• sanldiginin aksine yag asidi degil zincirinde 3. karbonunda bag olan yag asitlerinin genel ismidir. bunun kardesi omega-6'dir.

    omega-3 ve 6 esansiyel yağlardir yani insan vucudu tarafından sentezlenemeyen yağlar. bunların bu şekilde adlandırılmaları tamamen kimyasal sebeplerden. omega-3 yağlar sunlardir: alpha-linolenic acid (18:3; ala), eicosapentaenoic acid (20:5; epa), and docosahexaenoic acid (22:6; dha). omega 6'lar ise: linoleic acid (18:2) ve arachidonic acid (20:4) (parantez icindeki ilk sayilar yag asidindeki karbon sayisini ikinci sayilar da cift bag miktarini vermektedir)

    omega-3 yağ asitleri yağlı balık, algea, keten tohumunda filan bulunuyor. esasinda balik sentezledigi icin degil yosunlarda bolca bulundugundan dolayi balikta bulunmakta. ketende biraz omega-6 da var. omega-6 ise daha kolay bulunabiliyor gıdalarda: tahıl, yumurta ve kümes hayvanları ve ayrica bitki yağlarında (ve tabi bitki yağlarından yapılan margarinlerde-ki bunu sanki bişi yapmışlar gibi pazarlıyorlar margarinciler) .

    omega-3 ve 6'nın tüketilme miktarları önemli çünkü aşırı omega-6 alımının omega-3 yararını baltaladığı belirtilmiş. bir çok kaynak oran vermiş ve bu oranlar birbirini tutmuyor. dünya sağlık örgütü her 5-10 gram omega-6'ya karşılık 1 gram omega-3 tüketilmesini tavsiye etmiş.

    bi de omega-9 var ama o vucutta sentezlenebildiği için esansiyel değil. iki tane omega-9 yağ asidi var onlar da erucic asit ve oleik asit. oleik asit malum zeytinyağından en fazla bulunan yağ asidi. erucic asit ise kimi ülkelerde gıdalarda yüksek miktarlarda bulunması istenmeyen ve örneğin hardal tohumunda bulunan bir yağ asidi.

    (bkz: omega 6)
    (bkz: omega 9)
  • 4'ü piyasaya çıkınca alacağım. o zaman fiyatları düşüyor.
  • dun ntv'de yayinlanan ve aklimda kaldigi kadariyla "insan akli" olan belgeselimsi programda masal tarziyla anlatilmis sey.zira hic okulu ve okumayi sevmeyen bir cocuk uzerinde yapilan deneyde ayni cocuga hergun kapsul halinde bu hededen verilmistir.yine ayni cocuk deney sonunda cok sevdigi televizyonla kusmus, yeni arkadasini da kutuphane olarak belirlemistir.dolayisiyla omega 3 insanin bir konuda yogunlasmasina, o konuya konsantre olmasina, ogrenmesinin hizlanmasina ve hafizasinin gelismesine yarayan bir mucize olarak tanitilmistir.ama cocugun onune yigdiklari 50-60 kitap biraz abarti olmustu ya neyse.
  • d vitamini ile beraber profesör ahmet aydın'ın takviye olarak alınmasını salık verdiği yağdır. söylediğine göre sadece bu ikisini dış kaynaklardan yeterli almamız neredeyse imkansızdır. miktar olarak günde 1 gr kadar epa+dha toplamı olacak şekilde önerir.

    profesör canan efendigil karatay ise epa+dha miktarı 3 gr olarak öneriyor. ben arasını bularak her gün 1.5-2 gr kadar alıyorum. bunun yanında 2 günde 1 antioksidan olarak 100 mg koenzim qh (koenzim q10'un aktif hali) alıyorum. diğer gün için de, (bkz: antioksidan/@goldencrab)

    omega 3 alırken,

    * ifos 5 yıldız onaylı olmasına (elde edilen balıkların güvenilir ve aşırı kimyasal yüklü olmadığına ilişkin uluslararası belge)
    * içeriğindeki epa+dha'sının çok düşük olmamasına
    * etil ester değil, trigliserid formunda ve balık jelatinli olmasına

    dikkat edin.

    ayrıca emilimin daha fazla olması için tok karnına, tercihen yağlı bir yemeğin üstüne için.

    edit: yukarıda yazmayı unutmuşum. omega 6 katkılı omega 3'lerden kesinlikle uzak durun. vücudumuzda omega 3/omega 6 oranı 1/4 olması gerekirken bugünkü beslenme alışkanlıklarımız ve tarım sağolsun bu oran omega 6 lehine aşırı derecede bozulmuş durumda. zaten omega 3 takviyesini alma gereksiniminin sebebi de bu. siz omega 6 katkılı omega 3 alırsanız bu oranı düzeltemezsiniz.

    edit2: lütfen tıp okuyan biri bizlere hücrelerde ve vücutta bulunan temel ve bozulmamış bir yağın nasıl kanser yaptığını açıklayabilir mi?

    edit3: tok karnına alınması gerektiği eklendi.

    edit4: diğer günün antioksidanı için bakınız verildi.
  • omega 3 yağ asitleri vücudun üretemediği ama ihtiyaç duyduğu esansiyel yağ asitleri sınıfındadır. ala,epa ve dha formları vardır. ala bitkisel formdur, epa ve dha ise hayvansal formdur.ala(bitkisel) formdan epa ve dha'ya dönüşüm vardır.bu dönüştürme işlemi oldukça verimsizdir. ala’yı epa/dha’ya dönüştürebilme kabiliyeti kişiden kişiye değişmektedir ancak araştırmalar göstermiştir ki insanlar ala’nın yalnızca %0.3’ü ila %21’ini epa’ya ve %0 ila %9’unu dha’ya dönüştürebilmektedirler. başka bir deyişle vücudumuz ala’nın en az %70’ini ve hatta duruma bağlı olarak %99’unu omega-3 kaynağı olarak kullanamamaktadır. yani omega 3 diye tükettiğimiz keten tohumu,semizotu,ceviz gibi kaynaklar bize omega 3 adına yeterli yarar sağlamıyor. bu durumda fayda sağlamak için hayvansal omega3'ün daha iyi olduğunu görüyoruz (hamsi,sardalya,somon gibi yağlı balıklar).

    eğer haftanın en az 3 günü 150-200 gram yağlı balık tüketmiyorsanız sağlıklı bir insanın günlük alması gereken 1000mg omega3 seviyesine ulaşmanız da mümkün değil. baliktan omega 3 alimi mumkun olsa da ne yazik ki ciftlik baliklari ve agir metal riski nedeniyle balik tuketimi de tartismali bir konudur. yaşam koşullarımızın eskiye nazaran daha stresli olması,daha çok kimyasala maruziyet,depresyon-anksiyete,ağır metal birikmesi vb gibi pekçok etken vücutta enflamasyona yol açar, bu durumda omega 3 ihtiyacını arttırır.bildiğim kadarıyla türkiye'de omega3 seviyesi bakılmıyor ama bence baktırmaya da gerek yok. omaga 3'te sağlık vardır.amerika'da ve avrupa'da pek çok psikiyatrik hastalık tedavisinde ilaç tedavisinden önce omega3, b12 takviyeleri verilerek tedavi şekillendiriliyor.

    omega 3 besin desteği satın alırken bakılması gerekenler
    -merdiven altı satış yapan,hiçbir sertifikası bulunmayan,elindeki katologlarla insanlara dünya'nın en iyi omega3'ünü sattığını söyleyen kişilerden kesinlikle omega3 almıyoruz. omega3'ü alabileceğiniz tek doğru yer eczanedir.
    -elimize kutuyu aldık inceliyoruz.eğer üzerinde ıfos(ağır metal ve kimyasal atık içermediğini gösterir) sertifikası olduğu yazıyorsa sınıfı geçti.eğer yoksa hemen o ürünü de bırakıyoruz.
    -toplam epa+dha miktarına bakıyoruz,toplam omega3 yağ asit miktarı bizim için önemli değil.sağlıklı insanlar için 1000mg, stresli-depresyonda olanlar,sigara icenler,kotu beslenenler,kolesterolu yuksek olanlar, otoimmun hastaligi olanlar daha yuksek miktarlarda alabilir.
    -balık yağının formunun trigliserid formda olması tercih sebebidir.etil ester formda olan balık yağlarının emilim oranı trigliserid forma göre çok düşüktür.eğer ürün trigliserid formdaysa üzerinde mutlaka yazar.

    ve en önemlisi bu omega 3 takviyesi alırken tok karna olmak ve yağlı yiyecekler yemiş olmak. ben her kahvaltıda yumurta, yağlı peynir ve cevizle beraber omega 3 alıyorum. çünkü yağlı yiyecekler emilimi arttırıyor. aç karna içerseniz omega 3 aynen çöp oluyor.
  • hafızaya iyi geliyor, kullanmaya başladıktan sonra geçmişe dair gereksiz detaylar geliyor aklıma. sonra lisede hoşlanılan kızların soyadlarını hatırlayıp da facebooktan bakmak gibi faaliyetlerde yakalıyorum kendimi.
  • insan vücudu için özellikle de karaciğer için çok önemlidir. bu yağ asidinin bulunduğu besinler: soğuk sularda yaşayan yağlı balıklar (somon balığı), orkinos tipi ton balığı, uskumru, sardalya, hamsi, ada çayı (%64), kivi (%62), perilla(%58), semizotu(%35) daha az oranlarda ceviz, badem, fındık, soya filizi, kuru fasulye, soya fasulyesi, nohut, mısır, mısır unu, keten tohumu yağı, kanola yağı, soya yağı, tatlı patates, marul, lahana, brokoli ve diğer yeşil yapraklı sebzelerdir.
  • omega 3 (ve genel olarak yağ) mevzusu "gerzek edition":

    yağların yapı taşları yağ asitleridir. yağ asitleri vücutta hem enerji kaynağı olarak hem de hücre yapısında yer alarak iş görürler. çoğu yağ asidi vücut tarafından üretilebilirken “esansiyel yağ asitleri” adı verilenler üretilemez ve dışarıdan alınmaları zorunludur. esansiyel yağ asitlerinin yanı sıra, esansiyel olmamasına rağmen sağlık açısından önemli faydaları olan dolayısıyla dışarıdan alınmaları yararlı yağ asitleri de vardır. bu entry’de bunlara “yararlı yağ asitleri” diyelim. omega 3 yağ asitlerinden epa ve dha yaygın kanının aksine esansiyel değildirler fakat “yararlı”dırlar. bunlara sonra geleceğiz. esansiyel olmayan ve de “yararlı” olmayan çeşit çeşit yağ asidinin aslında birbirinden pek farkı yoktur çünkü vücudumuz bunları birbirlerinden veya diğer gıda maddelerinden kolayca sentezleyebilir. yani dananın kuyruğunun koptuğu yer esansiyel ve “yararlı” olanlar.

    yağ asitleri doymuş ve doymamış olarak ikiye ayrılır (yağ asitlerinin adlandırılması ve sınıflandırılmasında kullanılan tüm terimler bunların moleküler yapılarıyla ilgilidir ve kimya biliminin kurallarına göre yapılır. doymuş, doymamış, alfa, omega vs.’nin nereden geldiğinin pratikte önemi yok, dolayısıyla bahsetmeyeceğim). gıda olarak tükettiğimiz her yağ, iki gruptan da yağ asitleri içerir. tereyağı ve içyağı gibi oda sıcaklığında katı halde bulunan hayvansal yağlar doymuş yağ asitlerinden zenginken ayçiçeği yağı ve zeytinyağı gibi oda sıcaklığında sıvı halde bulunan bitkisel yağlar doymamış yağ asitlerinden zengindir (istisnalar da var). son zamanlarda farklı sonuçlara ulaşmış çalışmalar olsa da tıp camiasında genel olarak doymuş yağlar doymamış yağlardan daha sağlıksız kabul ediliyor.

    1- doymuş yağ asitleri:
    doymuş yağ asitlerinin tamamı esansiyel olmayan yağ asitlerine dahildir.

    2- doymamış yağ asitleri:
    tekli doymamış ve çoklu doymamış olarak ikiye ayrılır.

    2-a) tekli doymamış yağ asitleri:
    omega 9 yağ asitleri olarak bilinir. omega 9 kaynakları bitkisel sıvı yağlar, ceviz ve fındık gibi kabuklu yemişler ile ayçiçeği ve susam gibi yağlı tohumlardır. omega 9 grubundan oleik asityararlı yağ asidi”dir ve en çok zeytinyağında bulunur.

    2-b) çoklu doymamış yağ asitleri:
    çoklu doymamışlar kendi arasında omega 3 ve omega 6 yağ asitleri olarak ikiye ayrılır.

    2-b-a) omega 6 yağ asitleri:
    omega 6 grubundan linoleik asit (la), esansiyel yağ asididir. omega 6 kaynakları bitkisel sıvı yağlar, kabuklu yemişler ve yağlı tohumlardır.

    2-b-b) omega 3 yağ asitleri:
    bunlardan alfa linolenik asit (ala) esansiyeldir ve “kısa zincirli omega 3 yağ asitleri” alt grubuna dahildir. diğer önemli iki tanesi eykosapentenoik asit (epa) ve dokosaheksaenoik asit (dha) “yararlı”dır ve “uzun zincirli omega 3 yağ asitleri” alt grubuna dahildirler. ala kaynakları bitkisel sıvı yağlar, kabuklu yemişler ve yağlı tohumlardır. ala, keten tohumu yağında çok yüksek oranda bulunur. epa ve dha kaynakları ise deniz ürünleri ve alg yağıdır. gıda ile alınan ala’nın yaklaşık % 10’u karaciğerde epa ve dha’ya dönüştürülebiliyor.

    özetle:
    * doymuş yağ asitleri: esansiyel değil
    * doymamış yağ asitleri -> çoklu doymamış yağ asitleri -> omega 3 yağ asitleri -> ala: esansiyel
    * doymamış yağ asitleri -> çoklu doymamış yağ asitleri -> omega 3 yağ asitleri -> epa: “yararlı
    * doymamış yağ asitleri -> çoklu doymamış yağ asitleri -> omega 3 yağ asitleri -> dha: “yararlı
    * doymamış yağ asitleri -> çoklu doymamış yağ asitleri -> omega 6 yağ asitleri -> linoleik asit: esansiyel
    * doymamış yağ asitleri -> tekli doymamış yağ asitleri -> omega 9 yağ asitleri -> oleik asit: “yararlı

    esansiyel ve “yararlı” yağ asitleri ihtiyacımızı nasıl karşılayabiliriz:

    ülkemize ait yeme alışkanlıkları sonucu aldığımız yağ asitleri miktarları ile beslenme bilimine göre alınması gereken miktarları (kaynak 1 ve 2) karşılaştırdığımızda gereğinden çok omega 6 alıp gerekli olandan az omega 3 ve omega 9 aldığımızı görüyoruz (zeytinyağı kültüründen dolayı akdeniz ve ege omega 9 konusunda istisna olabilir). yani sağlıklı bir yaşam için tipik bir türk insanının yapması gereken, doymuş yağ asitlerinden zengin hayvansal yağ ile omega 6’dan zengin bitkisel yağ (zeytinyağı ve keten tohumu yağı hariç) tüketimini azaltmak. buna karşın, uzun zincirli omega 3’ten zengin deniz ürünleri, kısa zincirli omega 3’ten zengin keten tohumu yağı ve omega 9’dan zengin zeytinyağı tüketimini artırmak.

    bunun temini için; (1) haftada iki öğün yağlı soğuk deniz balığı yemek, (2) kırmızı et ve kanatlı etini mümkün mertebe yağsız tercih etmek, (3) epeyce süt yağını zaten süt ürünlerinden aldığımızdan (son yıllardaki çalışmalara istinaden faydaları da olduğunu kabul ediyorum) tereyağı yerine bitkisel sıvı yağ kullanmak, (4) margarin yerine yine bitkisel sıvı yağ tercih etmek, (5) bitkisel sıvı yağ tüketimini de abartmamak (ör. kızartmaları azaltmak) (6) ve son olarak tükettiğimiz bitkisel yağı haftada birkaç öğün keten tohumu yağı ve zeytinyağı ile değiştirmek teoride yeterli. pratikte ise diğer konularda değil ama deniz balığından almayı umduğunuz epa ve dha miktarlarında problem olabiliyor. balığın yağ oranı, cinsi, yakalanmış balık mı yoksa çiftlik balığı mı olduğu, nereden geldiği, çiftlik balığı ise ne ile beslendiği çok önemli. çünkü balıklar bu yağ asitlerini kendileri üretmeyip beslenme yoluyla alglerden alıyorlar. ala’nın % 10’u kadarından epa ve dha sentezlenebildiği söylemiştim. bu çok küçük bir oran olduğundan epa ve dha’nın sağlığa olumlu etkilerinden faydalanmak istiyorsak bunları ya yağlı soğuk deniz balıklarından ya da gıda takviyesi olarak almaz zorundayız. balıklardaki epa ve dha miktarını belirleyen bu kadar çok değişken varken ve yediğimiz balığı analize de gönderemeyeceğimize göre en iyisi gıda takviyelerinden faydalanmak.

    omega 3-6-9 yağ asidi takviyeleri (supplement’ler):

    linoleik asit esansiyel bir yağ asidi olmasına rağmen günlük yediklerimizde bolca bulunduğundan “en az” 1:4 olması gereken omega 3-6 oranını tutturmak için omega 6 alımı sınırlandırmalıyız, dolayısıyla omega 6 içeren kombine omega yağ asidi takviyelerinden de uzak durmalıyız. benzer şekilde yararlı yağ asidi olan oleik asit alımını en zengin kaynak olan zeytinyağı tüketerek karşılamak çok kolay olduğundan omega 9 içeren supplement’lere gerek yok. sonuç olarak sadece omega 3 içeren takviyeler yeterli. keten tohumu yağı tüketebiliyorsanız sadece epa ve dha içeren, tüketemiyorsanız epa ve dha’nın yanı sıra ala içeren omega 3 takviyesi kullanmalısınız (veya ayrıca ala takviyesi almalısınız).

    yağ asitleri kolayca okside olduğundan soğuk pres supplement tercih edilmeli. yine oksidasyonu önlemek için e vitamini veya başka bir antioksidan ilave edilmiş olması tercih sebebi. supplement’in içerisinde kaç gram balık yağı veya keten tohumu yağı olduğu değil kaç mg omega 3 olduğu önemli. o nedenle bu değerlerin açıkça belirtildiği ürünleri tercih etmelisiniz. veganlar için (vegan olmayanlar için de) alg yağı takviyeleri, balık yağından üretilenlere mükemmel bir alternatif. marka olarak ise uluslararası kabul görmüş, bilinen markalardan kesinlikle şaşmamanızı öneririm. aklınızda bulunsun, yağ asidi takviyelerinin tok karna alınması emilimlerini artırıyor.

    dozlara gelirsek: ala için önerilen günlük minimum alım kadınlarda 1100 mg, erkeklerde 1600 mg (kaynak 1). spesifik bir amaçla kullanılmayıp genel sağlık için alınacaksa günlük minimum epa ve dha dozu (ikisinin toplamı olarak) en az 250-500 mg (kaynak 3 ve 4). kalp-damar hastalıkları, depresyon, kanser vs. gibi spesifik amaçlar için önerilen farklı dozlar söz konusu. maksimum güvenli günlük miktar da amerikan gıda otoritesine* göre 3000 mg, avrupa gıda otoritesine* göre 5000 mg (yediğiniz balıklarla birlikte aldıklarınızı da hesaba katmalısınız).

    aslında hemen hepimiz okul, medya ve internet sayesinde, her gruptan besinleri tüketip zararlı olduğunu bildiğimiz gıdaları azaltarak nasıl sağlıklı ve dengeli beslenebileceğimizi biliyoruz. eğer uygulayabilirsek bu şekilde bir beslenmenin sağlıklı yetişkinlerin vitamin ve mineral ihtiyaçlarını supplement'lere gerek kalmaksızın karşılaması mümkün. omega 3 yağ asitleri ise bu durumun bir istisnası. eskimo gibi beslenmiyorsanız epa ve dha takviyeleri genel sağlık için gerekli.

    kaynaklar:
    1- dietary reference intakes: recommended dietary allowances and adequate intakes, total water and macronutrients; food and nutrition board, institute of medicine, national academies
    2- dietary reference intakes for energy, carbohydrate, fiber, fat, fatty acids, cholesterol, protein, and amino acids (macronutrients); food and nutrition board, institute of medicine, national academies
    3- dietary guidelines for americans; u.s. department of agriculture and u.s. department of health and human services
    4- interim summary of conclusions and dietary recommendations on total fat & fatty acids; joint fao/who expert consultation on fats and fatty acids in human nutrition
  • bünye üzerindeki olumlu etkileri yadsınamasa da, asıl sorunun yaptığınız işi sevmemeniz olduğunu unutturabilecek yahut bu soruna deva olacağını sanabileceğiniz balık yağı fasilitesi.
  • epa + dha yani toplam omega 3 miktarı, genel miktarın yarısından fazla olanları makbuldür.
    örnek: 1000 mg hapta epa + dha 700 mg üzeriyse makbuldür 800 mg üzeriyse harikadır.

    en iyi ürün tavsiyesi isteyenlere, biraz pahalı olacak ama efa one öneriyorum. şu an piyasada daha kalitelisi yok *. ağır metallerden arındırılması için ek proseslerden geçiyor. ekonomik durum varsa düşünmeden alınasıdır. 1200 mg'de 1020 mg omega 3 olan bir kapsül insanoğlunun en büyük icatlarından biridir.

    kamu spotu: günde 1000mg omega3 almak anksiyeteye, dikkat eksikliğine karşı etkilidir.

    edit: ocean ultimate'de süper çıktı. birazcık pahalı ama efsane.

    edit 2: çok soru geldi buradan cevaplayayım.
    ifos denen bir kurum var. balık yağı analizi yapıp sertifika veren kanadalı bir kurum. satın alınacak balık yağının kesinlikle ifos onaylı olmasına dikkat edilmelidir. ifos onaylı yazıyor diye de körü körüne satın alınmamalıdır. üreticinin internet sitesinden mutlaka ifos sertifikasını bulup inceleyin. ağır metal analizleri, epa dha oranları, saflık ve radyoaktivite değerleri yazıyor. sonuçta balık yağı hapı satan ecza şirketleri balık yağlarını kendi üretmez. şili, amerika, kanada gibi okyanus ülkelerinden endüstriyel boyutlarda toptan sipariş verirler, gliserin ve aroma* ekleyip kapsülleyip satarlar. satmadan önce de ifos'tan analiz ettirirler. bütün iş, aldıkları hammaddenin kalitesine bağlı. hammadde alınırken çeşit çeşit kalite, onlarca farklı seçenekleri var. aynı markanın çeşit çeşit balık yağları olduğunu görmüşsünüzdür. örneğin biri 50 lira, biri 100 lira . fiyat farkının sebebi hammadde kalitesinden kaynaklanır. yani epa+dha oranının yüksekliğine bağlıdır. bir kapsülün içindeki toplam yağın içinde ne kadar omega-3 var, asıl buna bakılmalıdır.
    siz dediğimi yapın, tek kapsülde 1000 mg omega 3 içermeyen balık yağını tüketmeyin ve mümkünse %70 omega 3 içermiyorsa o ürünü almayın.

    şimdi beğendiğim 3 ürünün ifos raporlarıyla karşılaştırmasını yapacağım. hatta isteyen bu siteden kendi bakabilir. yalnız hoşuma gitmeyen bir durum var, eskiden ifos raporlarında radyoaktivite değerleri yazardı artık yazmıyor. mail atıp sormak lazım.

    1- efa one: rapor
    kalite olarak çok iyi, daha iyisi yok. fakat 45 kapsül 220 liraya dayanmış. (maalesef kafa çalıştıran, sağlık, mutluluk getiren her şey bu ülkede çok pahalı.) f/p olarak biraz düşündürücü.
    bir hap: 1200 mg'nin %80'i yani 1020 mg'si omega 3. etiket üzerinde yazan bu hatta ifos analizinde daha fazla omega 3 olduğu tespit edilmiş (1057 mg)
    ağır metal analizleri diğer 2 ürün ile aynı, güvenli sınır dahilinde. ama saflık değerleri diğer ikisinden daha iyi.

    2- ocean ultimate 1200: rapor
    1200 mg'de 1050 mg omega 3 olduğu yazıyor ama testlerde 1150 mg çıkmış. oh ne güzel :) 30 kapsül 110 tl civarında.

    3- venatura ultra omega 3: rapor
    şu sıralar f/p olarak zirvede. 60 kapsül 110 tl civarında. umarım tanıtım fiyatı değildir seneye 200 lira olarak görmeyiz.
    1440 mg'de 1152 mg omega 3 bulunuyor. ifos'tan geçmiş, değerler güzel. şimdilik bundan devam edeceğim.

    omega 3 uzun dönem düzenli kullanıldıkça faydasını gösterir, düzenli olarak* balık tüketilmiyorsa balık yağı hayatın bir parçası yapılmalıdır.
    omega 3 hakkında ayrıca güzel bir makale

    edit: venatura düzeltmesi için @hatip nihatoglu'ya teşekkürler.

    edit son: ifos olm bi götün başın oynamasın linkler ölüp duruyo aq.
hesabın var mı? giriş yap