• külliyen yanlış bir laftır.

    libero italyanca bir sözcük olup futbol için çevirisini "serbest adam" olarak yapabiliriz. ki icat edildiği dönemdeki tanımına son derece uygundur. açayım:

    libero benzeri ilk kavram karl rappan'ın verrouller kavramıdır. bu, takım savunmaya geçtiğinde adam markajı yapan savunma oyuncularının arkasında adam markajı yapmayıp pozisyon alan bir oyuncuydu. top rakibe geçince bir orta saha oyuncusu savunmacının yerine geçer, yerine geçtiği savunmacı da savunmanın arkasında markaj yükümlülüğü olmaksızın görev yapardı.

    libero, catenaccio ile italya'da ortaya çıktı. rappan'ın fikrinden esinlenen nereo rocco yalnızca takım savunmaya geçtiğinde değil, oyunun tamamında savunmanın arkasında adam markajı yükümlülüğü olmadan görev yapan bir oyuncu fikrini uygulamaya geçirdi. markaj yükümlülüğü olmaması onu diğerlerine kıyasla serbest kılıyordu ve libero adını aldı.

    libero, 1950'lerden başlayarak değişik dizilişler içerisinde hep yer buldu avrupa futbolunda. bu arada alf ramsey 1966 ingiltere dünya kupası'nda çeyrek finaldeki arjantin karşılaşmasından itibaren 4 4 2 düzenini sundu dünyaya. savunmasında bir libero vardı. ancak bir libero da orta sahasında vardı. "screen man" olarak tanımladığı bu oyuncunun görevi savunmadaki liberonun görevleriyle neredeyse tamamen aynıydı. ramsey'in görevi verdiği oyuncu ise manchester united oyuncusu nobby stiles idi. ramsey'in bir başka yeniliği ise ikili forvetin arkasında serbest oynayan bir orta saha oyuncusu idi. ona da "diamond" adını vermişti.

    1970 meksika dünya kupasında brezilyalı oyuncu clodoaldo antrenörü kendisine böyle bir görev vermediği halde oyun içerisinde sezgilerini kullanarak yeni bir role büründü. takım çılgınca hücum eden bir takımdı ve birinin savunmadaki boşluğu dengelemesi gerekiyordu. carlos alberto parreira'nın kondisyoner olarak görev yaptığı takımda clodoaldo mecburiyetinden zaman zaman savunma ile bütünleşen bir orta saha oyuncusu kimliği koydu ortaya.

    bu arada 1970'lerin başlarından itibaren franz beckenbauer oynadığı oyunla libero kavramını tersyüz etti. ilhamını italyan solbek giacinto facchetti'den alan beckenbauer, temel işi süpürücülük * olan liberoyu oyunun en aktif kimliklerinden birine çevirdi. artık libero orta sahasına yardımcı olup oyun kuruyor, hücuma da destek veriyordu. helmut schön bunu riskli bulduğundan milli takımda yapmasına 1972 yılına kadar izin vermedi. ancak 1972 yılında gelen izinle hem 1972 avrupa futbol şampiyonası hem de 1974 batı almanya dünya kupası beckenbauer'in ellerinde yükseldi.

    1970'in kondisyoneri parreira'ya takımı 1994 finallerine götürme görevi verilmişti ve yardımcısı da 1970'in teknik direktörü mario zagallo idi. 3 5 2 dizilişinin sorunlarının farkında olan ve uygulamak istemeyen parreira 3 5 2 ile başa çıkabilecek bir düzen bulmaya kararlı idi. çözüm olarak 4 4 2 dizilişinde orta sahanın ortasında oynayan iki oyuncudan biri olan carlos dungaclodoaldo'nun 1970'te yaptığına benzer bir şekilde, zaman zaman savunma ile bütünleştirerek kullanmaya karar verdi. ancak oyun kurma gibi orta saha görevleri de devam edecekti. böylece kanat savunucularının etkili ve orta sahaya yardım edecek çıkışlarına olanak sağlayacak ve 3 5 2 nin orta sahayı domine etmesini de önleyecekti.

    perreira'nın bu uygulamasını bazı aklıevvel spor yazarlarımız 3 5 2 nin liberosunu savunmanın arkasından alıp önüne koymaktan ibaret zannedince biz de ön libero lafı ile tanışmış olduk. ancak 3 5 2 nin liberosu ile parreira'nın oyuncusunun hiç bir şekilde alakası yoktur. 3 5 2 dizilişinde libero hakikaten liberodur, boştur, serbesttir. iki stoperin arkasında keyfine bakar. zaten 3 5 2 eleştirilerinin hatırı sayılır bir kısmı da libero nedeni ile zaman zaman takımın 10 kişiymiş gibi oynaması üzerinedir.

    oysa, bazılarınca ön libero diye tanımlanan oyuncunun libero ile zerre kadar alakası yoktur. hiç de serbest değildir bir kere. en fazla mücadeleyi göstermesi gereken odur. hem savunmadan hem oyunun kurulmasından sorumludur. libero dediğin adama izin versen sahada çay-sigara keyfi bile yapabilecekken, ön libero dediğin adamın başını kaşıyacak zamanı olmaz. çok yıpratıcı bir meslektir, o yüzden erken emeklilik hakkı verilmelidir. alış veriş yapmış evine dönerken paketlerini taşımasına yardım edilmelidir, yazık adama. otobüste gazilerden ve hamilelerden sonra ilk yer verilmesi gereken kişidir. zaten kendilerine yer verilmesi uyarısının takım otobüslerinde yer alması fifa tarafından zorunlu hale getirilmiştir. misal ben, emekli maaşı kuyruğunda karşılaştığmızda hemen sıramı veririm kemalettin şentürk'e.

    ezcümle, ön libero lafını kulanmayalım, kullandırtmayalım. ne biliyim, çapa deyiniz, defansif ortasaha deyiniz ama o terimi kullanmayınız. bir de savaşkan orta saha lafına ısınamadım ben. ibrahim bey, * kusura bakmayın ama ne o öyle pazar sevişgenleri gibi?
  • zenci olanların yarısının adı diarradır.
  • on sevisme gibi bir sey.

    bunu gecebilirseniz arkada zeballah gibi stoperler bekliyor; asil aksiyon orada.
  • futboldan az çok anlarım, oynamışlığım da vardır. izlemeyi fazla sevmem, izlersem de oyunun heyacanına kapılmak yerine kim nereye koşu yapıyor, hangi alanı kapatmaya çalışıyor, en az eforla en doğru işi yapabiliyor mu gibi sorularla eğlence haline getirmeye çalışırım olayı, maç ne kadar zevksiz olursa olsun.

    milli takımın maçlarını izledim son günlerde.

    yıllardır topsuz oyunda eksiklerimiz var diye diye topsuz oyunu öğretmişiz biz bu ön liberolara ama öyle bir hastalık yerleştirmişiz ki...

    arkadaş stoperlere iki metre yaklaşıp, topu alıp, diğer stopere pas vermek nedir? biri bana acilen bunu açıklasın. aklım almıyor, takıntı haline getirdiler bende bunu iki maçtır. adam bildiğin gidiyor stopere yaklaşıp topu alıyor, daha sonra diğer stopere pas veriyor. ya da sağ bek ya da sol beke pas veriyor. hiç mi uyarmıyorlar, öğretmiyorlar bu adamlara toplu oyunu?

    arkadaşlar sanırım kendilerini pirlo ile falan karıştırıyorlar. yeri gelir baskıdan kurtulmak için stopere yaklaşıp pas alırsın ama aldığın pası dikine öyle bir kullanırsın ki, hem boşuna efor sarf etmemiş olursun, hem de kapanan savunmaları daha da kendi ceza sahası çevresine gömüp, kontra atak şanslarını azaltırsın.

    ama bizimkiler ne yapıyor? gidiyor semih'e yaklaşıyor, mehmet'e veriyor. mehmet'e yaklaşıyor pası alıyor, gökhan'a veriyor. ya arkadaş allah'a şükür semih'te mehmet'te yanlarına pas verebilecek kadar yetenek sahibi. bir kere olur, iki kere olur anlarım. sürekli aynı şey yapılmaz ki.

    aldığın pasla da adam eksiltebilirsin. şu stoperlerine biraz güvenmek zorundasın. stoperden aldığın pas en az bir adamı eksiltmeli. siz sadece savunma için yoksunuz. bırakın ön liberoları, stoperler bile sadece savunma için yoklar. sen kaleye sırtın dönük oynayabilmek, takımın pas trafiğini ileriye taşımak için oradasın, bunun için para veriyorlar sana stoperler arasında bağ kurmak için değil.

    yazdıkça sinirlendim yine.
  • tugay'dan* sonra -ki kendisi de futbol hayatının ilerleyen dönemlerinde bu mevkiye geçmiştir- çok başarılı temsilcilerini yetiştiremediğimiz için a milli takımda mehmet aurelioya teslim ettiğimiz mevki.
  • bu model topçular genellikle taraftarlarca en çok sempati duyulan ancak duvara poster asmaya gelince bu sempati krallığını kaybedip taçlarını 10 numaralara ya da forvetlere bırakan oyuncu tipleridir.

    (bkz: bir dunga vardı ona ne oldu)
  • klasik futbol anlayışındaki libero mevkiinin, alan savunması benimsendikten sonra bi boka yaramadığı anlaşılınca geri dörtlünün önüne alınmış hali. böylece hem rakip atak olgunlaşmadan bir kesici görevi, hem de kesilen topların daha çabuk oyuna sokulması görevi bu oyuncu tarafından yerine getirilir.parrerianın mucidi olduğu 4 1 3 2 sistemindeki 1 bu mevkiiyi işaret eder. (bkz: suat kaya) ancak 3 5 2 oynayan takımlarda da benzer görev yapan oyuncular vardır. (bkz: samuel johnson)
  • - erdener abi, senin için kadıköyde 10 libero gücünde diyolar doğrumu?
    - kayarak müdahele yapasım var.
    (bkz: defensive midfielder)
  • bu oyuncular ikiye ayrılırlar. siyahi ön liberolar ve diğerleri. diğerleri içinde ise son yıllarda en öne çıkanlar arjantinliler. makalele, yaya toure, patrick viera, senna, essien ve "diarra sülalesi" siyahi olanların öne çıkanları. appiah ta hemen hemen bu klastadır. baktığımız zaman bu adamlar ispanya ve fransa milli takımlarının orta sahasını taşımışlardır yıllarca. öte yandan chelsea'nın, real madrid'in, barcelona'nın, arsenal'in inter'in formasını taşıdılar üst düzey seviyede yıllarca.
    son yıllarda iyiden iyiye pastanın önemli bir kesimini oluşturan önemli arjantinliler ise şunlar: cambiasso, gago, mascherano. üçü de birinci sınıf futbol takımlarında oynuyorlar. anderlectli biglia da bence en az bu kalitede bir ön liberodur. son dönemde galatasaray ile adı anılan ledesma da arjantin asıllı. trabzonlu colman da asıl mevkisinin ön libero olduğunu söylüyor. öte yandan antepli zurita. gerçi o biraz daha çift yönlü orta saha sınıfına giriyor. biglia da biraz bu sınıfta aslında. fark şu, ön liberonun en önemli özelliği takım müdafasına katkısı, kesiciliği iken çift yönlü orta saha oyunun iki yönünde de benzer katkılara sahiptir. kadrosunda her ikisinden birer tane olan takımlar bloklar arası mesafeyi azaltmış olurlar bu sayede.
    ön liberolar her ne kadar mücadeleci olsalar da top kaparken iki farklı şekil söz konusudur. kimisi çok hızlı ve fizikli oyunculardır. bunlar hızı ile rakibi hemen karşısına alır, bire birde fiziği ile ezerek topu kaparlar. ikincisi ise çok iyi yer tutabilen ön liberodur. pas keserek top kazanırlar ağırlıklı olarak. sadece top keserek yahut bire bir ile top kapabilen ön liberolar 4. sınıf ön liberolardır. çift ön liberolu sistemde yanındakilerin özellikle bu ön liberoların açıklarını kapatması gerekir. hem yer tutarak hem de birebir ile yeterli derecede top kapabilen ön liberolar ise üçüncü sınıfa dahildirler. bunlar genelde türk takımlarında sırıtmayan ön liberolar oluyorlar.
    gelelim büyük ön liberolara. ön liberonun hangi sınıfa girdiğinin en önemli ayracı top ayağına geldiğinde yaptıklarıdır. çok fazla top kapmasının yanında ayağına gelen topu da isabetli bir şekilde yanındakine aktaran oyuncu 2. sınıf ön liberodur. bu ön libero sınıfı türkiye liginde büyük iş yapar. birinci sınıf ön liberolar ise top ayağına geldiğinde yeri geldiğinde durak kullanmadan dikine topu en uygun oyuncuya aktarabilendir. yanındakine pas atarak vites küçültmemiş olur. ve topun ileriye hızlı çıkmasını sağlar.
    onun dışında ön liberonun ekstra yönleri iki tanedir. birincisi gerektiğinde stoperi üçleyebilmesi, ki bu biraz da fiziğine bağlıdır. ikincisi iyi uzaktan şut atabilemesi. zaten kaleye çok yakın pozisyon almadıklarından ancak bu şekilde direkt gole gidebilirler. büyük ön liberolar da genelde bu ekstra özellikleriyle ve top çalma stilleri ile birbirlerinden ayrılırlar. bir sınıfı üstte belirttiğimiz gibi daha çok zekası ile, pas keserek top çalarken bir kısmı ise birebir ynünden daha iyidir. genelde arjantinliler daha çok aklıyla siyahiler ise fiziği ile öne çıkarlar. öte yandan siyahi oyuncular bir kademe daha iyi savunma yaparken özellikle arjantinliler daha iyi top çıkarırlar.
  • çağdaş futbolun en büyük gereksinimidir.

    kimisi oyunu çok iyi kurar, kimisi uzaktan iyi şut çeker, kimisi 3-4 dalağı varmışçasına koşar, kimisi doğru yere koşar. kimisi gizli forvettir gol atar, kimisi yedek kalecidir çizgiden toplar çikarir.

    cm'den aklimda kalan bazi etkili ön liberolar. bazıları futbolu bıraktı ama, biz onları bırakamadık işte.

    (bkz: edgar davids)
    (bkz: roy keane)
    (bkz: patrick vieira)
    (bkz: claude makelele)
    (bkz: javier mascherano)
    (bkz: xabi alonso)
    (bkz: yaya toure)
    (bkz: stevenn gerrard)
    (bkz: mark van bommel)
    (bkz: xavi)
    (bkz: andrea pirlo)
    (bkz: stephan appiah)
    (bkz: igor biscan)
    (bkz: owen hargreaves)
    (bkz: amaral)
    (bkz: nicky butt)
    (bkz: costinha)
    (bkz: olivier dacourt)
    (bkz: luigi di biaggo)
    (bkz: flavio conceicao)
    (bkz: emerson)
    (bkz: niko kovac)
    (bkz: jens jeremies)
    (bkz: stilian petrov)
    (bkz: fabio rochemback)
    (bkz: alexey smertin)
    (bkz: johann vogel)
    (bkz: vampeta)
    (bkz: cristiano zanetti)
    (bkz: gaizka zabala mendieta)
    (bkz: kieron dyer)
    (bkz: diego pablo simeone)
    (bkz: alessio tacchinardi)
    (bkz: igor tudor)
    (bkz: fabio liverani)
    (bkz: emmanuel petit)
    (bkz: constantin galca)
    (bkz: ambrossini)
    (bkz: phillip cocu)
    (bkz: albert celades)
    (bkz: esteban cambiasso)
    (bkz: matias jesus almeyda)
    (bkz: dietmar hamann)
    (bkz: damiano tommasi)
    (bkz: ibrahim said)
hesabın var mı? giriş yap