tankı adeta kör yapmıştır. nitekim t34 ün saldırı gücü oldukça düşüktür, ama alman ordusunda tankları yok etme görevini yapan stuka lar, alman ordusunun ilerleyişine yetişemeyince t34 leri vurmak piyade ve panzerlere kalmıştır, ama esas görevleri tanklarla karşılaşmak olmayan bu birliklerin elindeki 37 mm lik tank savar topları t34 için fazlası ile hafif kalmıştır. bu yüzden t34 almanları bir süre oyalamıştır ancak genede durduramamıştır. taki kar ve yağmur gelene kadar.
  • o zaman dahilinde sovyetlerde ota boka stalin ismi verilmesi olgusundan nasibini alarak t 34 stalin olarak adlandırılmış hızlı ve etkili * tank, alman tanklarına karşı en büyük avantajı ise gücünden çok sayısı olmuştur zira tigerın 88lik topu ve uzun menziline karşı rus tankçıları genellikle bodozlama çarpma taktiğini kullanmışlardır.

    t 34ün alman tanklarına karşı özellikle kursk savaşındaki en büyük avantajı almanların kaybettikleri tiger ve panzerlerinin yerine yenilerini koyamazken cepheye yakın traktör fabrikalarında üretilip hemen üreten işçiler tarafınan kullanılarak cepheye sevk edilip savaşa katılması ve fazlası ile yenilenebilir olmasıdır.

    kolay üretilen iyi hız ve zırh profiline sahip tava tipi alçak kule tasarımının ilk uygulandığı rusların daha sonra tank üretiminde benimseyeceği hafif, hızlı ve kolay üretilebilir tank tasarımı mantalitesinin ilk örneği olan savaş makinesi.

    edit: yok lan iosif stalin tankı ayrı bir tank, 122 mm toplu ağır tank sınıfından bir alet. neyse gene de t-34 gayet başarılı bir tanktır.
  • sayesinde tiger'ların kv-1'i görünce fellik fellik kaçtığını öğrendiğimiz tank. hey yavrum hey..
  • nazi ordusuna, ikinci dünya savaşında, ölüm kusan sovyet harp makinesi. amerikalılar'ın atom bombasını atması, japonya için neyse, ruslar'ın yüzlerce t-34'ü seri üretime sokması için almanya için odur.

    t-34 belki dayanıklık ve hatta ateş gücü olarak yine almanlar'ın panzer ve tiger serileri kadar güçlü veya elit bir tank değildir. ama, kullanımı o kadar kolay, birim maliyeti yeteneklerine göre o kadar düşük, üretimi o kadar seridir ki, almanlar, sayısı çil yavrusu gibi artan bu tanklarla baş edememişlerdir. kısacası t- 34 niceliği niteliğe üstün kılmıştır.
  • oha amk!

    1942 yılında bir bataklığa gömülüp mürettebatınca terk edilen t-34'ü 2016 yılında bataklıktan çıkarmışlar. görüntüler tankın bataklıktan ilk çıkarıldığı ana ait olmasına yani herhangi bir bakım görmemesine rağmen taret ve paleti çalışıyor. la bildiğin kepçenin yedeğine bağlayıp çekiyorlar ve palet dönüyor lan! ve ben o paletin orada yağlandığını hiç sanmıyorum.

    elim ayağım titriyor amk! lan ben el takımlarını taşımamak için şantiye deposuna bırakıyorum. üç ay sonra döndüğümde yağlamadan çalışmıyorlar. o palet nasıl oluyor da dönebiliyor lan? biri bana açıklasın. paleti mi değiştirdiler acaba iki dakikada. değiştirseler ne olur palet tekerlekleri fıldır fıldır dönüyor. komple alt takımları da değiştirmemişlerdir herhalde.

    kodumun tankı utanmasa dile gelip "65 yıl bir bataklıkta mahsur kaldıysak ölmedik ya! depoya az benzin koyun. iki fırt da votka damlatın. sonra bana yolu gösterin" diyecek.

    ps. videoda 65 dediği için ben de ilk anda 65 yazdım ama aslında 74 yıl o bataklıkta kalmış.
  • üretime girdiği 41 yılından savaşın sonu olan 45 yılına kadar sadece 4 yılda, 35.000 adet üretilen sürümden kazanan tank. eğer ikinci dünya savaşında savaşan bir tankçı olsaydınız asla bir t-34'ün içinde olmak istemezdiniz. bunda bu tankın içinin çok dar olması* ve sürü misali cepheye sürülerek personelin canının hiçe sayılması başlıca sebeplerdendir. içi oldukça dar olduğu için tank mürettebatının genelde boy ortalaması 1.60 olup, genelde en fazla 1.70'dir.

    tank tarihine en büyük katkısı, savaş alanında kullanımından çok üretim bandındaki muazzam servise giriş sayılarıdır.

    almanlar tank üretiminde quality biçimini seçerken, ruslar quantity demişlerdir.

    (bkz: quality or quantity)
hesabın var mı? giriş yap