• sicaktan sikayet etmeye bir engel. sikayet edemiyoruz. idare edemem anne.

    -abi cok sicak be.
    +hep nemden iste yaa.

    -cok sicak sikicem 5 litre terledim 10 dakkada.
    +bi de nem de yuksek ya, ondan. bizim orasi boyle degil.

    -lan oglum eridim bu ne sicak?!
    +sorma, nemle de birlesince...

    sicak iste pezevenk, sicak lan. destek ciksana bana, sicak de bana. evet abi de.
  • havadaki nem oranı %100 olduğunda buharlaşma durur çünkü o sıcaklıktaki hava taşıyabileceği kadar su buharına sahip olmuştur. çok yüksek orandaki nemlerde vücuttaki ter buharlaşamayacağından "yeter mnakoim vıcık vıcık oldum" yada "kodumun çamaşırları neden hala kurumadı yaa" tümcelerini kurarız.
  • % bilmem kaç şeklinde verilen oran; ulen %90 nem dedikleri günde denizde yüzer gibi yüzmemiz gerekmez miydi; kesin başka bir şekilde hesaplanıyor, başka bir anlamı var bunun.

    edit: o yüzdenin anlami, havanin tutabilecegi maksimum buharin yüzde kacina ulasildigiymis.
  • 1)bilimsel yaklaşım :

    havadaki nem oranı, havadaki su veya su buharı miktarının bir ölçüsü değildir. havadaki nem miktarı bir metreküp havanın yüzde 4'ünü de geçmez. bağıl nem, o sıcaklıktaki havada buharlaşma ile yoğuşmanın nekadar dengede olduğunu gösterir. diğer bir deyişle, bağıl nem oranı yüzde 100 olduğunda hava ile su yüzeyi arasında buharlaşma ve yoğuşma ile olan su molekülü transferi dengededir demektir. bağıl nem yüzde 100'den küçük olduğunda ise, su vb yüzeylerden yoğuşmadan daha çok buharlaşma ile havaya su molekülü transfer edilir. bağıl nem ne kadar küçükse havaya buharlaşma ile olan su buharı transferi o kadar hızlı ve fazladır. bu nedenle bağıl nemin düşük olduğu günlerde cildimiz cabuk kurur ve parkelerin araları açılır... tv'lerde verilen nem oranları, cildimizden olan buharlaşma ile vücudumuzun soğuyarak sıcaklığını ne kadar başarılı bir şekilde dengeleyebileceğine, yani hissedilen sıcaklığa dair bir fikir verir. çok sıcak günlerde, yüksek bağıl nem olduğunda vücütumuzdan olan buharlaşma yavaşlar ve bunalmaya başlarız...

    kaynak:
    bilim ve teknik

    2)kişisel yaklaşım :

    istanbul'da yazın geçirdiğim cinneti ankara'da geçirmemenin ve istanbul'da içime işleyen soğuğu ankara'da (nispeten daha az) hissetmemin de nedeni.
    yazın vücut uzuvlarının birbirine değer vaziyette bir süre kalmasından sonra bunları ayırmaya çalıştığınızda hissedilen yapışıklığın da sebebi de van der waals falan değildir,budur.
    mini etek ya da şort giyip deri ya da plastik koltuğa oturduğunuzda da oraya yapışmış hissetmenize yol açar.
    mümkünse kollarınızı ve bacaklarınızı da uzun süre bükülmüş halde tutmayınız havadaki bu lanet şey yüksekken.
    insanlar için ideal olanı %45 ila %55 arasında olan şey.o yükseldikçe yaşam kalitemiz düşer,ömrümüz çürür.havayla ilgili tüm şikayetlerimizin sorumlusu.nefret ediyorum ondan,evet.
  • arttikca, kışın delen, yazin dellendiren oran.
  • yaş termometre sıcaklığı 35 derece santigradı bulduğunda insan vücudu kendini terleme yoluyla soğutamaz hale geliyor. gölgede ve vantilatör karşısında bulunulsa dahi en sağlıklı insanlar bile saatler içinde hipertermiden ölebiliyor.

    35 derece insanın limiti olarak kabul edilse de çoğumuz için 31 derecelik yaş termometre sıcağı zaten aşırı tehlikeli. avrupa'da ya da asya'da zaman zaman sıcak dalgalarından yüzlerce ya da binlerce kişinin öldüğünü duyarız ya, sebebi bu.

    küresel iklim değişikliği, yaş termometre sıcaklığını dünyanın bazı bölgelerinde insanlar için ölümcül seviyelere çıkaracağının sinyallerini veriyor. güney asya bunlardan en riskli durumda olanı. buralarda sürekli artmakta olan sıcaklık ve nem oranının 2100'e gelindiğinde insan yaşamına izin vermeyecek seviyeleri bulacağını öngören bir bilimsel makale daha yeni yayınlandı.

    hindistan'ı da içeren ve nüfusun çok yüksek olduğu bu bölgenin yaşanılmaz hale gelmeye başlamasıyla birlikte daha önce görülmemiş ölçekte göç dalgaları olacağını tahmin etmek kolay da, sonuçlarını kestirmek zor.

    not: şu andaki projeksiyonlara göre bu bölge nüfusunun %30'u öldürücü sıcaklık ve nem oranlarından etkilenecek. ancak paris iklim anlaşması'na uyularak ortalama sıcaklık artışının 2 derece santigradı geçmemesi sağlanabilirse, gelecekte bölge nüfusunun sadece %2'si bu riskle karşı karşıya kalacak.

    http://www.bbc.com/…ws/science-environment-40793019
    https://en.wikipedia.org/wiki/wet-bulb_temperature
  • hava durumlarında verilen nem oranı bilgisi havadaki nemin havanın taşıyabileceği nem kapasitesine oranıdır.diğer bir deyişle kapasite kullanım oranıdır. bu durumda nem oranının artması vucudun ürettiği terin buharlaşmasını yavaşlatacak ve cayır cayır yanmamıza vesile olacaktır.

    (bkz: sicaktan nudizme gonul vermek)

    (bkz: bağıl nem)
  • an itibariyle istanbul'da havada yüzebilmemize sebep olan orandır. ya da sıcaktan kafayı yedim.
  • bugünlerde istanbul'da yaşam kalitemin ırzına geçen faktördür. hava sıcak diyemiyorsun, geceleri sıcaklık düşüyor, dereceye bakıyorsun düşük.

    herneyse tam olarak durumu tarif edeyim, hani sıcak mı sıcak bir duş alırsınız, sonra duştan çıkınca bir serinleme safhası beklersiniz, biraz da ıslaksınızdır. ha işte o serinleme safhası yok. duştan sonraki o sıcaktan serinlemeyi bekleme safhasında takılıyorsunuz gün boyu ve teniniz ıslak, nefesiniz daralıyor...
  • bende mi etki ediyor sadece yoksa istanbul'da şu an herkesin yaşadığı berbat duygu mu? tansiyonumu yükseltti arkadaş, nefes almak bile zor.
hesabın var mı? giriş yap