• tanah'ta adı geçen ve önemli bir rolü olan kadındır.

    naomi adında bir kadın kocası ve iki oğluyla birlikte yaşamaktadır. naomi, oğullarını evlendirir ve iki gelinini de yanına alarak hep birlikte yaşamaya başlarlar. ancak bir süre sonra naomi'nin önce kocası, sonra da oğulları ölür. 2 geliniyle birlikte kalan naomi, gelinlerine "babanızın evine gidin, benden artık size fayda gelmez" diyerek gelinlerini göndermeye çalışır. ancak gelinlerinin ikisi de naomi'yi bırakmak istemez. bunun üzerine naomi ısrarlarını artırır ve gelinlerinden bir tanesi gitmeyi kabul eder. diğer gelini olan rut ise, ne olursa olsun naomi'nin yanından ayrılmayacağını söyler. bunun üzerine naomi, rut için daha fazla ısrar etmez.

    naomi, bir süre sonra bir akrabasının yanına gider ve orada yaşamaya başlar. onunla birlikte rut da gelmiştir. naomi'nin akrabasının tarlaları vardır, rut bu tarlalarda çalışmak ister. bir süre tarlalarda çalıştıktan sonra, tarlanın sahibi ile evlenir.

    rut bu evlilikten bir çocuk doğurur. bu çocuğun adını ovet koyarlar. ovet'in işay adında bir oğlu olur. işay'ın ise sekiz tane oğlu olur ve sekizincisi davut*'tur.
  • ing. oluk, sapan izi, yiv, oyuk, kanal
  • verimsiz, çıplak
  • (bkz: route)
  • plaza dilinde izlenecek yol anlamına gelmekte olup, beyaz yakalıların cümle içinde en sık kullandığı kelimelerden biridir.

    örneğin:

    - erkut bey haftaya salı bir izmir ziyaretimiz olacak biliyorsun. aslında antalya'dan da epeydir arıyorlar. çok boşladık adamları. ne yapsak?...

    - tamam ya, ben onla ilgili bi rut çizdim. hatta oradan adana 'ya geçeriz. efsane bi yer biliyorum akşamına bi de kebap da ısmarlarım sana. gece 1 gibi de sabiha'ya ineriz işte hehe...

    bu arada bayramda ne yapıyorsun abi? * *
  • kara lisan'da "altı" anlamına gelmektedir.
  • ingilizce veya herhangi bir dilde gerçekten var mıdır böyle bir kelime çıkartamadım ama bizim türk business sektörü bu kelimeyi çok kullanıyor orası bir gerçek. dilimize nereden girdi meçhul ?
  • eski ahit'te kendine özel bir yer edinen büyük kadınlardan biri. dul kaldığında kaynanası naomi'den asla ayrılmayan, tarlaların köşelerinde fakir hakkı olarak bırakılan köşe buğdaylarını toplayarak geçinen, zamanındaki ölen kocanın akrabası tarafından evlenerek sahip çıkılması geleneğinden yararlanamayan, bir yerde kişisel kaygılarla ortada bırakılan, sonraları güzelliği ve çalışkanlığı, sadakati, fedakarlığı ile uzaktan hısımı, kayınpederinin arkadaşı boaz'ın dikkatini çekip, kaynana telkini ve boaz'ın onun evlenme ve miras haklarını akrabalarından satın almasıyla boaz'la evlenen, sosyal olarak kurtarılan kişilik. hikayesi oldukça ilginç ve güzel. vikipedi'de de mevcut.

    "roman, yaşamın kitabıdır. bu anlamda kutsal kitap karmakarışık bir büyük romandır. tanrı üstüne bir roman olduğu söylenebilir. ama gerçekte canlı insan üstünedir. adem, havva, sara, ibrahim, ishak, yakup, samuel, davud, beyt-şeba*, rut, ester, süleyman, eyub, işaya, isa, markos, yahuda, paul, peter: baştan sona canlı insan değil de ne bunların hepsi? canlı insan, kuru parçalar değil. tanrı bile başka bir canlı insandır, yanan bir çalıda, musa'nın başına taş yazmalar* fırlatan." d. h. lawrence - anka kuşu

    (ilk giri tarihi: 13.2.2014)

    (bkz: rahab/@ibisile)
    (bkz: tamar/@ibisile)
  • the killers'ın wonderful wonderful albümlerinden çok iyi bir parça. ya da benzer bir dönemden geçtiğim için bana çok dokunmuş da olabilir. bütün hafta "ı'll climb and ı'll climb..." diye gezmeme sebep oldular.
  • yoldan geçenlerin zamanla yol üzerinde oluşturduğu iz. araçların tekerleklerinin toprak yollarda oluşturduğu iki şerit şeklindeki çukurluk olabileceği gibi insan veya hayvanların aynı yerden çok defa geçmeleriyle oluşturdukları patikalar da olabilir.
hesabın var mı? giriş yap