• ben oradaydım; özet geçeyim.

    saat 21:00-22:00 arasında, alışveriş merkezini dolduran halkın saldırıp kapıları kırması ve içeri dalması, içerdeki malları parçalarcasına yağmalaması, ücretini bile ödemeden çekip gitmesi ile sonuçlanmış bir fiyaskoya imza atmış mağazadır.

    evet şaka değil. mağazadaki ürünler kesmemiş olacak ki; çiçekler, süs eşyaları, posterler, standlar, sunum malzemeleri, bayraklar, hatta boş poşetler bile yağmalanmış durumdaydı. olaya jandarmanın müdahalesi yaklaşık 00:30 civarında gerçekleşti.

    atlantis alışveriş merkezi'ne gelen yaklaşık 5 ayrı yolda ortalama 3-4 kilometre uzunluğunda araç kuyrukları vardı. alışveriş merkezinin içinde saat 23:30 sonrasında yaklaşık 3-4bin kişi vardı. bir yürüyen merdiven üzerinde 3 sıra ile hemen hemen 50-60 kişinin durmasına şahit oldum ve hatta salıncak gibi sallanan o merdivende bulundum. fotoğraflar ve videolar çektim herkes gibi. hatta gidip mağaza yetkilileri ile tartışmaya bile vakit buldum.

    üst kat yeme-içme katıydı ve orada görüştüğümüz bir bayan yönetici, "bir an burayı da yağmalayacaklar sandık, aşağıda çok çirkin şeyler oldu" derken gözleri hem şaşkınlıktan yerinden fırlayacak gibi hem de korkudan neye uğradığını şaşırmış haldeydi.

    yol kenarları, tarlalar, inşaatlar, benzinlikler, boş arsalar, refüjler!!!! otomobil doluydu. polis ekipleri hiç durmaksızın araç taşıdılar, refüjlerden kaldırdıkları araçları parklara çektiler.

    şaşırtıcı olan ise; altlarında 300 milyarlık jiplerle indirime koşanlardı. hatta bir ara henüz plakası bile olmayan bir bmw 330ci gördüm park edilmiş halde.

    insanlar kucak kucak giyecekle kaçtılar alışveriş merkezinden.

    oldukça rahatsızlık verici bir deneyimdi. gece saat 01:00 gibi mağazanın üst katından etrafa baktığımda, yaklaşık 3-4kilometre yarıçaplı bir alanda, metrekareye 2-3 kişinin düştüğünü gördüm. orası kurtköydü, aslen oralara kurt iniyor olmalıydı ama kurtlar gibi üşüştük, tükettik, çıldırdık ve çıktık işte.

    mağazanın birinci katındaki bir duvar kaplamasında yazan şey durumu açıklar nitelikteydi:

    "atlantis; alışveriş yaparken kendinizi kaybedeceksiniz".

    hakikaten şuursuzca davranışlar gördüm. altı üstü "kardeşime bot alayım, botları ufak geliyor" diye gitmiştik, meğer arog'dan fırlamış adamlar çoktan yağmalamışmışmış oraları.

    (mağazadaki bayan görevliler tecavüzden kurtulmuş gibiydiler)

    bir sonraki çılgınlık hangi mağazada olacak bakalım.
  • 6.02*10^23 tane demektir. şöyle ki:
    bir düzine kalem: 12 kalem
    bir mol avokado: 6.02*10^23 tane avokado
    (bkz: bir mol avokado alacagim)
  • belcika'da kucuk bir kasaba.
  • avogadro sayisi kadar atom bir mol yapar...
  • nasıl 1 kilogram 1000 tane gramı olcmeyi kolaylaştırmak içinse 1 mol de avagadro sayisi kadar atomun olculmesini kolaylaştırmak içindir.
  • daha atom ve molekül farkını anlayamamış taze kimya öğrenciler tarafından devamlı molekülle karıştırılır, hatta molekülün kısaltması sanılır. zaten neden moleküle bu kadar benzeyen bir ismin seçildiği de meçhuldür.
  • kolaylık yaratmak için bulunmus olsa da, öğrenciler için kolaylıktan çok zorluk getiren ve çoğu zaman problem çeşitlilği artsın diye ortaya çıktığına inandığım, nefret edilesi kavram
  • belçika'nın anvers kenti yakınlarındaki bir kasabanın adı. hadise'nin doğum yeridir.
  • belçika-hollanda sınırında, eindhoven'a 45 dk brüksel'e 1:30 saat uzaklıkta çap olarak bir molden daha büyük olmayan bir köyceğiz.

    içerisinde bir nükleer santral, bir de belçika'nın tübitak'ı olan vito araştırma enstitüsünü bulunduruyor efendim. çok büyük olmamasına rağmen içerisinde kayda değer bir türk nüfusu var. eğer şehre inmeyi becerebilirseniz ihtiyacınız olan herşeyi -hemen hemen- bulabilirsiniz.

    çevresinde turhout ve heel gibi daha büyükçe kasabalar var. antwerpen'de trenle yaklaşık 1 saat. medeniyet noktalarına ulaşmakta genelde hava koşulları ve ara ulaşım araçları azlığı nedeni ile problem yaşasınızda, dişinizi sıkıp 20 dk yağmurda bisiklet sürmeyi göze aldığınız taktirde hayat size daha kolay.

    bir de spor yapmak burada bir zorunluluk sanki. herkes sürekli bir aktivite içerisinde. yılların kadrolu ev kedisi olan ben bile haftada 5 gün spora başladım umarım asimile olup gitmem buralarda.

    son olarak belçika olarak da geçse burası hollanda'nın kontrollu deney hacminde. fransızca konuşan genelde yok. insanlar fransız kısmına göre daha huzurlu ve güler yüzlü.
  • içinde alı$veri$ten sıkılan mü$teriler için psikolog bulundurmaktan ` : erkekler ya$adı heheyt, cirolarının bir kısmınıtürkiye`nin tanıtımına ve bo$anmı$ ailelerin çocuklarının eğitimine ayırmaya kadar gayet güzel hedefleri bulunan olu$um. ayrıca yıllardır söylenen "yahu burda 100 tlye satılan kazak merterde yapılıyor zaten, maliyeti 3 tl bunun" efsanesinin de doğru olup olmadığı açığa kavu$acaktır.

    (bkz: http://www.hurriyet.com.tr/…mi/10776280.asp?gid=229)
hesabın var mı? giriş yap