• filmden aklımda kalan latince "aklı ve ruhu yaralayan" anlamına gelen kelime ve de ananenin torununa kelimeleri sadece sözlükte yazan ilk anlamlarıyla anlamaya çalışmaması gerektiğini tembihlemesi. bir de italyanca'nın ne kadar ateşli ve kavga ederken eğlenceli bir dil olduğunu tekrar hatırlattı bana.
  • su ana kadar sozlukte kendine baslik acilmamasiyla beni sasirtmis olan nanni moretti'nin son filmi.
    son filmlerinden farkli bir yapim. dogrudan okumalardan birinde, yonetmen olan bir kadin digeri moretti'nin canlandirdigi iki kardes, hasta ve aslinda olum dosegindeki latince hocasi anneleriyle ilgileniyorlar.
    ama aslinda yonetmen kadin degisen donemlerde hala ayni elestirel filmleri cekerken artik amerikali basrol oyuncusuyla bas etmeye calismakta ote yandan. bu ve baglantili konusmalar benim icin moretti'nin biraz kendini sorgulayan bir tarza burundugunun isaretini veriyor.
    filmin sonunda izleyici aglarken belki de hayatin bu kisa kesidini bize sunan bu farkli sinema yapimindan artik degisik bir moretti gorerek ayrildigimiz duygusu da oralarda bir yerde oluyor.
  • nanni morettinin 2015 yapimi dram turundeki filmidir.

    --- spoiler ---
    film moretti'nin hayatindan bircok kesit tasir; kendi annesi de dil ogretmenidir ve habemus papam filmini cektigi sirada hayata gozlerini yummustur. arabayi duvara vurdugu sahne de birebir yasanmistir. zaten senaryo yaziminda annesinin hastaligi donemindeki notlarindan faydalandigini da soyler moretti.

    ruya sahnesinde izleyicilerin sirada bekledikleri film wim wendersden der himmel uber berlin.

    duygu yonunen zengin bir film mia madre. ozellikle elektrik faturasi sahnesi cok basarili.
    bir yonetmen olarak margherita, istedigi yonde sekillendirebildigi; kes deyince bitirip begenmedigi sahneleri tekrar tekrar cekebildigi filmleri ile, tam anlamiyla aciz kaldigi gercek hayat arasinda bocalamakta. su baskini, kabuslar, anilar, basarisiz iliskiler -kisacasi yonetemedigi her seyden- ne zamana dek kacilabilir? ya da hayatin kendisinden kacilabilir mi?
    --- spoiler ---
  • insana hamur muamelesi yapan; birçok sahnede geren, çok gerdiğini anlayınca da kısa bir süreliğine yumuşatan, minimal bir durum filmi.

    --- spoiler ---

    filmdeki arabalı çekim sahnesi çok başarılıydı. sanırım bu tür sahneler bir yönetmen için sürekli yaşadığı bu deneyimlerin çekimlerini yapmak oldukça basit ve keyiflidir.

    --- spoiler ---
  • bir güldüm bir ağladım hissiyle ilerleyip sonuçta içinize oturan nanni moretti filmi.
  • ana ekseni hayatınızdaki önemli bir figürü (anne) kaybetmek üzerine kurulmuş nanni moretti filmi. konuya ve karakter dağılımına baktığımızda çok fazla şey söyleyecek/hissettirecek gibi dursa da bana göre sıkıcı ve vasat bir film olmuş.
    başrol oyuncumuz margherita, yönetmen, sevgili, anne ve çocuk olarak karşımıza çıkıyor. üstlendiği her rolde bir aksaklık mevcut. kızının aşık olduğu çocuğu kendisine anlatamadığı bir anne, buyurgan bir sevgili olduğu için kendisinden kaçılan bir kadın, beceriksiz bir oyuncu ile baş etmek zorunda kalan yönetmen ve annesi ölüm döşeğinde olan bir çocuk.
    giovanni ise, bir oğul ve ağabey olarak çıkıyor karşımıza.
    buradan hareketle bir erkek çocuğu ile kız çocuğunun annelerini kaybetmeleri üzerine göstereceği tepkisel farklılıkları izleyebileceğimizi düşünüyoruz ama üstüne basıla basıla anlatılan bir hikaye olmuyor bu. margherita’nın ölümü kızgınlıkla karşılamasını ve kendi işine vererek acıyı sönümlemeye çalışmasını, giovanni’nin ise işinden ayrılıp son dakikalarını annesi ile geçirmek istemesini üstün körü izliyoruz.
    margherita’nın annesi ile olan ilişkisinin yarattığı gerilimi de tam olarak göremiyoruz. istisnasız herkes tarafından rol model kabul edilmiş latince öğretmeni anne ile insanları kendinden uzaklaştıran bir kadının iç hesaplaşması da eski sevgili üzerinden yapılınca yavan kaçıyor.
    bir erkek gözüyle kadın karakter çözümlemesi yapmaya kalkmanın eksilerini taşıyor bu film. romantik kalarak, can yakmayarak, dolayısıyla sizi bir adım öteye götürmeyerek sıradanlığa kaçıyor.
  • ağır bir konuyu işlemesine rağmen mizah unsurlarıyla yumuşatarak hüznü ve gülmeyi barıştırabilen, ölmek üzere olan annelerine son vedalarını yapmakta olan evlatların bu gerçeklikle imtihanını işleyen, 2015 yapımı nanni moretti filmi.
    film oldukça ağır ilerliyor fakat karakterler belirginleştikçe akıcılaşıyor ve izleyicisini de içine katıp o duygu dünyasında gezdirmeyi başarıyor. bilhassa yakın zamanlarda annesini kaybedenlerin kendilerinden çok şey bulabilecekleri bir yapım.

    hafızamda, türkçeye "oğul odası" şeklinde çevrilen, iz bırakan filmi la stanza del figlio ile yer eden nanni moretti hikayelerinde biyografik unsurlara yer vererek sinemayı terapi amaçlı kullanan yönetmenlerden. bu filminde de moretti, annesinin ölüm sürecinde, yaşadığı ruhsal çalkantıyı kadın bir yönetmen karakteri üzerinden işlemiş.

    her bir evlat annesinin nihai yolculuğa çıktığı süreci farklı şekillerde yaşıyor. munis ve yumuşak huylu evlatlar son görevlerini hüzünlü ve dingin bir ruh haliyle yapıyorlar. sağlıklı zamanında annesinin kıymetini bilmeyerek sudan meselelerde kırıp döken, gündelik hay huyun stresiyle yaşlı annesine tahammülsüz davranan evlatlar ise bu süreci çok daha sert ve bunalımlı yaşıyorlar.

    latinceyi hayatın merkezine koyan bir latince hocası olan anne ada'nın hastane sürecinde iki çocuğundan erkek olanı; annesiyle ilgilenmek, onu rahat ettirmek ve son günlerini huzurlu geçirmesini sağlamak için işinden istifa etmeyi bile göze alarak birinci kategoride yer alıyor.
    ana karakterimiz margherita ise bu süreci gördüğü rüyalar, sanrılar ve sık sık annesiyle yaşadığı geçmişe yaptığı seyahatlerle ağır ve yıpratıcı şekilde geçiriyor. bununla da kalmıyor, annesinin ölüme gidiş sürecinde paramparça olan margherita kendisiyle yüzleşiyor. insanlarla olan ilişkilerindeki sorunlu karakterini çözümleyen margherita sadece kendini değil, kızını, annesini, erkek kardeşini de gerçek anlamda tanıma süreci yaşıyor. insan en çok kriz zamanlarında sorguluyor ne de olsa.

    bir süre sonra kaybedeceği annesini bir daha göremeyecek, onunla bir daha hiç konuşamayacak olduğunu idrak eden ve dağılan margherita, gerçeklikten sinemanın kurgu dünyasına kaçıyor. sinemada hayatın tüm akışını "stop" gibi büyülü bir kelimeyle kesebilirken gerçek yaşamında kötü giden hiçbir şeye müdahale edememesi dominant kişiliğinde kırılmalar yaratıyor.

    bu aşamada margherita'yı biraz tanımak gerekiyor.
    margherita gerilim yüklü bir ruha sahip. hem mesleki hem de özel yaşamında hayatı kendisine ve çevresindekilere zorlaştıran tiplerden. kişiliğinde olduğu gibi mesleğinde ve sanatında da kalıplarını kırmamakta ısrarcı, yeniliklere kapalı bir yapısı var.

    kızının babasından ayrılmış, yeni sevgilisiyle de yapamamış ve bitirmiş. onu hala seven ve ayrılmaya gönlü razı olmadığı için arada bir akşam yemeği yemeyi teklif eden sevgilisine "sende hiç haysiyet yok mu?" diye karşılık verebilen biri margherita. kızıyla ilişkisi, kızının açılmak ve dertleşmek için kendisinin yerine anneannesini tercih etmesine neden olacak kadar mesafeli. bunu ancak, kızının yaşadığı sorunları başkasından duyduğunda idrak ediyor. ki bu da o zamana kadar kendinden emin ve memnun yaşadığını gösteriyor.

    sosyal içerikli filmler çekerek topluma mesajlar vermek istersen çevresindekileri kırıp dökmekten imtina etmeyen margherita'nın, karakterindeki sıkıntıları görmesini sağlayan ise inciterek ayrıldığı erkek arkadaşının şu cümleleri oluyor:
    "kızının acı çekmesi umurunda değil. tek umursadığın bunu sana söylememesi, onun yaşadıklarını fark etmemiş olman. dikkatli olduğunu sanıyorsun ama etrafını görmüyorsun. insanlar senden kaçınıyor, seninle rahat değiller. hiçbir şeyi beğenmiyorsun... bunu yaşam şekli haline getirmişsin ve seni seven insanların da aynı şekilde yaşamasını istiyorsun."
    veya sinema kuyruğunda gördüğü genç halinin, sevgilisinden duyduğu şu cümleler: "sevdiklerini ne kadar incittiğini bilmiyorsun. sonra onlar sıkılıyorlar ve seni hayatlarından çıkarıp atıyorlar. hep defanstasın ve her zaman meselelere kötü yönünden bakıyorsun."
    kimse kendine kondurmasa da ne kadar tanıdık özellikler.

    annesinin ölmekte oluşunun yarattığı duygusal kırılmaların margherita'da yarattığı sorgulama ve dönüşümü etkili bir dille vermeyi başaran film, margheritagillerin olmuş halini ise anne karakteri üzerinden veriyor.
    annesinin ardından eski öğrencileri, dostları onu şu sıfatlarla tanımlıyorlar:
    "dinlemeye hazır, meraklı, dinlerken ilgiyle sorular soran, insana kendini önemli hissettiren."
    kabalığın, nobranlığın, narsisizmin hakim olduğu modern zamanlarda, size onun için önemli olduğunuz duygusunu verebilen birileriyle dostluk edebilmenin veya çevresine karşı böyle biri olabilmenin güzelliğini gösteriyor margherita'nın annesi.

    yaşlandıkça evlatlarından gördükleri tahammülün azaldığı yaşlı insanların baktığı yerden yapılan şu okuma filmin verdiği hayat dersi niteliğindeydi:
    "komik olan ne biliyor musun, yaşlandıkça salaklaştığını düşünüyorlar, aslında daha iyi anlıyorsun çünkü düşünüyorsun."

    filmin etki gücünü artıran bir unsur da hastane ortamını ve orada geçirilen zamanda yaşanan ruh haline sokacak detayları verebilmesiydi.
    yoğun bakım ünitelerinde hasta yakınlarına giydirilen deli gömleği benzeri giysiyle, hastanın elinin üzerinde damar yolu açmak için batırılan iğneler sebebiyle oluşan koyu morluklarla, refakatçi iken koltuk üzerinde sabahlanmasıyla, doktor-hemşire-hasta-hasta yakını arasındaki konuşmalarda kurulan standart cümlelerle hastane ortamını birebir yansıtabilmişler.

    bütün bunların yanı sıra filmi değerli kılan bir diğer unsur da, en beğendiğim aktörlerden olan john turturro'nun varlığı ve sağlam performansıydı. filmin mizah yükünü sırtlanan turturro'nun the big lebowski'deki unutulmaz dansını anımsatan harika dans sahnesi bile filmi izlemek için yeter sebep sayılabilir.
    turturro'nun canlandırdığı, kariyerinin son filminde rol almak üzere italya'ya gelen, tükenmişlik içindeki amerikalı aktör barry, ayrı bir yazı konusu olacak derinliğe sahip. ama belki başka zaman...
  • hayata dair bir şeyler anlatan güzel film.

    zaman zaman duygu yüklü, zaman zaman esprili durum öyküsü. hiç sıkılmadan, hatta soluksuz izledim. kadın oyuncuyu çok beğendim. yan rol karakteri oynayan kişi yönetmen nanni moretti'nin ta kendisi. bu arada bu film yönetmenin başından geçen bir hikâyeymiş. ilgi çekici. barry karakterine başta sinir olsam da sonradan ikna oldum stanley kubrick ile çalıştığına.*
  • (bkz: malamadre) serbest çağrışım.
    ayrıca (bkz: celda 211)
hesabın var mı? giriş yap