• gittim, çalıştım, gördüm ve geldim... iyi ki de gelebildim...

    yaklaşık bir haftalık iş gezisi için ziyaret ettiğim memleket. havalimanından başlayarak gezi notlarımı aktarıyorum. kısa kısa olacak. (sabahleyin bangkok'a indik. yorgunum; ama, bir yandan da sıcağı sıcağına yazmak istiyorum. yoksa, erteleyeceğim ve aklımda henüz taze olan anı ve bilgileri unutacağım).

    bangkok-yangon arasında karşılıklı ve düzenli uçuşlar var. birden fazla firma bu hat üzerinde direkt uçuş yaptığı için, hesaplı fiyatlarda bilet bulmanız mümkün.

    yangon havalimanı mingaladon adlı bir yerde bulunuyor. yangon şehrine 15-20 km uzaklıkta. ne yazık ki, havalimanı ve şehir arasında otobüs (asyalılar "limuzin" de diyor) seferi yok. taksi veya otellerin servisleri var. taksiyi tavsiye ederim. otelden servis (yani "shuttle") çağırdığınızda, sizden 20-30 dolar isteyebiliyorlar. taksi ile gittiğinizde ise, havalimanı yangon arası yaklaşık 10 dolar tutuyor (taksici ile anlaşın. daha fazlasını vermeyin). taksi ücretini kyat veya dolar olarak ödeyebiliyorsunuz. kyat olarak verecekseniz 6500-7000 gibi bir rakam tutar. bazı büyük otellerin tarifeli "shuttle" servisi de varmış; ama, aklınızda olsun, tarifede yazması, servis aracının orada olması veya sizi kabul etmesi anlamına gelmiyor.

    havalimanına indiğinizde, bankaların şubelerini ve döviz bürolarını göreceksiniz. yanınızdaki dolar'ın hepsini bozdurmayın. burada işinize yarayacak. döviz bürolarından birine giderek yüksek kurda dolar bozdurmak çok daha iyi. çok abartı bir alış veriş yapmayacaksanız günde 100 dolar karşılığı kyat yetiyor. hemen söyleyeyim, sakın şehir içindeki döviz bürolarına veya sağda solda döviz alan vatandaşlara gidip de kazıklanmayın. efendi efendi havalimanına gelin, dövizinizi bozdurun ve geri dönün (şehirdeki bütün expat'lar bu yöntemi kullandığı için, taksiyi paylaşacak birilerini bulabiliyorsunuz. 5 dolar gibi bir rakama havalimanına gidip gelebiliyorsunuz. aklınızda olsun). şehirdeki bankalarda döviz bozdurmak, hem zor bir işlem, hem de kurlar gerçekten çok düşük. döviz demişken... bu ülkeye gelmeden önce, yanınızdaki dolar'ların "mükemmel" olmasına dikkat edin. 2006 yılı ve öncesi basılmış banknotları kabul etmiyorlar. üzerinde herhangi bir işaret veya yazı olan banknotlar da geri çevriliyor. (bazen, türkiye'deki banka ve döviz büroları, dolar üzerine küçük bir damga vurabiliyorlar. buna dikkat edin. mühür falan olmamalı. parasız kalırsınız yoksa). kısacası, cebinizdeki paranın %60'ını burada bozdurabilirsiniz. yine, myanmar'dan geri dönerken, yanınızdaki kyat'ları havalimanında dolar'a çevirmenizi tavsiye ediyorum.

    bankacılık sektörü pek gelişmiş değil. uluslararası para transferi yeni devreye girecekmiş. ama, sağda sola zibil gibi western union var. sıkışırsanız buradan adınıza gönderilmiş parayı döviz veya kyat olarak çekebiliyorsunuz. bazı otellerin %20 komisyon karşılığında kredi kartınızdan "cash" çekme hizmeti verdiği söyleniyor. tavsiye etmem.

    büyük otel, mağaza ve dükkanlar haricinde kredi kartı pek geçerli değil. kullanmanızı da tavsiye etmiyorum. otel, uçak bileti ve diğer taşıma hizmetleri ile dolar ile ödeme yapabiliyorsunuz. burada sıkıntı yok. biz kredi kartı kullanmadık. bu ülkede fiyatlar anlık değişebildiği için, kalacağımız günleri önceden ödedik. örnek olsun; bir şişe suyu --atıyorum-- 50 cent'e alırken, ertesi gün 1 dolar isteyebiliyorlar. fiyatlar aşırı oynak ve değişken.

    beş gün boyunca bir galeride gece gündüz çalışmak durumunda kaldığım için, son iki üç gün gezebildim. buranın insanına iş yaptırmak çok zor. sözünde durmamak ve bir şeyi iyi yapamamak gibi huyları var. ingiliz expat'ların da dediği gibi, yangon'da doğru dürüst çalışan hiçbir şey yok. internet bağlantısı gerçekten çok kötü. kaldığımız otel, uydu üzerinden hızlı internet bağlantısı için bizden ayrıca para istedi: yarım saati 10 dolar. vermedik tabii ki. kağnı hızında, aheste aheste mail okumaya çalıştık.

    gelelim ülkeye...

    myanmar, askeri yönetim altında olan bir ülke. dünyadan izole edilmiş. ülkeye indiğinizde, her yere sinmiş o garip kokunun yanı sıra başka bir şey daha sizi şaşırtıyor: 1970'lere yolculuk ediyorsunuz sanki. ülke, o yıllarda kalmış. değişen pek bir şey yok. ülkeye gitmeden önce abd büyükelçiliği'nin ülkeyi ziyaret edecek turistlere yönelik tavsiyelerine göz atmıştım. ülkenin bir bölümünde halen devam eden bir iç savaş var. yangon gibi şehirler, bir tür "güvenli bölge" olarak korunuyor. ancak, ne olacağını tahmin edemiyorsunuz. o yüzden, yangon şehrinde yaşayan pek çok expat var.

    insanları çok tatlı, candan ve de utangaç. pek turist görmedikleri için, ilk başta sizin bir adım atmanız gerekiyor. sonrası zaten kendiliğinden geliyor. bazı taksicileri, sokakta döviz veya hediyelik eşya satan çakallar haricinde, halkı son derece naif ve güler yüzlü. biraz da tembeller. ama, insanlarını çok sevdim.

    beni tanıyan tanır... bir ülkeyi anlamanızın yolu, o ülkenin pazar ve klasik restoranlarını ziyaret etmekten geçer.

    bogyoke aung san market, theingyi zay, anawrahta (geceleri açık olan bir pazar alanıdır. mutlaka ziyaret edin. harika bir yer), thri mingalar vs. hem kültürü, hem de yemekleri tanımak açısından çok önemli. çin mahallesi de var. en gelişmiş bölgelerden biri. mutlaka oraya da gidin.

    gece hayatı renkli sayılır. turistlere göre her şey ucuz. fuhuş sektörü almış başını yürümüş. ve kontrolsüz. asla ama asla tavsiye etmiyorum. hastalık kapma garantisi var. paranızı da kaybedersiniz. pek çok gece kulübü var. ilk beş gün yoğun çalıştığımız için, avustralyalı birinin işlettiği pub haricinde bir yere gidemedik. en son, geçen cumartesi günü bizi premium y bar isminde bir mekana götürdüler. club ve bar karışımı bir mekandı. sevmedim açıkçası.

    biraz da turist olarak nereleri gezebilirsiniz, onu anlatayım...

    "circular train" var. bir dolar'a her yeri geziyorsunuz. tren, şehir ve küçük şehirlerden geçtiği gibi, ormana ve tapınaklar bölgeine de giriyor.

    gitmenizi kesinlikle tavsiye ettiğim yerler;

    - mandalay
    - naypyidaw
    - kalaw (buraya uğrayamadık. güvenli değil dediler. ama, fotoğraflarını gördüm. sahili falan mükemmel).
    - bagan
    - pindaya
    - monywa
    - ve mawlamyine

    çok sıcak ve aşırı nemli bir memleket. bir de, bu ülkeye gitmeden önce mutlaka şu aşıları yaptırın:

    - mmr
    - difteri-boğmaca-tetanoz
    - grip aşısı

    bunların yanı sıra, çocuk felci aşısını da size ve yanınızda gelecek çocuklara tavsiye ediyorlar (o sivrisineklerin ne tür mikroplar taşıdığı belli değil).

    son tavsiyem şu olacak: yerel üretim sulardan almayın. tayland'dan gelen, ağzı mühürlenmiş sular var. biraz pahalı, ama sağlığınız için değer. mutlaka o sulardan için. insanların içtiği cam bardaklardan ikram edilen hiçbir şeyi kabul etmeyin.

    özetle, ilginç bir memlekette. bir daha gider miyim? zannetmiyorum...
  • eski adıyla burma olan bu ülkenin budistlerinin yobazlıklarına ve azınlık olan müslümanlarının durumuna göz atalım.

    mandalay'daki bir manastırda çocuk cesetlerinin, kanlı rahiplerin elleri silahlı cihatçılarla bezendiği bir tablo mevcut. budistler müslümanların kendilerini katlettiğini söylüyorlar ancak bunun öncesi nasıldır diye merak etmemek elde değil.

    ashin wirathu, masoeyein manastırının en bilinir siması olarak budizmin tehlike altında olduğunu iddia ediyor. bu tezini desteklemek için de "yüzyıllar önce endonezya hindu ve budistti, şimdi ise hepsi islam'ın eline düştü. filipinler de cihatçılarla boğuşuyor. myanmar ise sırada..." diyor. kendisi, "ırkı ve dini koruma derneği" diye geçinen ma ba tha 'nın lideri olarak burmalı budistleri müslümanlara karşı azdıracak aleni girişimlerde bulunuyor.

    myanmar nasıl sırada olabilir ki? 54 milyonluk nüfusunun sadece 4%'ü müslüman. budistlerin oranı ise 90%. müslümanların bir kısmı ülkenin ana etnik grubu olan bamarlardan. diğerleri ise ingiliz sömürgesi dönemindeki hindistan'dan (british raj) gelen göçmenler. muhtemelen 1 milyonu rohingyalar, yani bengal kökenli, bangladeş sınırındaki rakhine'de yaşayan müslümanlar. bu göçmenler ülkesiz kabul ediliyor; çünkü myanmar'ın 135 yerli etnik grubunu içeren listede kendileri yok. nesillerdir myanmar'da (burma'da) yaşıyor olmalarına rağmen yetkililer kendilerini illegal göçmenler olarak kabul ediyor.

    myanmar'da müslümanların - aslında rohingyaların- tehdit altında olduğunu belirtebiliriz. geçen yıllarda camilere ve müslümanların evleri ile iş yerlerine ciddi saldırılar oldu. 2012'de rakhine'de bu din savaşları resmen soykırıma döndü ve 200 rohingyanın ölümüyle sonuçlandı (çoğu müslüman). geçen sene ise, müslüman saldırganlar rakhine'de bir polis karakoluna saldırıp 9 polisi öldürdüler ve bir sürü silah çaldılar. ardından ordu köpürdü ve birleşmiş milletler ile muhtelif insan hakları gruplarının belirttiğine göre askerler tecavüz, cinayet ve köy yakma (rohingyalıların) gibi eylemlere giriştiler. 75.000 insan bangladeş'e kaçtı. tüm bunlara rağmen yetkililer vahşetin söylendiği kadar yaygın olmadığını ve asla sistematik olmadığını savunmuşlar. ağustos başında da güvenlik güçlerini temize çıkaran bir rapor yayınladılar.

    budistlerin nüfusun 90%'ını oluşturduklarını ve "tehdit altında" olduklarını iddia ettiklerini söylemiştik. ancak budizmin ülke içinde düşüşte olduğuna dair hiçbir delil yok. keşişlik, veya sangha, şu an en popüler döneminde. ülke çapında yaklaşık 500.000 üyesi var (neredeyse nüfusun 1%'i). aung san suu kyi, ülkenin lideri bir budist.

    ma ba tha 'nın politikası yayıldı ve 2 milyon insan müslüman karşıtı propagandaların altına imza attı. sokaktaki insanlar müslümanların onlardan fazla çoğalacaklarını iddia ediyorlar ve müslümanların aynısını kendilerine yaptıklarını belirterek müslümanlarla alışveriş yapmıyorlar. 2015'te myanmar merkezli kar gözetmeyen kuruluşun yaptığı araştırmaya göre internetteki nefret içerikli gönderilerin 90%'ı müslümanlarla alakalıymış.

    ashin wirathu'nun görüşleri hükümeti de oldukça etkiliyor gibi gözüküyor. mevcut sivil hükümetten önceki askeri yönetim ma ba tha'nın politikalarını destekleyen 4 yasa geçirmişti.
    **yerel yetkililere müslüman ailelerin yeni bir çocuk yapana kadar en az 3 yıl beklemesini zorlayacak yetkiler verildi. (müslümanların üremesini azaltmak için)
    **çok eşliliğin yasaklanması (müslümanların üremesini azaltmak için)
    **oldukça ender görülen bir durum olmasına rağmen, din değiştirmek isteyenlerin yerel yetkililere başvurması ve mülakata alınmaları
    **üçüncü partilere (yani herkese) budist kadınların başka dinlerden birileriyle evlenmesini engelleme yetkisi

    mevcut sivil yönetim ise çok farklı bir politika izlemiyor gibi gözüküyor. öfkeli toplulukların eylemlerine karşı koyamadılar ve yangon'da bürokratların camileri ve islami okulları kapatmasına izin verdiler. karşı eylem olarak sokakta islami ritüeller sergileyenler ise "toplum düzenini ve kanunları tehdit etmek" suçuyla içeri atıldılar.

    yetkililer geçen aylarda radikalleri engelleyecek girişimlerde bulundular. the state sangha ise "ma ba tha" kısaltmasının kullanılmasını yasakladı. neden olarak da grubun bazı gereklilikleri yerine getirmediğini belirttiler. wirathu ise "ma ba tha"nın değil hükümetin gitmesi gerektiğini söyledi, açıkça. ardından tabii ki yeni bir dernek ve farklı bir politik parti kuruldu.

    ülkenin lideri aang san suu kyi ise açıklama yapmaktan kaçınıyor. bazı rahipler ağustos başında myanmar'ın en ünlü tapınağının önünde hükümet karşıtı protesto yapmışlardı. nedenleri ise "hükümet budist haklarını korumuyor" idi. (halbuki hükümet 2015 seçimlerinde bir tane dahi müslümanı aday göstermemişti.)

    en son olarak da, 12 polisin rohingyalılar tarafından öldürülmesinin ardından, güvenlik güçleri 110 kişiyi öldürdü ve 18.000 müslüman bangladeş'e sığınmak durumunda kaldı.

    `:kaynak: the economist`
  • eski adı burma olmakla beraber, resmi adı republic of the union of myanmar olan güneydoğu asya ülkesi.

    türkiye'den doğrudan uçuş yok ancak qatar airways ve singapore ile gelebiliyorsunuz. illa thy ile geleceğim derseniz de web sitesinden satış yapmıyor, çağrı merkezi ya da acentadan alabiliyorsunuz çünkü bangkok üzerinde aktarma yaparak farklı bir firma ile ortak uçuşa geçiyorsunuz.

    biz singapore airways ile geldik. önce 11 saatlik yolculukla singapur'a geldik. saatler 5 saat ileri alındı. orada yangon uçağına aktarma yaptık, bu sefer de saatleri 1,5 saat geri aldık.

    iş amaçlı geldiğimiz için çok tapınak, göl, park gezemedik fakat doğası oldukça güzel, göller güzel, tapınaklar harika. insanları cana yakın ve yardım sever. hırsızlık diye bir olayla karşılaşmadık. burada uzun zamandır yerleşik şirketlerdeki yabancılar ve yerliler bile "masanın üzerine cüzdanı bırakın, 1 gün sonra yine orada bulursunuz diyecek" kadar da iddialılardı.

    özellikle bankacılık ve telekom pazarında ülke inanılmaz bakir ve yapacak ciddi bir iş potansiyeli var. olay da öyle insanların alışkanlığından ziyade askeri rejimin bugüne kadar tek bir çivi çakmamasından kaynaklanıyor. yoksa 4 yıl önce 1500 dolar olan sim card (evet $1500), 2 yıl önce 200 dolara düşmüş. şu anda 1,5$. 60 milyonluk nüfusun 38 milyonu 3-4 yıl içinde bir anda cep telefonu sahibi olmuş. kısacası feci bir teknoloji talebi var ama pazarda bunu sunacak firma çok az, keşfedilmeyi bekleyen bir pazar.

    banka deseniz kredi kartı kullanım oranı 1%. yahu macbook pro alacağız, baya ucuz. ama kredi kartı kabul etmedi adamlar çünkü pos makinesi yok. cebimde 2500 doları nasıl taşıyayım. teknoloji mağazasında kredi kartı yok :)

    kontrolsüz büyüme olmaması için, devlet batılı danışmanlar yardımıyla regülasyon koymaya çalışsa da dengeli gitmeye çalışıyor ve zaten zar zor gelen yatırımcıyı ürkütmek istemiyor.

    bütün gençlerin elinde birer smart phone, hepsinde facebook açık. çişini yapsa damlasını facebook'ta paylaşıyor.

    thai ve myanmar mutfağından yemek için padonmar ya da phai lin'e gidin. gezmek, soluklanmak, temiz ortam ve batı mutfağı için myanmar plaza, otantik hediyelik alışveriş için ca market... yollardaki ananas satıcılarından muhakkak alın yiyin, inanılmaz tatlı.

    aklıma yine notlar gelirse editlerim burayı. varsa düşünen, 16 saat yol gözünde büyüyen yeşillendirsin, ikna edeyim :)
  • kimsenin umrunda olmayan fakir bir doğu asya ülkesidir. ülkede iç karışıklık ve müslümanlara yapılan şiddet ve soykırım üstüne, şimdi bir de darbe ile askeri yönetim iyice mahvetti. çevre ülkelere canını kurtarmak için sığınmaya çalışan mülteci durumuna düşen yüzbinlerce insan, kimsenin umrunda değil. görev nedeniyle, orada çalışan bazı yabancılarla konuşma fırsatım olmuştu. öğleden sonra kadınlar ve kız çocukları su içmeyi bırakırmış, eğer hava karardıktan sonra tuvalete giderlerse tecavüze uğrama ihtimalleri yüksekmiş. işte böyle bir hayatta kalma mücadelesi veren insanlar var.

    kimse umursamıyor, çünkü yeraltı zenginlikleri yeterli değil. yoksa amerikalı abilerinin ortadoğu’nun anasını belledikten sonra bir de buraya el atmaları beklenirdi. ama olmadı. avrupa birliği organlarının da etnik temizlik sonuçlu raporlarına rağmen, birleşmiş milletler sadece seyirci kalıyor. yoksa myanmar dünya’nın en gelişmiş ordularından birine sahip de biz mi bilmiyoruz. türkiye ve azerbaycan, ermenistan’a diz büktürdü. ama myanmar’da yaşayan müslümanlara yardım eli uzatan kimse yok. arap dünyası mı? onlar sadece ilkel çağlardan kalma ihtiyaçlarının peşinde koşan evrimleşememiş basit yaşam formları. deve kemirip, çocuk yaşta kızlarla seks dışında çok ilgilendikleri bir durum yok. yoksa yanıbaşlarındaki yemen’de yaşanan insanlık dramına da sessiz kalmazlardı.

    çin’in xinjiang bölgesi için avrupa ve amerika’nın gayretleri mi? sadece diplomatik olarak çin’e karşı kullandıkları bir koz. amerika bir de yaptırım uyguladı şaka gibi. başka milletlerin hele ki müslümanların hayatını umursamaları mı? imkansız.

    işte dünya’nın gerçeği.
  • "oo" şeklinde ismi olan bir arkadaşımın vatandaşı olduğu ülke. kendisi darbeci cuntadaki komutanlardan birinin oğluydu. ağır budistti. ingiltere gibi yerde dudaklarını kırmızıya boyar ayin yapardı (yıl 2009). yaptığı yemekler kokudan yenmeyeceği gibi yanlarına da yaklaşılmazdı.

    ülkesi hakkında anlattıklarından aklımda kalan en ilginci kendilerinin cuntacı diktatör pezevenkler olarak lüks ve sefa içinde villalarda yaşadıkları, ortalama halkın konutlarına ise yalnızca günde 6 saat civarı elektrik hizmeti verildiğiydi.
  • gitmiş görmüş gezmiş biri olarak ben de notlarımı kısaca aktarayım.

    -ülkede genel olarak gerçekten polisle başının belaya girmesinden korkuyor.
    -dalgalı değil sabit kur sisteminde olduklarından para birimi bizdeki gibi günlük değişken değil.
    -yangoon şehrini gezdiğimden sadece orası için devam edebilirim. söylendiği gibi hırsızlık az değil aksine çok yüksek. üç gün içerisinde 22 kişiden 3 kişi telefonunu çaldırdı.bir kişi de parasını cebinden çaldırdı.
    -çaldırılan telefon ve diğer eşyalarınızı junction street denilen sokakta yerde tekrar parasını vererek bulabilirsiniz.
    -aynı sokakta yerde bir dünya eski çöpten toplanmış veya çalıntı malzemeyi de ucuza temin edebilirsiniz. yabancı olduğunuzu görünce iki kat fiyat çekiyorlar. ancak pazarlıklı yarı yarıya düşüyorlar.
    -yangoon kısmında müslümanlara karşı bir baskı mevcut değil. hatta kilise-cami-tapınak üçlüsü aynı sokakta mevzubahis arakan olaylarının dini değil de aşiret kavgası olduğunu söyleyen müslümanlarla sohbet ettik
    -yangoon merkezi kesinlikle bizim tahtakaleye benziyor. bir sokağa giriyorsun hurdacılar, bir başkasına giriyorsun elektronikçiler diye gidiyor
    -gece hayatı konusunda çok renkli. tayland aratmayacak, hatta taylanddan iyi diyebilirim. fazlaca ergen bir grup mevcut ve western diye tabir ettikleri bütün batılılarla bir iletişim kurma çabasındalar. ya da bana öyle denk geldi. bilemiyorum. nüfus ağırlıklı çekik gözlü olduğundan tanışılan kadında sizden çocuk yapmak isteği dizginlenemez boyutta buna dikkat.
    -genel olarak plaza içlerindeki mekanlar batılılara hitap ediyor ve zaten de batılı bolca mevcut ve fiyatlar da yüksek. yerel eğlence mekanları daha çok plaza dışında ve daha uygun.
    -yemek söylediğinizde eğer müslüman olduğunuzu söylerseniz özürler eşliğinde damak tadınıza uygun besinler geliyor. eğer denemek isterseniz yağda çekirge en popüler yemekleri ancak çok kötü koktuğundan yiyemedim. ve çok acı kullanıyorlar.
    -süt bulunabiliyor ancak süt ürünlerini hiç duymamış insanlar var. (yoğurt ve peyniri ilk defa duyan insanlarla karşılaştım) sebebini sorduğumda budist olduğundan süt ve süt ürünlerinin tüketiminin çok kısıtlı olduğunu öğrendim.
    -sule pagoda en merkezi ve ünlü tapınakları onun haricinde çok görkemli ve ismini unuttuğum çok farklı ve değişik tapınakları var. gemi temalı restoran da yemek yenilesi / görülesi yerlerden.
    -türk şehitliği başkente 3-4 saat mesafedeydi. yolların bozuk ve emniyetsiz olmasından ziyaret edemedim.
  • darbeden önce de özgürlükçü hükümete sahip olmayan ülkedir. arakanlılara ordunun yaptığı vahşeti unutmadık. veya bu vahşeti her yerde savunan nobel barış ödüllü zalimi de unutmadık. o zalim, vahşi ordu tarafından şimdi hapise gönderildi. şimdi o adalet ona da gerekti.
  • hiç tatmadığım meyveleri tattım
    hiç yemediğim yemekleri yedim
    dünyanın en ucuz içkisini içtim
    dünya turumun 6. ülkesi. türkiye'den kara yoluyla buraya kadar geldim. en beğendiğim ülkelerden biri oldu. nispeten bozulmamış, kendine has bir kültürü var. özellikle köylerine gittiğinizde insanlar size karşı çok sıcak ve dürüstler. elinizi uzatırsanız hayatlarını vermeye hazır gibiler. büyük şehirler hariç her yerde özel misafir gibi karşılandım. bakanla oturup maç izledim. birçok yerel insanın evine misafir oldum. vizesi kolay, gezmesi keyifli ve yaşaması ucuz bir ülke. merak ettikleriniz olursa yeşillendirebilirsiniz.
  • başkenti nepido olan, yaklaşık 55 milyon nüfuslu güneydoğu asya ülkesidir.
  • darbe yaşanmakta olan güneydoğu asya ülkesi.
hesabın var mı? giriş yap