• "elma", samira mahmelbaf'ın 17 yaşında, 1998'de belgesel/drama türünde çektiği ilk filmi. senaryosunu babası muhsin mahmelbaf'a aittir. babasının muhteşem sükut filminden (1998) arda kalan malzemeyle çekilmiştir.

    fukaralık ve cehalet sebebiyle evde kilit altında tutulan, 12 yaşındaki ikiz kız kardeşlerin dışarı çıkıp dünyayla tanışmalarını anlatır. iran sinemasının yine nevi şahsına münhasır, pırlanta gibi örneklerinden biridir. elma ile ayna, filmin üzerine bina edildiği iki metaforik imgedir.
  • iran simge dilinde elma (sib): hem aşk hem sağlık demek.

    (bkz: elma/@ibisile)
    (bkz: yedi sin sofrası)
  • --- spoiler ---

    link

    --- spoiler ---
  • çok ender bir şekilde iran sinemasından film geldi önüme. özellikle seçmedim ama şimdiye kadar izlediklerime göre iran sineması başarılı duruyor. tutup da abidik kubidik kore sineması güzellemesi yapacak değilim..

    her neyse gelelim konumuza:

    --- spoiler ---

    11 senedir güneş görmemiş ikiz kızlar ve özgür bırakılma imkanında çocuksal içgüdülerini hiç de kaybetmeden oynama sosyal olma güdülerini hiç kaybetmiyorlar. çocuklar filmin başında el ele kola kola dururken yönetmen, ısrarla ısırılmış elmayı sokuyor gözümüze!

    yani kötü bir şeylerin başladığı görülüyor..
    bingo! sosyal hizmetler çalışanı!

    bir tarafta kızlarını sürekli kilitli kapılar ardında bırakan baba, diğer taraftan kızları salık verip oynamasını gerçek dünyayla yüzleşmesini isteyen sosyal hizmetli çalışanı..

    filmde elma, adeta tanrıyı oynuyor..

    ne zaman ısırılsa bi kötülük, adeta edilmiş beddua gibi günyüzüne çıkıyor..

    --- spoiler ---
  • samira makhmalbaf'ın '98 yılında çektiği ilk filmi. yönetmen filmi çektiğinde henüz 17 yaşında ve babası mohsen makhmalbaf'ın bir filminden kalan malzeme ile çekiyor. film iran yeni dalgası'nın da özelliklerini taşımaktadır aynı zamanda. filmdeki olay ise gerçek bir hikayeden alınmadır.

    12 yaşındaki iki kız kardeşin anneleri görme engellidir ve babaları da fazlasıyla yaşlı ve işsizdir. kızlarının başına bir şey gelebilir korkusuyla onları evde sürekli kilit altında tutmaktadırlar. komşuların şikayetleri neticesinde sosyal hizmetler devreye girer ve duruma müdahil olurlar. bu süreçte zahra ve massoumeh ilk kez 12 yaşında dışarı çıkarlar tek başlarına. ilk başta çok yerinde bir metaforla, elmanın peşinden koşarlar. iran'da kadının ilk elmadan beri kapatılmışlığı üzerine çok anlamlı bir göndermedir bu. ardından insanlarla iletişim kurmaya başlar ve o elmayı yedikten sonra dışarıdaki canlılığın da farkına varırlar. peşinden koştukları elma onlara yeni bir dünyayı, dışarıyı göstermiştir.

    bir anekdot olarak da film yoksul bir mahallede geçmektedir ve duvarlardan birinde gamalı haç var. bunu yönetmenin bilinçli şekilde oluşturduğunu sanmıyorum, sadece açıya girdi muhtemelen. devlet propagandalarının ne denli tehlikeli bir vahamete eriştiğini o ara sokaktaki, yoksul halkın tepkiselliğinden görüyoruz esasında. sadece o sokaktaki gamalı haç, duvardaki gamalı haç bile pek fazla şey anlatıyor.
  • belgesel tadında bir samira makhmalbaf filmi.
  • 1998'de sutherland trophy'yi kazanmış filmdir.

    18. uluslararası istanbul film festivali'nde 'elma' adıyla gösterilmişti.
  • korece. on
  • (bkz: şibf)*
hesabın var mı? giriş yap