• san francisco'daki merkezinden bildiriyorum, "livays" okunuyor. kesin bilgi.
  • abd'de 514 modeli yaklaşık 30-90 dolar arasında fiyatlandırılmış, çoğunlukla da 60-70 dolar civarına satılıyor. web sitesine göre çoğu üründe 4 taksit ya da 100 dolar üstü alışverişte yüzde 30 indirim seçeneği var. çoğu pantolonda da indirim var zaten.

    türkiye'de yine 514 modeline bakıyoruz. bir adet yüzde 14 indirimle 370 tl'ye, bir adet 550 tl'ye, iki adet de 600 tl'ye (elbette tüm fiyatlar aslında bir lira eksik) satılan dört pantolon var. yani en ucuz seçenek 43 dolar, en pahalı seçenek 70 dolar (kur 8,6 civarı şu aralar).

    indirimle 370 tl (43 dolar) olan ürün yüzde 2 elastan içeriyor. menşei pakistan.
    550 tl'lik ürün stretch içeriyor denmiş, elastan yani, miktar belirsiz. menşei pakistan.
    600 tl'lik (70 dolar) iki üründen biri yüzde 1 elastan içeriyor, diğeri için bilgi yok. ikisinin de menşei türkiye.

    abd'de satılan pantolonlarda kiminde yüzde 1-2 elastan, kiminde ise 1-2 elastan ve yüzde 15-30 lyocell var, kiminde de organik pamuk kullanılmış. kimisi ise yüzde 100 pamuk (mesela 40 dolar civarı iki pantolon böyle). menşei olarak ya ithal ya da bangladeş yazıyor.

    bu nasıl fiyatlandırmadır? fiyatlardan yakınan insanlara, "fiyatlar normal siz fakirsiniz" diyen bir güruh var. kimi, iyi niyetle ekonomik buhran nedeniyle hızlı fakirleşmeye vurgu yapmak istiyor ama yanlış ifade ediyor. kimi de düz salak olduğu için insanları hakir görerek kendini tatmin etme peşinde.

    şu manzaranın fakirleşmeyle ilgisi yok. bu başka bir şey. elastan dediğin malzeme, bildiğin petrol yan ürünü. istersen naylon de, likra de, poliakrilik de. ne dersen de, sentetik lif işte. maliyeti düşürmek için kullanılır, kumaşın içine eder. şimdi ben bu alerjen maddeyi giyeceğim pantolonda istemiyorum. ama böyle bir seçeneğim bile yok. üstelik markanın sahibi olan ülkedeki abd vatandaşı yüzde 100 pamuk olan modeli benden çok çok daha ucuza, nerdeyse yarı fiyata giyebilirken, ben hem bunu yapamıyorum hem de kalitesiz ürüne abd'deki insanlardan daha fazla para ödüyorum. üstelik mal da türkiye'de, büyük ihtimal çorum'da falan üretiliyor.

    pazarlamada buna malı konumlandırma deniyor işte. bir başka deyişle, marka imajımız güçlü olduğu için, malımız dandik de olsa onu zor erişilir olarak sunarsak, kendini özel hissetmek isteyenler alır, o da bize yeter demek oluyor. hem naylon karışımlı kalitesi düşürülmüş kumaş giyeceğim, hem de ortalama bir abd vatandaşından fazla para vereceğim, üstelik mal benim ülkemde üretilmiş olacak. insana kendini enayi gibi hissettirmek için daha ne olsun?

    sorarsak, makina ithal, iplik ithal, boya ithal, kullanılan enerji ithal, lojistik dolarla, bir tek işçilik yerli (4-6 pantolon fiyatına 24-26 gün çalıştırıyor) diyeceklerdir de aynı maliyet doların sahibi abd'deki mağaza için de var ama yarı fiyata satabiliyor.

    kaldı ki türkiye'de tekstil makinası imalatçısı da var, iplik fabrikası da, boya fabrikası da var da neyse işte. bir zamanların tekstil ülkesi, en kaliteli kumaşların üretim yeri türkiye'de elastansız ürün yok. bu durum doğrudan siyasetle ilgili aslında. enflasyonist ortam, marka/ürün konumlandırması, siyasi ve ekonomik belirsizlik, montajdan ibaret sanayi, fırsatçılık, tüketicinin algı yönetimi falan filan diye uzayan giden bir tartışma mümkün ama bıktım siyasetinden de partisinden de.

    neyse özetle türkiye-abd kıyasını yapınca, vazgeçtim almıyorum.
  • 1978 dünya kupasına katılan meksika milli takımının futbol formalarını yapmış. meksika gruptan çıkamayıp sıfır çekince sanırım reklamın kötüsü de olur diyerek topuklayarak futbol sahalarından kaçmışlar.

    deplasman forması; http://www.oldfootballshirts.com/…_shirt_5565_1.jpg

    iç saha forması
    http://3.bp.blogspot.com/…320/mexico wc1978home.png
  • kotda kalite yerine janjan, şekil arayanlarin sıradan buldugu bir markadir. zira bir markayi "modelleri her sene ayni" diye elestirmek lacoste denen markanin yillardir farkli bir sey yapmayip, polo yaka tisortu 190 tl'ye sattigindan bihaber insanlarin yapacagi bir olaydir. energie ya da diesel varken adindan soz edilmesi gayet gereklidir, zira opera pasajı'ndan cakmasi alinmadigi surece bir kota minimum 300 tl vermek yerine, en kral levi's'i 170 liraya almak akilli isidir. o 170 liraya alinan kotu 7 sene boyunca tek bir yirtik olmadan giyebilmek ise, giyen götün degil, ureten firmanin basarisidir. ayrica kaliplari bol diye birsey yoktur, modelleri bilmemek vardir. 501-506-507-707 diye giden modelleri hepsinin modeli birbirinden farkli, kimi bol, kimi skinny'dir. leke jeans ile kiyaslamaya tenezzul edilebiliyorsa elestirenlerin kesinlikle turk oldugunu biliyorum, zira ancak oyle bi adam tek ortak yani ilk harfleri olan iki markayi karsilastirir. japon olsa parasi neyse verir alirdi, italyan olsa armani arar bulamayinca levi's alirdi, a.b.d.'li olsa abercrombie'ye parasi yetmeyince opera'dan cakmasini alirdi. sadece turkler, bu kadar zeki oldugunu dusunup, bu kadar gereksiz elestiri yapip, ustune bir daha zekice bir sey yaptigini dusunebilir.

    (bkz: kaliteyi fiyattan ibaret sanan denyo evlatlari)
    (bkz: ot ile boku aynı şey zanneden götümsel zihniyet)
    (bkz: ihtiyacınız kadar alınız, israf etmeyiniz)

    edit : bu entry anafikri levi's'in her sene ayni modelleri urettigi ve diesel-energie gibi markalar varken bu markaya gerek bile duyulmayacagi olan bir entry'e cevap olarak yazilmisti. gel gor ki o entry silinmis. yine de silmiyorum, yarin obur gun birileri daha ayni fikirler dogrultusunda bir seyler yazmaya kalkarsa once bunu okuyup fikir edinebilir. ha bir de (bkz: ayar alinca entry silmek).

    yeni edit : entry başka bir şekilde silinmiş.
  • 677 çalışanının işine 3 ay içinde kademeli olarak son vereceğini açıklamış.

    şirketin bu kararı sadece çorlu'daki üretim kısmını kapsıyor. yani ticarete devam ama üretim artık türkiye de olmayacak.

    677 cidden büyük rakam, üzüldüm. allah çalışanlarının yardımcısı olsun.
  • bunu yazildigi gibi okuyanlar, kenan evrenin 12 eylul 1980 tarihli halka seslenisini de net hatirliyordur, kesin..
  • 1849 yilinda kaliforniya'da baslayan altina hucum akiniyla birlikte iscilerin daha dayanikli giysilere ihtiyac duydugunu farkeden levi strauss'un piyasaya surdugu cift dikisli blue-jean. iscilerin cogu buz gibi nehirlerde altin ararken levislariyla telef olmus, strauss yarattigi efsane marka ile kose olmus. (bkz: gundelik hayatimizin kanli tarihi)
  • h&m'le birlikte bundan sonra kum yıkama (stone washed) jean satmayacaklarını açıklamış firma. sebebi de kum yıkama işlemini yapan işçilerin sağlıklarının ciddi tehdit altında olmasıymış. bu işlem yıllardır yapılıyor gerçi ama olsun, zarardan kar.
    http://scandinavianfashion.net/…-stonewashed-jeans/
  • engineered modelinin çok başarılı bi çakmasını aldım yıllar önce eminönü'den. valla kaç sene oldu bilmiyorum, ama pek de güzel oturuyo, eskidikçe güzelleşiyo.
    adamlar* zaten dünyalığını katbekat çoktan yapmış, hiç de acımıyorum telif melif.. taklide para kazandırıyorum diye.
    o ibneler çalıştırırken 3 kuruşa 5 çocuğu acıyor mu?
    yerel olsun canımı yesin, dünya devi olduysa mutlaka ibnenin önde gidenidir. bu dünyada var mı ya hak hukuk tanıyıp bu kadar para kazanan?
  • 2005 yılından beri iflah olmaz bir levi's tutkunuyum. aynı modelin farklı renklerini almak mı dersiniz, yoksa aynı modelin bir beden küçüğünü de alıp kilo verince giymeye kalkmak mı? kalıbı beğenip boot cutı dar paça yaptırdığım bile oldu. bu süre zarfında yalnızca 1 kez başka marka kot aldım kendime, çok acil ihtiyacım vardı. vardır benim böyle yersiz marka takıntılarım. neyse. kıyafete moda diye çok para harcayan biri değilimdir, her sezon dolap falan düzmem. ancak aldığım şey ne olursa olsun iyi bakarım, kullanma talimatlarını okur, ona göre davranırım, pazar malı olsa bile. birkaç marka için de gözümü kırpmadan para harcarım, mesela maviye 50 lira vermem de levi's 250 dese gıkım çıkmaz. neyse. yaklaşık bir 8 sene evvel zeytinburnu olivium outlet mağazasından bir kot aldım ve ilk yıkamada çekti. inanılır gibi değil ama oldu. gittim, ürünü analize yolladılar ve ürün hatalı çıktı. değişim mi aide mi diye sordular, yine aynı ürün ile değiştirdim. aralık ayında yine bir kot aldım, bu sefer airport avmdeki yine outlet mağazasından. ürünü bir kez yıkadım ve kemer kısmının bel hizasında sökülme oldu. yine geri götürdüm, az önce aradılar ve değişim/iade yapabileceğimi söylediler. olması gerekeni yapıyorlar diye seviniyoruz resmen ama krdş türkiye bura ne beklion. velhasıl kelam benim gözümde yıllar boyunca markalarının imajı, müşteri memnuniyeti hiç değişmedi. dünya markası olmak böyle bir şey sanırım.
hesabın var mı? giriş yap