• "elma", samira mahmelbaf'ın 17 yaşında, 1998'de belgesel/drama türünde çektiği ilk filmi. senaryosunu babası muhsin mahmelbaf'a aittir. babasının muhteşem sükut filminden (1998) arda kalan malzemeyle çekilmiştir.

    fukaralık ve cehalet sebebiyle evde kilit altında tutulan, 12 yaşındaki ikiz kız kardeşlerin dışarı çıkıp dünyayla tanışmalarını anlatır. iran sinemasının yine nevi şahsına münhasır, pırlanta gibi örneklerinden biridir. elma ile ayna, filmin üzerine bina edildiği iki metaforik imgedir.
  • belgesel tadında bir samira makhmalbaf filmi.
  • korece. on
  • (bkz: şibf)*
  • 1998'de sutherland trophy'yi kazanmış filmdir.

    18. uluslararası istanbul film festivali'nde 'elma' adıyla gösterilmişti.
  • --- spoiler ---

    duacılık ve yardımlar ile ailesini geçindirmeye çalışan kör babalarının, rezil cehaletine rağmen aslında sosyal hizmetleri çalışanından daha sevgi doludur, ancak sosyal hizmetler çalışanının davranışları kızların daha hayrınadır. bu çatışma filmde en dokunan şey oldu bana. iyi niyetin, sevginin cehaletten filizlendiğinde hayatları nasıl kararttığı, onun karşısında sosyal hizmetlerin soğuk sert kaba samimiyetsiz kuralcı ama akılcı hareketlerinin ezilenlerin daha yararına oluşu... bu korkunç sevimsiz gerçek çok güzel anlatılmış. babanın canım masume canım zehra diye ağlayışı ve kızların hapis hayatından dolayı dış dünyada koşamayışı, burkum burkum burktu beni.

    --- spoiler ---
  • iran simge dilinde elma (sib): hem aşk hem sağlık demek.

    (bkz: elma/@ibisile)
    (bkz: yedi sin sofrası)
  • çok ender bir şekilde iran sinemasından film geldi önüme. özellikle seçmedim ama şimdiye kadar izlediklerime göre iran sineması başarılı duruyor. tutup da abidik kubidik kore sineması güzellemesi yapacak değilim..

    her neyse gelelim konumuza:

    --- spoiler ---

    11 senedir güneş görmemiş ikiz kızlar ve özgür bırakılma imkanında çocuksal içgüdülerini hiç de kaybetmeden oynama sosyal olma güdülerini hiç kaybetmiyorlar. çocuklar filmin başında el ele kola kola dururken yönetmen, ısrarla ısırılmış elmayı sokuyor gözümüze!

    yani kötü bir şeylerin başladığı görülüyor..
    bingo! sosyal hizmetler çalışanı!

    bir tarafta kızlarını sürekli kilitli kapılar ardında bırakan baba, diğer taraftan kızları salık verip oynamasını gerçek dünyayla yüzleşmesini isteyen sosyal hizmetli çalışanı..

    filmde elma, adeta tanrıyı oynuyor..

    ne zaman ısırılsa bi kötülük, adeta edilmiş beddua gibi günyüzüne çıkıyor..

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap